28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Isımn gizemli cocunu 'El Greco' El Greco, günümüzde yaşasaydı belki dc bir göz nekimine gidccckti ve olağanüstü eserlerini aynı gizemli ölçülerde sunamayacaktı ya da gözü bozuk olmasaydı biz onu, tannsal bir şiirin dizelerinde değil, sıkıcı kalıpların içine sıkışan sıradan dinsel resimleriyle algılıyor olacaktık belki. Nc derseniz deyin ama keşke her sanaklık böyle tansık boyutlara taşısa bizleri... Hakkında bildiklerimiz, tarihin bu gizemli kaçkınını anlamamıza yetmiyor hâlâ. O, bir bilinmezi çağırdıkça eserlcrinde biz onu keşfe çıkıyoruz her seferinde... RIFAT ŞAHİNER Maurice Barres'dan "El Greco ya da Toledo'nun Gizi" B ir gök gürlemesi gibi iniyordu ba şırnızdan aşağıya ılahi ışık, ışığın gölgeleri sarıyordu bedenlerimizi... Bedenlerimiz tüm ağırlığından arınmış, gökscl birdansi oluştııruyordu. BirTelodc'lunun gizinde çırpınıp dııran kanatlar gibiydik, Toledo'nun rüyasını paylaşıyorduk Ispanyol toprağında. Giritli'nin yoğurduğu sıcak bir topraktı yüzümüze sürüncn, anlaşılmaz bir içgörünün şehvetli sesiydi. Maurice Barres'in "El Greco"sunu okudıığumda hemen yanyana ilişivcrdi bu tümceler ve kırılgan yüzüm aynada so ğudu. Yazar, iki gizin peşinde koşarken, bir düş labirentinde kaybi)lınu!jçasına anlatıyor izlemini; "El Greco ve Toledo", metafizik bir boşlukta sallanıp duruyor lar gökyüzünden. Bizans'ın 'ikonografi' geleneğini, lspanya'nın 16. yy'daki yarı Katolik yarı Islam kültürüyle sentezlcyen bir Giritli'nin hikâyesi bu. Onun Tanıısallığa adanmış yapıtlarında geziniyor Barres. tnsan bedenlerini kusatan ruhsal evrilmeden payını almış, dolaşıyor ışıltılı renklerin görkemli atmosferinde... lspanya'nın sıcak; Akdeniz ışığında katedraller ve camilcr arasında sıkışmış sivri kayalıklarıyla bclirgin leşen bir kentin, gizemli kaçkınını (!) arıyor. "Eğer Grcco'nun rcsimlcrini görme miş olsaydım, nercdeyse yok olııp giden bu kentin içinde yaşamış ruhların farkına varamayacaktını..." diyor. (s. 151) Sanki gökyüzü ve yeryüzü arasında donup kalmiij sihirli bir zamanın ışıltısmdan gözle ri kamaşmib Giriı'te Athos papazlanndan aldığı ilk resim dersleriyle naşlayan, Venedik ekoliiyle şckillenen ve Toledo'da son bulan bir yaşamın uğıaldarında dolanıp Greco ustanın varlı^ını ve mistik yoleuluğunu paylaşıyoruz. "NetükenmezDirkonudur; Katolik düşünce ile karışmış olan Islam düşünccsinden kinıi elemanları kendi bünyesinde bir araya getiren vc Hclen soyundan gelen Greco. Bu melez kandan, plastik bir dil yarattı böylecc. Hindistan'ın her yöresinde, Reims'tc, Toledo'da rastlanan bütün duygu ve düşünceleri açığa vurmak için doğmuş görünen Grek dehasının bu gizemli yeteneğine hayran olmamakelde değil." (s. 175) ha etkili olabileceğini dile getiren az rastlanır sanatçılardan biridir. Kimi zaman ölümün incelikli gizini dinginleştirici görüntüsüyle, gizemsel bir güvercin gibidir o eller. Kimi zaman koyuluğun içinden fışkmp cansız Kont Orgaz'ın bedeninin iizerinde birdcn beüriverir. İyi ile kötünün ayırdedildiği agacın meyvesini koparan bu eller, ilk günahın sembolüdür ama kültürel gelişmeyi yansıtan da oıılardır. Bunlar (jieco'nun tuvallerini süsleyen tinsel göstcrgelerdir. Gerçek ustalaıda olduğu gibi, olağan boyutlarda insan bedenleri çizmek, tinselliği yansıtmayabilir her zaman. Greco resimlerindc, biçimi düşüncenin buyru^una veriyor, böylece koyu ve kimi zaman iç karartıcı bi r gizemselliği açı^a vu ran ted i rgin figürler çiziyordu. Sanatçının anlatımında dikkatimizi çeken bu farklılığı, kimi göz hekimleri ve uzmanlar, ondaki 'astigmat' hastalığınabaglarlar. Bir Ispanyol göz hekimi, Dr. German Berıtens, Greco'nun figürlerini, dogal biçimlerini bozarak, olağandan uzun göstermesine bu hastalıktan kaynaklandığını iddia eder ve bunuda şöyleaçıklar: "Greco'nun her şeyi uzatılmış olarak görmesi, "asitgmatisme hypermetropicjue "in klinik, klasik ve tipik nirgöstergesiydi. Gözün optik niteliği, paralel ışık ışınlarının, merkezi bir noktada birleşmesini cngellemckteydi. Bu kusur, görmede çizgisel ya da elips biçimde oluşan ışıklı bir noktaya dönüşür. Doğru hatlar, bu durumda kavisli biçimler oluşturur, yuvarlak hatlar ise, elıps biçiminue uzar. Renklere gelince, renkli ışınlarbelirli bireksen iizerinde oluşarak, net bir görüntii vermekten uzak kalırlar, renkleri birbirinden ayıran çizgiler belirsizleşir, o nedenlc de renklerin sınırı, birbiri içine geçer." (^ 1K4) Bu sapaklık (anormaii), göz ve beyin yapısından da belli olmaktadır. (îreco nun "Enterrement du (^onıte d'Orgaz" adlı rcsmindeki otoportrebinde bu yapı gözlemlcnmektedir. Göz hekimine göre, Grceo'nun otuz yedi yaşına kadar yaptığı resimlerde, yaklaşık doğru bir biçimleme varken, gerilimin haiif olduğu kimi figürlerde, olağan dışı bir uzama söz konusu ise, bu değişimin sanatçının aşırı yorgun olduğu bir doneme rastlaması oldukça güçlü bir olasılıktır. Greco yaşlandıkça, nesnelerin gözün ağtabakası üzerine düşen görüntülerinde, renkler artık kendi aralarında ayrımlaşmaz, birbiri üzerinebiner. (s. 184) Dr. Beritens, taşkın bir kişi ya da bir deli olmasının ötesinde, Grcco'nun giderek şaşılığa dönüşen bir astigmat oluuğunu ileri sürerek sözlerini noktalıyor ve ekliyor; astigmat olan gözünüz için gözlükçüden bir cam alın ve Grcco'nun yapıtlarına bakın, bütün biçimler olağan ölçüle riyle görünürler sizlere. (s. 185) El Greco, günümüzde yasasaydı belki de bir göz hekimine gidecekti ve olağanüstü eserlerini aynı gizemli ölçülerde sunamayacaktı ya da gözü bo/uk olmasaydı biz onu, Tannsal bir şiirin dizelerinde değil, sıkıcı kalıpların içine sıkışan sıradan dinsel resimleriyle algılıyor olacaktık belki. Ne derseniz deyin ama keşke her sa paklık böyle tansık boyutlara taşısa bizleri... Hakkında bildiklerimiz, tarinin bugi zemli kaçkınını anlamamıza yetmiyor hâlâ. O, bir bilinmezi çağırdıkça eserlerin de biz onu keşfe çıkıyoruz her seferinde... Ayağını yakan sıcak tspanya toprağınıı. üzerinde, Akdeniz'in ılık rüzgârına bıraktı kendini usta. Gökten bir ışık gibi düşüp aydınlattı yeryüzünü ve bıralcıp gitti Tannsal kalıtlarını.Şimdiiçimizedüşmüş ilahi bir türkünün ezgileri gibi hafifiz. Tüm ağırlığımızı yitirip içselleştirdik ölümü ve ışığa koşuyoruz, o pırıltılı yalnızlı El Greco ya da Toledo'nun Gizi /Maurice Barres / Çevtrerı: Kaya Özsezgm/îm ge Küahcvi Yayınlan VJ97/ 192 sayfa. SAYFA 15 Gizemli kaçkm Ik resim dersleri Bir süre ltalyan maniyerizmi etkisinde kalan, Titien ve Tintoretto'dan oldukça etkilenen El Greco, en yetkin ve sanat tarıhindc Onu devler arasına taşıyacak yapıtlarını Toledo'da vermistir. Onun iyicc uzami!} ve biçimsel olarak bozulmuş (deformation) figürleri, genış fırçalarıyla oluşturulmuş giysi kıvrımları ve göz kamajjtırıcı renkleri 'Barok' dönemin habercisi olmuştur. Toledo'daki Greco Müzesi'ndc yer alan "Vue de Toledo " adlı ün lü peyzajı, kendisindcn üç yiizyıl sonra yaşamış ve Modern Sanat ın öncülerin den biri olan Cezanne'ın, kiibik hacimsel formlarla olusturdu^u düzenin ilk belirtilerini barındınr içinde... "Resimlerindc gökyüzüne ağıyor gibi görünen insan be denleri, aslında annan ve biçim değiştiren ruhların göriıntüleridir. Parçalanmış 'ben'ciliğin yıkıntıları üzerinden aşıp, ruhların ülkesine ulaşır bu bedenler. Günah çıkarmayı içtenlikle isteyenler ve son buzluk duygusuna susamıs olanlar, yüklerinden kurtulrnuş olarak, kendi özgürseçimleri ile tanrıya doğru yönelirler." (s. 163) Onun bedenleri uvumlu ruhsal durumları yansıtırlar. "Sanki içinde yer aldıklan bedensel kılıftan kaçıp kurtulurlar. Boşlukta dalgalanır ve özledikleri parlaklıga ulaşıverirler." (s. 136) Bedenler, rcsmin strüktürünü oluşturan temel unsurlardır ama metalorik oıarak da ı ııhıı kafese alan bu gereksizlik, ıızatılıp ilahi bir alana doğru çckilir. Greco'nun soylu, tinselleşmiş, "görkemli bedenleri", özgürleştirilmiş ruhumuzun, arındırdmış kişiliğimizin ışığıy la aydınlanan imgeleri benimsetirbizlerc. "ttalyanlar'ın eglenceli mutlulugundan, . Flaman dünyabinın alışılmış sağlıklı yapısından uzakta, evreni nayranlık dolu bakışlarla izleyen bir yaşam ortamına, üzünçlü ve kasvctli bir melankoliye götürür bizleri Greco..." (s. 151) Bu, onun To ledo'nun en seçkin kişilcrinin ruhunda ve çehrelerinde yakaladığı Alçakgönüllülük ve hüzünle yoğurduğu bir güzellik kavra mıdır. Başka hiç kimse, Veııedik'tc yetişmiş bu Giritli ressamdan daha iyi kavrayamazdı, Toledo'nun gizemini. Velasqu ez'in, Cervantes'in iizerinde durduğu kırmızı Ispanyol topragınm, düşlem gücünün ve serüven tutkusunun yönlendirdiği sabit düşünceli soylularından biri ol muşturböylece... BarbarCıotların ilk çaglarda lbpanya'ya taşımıs oldukları üoğu kaynaklı dinsel tören geleneklerini barındıran, yaı ı Katolik yarı Arap kültürünün derinlikleri içinde kaybolan Toledo, yazar Barres'in iç dünvasını altübt edip, onu tanımsız hezeyanlara süriikler. El Greco'nun mistisizmini ararken, bu ören görünümlü kentin şiirsel atmosferiyle kuşatılır adeta. Greco'yu daha iyi hissetmektedir artık. "Daha sınırıla, kaçınmak isiediğim kederli melodisiyle beni bekJemekteydi bu ezgı, iyi hatıılıyortım, küçük birgarın köşecığine saklanmışiı şarkının melodileri. Bu titrek sesli şarkı, kulagımda günden güne guçleniyor, daha da anlam kazanı yordu sanki. Otekiler gibi, bu şarkılar da toprağın altında devinip duruyor, okyanustan gelen tuzlu esintiyle karısarak Doğu'nun havasına görürüyordu beni." (s. 70) Toledo'nun şnnsel atmosferi El Greco'nun resimlerinde bir ateş yalazı gibi göğe yükselen figürler, düpyevi bir yalnızlıktan, boşunalık duygusundarı kaçıp Tannsal birbirlige ulaşmak istorccsine, göksel bir dansın içinde bulurlar kendilerinı. Bu esrik ayinin ışıktan gölgeleri düşer yeryüzüne ve eller, bedeıılerin dili olarak yakarırcasına, kanatlanırcasına belirir ustanın resimlerinde. Greco, ellerin ifade edebileceği anlamın sözden da , CUMHURİYET KİTAP SAYI 437
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear