22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Devletin defiil halkın tarihi Yapıtlannda Anadolu tarihine başka bir gözle bakmaya çalışan Çamuroğfu'nun tarihe yaklaşımda yeni bir ufuk açıcı olmayı başardığı, yaklaşımının kitaplarının yeni basımlarla daha geniş kesimlere seslendiği görülüyor. ONER YAGCI muroğlu, anıtsal şehirleriyle, devletiyle, yazılı tabletleriyle Sumerlerin tarihi baslattıklannı söylüyor. "Geçmiş/şimdi/gelecek" üçlüsünü bir arada banndıran şehir"in insanlık tarihini başlatuğını; tarihin, "devletçe tutuklanmış kültür olduğunu söylüyor. "Devletin değil halkın tarihini yazmak" gerektiğini, "en çok bozulmuş, tahrif edilmiş" bir tarih olan Türk tarihinin, "özellikle Ösmanlılann sosyal tarihinin yeniden yazılması" zorunluluğunu belirleyerek çalışmasının amacını vurguluyor. Çalışmanın "Türkferve Anadolu" başlıklı bölümüne "Hangi Anadolu?" denilerek giriliyor. Anadolu'nun hep bugünkü gibi olup olmadığı ve "Rumların, Ermenilerin, Arapların, Kürtlerin, Selçukluların, Türkmenlerin, Babailerin Anadoluları aynı Anadolu muydu?" diye soruluyor. Sonra da, "Hepsinin ayrı bir Anadolusu var. Hepsinin kendilerine ait Anadolularının tarihi var" denilip ekleniyor: "Paulicienlerin (Anadolu topraklannda 9. yüzyılda güçlenen, Hıristiyanlığın tüm biçimsel ibadet biçimlerini reddeden, devlete karşı ayaklanan, Maniheizm etkisinde radikal bir dinsel akım) ve Babailerin Anadolusu'nun ise tarihi yok." Çamuroğlu, tarihi olmayanlan, onlann masalsı evrenlerini bep başkalarırun yazdığını, "o yılların Anadolusu'nda sevdıği bir şeyler olduğunu... dervişlerin önemli bir kısmını, Babaileri sevdiğini" hissettiğini, "bir şeyleri anlamanın yolunun, bir şeylerin geçmişini anlamaktan geçtiğine" inandığını söyledikten sonra konuya giriyor: "Konumuz 13.yüzyılAnadolusu'nda(123949) meydana gelen bir ayaklanma: Babailer Ayaklanması." Kitabın bundan sonrasında, Türklerin Anadolu'ya gelmeden önceki en yaygın ortak özelliklerinin, birbirinden güç alan ve birbirini yeniden üreten "Şamanilik ve Göçebelik" olduğu söylendikten sonra Anadolu'va geldikleri anlatılıyor. Anadolu'da Ortodoks ya da Heterodoks "Halk Islamı"nın temel öğesi olan dervişlerin en temel kaynaklannın tasavvuf olduğu; "Uzlaştıncı ve Saldırgan Evrenler" bölümünde ise Heterodoks dervişlerin uzlaştırıcı evreniyle Selçukluların saldırgan evreni aktarıhyor. Çalışma, "Babailer Ayaklanması" bölümüyle 13. yüzyıl ortalannın Anadolusu'na çevrilen bir ışıldak haline gelerek sürüyor. Yazar, o dönemde iki Anadolu olduğunu söylüyor: Birisi heterodoks dervişlerinin özgürlükçü, banşçıl düsünce dünyası; öteki de Selçuklu'nun, mutlak doğrulann saldırgan dünyası. Bu iki Anadolu'nun bugün hâlâ varkğını sürdürdüğünü söyleyen Çamuroğlu, Babailerin, Heterodoks dervişlerin kimler olduğunu ayaklanmanın önderlerinden Baba tlyas ve Baba Ishak'tan başlayarak anlatıyor ve Babailer Ayaklanmasının bu iki Reha Çamuroglu'nun tarihe tuttu&u ışıldak dünyanın, bugün hâlâ sürmekte olan savaşlanndan biri olduğunu vurguluyor. Çamuroğlu'nun, "Halk lslamı" anlaşılmadan 700. kuruluş yılı kutlanan Osmanlı'nın çözümlenmesinin olanaksız olduğu ve bu konulardaki çahşmalann artması dileğine katılmamak elde değil. Çamuroğlu, "EnelHakk Demişti Nesîmî altbaşuğıyla sunduğu "Sabah Rüzgân"nda, Tann'ya, Tann'nın ötesindeki Tann adına baskalchranlardan biri ve soyu tükenmemiş bir akışın temsilcisi olan Nesimi'yi anlatıyor. Şiirleri ve hakkında ağızdan ağıza dolaşan ananeler dışında pek fazla araştırma yapılmayan Nesimi'ye "Bir başka Mansur" denilebileceğini ve bir Hurufi olan Nesimi'yi, tarih, sosyoloji, antropoloji, edebiyat ve psikolojiye başvurarak anlatmak zorunda olduğunu söyleyerek ve Nesimi'yi anlamak için Hurufilık'i, onun insanötesi bir tavır olan "EnelHakk" deyişini anlamak gerektiğini söyleyerek başh ,: yor. "Harfi Tarif Hurufilik" bölümünde, kimilerine göre bir din, kimilerine göre bir mezhep olan ve herkesçe harflerle ilişkisi kabullenilen (huruf^harîler) Hurufılik, çeşitli tanımlanndan ve yorumlardan yola çıkılarak anlatılıyor. "Nesimi Esintisi" bölümünde Seyyid Nesimi, Imadüddin Nesimi, Seyyid Ömer Imadüddin Nesimi, Nesimi Arnidi adlanyla bilinen Nesimi'nin doğum tarihi hakkında kesin bilgi olmadığı; Arapçada hafîf rüzgâr anlamına gelen Nesim'aen türeyen adının hafif ve latif esen rüzgârla ügili olan anlamında olduğu; Diyarbakır, Tebriz, Şiraz ya da Nusaybinli olduğu; Hurufi halifelerinden biri olduğuna göre doğum tarihinin 13391344 arasında olduğu belirtiliyor. Nesimi hakkındaki en kesin bilgilerden birinin "ölümünün başb başına büyük bir toplumsal olay olması nedeniyle" ölüm tarihiyle ilgili olauğunu söyleyen Çamuroğlu'na göre Nesimi 1418'de Halep'te Mısır Memluk Hükümdan Şeyh elMüeyyed Seyfüddin'in emriyle öldürülmüştür. Islam dünyasında koyu bir Ortodoksinin egemen olduğu bir dönemde yaşayan Nesimi, halifesi olduğu Fazlullah Hurufi'nin "seyirlik" idamından sonra, "yoğun içeka • Sabalı Rüzoin R eha Çamuroğlu'nun "Tarih, Heterodoksi ve Babaîler", "Yeniçerilerin Bektaşiliği ve Vak'avi Şeriye", "Sabah Rüzgârı , "Dönüyordu: Bektaşilikte Zaman Kavrayışı", "Ismail" gibi îslam Heterodoksisi tarinine uzanan yapıtlan ardı ardına yayımlanıyor. Tüm bu yapıtlarında Anadolu tarihine başka bir gözle bakmaya çalışan Çamuroğlu'nun tarihe yaklaşımda yeni bir ufuk açıcı olmayı başardığı, yaklaşımının kitaplannın yeni basımlarla daha geniş kesimlere seslendiği görülüyor. Bu sesleniş, bugünü anlamada tarihi doğru algdamanın zorunluluğu, Çamuroğlu'nun çalışmalannın yöneldiği heterodoksi (kabul edilmiş cemaatin dışında kalan) kavramının ve olgusunun iyice aydınlatılmasından geçtiği Dİlincini veriyor. Çamuroğlu'nun çahşmalarında yapacağımız kısa bir gezinti, onun bu bilince katküannın bir parçasını gösterecek bize. "Tarih, Heterodoksi ve Babaîler" adlı çalışmasının "Tarihe Karşı" başlıklı ilk bölümüne, tarih ve tarihin anlamıyla giren Ça Tarii, Heteradoksl ve Babater Reha Çamuroğlu ile vapıtları üzerine NEVZAT ÇELİK ilime, tarihe, sanata, dolayısıyla bilitn udamına, tarihçtye, sanatçtya önent vermeyen bir topluntuz. Bu ülkenin topraklarıntn tamamına yaktnt aktiffay hattartnın üzerinde olmastna rağmen jeofizikçilerımizinfarkına yüzyıltn depremi diye nitelendinlen 17 Ağustos depreminden sonra varabildik. Kısa süre sonra da unutacağız, depremzedelerimizi unuttuğumuz gibi! Neden böyle bir girh yapttm? Tarihsel bikâyemiz tamamtyla resmi söylem taraftndan sınırlandmlmış ve yönlendirilmiştir. Sınırlanmts hikâye de okuryazar çevrenin ilgisini çekmemektedir. Hal böyle iken neden tarihe ilgi duyâun? Nesimi'ye sormuşlan Yarin ile hoş musun? Hoş olayım olmayayım. O yar benim kîme ne?" diye cevap vermiş. Benim de genelde tarih ve ozelde zihniyet tarihi ile ilişkim bir aşk ilişkisi, öyle fazla uzun boylu nedeni niçini olmuyor bu tür ilişkilerin. Fakat sorunun ikinci kısmında aslında bir cevap da yatıyor. Sınırlanmış hikâyeye SAYFA 14 hğınızı bozmuş olursunuz. Bir de şunu vurgulamalıyım, resmi tarihten bahsettiğimizde yaygın olarak zannedildiği gibi bunun karşısında kurulması mümkün olan bir halkın tarihi yoktur. duyulan ilgi. Acaba o sınırlan kaldırabilir 'Resmi' kavramı ile 'haDc' kavramını birbimiyim? O sınırlar doğru yerde mi dururine su geçirmez tabakalar gibi düşüneyor? Niçin bir gün 'kanraman' olanlar bir mezsiniz. Brecht, "Sezar şurayı fethetti, Segün sonra 'hain' olabiliyor? Niçin çok az zar şunu vaptı" gibi kufulan söyleme "Sesayıda ortak 'kahramanımız' ve ortak 'iyizar'ın ordusunda bir aşcı bile yok muydu?" lerimiz' var? diyerek veciz bir şekilde karşı çıkarken umutsuz bir çaba içerisindedir. O aşçı SeBurada konulan sınırlan tanımak, yokzar'ın ordusuna girerken zaten tüm iradelamak ve sevmiyorsam delmek istiyorum. sini Sezar'a terk etmişti. Böyle bir aşçıdan Tarih bize, hep, böyle olmak zorunda olkalkarak yazılabilecek bir 'halk' tarihi bizi duğu için böyle olmuştur gibi bir imayla farklı bir bakışa götürmez. 'Resmi' olan her sunuldu. Bu da bugüne ilişkin bakışımızı şeyde halkın azımsanmayacak bir hissesi koşullandırmaktadır. Kaçınılmaz bir kavardır, bir şarkıda dendiğı gibi 'Masum deder gibi sunulan tarih, zihinlerimize inanılğilizhiçbirimiz.' maz köleleştirici psikolojik etkilerde bulunmakta. Hiçbir sey öyle olmak zorunda Son birkaç yıldtr uzak ya da yakın geçdeğildi, bugün de aeğildir, gelecekte de olmisi konu edinen tarthi romanlar ülkemizmayacaktır. de ragbet görmektedir Bu ilginin esas ne Resmi tarihe ya da resmi olan ber belir denlerı ne olabilir? Son yirmi yıldtr yasadılenmisliîe bir itiraztmtz var. Resmi tarihe ğtmtz baskı kosullartnın bir sonucu mu esıtiraztndan çok, tarihe bakıştndakt ve yo Kİye olan bu ilgi? Büyük yaytnevlerinin ve rumlaytştndaki özgünlükten söz etmek ismedyantn yö'nlendirmesinden söz edilebilir tersek. . mi? "Esktye rağbet olsa bitpazanna nuryağardt" sözünü unutmadan soruyorum tabii 19. Yüzyıhn ve 20. Yüzyıl başlarının ki! pozitif bilim kavramlarını bugün Tıemen nemen kimse savunmamaktadır. Savunan Burada belirli vurgularından anladığım lann da ciddiye alınacağını sanmıyorum. kadanyla seninle farkL düşündüğümüz huTarih, kendisinden toplumsal mühendislik suslar var. Öncelikle sunu belirtmeliyim ki sonuçları çıkanlabilecek, tek başına bize bütün bu dalgayı tek bir başlık altında topgünümüzü vegeleceğimizi açıklamaşansı lamanın sakıncalarını görüyorum. Ornesunabilecek bir bilım değildir. Tarih, ğin bir edebiyatçı 'tarihi roman' yazdığı zaönemli bir ölçüde anlatı ve o anlatıyla yaman ortaya çıkan ürünle bir tarihçi aynı pılan bir yeniden kurma, 'reconstruction' şeyi yaptığında ortaya çıkan ürünün farkişidir. Bu anlatılar içinde en makul, en tuııhklarının hemen görülmesi gerektiğini tarh olanlan 'iyi' tarih adını hak eder. Böydüşünüyorum. Bunlar arasında 'biri dığele bir konum elde eder. Yeniden kurma işrinden daha değerlidir' gibi bir hiyerarşik leminde tutarlı olmak zorundasınız. 'Selilişki kurmuyorum, fakat farklar da bariz çuklu burjuvazisi' ya da 'Osmanh Üniverolmaktadır. ikinci olarak bu tür eserler son siteleri'nden (son birkaç on yıl dışında) söz yıllarda yalnızca ülkemizde değil, tüm dünedemezsiniz. Ederseniz kavramsal tutarhyada yoğun bir ilgi görmekte. Dolayısıyla CUMHURİYET KİTAP SAYI 553
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear