Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
0 K U R L A RA "Kayan her yıldız bana zamanın uçsuz bucaksız derinliğinae insan öntrünü çağrtştırır. Çoğu canlı varlıktan uzun yaşadtğifmz kesin. Kaplumbag'alardan ktsa. Gene de bu uzunluk, bir sonsuzlukta nefes alışımız kadar, bir yıidızın kayması kadar ktsa. Ardısıra başka bir soru boyatar bilincimde: însan ömrü kısalığınca, ısık hızı varılmayan yıldızlann uzakhğı... \ç gcçirinm. ırtsan, düslerinin sımrlannı oralara kadar genişletmek isterse ne yapacaktır. Şimdilik insanın yarattıg'ı teknoloji o uzakhklar için soluksuz. Sanıyorum bir tek sairler için olanaklı. Şair düslerinde. Ancak onlann yarattıg'ı imgeler tasıyacak odalarınıza, yüzlerce ışık yılı uzaklardaki bu parıltıh gizemleri." Aydın Öztürk'ün yukandaki satırlar. însan olabilmeyi herşeyin önüne koymuş Aydın Öztürk. Yasamı snrgulayan, değiştirmeye, zenginlestirmeye çalısan bir düşünce yapısının ürünleri yazdıhlan. Şiirimizin, ronıanımızın, denememizin bu genç yazartnı kitaplanndan hareketle tanıtmaya çalıstık sizlere. Dergimizin bu haftaki sayfalarında yer alan iki yazı da ilginizi çekecek: ilki Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Süha Sertabiboğlu 'nun John Harris'in "Hayatın Değeri" kitabı üzerine yazıları ve Fahri Aral'ın Sabanct Üniversitesi'nce yayımlanan "Birınci Meclis" üzerine yazısı. Bol kitaplı günler!... Resmin tanrı babası: Emile Bernard'dan "Cezanne Üzerine Anılar" Cezanne Emile Bernard'ın Cezanne'a ilişkin anıları büyük bir keyifle okunuyor ve resminc yansımayan yanlarını da gösteriyor bize. Resim sanatının bu büyük ustasını daha yakından tanımak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir kitap "Cezanne Üzerine Anılar". RIFAT ŞAHİNER esmin Tanrı Babası..." Bu ş,ekilde niteüyor Matisse iinlii ressam Ce. zanne'ı... Aix en Provenee'deki Sainte Vietorie dagının 2Ü. yy'a kaynaklık edcn bir konu olacağı şeytanın bile aklına gelnıcv.di hcrhaldc. Tüm okulların, ekollerin ve yüksek sanat ortamının bog gevezeliklerini dışlamış kendi halituk1 biı ihtivaı ııı lırçasımn ııcıından dokiilen rcnklcr aydmlatiyordu vcni çağı..rs,ığın çağı... Içsel ış,ığm, dı^sal lîjigın, aklın yasalarıyla donatılmış Modernizm'in ilk pırıltıları... Misrik ya da analitik kafanın kcndini böylcsinc yakın hissettiği bir izlekti bu..Matisse'i başka, Picasso'yu başka erkilcmiş rcssamca bir şeylerdi olup biten..Planlar diyordu Cezanne, u/amsal olanı betimliyordıı. Renk lekcleriylc çattığı yeni bir perspektil düzen koyuyordu ortaya.. "Doğadan Poıısstn boyamak" diyordu yaptığına. Kompozisyondaki biçimsel ilişkilerin kusursuz dengesiydi onu biiyüleyen.. Bunun için Poussin'in klasik tarzda oluşturdugu matematiksel evreni kurcalı yor ve rcsimi insandan arındırarak salt do£aya iliijkin birgercekJiğin ardına koyulııyordu. () giine dek insansal bir karmaşanın arkasında bir fon görcvi gönnus doğa, tüm kendiligindenliğiyle bir varlık düzeni olarak beliriyordu ('ezanne'da.. Bir baijkala^ıın tayfının yarattığı izlenimleri boyarken rcssamlar, Cezanne, renlderin icine akıl katıyurdu. (), çağdaşları gibi eüneşin nesnelcr üzerindeki yansımalarıyla dcğil o yansımalarm ardmdaki de ğişmez düzenin yasalarıyla ilgileniyordu. Algı yanılsamalarınm ötesinde varolan giz.. Gözlerimizi kamaştıran ışığın boyadığı gerçeklik.... 1 uyumlaşır, çizgi belirginleşir. Renk zenginliğe, biçim tamlık düzeyine ulaşrığında, sorun çözümlenmiş dcmektir. Karşıt lekeler ve ton ilişkileri." (s.38) Bu düşüncelerin ışığında Pieasso ve Braque "Kübizm" olarak bılinen devrimci bir dönemece getirirler resim sanatını. Kübistler nesnenin salt görünen açıdan yansıtılması yerine onun üçboyutluluğunun kavranması için nesneleri parealara aynştırıp yan yana ekleyerek biçimselbirkodlamayolunagitmişjcrdir. Matisse'e gelince, bu büyük ustanın figürlerindeki biçimsellik, sanki Cezanne'ın "Yıkananlar" tablosundaki kadınların bedenlerini çağırır hep. Picasso'nıın ve Braque'm geometrik biçinılerle olusturdukları kompozisyon düzeni Matissc'e âc renksel bir perspcktife dönüşür. Çünkü Matisse, Cezanne'ın imlediği derinlik anlayışını rengin kendi iç enerjisi olarak ele alır.. Renk yüzeyleri şiddeti ölçüsündeplanlaroluşturmuştur resim düzleminde.. cak sanatçının yolunu aydınlatmakta etkili olabilir. Kurallan körü körüne kopya etınek, kargaşaya ve yapaylığa yol açacaktır. r locaların yapay vc nep yinelenegelen formüllerinden daha yanıltıcı bir şey düşünemiyorum ben"..(s. 95) Sanat denen uzun serüvenin içsel birihtiyacın ürünü olduğiı kabul edilip, bu alanda'sivrilmis, büyük isimlerin bulundukları dönemin genel anlayışlarına, gelenekleşmiş kalıplara ve akademik söylemlere aykırı dü^tüğü öngörülürse Cezanne'ın ifadesi dahabir berraklık kazanaeaktır. Zaten yaşadıkları dönemde başta eski arkadaşı Zola olmak üzere birçok kişiyle yollarını ayıran yinc bu egosantrik yapı olsa gerek Uçboyuf savunucusu 20. yy'ın hemen başlarında l'ransa'da görülen sosyokültürel hareketliliğin, Modernizmin dogum sancılarını hisscttircn bir dizi çatışkının ipuçlannı hissediyoruz bu söyleşi lerde.. Dahası Dİrçokyeniliğe kaynaklık eden büyük ustanın Gauguin ve Van Gogh gibi resme yeni sokıklar getirmiş çağdaşjarını ne denli acunasız eleştirdi^ini görüyoruz şaşa rak. Gaugin ve Van Gogh'un gençleri zehirlediklerine inanıyor ve onlann üçboyutlu bir görüntünün öresine giderck resmi yozlaştırdıklarını ima ediyor. Kendini hayranlıkla ta kip eden Gaugin için bile "Beni anlamadı. Onun beni izlemesini istemezdim. Resinıde üçboyutun ihmal edilmesinden ve kertelcmeden (graduation) yana olmadım hiç, anlamsız bir çabadır bu.. (îauguin'i ressamlar sınıfınılan saymam, o aneak Çin resimleri tar/.ın daişieryapmıştır..." (s. 38) der. Göriiliiyor kı Cezanne iflah olmaz bir 'üçboyut' savunucusudur. Söylemlerinden onun bir yönüyle ıle geleneklere sıkı sıkıya bağlı oldugunu giireoiliyoruz. Sanatta çoğu zaman gorünen oduı ki, büyük yapıtlar bazen onları ortaya koyan dehanın ötesine geçebilmektedir. Bu yüzden de yaşadıkları dönemde birbirleriyle çelışen, ka rakter olarak çatışan birçok ismin önemli yapıtları bugün aynı naydada, geleeeğin payda sında buluşabilmektedir. Yaijamın güneel sıradanlıklarından kaçıp, kendi gerçeklikleri ıığruna bedel odemiş tüm büyük ustalara yürekten bağlanmamızın fark Iı sebepleri var Kiışkusuz. Ama onların sanatlarını böylesine büyük kılan içten bir savası mın ürünü olması sanırım. tnsansal bir sıcaklık, zekâ yüklü bir pırıltı gözlerimizi kamaştıran. Ve yanıbaşımızda kımıldayan bir yüreğe tutunup düşünmek için yaşamı, bir scbebimiz daha yar şimdi... • Tek yoJ göstericl Î TURHAN GÜNAY uin"l8P donemi Imtiyaz sahibi: Berin Nadi c Basan ve Yayan Yeni Cün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.ş. ; Cenel Yayın Yönetmenl: orhan Erinç C Cenel Yayın ' Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya Yazıişlerl Müdürü: Ibrahim Yıldız Sorumlu Müdür Fikret llkiz Yayın Yönetmeni: Turhan Cünay Crafik Yönetmen: Dllek llkoruro Rekiam: Medya C Do^aya egenıeıı olaıı aklın ulkusu yankıla nıı böylece, birbiri ardına sıralanan "tzm"ler dönemi başlar. Renklerin ve biçiınlerin kristalize edilmesiyle başlayan süreç, her şeyin yeniden organize edileeeöi (Reorganise) umut dolu bir resimsel dile dönüşecektir. Dogadakı tüm bıçimlerin temeldegeometrik yasalara dayandığını vuıgulayan (Cezanne "1 ler şey koni, silindir, kure gıbi geometrik formlara indirgenebilir. Ancak bunları öğıeıı dikten sonra her sanatçı kendi ynlıınıı scçcbilir." diyor ve ekJiyordu " Renk ve desen, birbirinden ayrı seyler değildir, rcsim yapıldıkça, desen çizilclikçe, renk de kendi ieinde SAYI 4 7 9 Böylesineonemli ressamların yollarını acan ve onlara kaynaklık eden Cezanne bu yüzden anlamlı bir yerdedir Resim Sanatı için... Oysa çok uzun süre dışlanmıştır Paris in yapay cennetinden, o kendi gerçekliğmin peşinde güney üjiğının serildigi patikalara yollanmış ve kehanetlerini boyamıştır tııvale. Resimsel bir 'alnızlığın sarho^luğu.. Bu sarhoşluğu yakaamak için yollara düşmiiş gcnç bir aclamın kaleminden yaşlı ustanın son dünemlerine iliijkin önenıli notlar dökülüyor önümüzc, mektııplar, söyleşiler... Ilmile Bernard, ineelikli bir tavırla dünyadan elini etcğıni çekmiş bu buyıık sanatçının resimle ilgili düşüneelerini alaıak (ezanne'ı bugünkü kuşakların daha yakından tanımalarına vesile oluyor. Doğayı tek yol gösterici olarak tanımlarkcn "Zekâ ürünü olmayan bir gö/.leme dayanmayan görüijleri bir kenara itin" der Cezanne. Dogaya, ne kuruntuyla, ne fazla içtenlikle, ne de Fazla uyumlu bir gözle yaklaşmalıdır ona gcire: "Ama sanatçı, model aldıgı doğanm, özellikJe de ifade araçlarının, az ya da çok, üzerine çıkabilmeli, karşısına aldıgı şeye cgemen olabilmeli ve onu, olabildiğince mantık kurallarına uygıın biçimde göstcrmekte direnmeli.." diyebelirtir Bernard'a 1904'tegönderdigi bir mektupta. (s. 64) Doğanm rastlantısallığını ussal birtakım ilkelere dönüştürme isteği sezinlcniyor bu sözlerden. Ama tüm bunlara rağmen Bernard'ın resim sanatı üzerine söyledıği birçok felsefi sözden rahatsız olıır ve bunlann yalnızea gösterişli söz yı^ınları olduğunu, kendisininse sanatsal söyleme bir şeyler aktaımak için uğraş verdiğini belir"Cezanne" Üzerine Anılar/ Emile Bertir. nard/ Çeviren • Kaya Özaezgin/ \mge Kttabevı Yayınlart/ 121 s. "Bunu yapmak için kendimi aradan çıkarıyorum, lıer şeyi resimlerimin söylemesini istiyorum. Adına doğa dediginıiz bü yük kitap varken, her şcyın en güzeli olan bu soıibuz gö rüntii öniinde ressamlar sa nat üretirken, düşüncelcre neden gerek duyayım.. îna nın, doga karşısında insan çoeukluuunu yeniden elt geçircbilir.(s. 91) Cezanne'm genç dostuna bunları söylerkcn özellikle sanatta formüllerin geçerli olamayacağmı cstetik giizelliğe aneak sezgi güeüyle ve kavrayış yeteneğiyle ıılaşılabileceğini belirtmesi anlamlı görünür. Ve ekler usta "Kurallar uygulayarak" güzele ulaşacagını sannıak gü lünçtür. Bu tür kurallar, an Cezanne'ın Orsay Muzesl'nde sergllenen Dlr esert. SAYFA 3 C U M H U R İ Y E T KİTAP