25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

0 KUR L A R A " înşanlarla birlikte olmayı hep sevdim. Birlikte gülmeyi, söylemeyi de. Canım sîkılınca sokaklara vurdum kendimi, sokaklarda her zaman bana gülümseyen bir yüz, sırlarmı paylaşacak bir yürek bulaum. Dostlartmtn mapusluklanna, sevinçlerine tanık oldum. Diyarbakırh Zara'nın bana verdiği hayat dersini unutmadım, tzmit mapushanesinden bir bayram sabahı yollanan güllü aynanın da sırı hiç dökülmedi, 'Mecnunu bol dağlar'dan esip gelen rüzgâr ne zaman gecikse, 'yola düşmenin zamamatr,' derim kendi kendime, düşerim yollara." diyen Işıl Ozgentürk yaşarnı hep edebiyat, tiyatro, sinema, gezi gibi duraklarında durauğu biryolculuk olarak yaşamış ve yaşamakta. Heralanda da'başanlı ürünler vermiş bir sanatçt. Vedat Günyol hocamız, Iştl'ın öyküleri içinjunları söylemişti: "...Ozgentürk 'ün öykülerini okurken, parçalannı toplamaya çalışan, her parçasında yüreğinden vurulup, okuyucuyu yüreğinden vuran bir usta yazarla karşt karştya buldum kendimi. Üniversite ytllarının Çınaraltı dostluklan, sevdaları ile başlayıp, kendilerini birden devrim çırpıntılart, sarsıntılart, coşkulan içinde bulan bir gençlik serüveni(nin) (...) parçalannı toplaya toplaya sunuyor bize Ozgentürk." IşılÖzgentürk, Feridun Andaç la yaptığı söyleşide kendisini ve yapıtlartnt anlatıyor bizlere. Tartk Dursun K. ve Necati Güngör de Iştl'ın yaptttarmı tanıtıyorlar yazılannda. Bol kitaplt günlerf... FETHINACI Kış Güneşi avkar Altınel, Kraliçe Viktorya'nın Düsii, Gece Geçılen Şehtrler, Donuk Isıklar'ddn sonra dördüncü şiir kitaJa yayımladı: Kıs Güneşi (Oğlak Yayınları, 1999). Şavkar Altınel, Öküz dergisinin Mayıs 1999 sayısındaki konuşmasında şiir anlayışını dile getiriyor; temel düşüncesi, "şiir bir nesne olmamalı". Şöylc açıklıyor bunu: "Hdebiyatı bütün başka sanatlardan ayıran özelliklerden biri edebiyatın bir nesnc üretmemesi. (...) Bir res.me dokunmanın olanaklı olduöu şekilde bir edebiyat yapıtına dokunmak olanaklı defiil. Kitaplar var kuşkusuz, ama bunlar edebiyat yapıtlarısıl gösterir kendini?" diye soruyor ve cevabını veriyordu: "Bir sözcük adlandırılan nesnenin salt bir temsili ya da bir coşku patlaması olarak değil de, bir sözcük olarak duyulduğu sözcüklerle bunların dü'zenleytmlermın, anlamlartntn, dıs ve iç yaptlarının, dışardan gerçeği göstermek yerine kendi haşlartna hırer ağırlık ve değer kazandıkları durumlarda vardır siirsellik." (îtalikler, benim. F. N. Çeviri: Yurdanur Salman, Yazko Çeviri, EylülEkim 1982 sayısı) Greimas, "Şiirsel Söylem Kuramı Ustüne" başlıklı ya2isının bir yerinde, "şiirsel nesne" diyor. (Çeviri: Mehmet Yalçın, Yaz Ataç, 25 Haziran 1954'te yazmış bu günceyi; Jakobson'u da, Greimas'ı da okııduğunu sanmıyorum; okumak isteseydi de okuyamazdı, çünkü Jakobson'un yazısı 1971'de çevrilmiş îngilizce'ye, Greimas'ın yazısı 1972'de yayımlanmış. Ataç, 1957'de ölmüştü. Ama Ataç'ın o müthiş sezgisi, Ataç'a 1954'e kadar Türkçe'de yazıldığını sanmadığım o cümleyi yazdırmış. Cîreimas'ın ve Ataç'ın "şiirsel nesne" üzerine yazdıkları cümlelerdeki "nesne" ile Şavkar Altınel'in "nesne"si benzemiyor birbirine; Greimas da, Ataç da "nesne" dcrken şiirin "yapısı"nı düşünüyor. Ozellikle divan şiirinin güzel dizelerini, güzel beyitlerini "güzel bir nesne" olarak scvmiyor muyuz? Örneği divan şiirinden değil, modern şiirimizden vereceğim. Ahmet Muhip Dıranas'ın o unutulmaz "Kar" şiırini düşünüyorum. Işte birinci beşlik: Kardır yağan üstümüze geceden, Yag'murlu, karanlık bir âüşünceden, Ormanın ufcultusuyla birlikte Ve dörtnala, diimaüz bir mavdıkte Kar yağıyor üitümüzc, ınceden Ben de, bu beş dize için, Ataç gibi " O mısralar bence güzel bir nesne, bize şairin gerçek duygusu öyle olup olmadığını aratmıyor." diyorum. ııyc l'in şiirlerini severim, Şavkar Altınel'in şiirlerini sc nini" yapmaz ama "ya "mutlulugun resmini" yapmaz ama "yalnızlığın resmi"ni yapmada ustadır. Işte "Güz Günlüğü": Eylül'ün bitmesine bir hafta kala inguk ve aydtnlık günler başlıyor Tepelerde dolauyorum üğlesonraları, tek tiik koyunlar otluyor çayırlarda, alabildiğine saydam havanın içinden neredeyse her yaprağını seçebıldığım ağaçlar dalgalantyor tabanında vadinin. Akşamlart televızyonun önüne oturup cin içiyur ve gazeteleri karıştırıyorum; haberlerın ardtndan ekranda helıren saçlart ktrlaşmış, ince uzun adam değneğini haritasında gezdirerek anlatıyor Avrupa'yı etkileyen hava kütlesim. m Zamanla iokaktan gelen sesler kesiliyor, evler karanltğa gnmülüynr hırer hırer Yatmadan önce arka bahçcyc çıktp bir ıkı dakıka sessızlıkte duruyorum bakarak ayın bulutsuz göle tırmam^ına; bazen bir uçak geçıyor çnk yüksekten inanümaz derecede düz bir çizgı tzlvyerek ve bir an gene gitmek iUıyor ıçımde bir $ey, ama biliyor hiçbir yer olmadığını gidecek. Sevdiğim dizelerden söz etmeyi severim ama Şavkar Altınel'in şiirinin yapısı dize seçmcye elverişli dcgil, parçalanmaz bir bütün, size "Gri Gün"den bir parça, "melâli anlayan neslin" seveceği bir parça: llk otohüslerle birlikte çıkıyoruz yavaşça aydınlanan çevre yoluna. Sonra Haltç, kubbefer, mınareler, camdan bakıyor ,ama sormuyorum artık bulmayı umduğumun ne olduğunu ılk kez buradan yola çıktıg'ımda ve neden hulamadıg'ımı onu bir türlü, ne de çıkarmaya uğraşıyoru/n bir yere doğru gidıyor olmak duygusunun tam nerede ve nasıl dönüştüğü'nü önce yalnızca gidiyor olmak, sonra da yerinde saymak duygmuna Seveceğiniz başka şiirler de var Kış Gü«t'jfnde. • DÜZELTME VE ÖZÜR Geçen sayımızın kapağında yer alan ltalyan yazarı ve tiyatro sanatçısı Darıo Fo, affedılmez bir hata ile tarafımudan ka/a sonucu öldürülmüstüı Buyanlışlıktan sonra ömrünün kat kat uzauığını düşıındügümüz Dario Fo'dan ve okurlarımı/.dan özür dilerız SAYFA 3 TURHAN GÜNAY Imtlyaz sahibl: Berin Nadi 0 Basan ve Yayan: venl cün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.ş. o Cenel Yayın Yönetmeni: orhan Erinç o Cenel Yayın Koordlnatörü: Hikmet Çetlnkaya 0 Yazılşleri Müdurü: Ibrahfm Yıldız o sorumlu Müdür Fikret liklz o Yayın Yönetmeni: Turhan Cünay o Craf ik Yönetmen: Dllek ilkorur Reklam: Medya c T CUMHURİYET nın kendileri değil, onları bize aktaran ara^lar. (...) Şiir şairin hayatı algılayısı olarak vardır; şair ştirinde hayatı kendisi ve bizim için yoğun bir biçimde yaşar, algılar ve dünyanın tam da o anda gördüğü gibi olduğuna kendisini ve bizi inandmr." Şavkar Altınel, "Yaşam önce can sıkıntısı, sonra korku." gibi bir söziin yalnızca soyut bir tez oldugunu belirtiyor, sonra bu sözle Philip Larkin'in bir şiirinin "Son dizelerinden biri olarak kar^ılabanlar, onu söz konusu şiırdeki yaşanmışlıkla dolu olarak okuyanlar bir dalıa ctkisinden kurtulamayacak ve artık kendi can sıkıntısı ve korku anlarında bu söziin hep gelip kendilerini buldu^una tanık olacaklardır. Şiırin 'anlamı' ve iıstıımtızdekı etkısi iştc bııdur." diyor. Şiir ve nesne... Daha önce btı konuya değişik açıdan bakanları anımsıyoruın. Roman Jakobson, "Şiir Nedir.'" başlıklı yazısının bir yerinde, "Tyi ama şiirsellik na487 ko Çeviri, TemmuzAğustos 1983) Ataç da bir yazısında "nesne" sözcügünü kullanıyor: "... Ben, Bay Taripınar ın, 'Benden sor sırrını uzun yolların,/ Benden mr ve benden dınle akşamı mısralarını severim, onlarda da bir 'pose', bir 'esthetisme' vardır. Ama buna bir şey diyemeyiz, bunda geçmişe bağlılık, geçmiş sevgisi gibi törel (ahlaki) bir yargı, bir öğiit yok da onun için. Burada sair, şiir, sanat alanından çıkmıyor, istediöi kadar yapmacığa hakkı vardır. Fuzuli nin söz oyunlarıyla uğraşmasi gibi. O mnralar bence güzel bir ne%ne, bize şaırın gerçek duygmu öyle olup olmadıgtnı aratmıyor" (Îtalikler, benim. F.N.) Doğrusıı, "şiir ve nesne" dendi mi ben de Ataç gibi düşünüvorum. Şavkar Altınel'in "Şiir bir nesne olmamalıdır" sö7.ü pek aklıma yatmadı. ıtaç naş Ataç başka anlam veıiyor "nesne"ye, Altınel başka anlam, ıel başt Altınel'in "şiir nesne olmamalı" duşüncesi, umarım, şaiılcrimizi de ilgilendirir. K İ T A P SAYI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear