25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Fakat tek bir kadının peşindeydik, Güzel ve oyuncu bir leyai. ÇtFTÇtNİN LANETLÎ EŞİ Yaslı bir çiftçi yaşardı Susscx'te, (Islık korosu) Yaşlı bir çiftçi yaşardı Sussex'te, Ve KÖtü bir eşi vardı herkesin tanıdığı Clslık korosu) Bir gün, sabanı başındaki yaşlı adamın yanına Şeytan geldi: "Ailenden birini almalıyım şkndi. "En büyük oğlun değil istediğim, Yaşlı eşini istiyorum ve onu alacağım." "Ah, hoşgeldin sevgili Şeytan! Seve seve! Umarım ikiniz, asla ayrılmazsınız." Şeytan yüklenerek yaşlı kadını sırtına, Bir hamal gibi taşımış onu uzaklara. Sarayının kapısına kadar taşımış onu; Ve ülmalarını söylemiş Sussexli adamın yaşlı eşini. Kadın tekmelemeye başlamış küçük şeytanları; Çıkartalım bunu buradan dcmişlcr birbirlcrine. Zincirlerle dans eden on üç küçük şeytanı Pataklamış elleriyle ve kafalarını yumruklamış. Yaşlı Şeytanı duvara yaslamış: "Çıkartalım bunu buradan, yoksa öldürecek hepimizi. Şeytan yeniden sırtına almış kadını Ve onu, kocasına gcri götürmüş. "Yaşamım boyunca işkence ettim insanlara, ama kimse işkence etmemişti eşin gibi bana." TATLı ÜÇLEME Sir Walter Rawleigh bir gemi yaptı, Hollanda'da Sir Walter Rawleigh bir gemi yaptı, Hollanda'da Ve Tadı Üçleme koydu adını. Kötü bir kadırganın peşinden, Kuzcy Denizi'nc açıldı sonra. "Cesıır bir denizci var mı Hollanda'da? Cesur bir denizci var mı Hollanda'da? Bu kötü kadırgayı bulup Tatlı Üçleme 'yi kurtaracak? Denizde gidiyor Ve sonra küçük gemici çocuk konuştu Hollanda'da yaşayan. Ve sonra küçük gemici çocuk konuştu Hollanda'da yaşayan. "Efendim, efendim, bana ne vereceksiniz bu kö.tü kadırgayı yakalayıp, Tatlı Üçleme'yi kurtardığımda?" Denizde gidiyor. "Sana altın vereceğim, sana para vereceğim, Hollanda'da. "Sana altın vereceğim, sana para vereceğim, Hollanda'da. Ve eşin olacak en büyük kızım." Deniz de gidiyor. Derin bir soluk alıp gemici, yüzmeye başladı, Ve kötü kadırganın yanına geldi. Hemen delgisine sanldı sonra Ve on beş güzel delik açtı tahtada. Kimileri kâğıt oynuyordu, kimileri zar atıyordu, Sonra birden tuzlu sulara gömüldüler. Kimileri şapkalannı çıkardı, kimilcri giysilerini, kapatmak için gemideki delikleri. Yine derin bir soluk alıp genç gemici, Kendi gemisine kadar yüzdü. "Söz verdiğim işi yaptım, ve batırdım kötü kadırgayı. Tatlı Üçleme'yi kurtaroım. "Bana altın sözü verdiniz, para sözü verdiniz, eşim olmalı en büyük kızınız." "Sana altın vereceğim, sana para vereceim, Ama asla eşin olmayacak en DÜyük kızım." Denizde gidiyor. "O zaman hoşçakalın yalancı lordum, Sözünde duran biri değilmişsin." Denizde gidiyor. Ve işte böyle bitireceğim türkümü, Sona erecek Kuzey Denizi'ndeki serüvenler, Mutluluk diliyorum genç ve yaşlı tüm denizcilere, Kuzey Denizi'ndeki serüvenlerinde. CUMHURİYET KİTAP SAYI 595 '...Yoruldum avlanmaktan' Francis James Child (18251896) Amerika'da doğdu. Bir denizcinin oğluydu ve Harvard'da eğitim gördü. tngiliz yazınına büyük ilgi duydu ve Harvard'da Ingiliz dili profesörü olarak kaldı. 1855 yılında Spenser'ın şiirlerini yayına nazırladı. En büyük yapıtı, 1883 yıluıda basılan "Popüler Ingiliz ve îskoç Baladları" adını taşıyan seçkisidir. Oluşturduğu bu seçki, Ingiliz dilindeki popüler balaaların bir araya geldiği, anıtsal bir özellik taşıyan bir yapıt olarak görülmektedir. Baladlar, köken olarak dans eşliğinde söylenen şarkılardı ve sözlü yazının önemli bir bölümünü olusturuyordu. Baladlar genellikle bir öykü anlatır ve müzik eşliğinde söylenirdi. Kutlama ve yefgi gibi bağlamlarda, kurumları, kişileri ya da önemli olayları ele alan baladlar, özellikle on beşinci yüzyılda yaygınlaştı. Ingiliz baladlarının kökeni üzerinde birçok araştırma yapılmaktadır. Aşağıdaki baladlar, Francis James Child'in ünlü seçkisinden ahnmıştır. LORD RANDAL "Ah nerelerdeydin Lord Randal, oğlum? Nerelerdeydin, benim yakışıklı evladım?" "Yeşil koruluktaydim anne; yatağımı yap hcmen, ünkü yoruldum avlanmaktan ve yat: tmak istiyorum heçun men.' "Peki orada kiıni gördün Lord Randal, oğlum? Kimi gördün orada benim yakışıklı evladım?" "Ah, gerçek aşkımı gördüm anne, yatağımı yap hemen, çünkü yoruldum avlanmaktan ve yatmak istiyorum he men. "Peki sana ne verdi, Lord Randal oğlum? Sana ne verdi benim yakışıklı evladım?" "Tavada kızarmış yılanbalığı anne, yatağımı yap hemen, çünkü yoruldum avlanmaktan ve yatmak istiyorum hemen. "Peki avladıklarını kim aldı, Lord Randal oğlum? Kim aldı onları benim yakışıklı evladım?" "Atmacalarım ve köpeklerim anne, yatağımı yap hemen, çünkü yoruldum avlanmaktan ve yatmak istiyorum hemen. "Peki ne oldu onlara, Lord Randal oğlum? Ne oldu onlara benim yakışıklı evladım?" "Yere uzanıp öldülcr anne, yatağımı yap hemen, çünkü yoruldum avlanmaktan ve yatmak istiyorum hemen." "Ah, korkarım sen zehirlenmişsin, Lord Randal oğlum? Sen zehirlenmişsin benim yakışıklı evladım?" " Ah evet, zehirlendim anne, yatağımı yap hemen, çünkü yüreğim sızlıyor ve yatmak istiyorum hemen." "Ah, annene ne bırakıyorsun, Lord Randal oğlum? Ne bırakıyorsun annene benim yakışıklı evladım?" " Yirmi dört tane süt ineğimi anne, yatağımı yap hemen, çünkü yüreğim sızlıyor ve yatmak istiyorum nemen." "Ah, kızkardeşine ne bırakıyorsun, Lord Randal oğlum? Ne bırakıyorsun kızkardeşine benim yakışıklı evladım?" " Altınlarımı ve gümüşlerimi anne, yatağımı yap hemen, çünkü yüreğim sızlıyor ve yatmak istiyorum hemen." "Ah, erkek kardeşine ne bırakıyorsun, Lord Randal oğlum? Ne bırakıyorsun erkek kardeşine benim yakışıklı evladım?" "Evlerimı ve topraklarımı anne, yatağımı yap hemen, çünkü yüreğim sızlıyor ve yatmak istiyorum hemen." " Ah, gerçek aşkına ne bırakıyorsun, Lord Randal oğlum? Ne bırakıyorsun gerçek aşkına benim yakışıklı evladım?" "Ona cehennem ateşini bırakıyorum anne, yatağımı yap hemen, çünkü yüreğim sızlıyor ve yatmak istiyorum hemen." UYKUSUZ MEZAR "Rüzgâr esiyor bugün, sevgilim, ve bir iki daınJa yağmur atıştırıyor; Daha önce hic sevmemiştim böyle Soğuk mezarda yatan birini. Elimden geleni yapacağım gerçek aşkıma, Her genç erkeğin yapacağı gibı; On iki ay ve bir gün Doyunca, Mezarı başında oturup ağlayacağım." SAYFA 18 Bitince on iki ay ve bir gün, Konuşmaya başladı ölü: "Ah, kim ağlıyor mezarımın başında, Kim engel oluyor uykuma?" "Benim sevgilim, mezarının başındaki, Vc uvutmayacağım seni; Çünkü öpmek istiyorum soğuk kil dudaklarını, Bir öpücük tek istediğim." "Bir öpücük istiyorsun soğuk kil dudaklarımdan, Fakat toprak kokuyor soluğum; Ve beni öpersen soğuk kil dudaklartmdan, Fazla günün kalmaz geriye." " Aşağıda yeşil bahçe var sevgilim, Seninle kolkola yürüdüğümüz, Bahçenin en güzel çiçeği Kuruyup gittı senden sonra. Çiçek kurudu sevgilim, Ve yüreklerimiz de çürüyecek öyle; Bu nedenle üzülme aşkım, Tanrı seni uzaklara çağırana dek." ÇİNGENE DELİKANLI Lordumuzun evine geldiler çingeneler, Ve ne tatlı şarkılar söylediler! Öyle tadı ve öyle güzel söylediler ki, Aşağı indi güzel leydimiz. Aceleyle indi merdivenlerden, Ve peşine taktı hizmetçilerini; Onu gören herkes Büyülendi anında. "Çıkartın üzerimdeki bu paltoyu ve bana pelerinimı getirin, çünkü kim ne derse desin, peşinden gideceğim çingene delikanlının." "Geçen akşam güzel bir yatakta yartım, ve yanımda sevgili lordum vardı; bu akşam bir handa yatacağım, başıma ne gelifse gelsin." "Yatağınıza gelin," dedi Johny Faa, "Ah, lütfen yatağınıza gelin leydim; Çünkü kılıcım üzerine yemin ederim, Lordunuz bir daha asla gelmez yanınıza." "Yatacağım Johny Faa, Yatacağım sevdiğim, Çünkü geçen akşam olanlar üzerine yemin ederim, Lordum bir daha asla gelmeyecek yanıma." "Bir şans vereceğim sevgili Johny Faa'ya, ve bir şans vereceğim sevdiğime; Paltosuna bürünecek sonra, Lordum bir daha asla gelmeyecek yanıma." Ve akşam eve geldiğinde lordumuz, Ve aradığında leydisini, Seslendiği hizmetçi şöyle yanıtladı: "Çingene delikanfıyfa gitti." "Gidip siyah atımı getirin bana, gidip nazırlayın onu hemen, yemek yiyip uyumadan önce, gidip güzel leydimi bulacağım." Ve on beş adam çıktık yola, Güçlüydük hepimiz de, Francis James Child/ Çeviren: Gökçen Ezber
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear