22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

TÜYAP 21. İSTANBUL KİTAP FUARI I (1960), Otağ (1961), Mısırkalyoniğne (1%2) Bu üç kitabımdan sonra birden söze çok dayanan bir şiir yazdığımı fark ettim. Yani bir roman, bir nikâye anlatırmış gibi söze çok dayanan. Birtakım şeyleri kenara itip ille de anlatılan bir şiir yazmaktan, bıkkınlığım başlattı. Bu tabii çevrenin de etkisinden. Çevreme baktığım zaman hep böyle şiirin yazıldığını gördüm. Sözle anlatılan şeyinbirinci derecede bir yön kazanmaya başladığını fark ettim. Bu evre birdenbire Ikınci Yeni olayının doğmasına neden oldu diyebilirm. Çünkü benim o zamana kadar toplumcu bir şair olarak bir yerim vardı. Bununla da cöneniyordum. S. Birsel'ler, O. Akbal'lar, N. Tirali'ler bu aralarda da Yenilik dergisini çıkarıyorlar. Toplumcu şiir yazmaya başladığtm zaman bana Varlık dergisinin kapandığını hatırlıyorum. Çünkü ondan önce benim şiirlerim basılıyordu. Bir gün Ziya Osman'la tanışmıştım. Taksim'de bir taşın üstüne oturarak otobüs bekliyordu. Ben de bir şiirimi okudum, yanında. Ziya Osman şiirimi çok beğendi. Yaşar Nabi aldı, gitti. Şiirim çıkmadan Y. Nabi zaten kapatmıştı benim şiirimle olan ilişkisini. Söze dayanan şiir yazdığımı gittikçe fark ettim. Her yaz Istanbul'a gelmeye başladığun için, Istanbul birdenbire başka şeyler göstermeye başladı. Mesela bir kıyıda St. Antoine Kilisesi'ni görüyorum, içine girip çıkıyorum. Başka yerler görüyorum. Istanbul bende birdenbire bir ağırlık kazanmaya başladı. Daha çok da kozmopolit olmasıyla, levantenleriyle ilgilendirmeye başladı. Sanki ayrı bir konuymuş gibi geldi bana. Ben ilk defa, 'St. Antoin Güvercinleri' şiirlerini yazıyorum. Ve bu şiiri Naim'in Yenilik dergisine gönderiyorum. Ve bu şiir orada çıkıyor. Naim, bu şiirin üzerine yayınlarken notlar da eklivor. Aslında benim o zamana kadar yazdığım toplumcu şiirleri onlardan kabul etmiyorlardı, beni dışlamışlardı. Ben bu şiiri oraya gönderince, uzun bir açıklama ile yayınladılar. Bu, benim îkinci Yeni olayına başlama şiirim olarak kabul edilir. Bundan sonra artık o tip şiirler yazmaya başladım. Bunları Yedıtepe'ye gönderiyorum. 'Bu çocuk kurtuldu' dedıkleri şeyi ilk defa sezen H. Bozok olmuş. Ben o sıralar Fransızcanın içine girdim. Onun için de kaynaklanmda yer değişti. Asıl şiirimin çıktığı yer îstanbul oîmaya başladı. O arada ben 'Buruk Çay' gibi birçok şiirimi Yeditepe'de yayınlamaya başladım. Bu arada Ankara'da yaşadığım için, O. Duru ile her gün beraberiz. Pazar Postası çıkıyor. Soneler yazıyorum. M. Erdost dergiyi idare ediyor. Bu arada ben bir dergide C. Süreya'nın şiirine rastlı'orum. Bu şiirin adı 'Hahaha'. Beni ilgiendirdi. O arada Ece Ayhan'ın 'Elişi Tanrısına Mektup' adlı bir şiiri vardı. Bu sırada Pazar Postası'na Istanbul'dan Edip şiirlerini gönderdi. Turgut Uyar Ankara'daydı. Bu arkadaşlarla şiirlerimizi dergi çevresinde yazmaya başladık. îkinci Yeni olayı böyle bir olaydır. Ve ben 'St. Antoine Güvercinleri' ile Îkinci Yeni olayına başladığımı gördüm. Bunu en iyi anlatan Sezai Karakoç'tur. Ben bu evrede yazdığım şiirlerin adını Galile Denizi koydum. Kitabı Varlık'a gönderdim. Varlık'ta S. Kudret, Y. Nabi... vardı. Kısacası 'benim çok kozmopolit bulunduğumu' bir mektupla Y. Nabi bana yazdı. O sıralar Yunanistan olayı vardı. Ve ne yazık ki Yunanistan üzerine, Rumları seven bir kitaptır, azınlıkları seven bir kitaptır Galile Denizi. Y. Nabi bazışiirlerin çıkarılmasını istedi benden. Benim başka yayınlatacak yerim de yoktu. Kitap çok yanlışlarla çıktı. Hâlâ o kitapSAYI 662 tan elinde olanlar, o yanlışların bilmem farkındalar mı? Âşıkane (1968) adlı bir birleşimi çairıştınyor ilkten. Ardına gelen kıtaplarda öyle: Taşbaskısı (1975), Şenlikname (1976). Halk, divan şiiri... Çok sergileyici bir okuyuşla ipuçlannı bulmuyor da deViliz. Ama öyle kolayca ele vermiyorsunuz bunu! " ..Üstiimü değıştirip yazılmıştır Çünkü beyazlar giymişimdır," diyorsunuz ya! Ne tür bir beyaz? İlhan Berk şiirine bu dönem için ne demeli? Sözel şiire, yani sözü öne alan, şiirin düşünsel anlatımı daha gizli kapalı olan bir şiire yöneldim. Îkinci Yeni benim için böyle bir şiir oluyor. Yani benim dünya görüşüme karşı değildir. Bunıın en iyi örneklerini'Kürde bulmamız mümkün. 'Kül'ün üçüncü baskısında M. Fuat'a yazdığım mektupta, "Benim komünist şiir özlemimin sürdüğünü hissediyorum," dedim. Îkinci Yeni olayı bir kopuş değildir. Daha kopuk bir şiirdir. Benim gelenek olayım, A. Haşim'le ilgim bu evrede başladı diyebilirim. A Haşim çizgisi divan şiirine de karşı olan bir çizgi değildir. A. Haşim, divan şiirinin garip bir şekilde sürdürücüsüdür. Ama büyüklüğü de dünya şiirinin çağdaş çizgisinde olmasındandır. Ben A. Haşim şiirine girdiğimde, aynı zamanda çağdaş şiirin içinde olduğumun ayırdına vardım. Y. Kemal'i bu evrede tanıdım. O zamanlar Park Otel'de kalıyordu. Etkisi sonucu onu kişiliği ile de tanıdım, en az 10 sefer buluştuk. Her seferinde ondan etkilendim. Y. Kemal'i bugün de sevdiğim bir şair olarak söylüyorum, ama beni A. Ha•Sairllk benim için ermişilk, keşl$llk i$ldir. Salr cok fukara. yani azla yetlnen bir adamdır" şim gibi etkilememiştir. Etkilemeyiş nedlyor İlhan Berk. denlerini de kolaylıkla buluyorum. Çünkü gerçekten de Y. Kemal şiirini bizi parım. Bu yüzden kandille çalışanlan sedünya şiirine sokan bir şiir olarak düşüverim..." Kandiliniz ne zaman yanar, ne nemiyorum. En yakınının A. Haşim olzaman sö'ner? duğunu düşünüyorum. Şairlik benim için ermişlik, keşişlik ŞHrtnhayatı işidir. Şair çok fukara, yani azla yetinen Şiirin buyruğunu kendinin sürdügü; bir adamdır. Şairde gördüğüm en önemyani, size göre; "Şiirin hayatt bir ağacın li olaylardan birisiair. Çünkü ben yine hayatı gibidir: Ağaç büyüdügünü bıtmez, bu evrede Şenlikname kitabıyla özellikbüyümüş bulur kendini. Aİaç gibi şiirin le, kültürel kaynaklara sokuluyorum. de sürecini biliriz, izleyebitiriz, ama oluŞenlikname kitabındaki konulara bir şumunun dışındayız aerim. Tansıkttr şigöz atalım. Bu kitaptaOsmanlı tarihinin ir, bize şiir dedirten olay budur." Evet! bölümleri; hattatlarımız, mimarlarımız, Bu döneminizin tansıkltğına bakalım. geleneksel kültürümüzün kaynakları be Serüven önemli. A. Haşim'e yakın ni müthiş ilgilendirmeye başladı. Ben bu olan şiiri sürdürmeye başladım. îkinci sırada nesirle karşılaşıyor, tarihçilerimiYeni olayında benim asıl belli olan yözi okuyorum. Benim kendime dönme nüm deformasyondur. Ben Îkinci Yeolayımı 1964 tarihiyle bağlıyorum. Bu ni'de dille haşırneşir oldum, dille gidiptarihte ben Paris'teydim. 6 ay kadar orageldim. Dikkat edilirse Galile Denida kalıyorum, burslu olarak, Fransız zi'nde dil birdenbire altüst olmuştur. Bikültürüne olan merakımı yıkamıyorum. lerek dili bozmak istedim. Dili bozarak Çünkü bu 6 ay boyunca ben Rimbaud neler kazanıyoruz. Dilin bu bozulma ethangi evde kalmıştı, Lautremont nerekisini de încil'den öğrendim. Incil bede kalmıştı, Sartre hangi sokaktan çıknim için çok önemli bir kitap. Niçin mıştı... Bunlar benim 6 ay içinde bu evönemli bakın! tncil'i çevirenler bir azınrede kalmamı, bu evreyi yaşamamı sağlıklar topluluğudur. Ve azınlıklar topluladı. Türkiye'ye döndüğümde, birdenluğu, Türkçeyi çok da iyi bilenlerdir. bire kendi kendime sorduğum soru şu Ama nedir etkilendiğim benim orada? oldu: "Sen kendin ne yapabilirsen küBu adamların yaptığı işte çok önemli bir çük de olsa onu yapmalısın." Böyle bir iş var: lncil'in kalıplarını aynen oraya yere geldim. İlk defa Paris'ten geldikten koymuşlar. Yani düzyazının yapısallığısonra kitaplığımda bütün yabancı yazarnı Türkçe'ye aktarmışlar, onu Türkçeları gördüğüm zaman utandığımı hissetleştirmek istemişlerdir. Ben bunlardan tim. Ve ilk defa 12 ciltlik Türkiye TariÇOK yararlandım. Bu deformasyonu orahi'ni aldım, onu okudum. Aktüel yaşadan öğrendim. Orada önümde böyle bir mın, kültürden çok eski kültürün yazardeformasyon olunca rahat ettim. Bu aralarını okumaya başladım. Bunlar için talarda sürrealizmi de çok okuyordum. rihçiler benim için çok önemli oldu. EvYani şiirsel dil demek, bir şekide sürreÜya Çelebi'den Kâtip Çelebi'ye kadar, alizmin büyük eğilimlerinden birini yaTıirk nesri ile de jtanıştım. Benim bu evkalamak demektir. Ve ben bu evrede burem ilk olaiak Aşıkane kitabı benim raya çok sokuldum. Dilin deformasvokendi kendinje elimden ne gelirse çıkan nuna, birçoklarının anlamsız dediği DU, kitabımdır. Aşıkhane benjm kendimi bunların başında Memet de var. Anlambulduğum kitaptı. Çünkü Asıkhane'de sız şiir olmadığını düşündüm. Ben şiiri şiirin macerası sorunlarını dana çok fark aravarak buldum, ama şiiri ararken dile etmişimdir. O güne kadar şiire cok kaeğildim. Dil bu evrede benim asıl hastarışıyormuşum 3a şimdi şiir kendi serülığım oldu. venini sürdürmesi gerekiyormuş gibi... Sanki şiiri ben ikide birde kontrol eden "Ben mitologyamı cumburiyet üstüne adam mışım da birdenbire bırakmam kurmuşumdur, göndermeleri oradan yagerektiğini hissettim. Şuna bugün inanıyorum: Şiir kendi macerasını sürdürmelidir. Yani bizim şiire karışmamız çok gizli bir şeydir. O akıl bize çok az lazım oluyormuş gibi bir duygudayım. Akıl elbette ki şiire girecektir, ama neresinden girecektir, ne yapacaktır onu iyice ayırt etmemiz gerekecektir. Uzun bir canavar olduğunu fark ettim. Bu canavardan elden geldiğince uzaklaşmamız gerekiyor. Bu canavarın girdiği yerde şiir hemen hemen yoktur. Paris şoku, aydıntmtzın tarihinde önemli bir şey (Karşılıklı kna konuşma) "Cumhuriyet benim için kokular, renkler, sesler, duygularla yüklü bir tankerdir sanki," der, eklersıniz' "Yaz günlen gibidir benim için cumhuriyet, içine rahatça uzandığım. Cüzel, uzun otlardır sonra. Kanda olmuştur ama, oldurmuştur," (E. Ayhan, söyleşisi) diyorsunuz Şiirimde cumhuriyetin kan rengi var diychilir misiniz? Yoksa, cumhuriyetlerın mi/şiir cumhuriyetlerinden söz ediyorum elbet! Gumnuriyetten kastım çokulusluluk düşüncesi. Bir de cumhuriyet dediğim zaman, sınıflı bir toplumu andırıyor. Sınıfsız bir toplumu özlüyorum. Kısacası cumhuriyette insanların paylaşabileceği az çok eşitlikler görüyorum ki böyle bir şey söylemişim. Çok sınıflı bir toplumu, herkesin bilgisine, eşit çalışma biçimine göre eşit hakları olan, her birinin konuulduğu, her sınıfın barmdığı bir toplum olarak görüyoruz. Daha metaforik bir anlam da yüklüyorsunuz sanki siz orada. Salt bize özgü bir cumhuriyettense kendi şiirinizin kaynaklartm besleyen bir metafor olarak aldım. Benim şiir cumhuriyetinde dediğim bütün renkler, bütün kokular da var, DÜtün ulusların kaynaşabildiği yer olarak kullanıyorum. Onu tabii metafor olarak kullanıyorum. Metaforunuzun giderek uçlandtğt bir şiir evrent' sunuyorsunuz Atlas ve Kül'de. Bu şiirinizde şiirinizi vardırdığınız noktaya gelelim. • Kül, daha önce Ada'da çıkmıştı. Kısa bir sürede 2. baskı yapmıştı. M. Fuat'a göre îkinci Yeni olayını 4 kitapta toplamış, bir cilt haline getirmiştir şiiri. Galile Denizi, Mısırkalyoniğne ve Otağ ve Çivi Yazısı. O 4 kitabın dilinde bir birliktelik vardır. Bir atmosfer dili getirir. Bu dil, Îkinci Yeni'nin dili oluyor. Îkinci Yeni olayı da, benim söze dayalı, anlatmaya dayalı, hikâyeve dayalı şiirden bıktığım bir sırada yazdığım bir şiirdir, 'Galile Denizi'ne aldığım o şiirdir. Çünkü o şiirin gerçekten yenilikçi, toplumcu olarak bizi reddeden insanların dergisinde çıkması... hem o şiirin taktiği gösteriyor ki o ayrı bir şiir. Galile Denizi'ne aldığım o şiirdir. Ve ben de o şiirin doğrudan doğruya değişmesini kente bağlıyorum. Kente ve A. Dino'ya. Bu atmosfer, bu şiiri var ediyor. Kendi yazdığım o şiirlerden bıkmışım. Galile Denizi'nde Anadolu'yu da bırakmışım. Çünkü öğretmenlikten ayrıldım. Ânkara'ya geldik. Ankara'da Ziraat Bankası'nda yayın bürosunda çalışıyordum. Istanbul'a gidip geliyorum. Yaşamanın birtakım biçimlerinegelmiş. Galile Denizi'ne geldiğim zaman yabancı dile başlıyorum. Yabancı dile başlamamın nedeni var. Bunun kaynaklarının da Incil olduğunu söylemiştim. Deformasyon olduğunu da söylemiştim. Şimdi M. Fuat 4 kitapta topluyor onları. Sonra ben bu tip şiirleri Veditepe'ye verdim. Yeditepe'de de değişik çikıyor. H. Bozok'un M. Fuat'a söylediği şey de: Benim bu havamın gerekçesi olarak söylüyor. Ben o söze, doktrine, Marksizm'e dayalı söylemden kaçarak ayrı bir şey kuruyorum. Marksizm'den ayrılan düşünceden çok tarzı ı SAYFA 9 Istanbul'ııngösterdiMeri AUasveKiü Î CUMHURİYET KİTAP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear