Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TCAPAN "Neredesiniz siz ey miskinlikler, yoksunluklar, /neredesiniz sizler ey dostlarım, yüreğimi actıklarım 1944 Barcelona doğumlu olan ozan, çevirmen ve eleştirmen Parcerisas şiirlerini anadili Katalanca yazıyor. Daha ilk iki şiir kitabıyla iki önemli ödül alarak tanındı. Birçok önemli yazar ve ozanı (Pavese, Sciascia, Michaux, Breton, Rimbaud, Scott Fitzgerald, Eliot, Pound, A. Nin, D. Lessing, Poe, Tolkien) Ispanyolca ve Katalanca'ya çevirdi. 1979'dan bu yana îspanyol Dili ve Edebiyatı profesörü. Barcelona Özerk Üniversitesi MütercimTercümanhk Yüksek Oİculu'nun müdür yardımcısı ve ÎngilizceKatalanca çeviri bölüm başkanı. EDHASA yayınevinden çıkan bir modern klasikler dizisini yayına hazırlıyor. Elpais ve TV2 gibi yayın organlarına lcatkıda bulunuyor. Öu sont, 6u sont diş fırçam sertleşmiş organım firlatıp attığım ayakkabım işemek eiysileri katlamak bir kaput takmak öu sont, öu sont? öu sont les neiges d'antan? nerede, nerede? nerede bıldtr yağan karlar? Nerede o gizli gizemli bekleyişler ergenlik tövbeleri incelip titreşen ses bir sözcük yerine yüksek perdeden sessizliği bildiren? Nerede o kibirler, keşke yüzleşebilsek dediğimiz, yaşantılarla, gencecik ölebilsek, okyanusları aşsak, eşiğine gelsek gizli bakışlarla canına kıymanın...? Nerede benim odam, koyu gölgesinde, kitaplarla şiirlerin, kuru yemişlerin, kekik, katırtırnağı, biberiyenin, kahvaltı artıklarının akşamüstleri sevişmeye yattığımız? Neredesiniz siz ey miskinlikler, yoksunluklar, uykusuzluklar neredesiniz sizler ey dostlarım, yüreğimi açtıklanm, aldığım tatları ve tattığım hazları, yüreğimin düşsel gezintilerini paylaştıklanm? Ah! örnekler ve yaşantılar, SAYFA 18 akıl yürütmeler ve yoz şan şöhret, nasıl iğrençtir o suskun burnu büyüklük, tepeden bakan o buruk şeker tadı! Ah! artık çok geç olmuştur, utanç verir farketmek, aslında korunağımız olmalıydı erişldnlik yılları ikiyüzlülüklere oynarken biz, yalan yere yeminler edebildiğimiz, kapılmadan pek öyle pişmanlıklara... Francese Parcerisas/ Şiirler/ Çeviren: Ayşe Nihal Akbulut Yanıbaşında Kalypso'nun barındığı inin deli incirler büyür ve serviler, şenlikli bir üzüm asması ölümlüleri kendinden geçiren her şey. Yine de bilmediği bir şey var perinin: ıssız bir adada olsa bile tannsal nimetleri paylaşsa da sevdalısıyla, hiçbir ölümlü gönül indirip yetinmez bıktıncı sonsuzluğuyla gençüğin güzelliğin; insanoğlunun en yücelttiği şey yoksa eğer: ulaşılamayan istek, erişilemeyen aru. Sunu Bal gözlüm, ilkin dudaklarınla başladık ve ensen, sonra dizlerime oturmalar, ama ta o zaman demiştim, anımsar mısın? aklını hiç sakınma dile. Ve biliyorsun şu ana dek, hatta tam da bu satırların altında bile belki de zaten bilirsin acısını ya da zevkini yazılanlann, ner şeyinle benim olmanı istemiştim: bedeninle ve üstelik belki de daha fazla, aklınla. Gün gelip sen olasın istemiştim bu akd, böylece bilesin acıyan yerin yüreğindir, yüreğindir kazanan, ve yüreğin olacak söyleyen sana, bunca kazanmaktan gözü kamaşmış, bozgun havasıyla, yitirdiğini her şeyi geri dönmeyesiye. Suskunluk Oğlum bana sordu hâlâ kaygılandınyor mu beni diye despot yönetim. kayalara inmiştik balık tutmaya ve ben sustum. Soğuk esiyordu yel. Durup düşünmeye başladı ve halâ saygı gösterir suslcunluğuma. O an anladım gün gelip konuşacağımı onunla bir dostun umutsuzluğuyla dolu. Açıklamam gerekeceğini suskunluğumu neden tuzla DUZ etmediğimi buzlu korku kınlcalannı, neden ayrıldığını yollanmızın kimi dostlarla bir zamanlar soframızı paylaştığımız ve kadehler tokuşturduğumuz, içinde yeryüzünün tüm canavarlarının kanı olan. Açıklamam gerekeceğini neden bugün bile sustuğumu ve hâlâ kendime sakladığımı son sözcükleri. Oğlum sordu ben de sustum; acımasız yel uluyordu. Belki de yarından tezi yok dikecek gözlerini Ü2erime ve ben bir başıma ineceğim kayalara, balık tutmaya. uykusuzluklar Omurgalılar Evi sonbahar mavisine açık bıraktım göbeğinin senin. Bir tuz dalgası tüm odaları doldurmuştu. Pruvayı döven kalçalar, kasıklan yelden eski bir tekne, tüm yaşamımı doldurmuştu. Onayladık büyük bir doyum içinde iki omurgalıydık biz, başka bir şey değil. Yirmi şiir yazdım insana dair Yirmi şiir yazdım insana dair sanp sarmalamak için bunlarla son yıllarını bir yaşamın sonuçta benim olduğu ortaya çıkan. Elimdekilerin en iyisini sundum size kınlcan ve çekingen bir güç gösterisiyle mutlu bir adam olmanın, ki öyleyim, Ölü günler, ölü yerler ve ölü insanlar, uzaklardan yakınlaşarak, ansızın yaşlandırdılar beni. Yirmi şiir yazdım insana dair kalsın diye bunlardan geriye. Benden geriye kalsın diye yazdım bu yirmi şiiri insana dair. CUMHURİYET KİTAP SAYI 541 Yazınbilim Sevdaya susamış ve tutkunun zevklerine, bin kez yeniden yola düştü her dönüşünde karanlık keçiyollarından. Geçmişine ihanet etti, ve belki birkaç dostuna, ama hep sakladı, ödlekçe ve safça, düşmanı olmadığını sanan birinin suskun duvgulannı. Ydgın, kolay işleri kabuÛendi, ortahalli önemsizlikleri, alkolün kışkırttığı kötülükleri. Onüne gelen her açık yatakta buldu kendini hoşnutlukla bir gecelik geçici sıcaklık için bile olsa. Ardında düşünceler bıraktı, yarım kalmış yazılar ve neden tutulduğu enikonu belirsiz ajancıalar. Üç kuruşa giden evi zor tanınıyor: bırakılmış bahçeyi deli otlar bürümüş. Ve en büyük kıvancı, güzelim kitaplığı, yülar önce terekeye çıktı ve dört bir yana dağıldı. Akhndan ceçmezdi oysa, kendi anısının bunca uzaklıklara yayılabileceği. Kalypso Yedi yıl boyuncayoksa beş miydi?tanrıçalar arasında bir su perisi ona nimetler sundu, unutuşu, paylaşılan bir tutkuyu.