Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kapak konusunun devamı. Az önccki konudan çağrışım yapması doğal. 1 lakikaten özketleyiciliği çok yüksek boyutta bir toplumuz. Başkalannı değerlendirmek istemiyorum şimdi, ama kendimdcn söz cdebilirim. Otosansürü yıktım bcn, desem yalan olur. ütosansür tek başına kötü bir şcy de değil üstclik, süperegonun yani vicdanın işlevi. Hayvanda güçsüz olan, insanda güçlenmiş bir unsur. Ama onu bilmck, denetim altına almak, yani denetleyiciyi denetim altına almak gerekiyor. Ben günceli yazdığım icin daha büyük bir bela başımda. Yazdıklanmdan yakın çevrcm etkilcnir mi, diye düşünüyorum hcr dakika. Çünkü etkileniyorlar. Gücenenler, sinirlencnlcr oluyor. Bir kişinin bir yönünü kendine bcnzetiyor adam ve orada olumsuz geçiyorsa sinirleniyor. Fakat bir ölyü dahilinde insanları gücendirebilecek şeyleri de yazmak zorundayım. Bu son ronıanımdan da gücenenler çıkacak Ur. Çok gücenmesinler diye bazı bölümleri ister istemcz çıkarıyorum ya da yontuyorum. Bunda cok ileri gitmiyorum bir yandan. Bcrekct nerkese seslenme, herkesin rumancısı olnıa diye bir hevesim yok. Bir tezim var. Tarihin her döneminde gerçek insan, has insan küçük bir azın lık olmuştur. Çevre koşullan pek az ctkiler söylediğim durumu. Orneğin oran yüzde bir iken elverişli dönemde yüzde dört olur, beş olur bu oran, onların etkinlikleri, güçleri artar hepsi o. Yani roma nımı mümkün olan en razla kişiye bcğcndirnıe diye bir sorunum yok. Oncelikle iyi insanlara beğendircyim, yeter. «" Kaan Arslanoölu Edebiyatımızda yeni bir atardamar ka d erci tek insan olan anlaların sıKaan Arslınoglu yış nasıl nırlarını âtffhi Kjrıp olsa olur gen et i k diye yan ko d 1arı gclin yar belirliyor. maktır. Ç cv re Bu romaş a r 11 a r ı nımı nasıl ikinci deetkiliyor? rec ede örneğin ö n e m I i. temcl Ka Yüzde Kişilikler / Kaan Öteki Kayıp / Devritnciler/ pasitemi yetmişe Arslanojttu/ Kaan Arslanoölu/ Kaan Arslanoölu/ bildigimyiizılc Adam Yayınlan / Adam Yayınlan / den rootuz gibi Adam Yayınlan / 274 s. 2İ\ s 275 s. m and a bir orandaha iyi da ürne olacaksam çok daha fazla çalışmam geğin. Bunu söylediğim zaman pek çok kirektiğini hatırlatıyor bana. însanlara da si karşı çıkıyor, özcllikle klasik toplumcuaynı iletileri gönderiyorum romanımla. lar. Ama çok değil on onbeş yıl sonra pek Gevşek bırakırsanız insan kötüye gider, az insan karşı çıkabilecek gerçek olana. insanı düzeltmek istiyorsanız sınırlannı Cünkii tez benim bulgularım üzerinde çok iyi bileceksiniz, malzemenizi çok iyi değil pozitif bilimlerin Dulguları üzerintanıvacaksınız, en ufak başarısızlıkta düş de şekilleniyor. ÇokJarı bu gerçcği terkırıklığına uğramadan sabırlı ve çok çasinden algılıyor. Sanki çevre koşullarının lışacaksınız. önemi azalınca kaderciliğe düşülecekmiş gibi. Oysa dediğim gibi gerçek durum Koman anlayışımz ne> Örneğın bazıtam Lersi. Bir şeyi mücadele ederek, emek ları tez rnmanı diyor, bazıları tez romant harcayarak değiştirme olanagınız azsa dckölüdür, öncmli olan aynntılardtr, anlamek ki daha çok çalışmamz gerekiyordıır. tımdır dıynr Stztn romanda güztilik anlaIşin iradi yönü daha çok ciudiyc alınacak yışımz ne? Komanın işlcviney demektir. Ama boş hayallcre kapılma Bana gore romanın en önemli işlevi Insanın alın yazısı almndaki gcnctık insanı anlamaya çalışmak ve anlamaktır. şıfrcdır, gibi bir sözle o'zetlenebilecek an dan. Bizim tarafta yaygın anlayış şu: Çevre koşullan insanı kendiliğinden dcöişti Okuyucuya roman diliyle, do^allıkla, layıstasınız. Böylc bir görüş romamnızı riı, iyileştirir... üysa olağan seyrine mragerçeklik kurgusuyla seslenmek zorun nasıl etktliyor? kıldı^ında insan iyileşmez kötüleşir. Asıl dadır. ()kuyııcunun estetik duygularına Evct, hem insan soyurıutı heın de tek da scslcnmelidir, çünkü okuyucu o güzel ronıan havası içinde insanı öğrenmeyc çah|maktadır. Aksi haldc bir sosvoloji ya da rclscte kitabı da okuyabilirdi değil mi? Romanın dili, anlatımı, özü, biçimi, kurÜUSLI, ayrmtısı, tezi hepsi bir aradadır, bir birlerine kopmaz biçimde bagiıdır. Onıın için bunları karşı karşıya getiı memek la/ım Ama her yazar karakteri ve anlayışı gereg'ı bunlardan biri va da birkaçına öbürkülerden daha fazla önem atfeder. ()rne^ın bcn gcrçekligin hcrkesçe görül meyen yönlerini okuyucuya göstermeyi çok önemli bulurum. Anlatım zenpinliği ancak böyle bir amaca hizmet cdıyorsa güzeldir bcnim için. Anlatım çok önem lidir, ayııntılar çok önemlidir, onlar olmazsa roman olmaz, fakat ne için ayrıntı, ne için güzel anlatım? Birileri örneğin benim için ne güzel anlatıyor desin, ne hoş kitap yazmış, okurken çok iyi vakit geçirdim desin, ne de çok şey biliyor desin... Bunlar pek önemli deöil. Önemli olan okuyucuyu olumlu yönde deeiştirebilmek. Onıın insan yanını güçlendirmek... iyi anlatım buna hizmet ediyorsa övgüye değerdir. Anlatım cambazı olmak çok güçtür, rakat güzel edebiyat için tek başına hiç yeterli değildir. Son olarak postmodern romana bakısınızı soracahm Postmodern romanlar in sanı gerçeklikten kopartyor, diyenlcr var Siz ne düsünüyorsunuz bu konuda? ' Postmodern romanın böyle bir etkisi var. Ama sebep sonuç ilişkisini iyi kavramak lazım o konuda. Şöyle bir örnek vereyim. Medyanın insanların bilinçlerini geliştirmede önemli hizmetleri oluyor. Medya içinde iyi şeyler yapan iyi insanlar var. Fakat bana göre medyanın baskın işlevi insanların bılinçlerini bozmak. Şimdi soralım: Kitlelerin bilinci medya yüzünden mi bozuk? Hayır, tam tersi; onların bilinçleri bozuk olduğu için medyadaki o baskın eğilimi bilerek, bilmeyerek destekliyorlar, bunu yaparken medya yüzünden bilinçleri daha da bozuluyor. Postmodern roman insanları gerçeklikten uzaklaştırıyor. Doöru. Fakat insanlar gerçeklikten koptukları için, daha da kopmak istedikleri için postmodern romanı yaratıyorlar ve ona ilgi duyuyorlar. Asıl neden ikincisi yani. Fakat ben katı düşünmüyorum. ü tarzda bile güzel roman yazılabilir. Demin açıklamaya çalıştıöım güzellik ölçütünde güzel roman yazılabilir. Zordur ama olanaksız değil. Neden onu da kendi derdimmiş gibi ele alıyorum; çünkü dönemsel eğilimlere kapılanlararasında da belki aynı oranda iyi insan vardır ve onlara da seslenebilmek gerekir. Tabii satış kaygısıyla dcğil. Sorduğunuz için söyledim, benim o tarzda yaz ma hevesim yok şimdilik. Bııgüne dek politik psikolojik gerçekçi roman yazdım. Bundan sonra belki bagkatarzvebiçimlerdenerim. Bakalım "()teki Kayıp"a nasıl tepkiler gelecek. • Roman dehşettir çünkü! NİHAT ATEŞ aan Arslanoğlıı'nun romanlarını nasıl anlatsanı, nereden başlasam diye kafii yoruyordum. Bir yandan da dalgın dalgın elimdeki gazetenin say falarını çeviriyordum. Hcr gün okuduğum bu gazetede bir karikatür köşesi var. Köşenin kahramanı oldukça yabancılaşmış bir "entcl". Kahramanımız, penceresinden dışarda lapa lapa yağan karı scyredıvor, avnı anda yeni tanıştığı "yavruyu" değişik birbahancyleeveatmanın yi)llarını düşünüyor. Artık klasikleşmiş olan yöntemleri kullanamaz, doğrudan yemeğc, kahve içmeye falan davet edemez. Birtlen müthiş buluşunu yapar. ünu öncc kartopu oynamaya çağıracaktır, ondan sonra ısınmak için cve kahve içmeye davet edecektir. Gazeteyi katlayıp bir kenara koydıım. Sonra günlük işlerime devam ettim. Akşanı dönerken taşıtta, nereden geldiysc yine bu karikatür aklıma geldi. Biıden karikatürdcki "kahve" ögesine takıldığımı ayrımsadım. Ncden mi? Oylebirniyetiın olsa ben kızcagızı kahve içmeye değil, çay içmeye davet ederdim de ondan. Bana ne zaman ısınmak için bir şey içip içmeyeceğim sorulsa "evet, çay lütfen" dcdiğimi farketmiştim. Kanveyle, K ne bilcyim sıcak çikolatayla, saleple falan ısınabileceğim aklıma gelmezdi. Şartlanmışlıktı bu. Düşündüm ki, çcvremdcki herkes böylcsi şartlanmışhklar, alışkanlıklarla yaşıyor, akıl yüriituyor, onu son derece nonnal kabul ediyor, larklı bir şey görüp işini mi cnikonıı rahatsız oluyor. Bu kadar sözü niye söyledim? Kendimizi ne kadar çok sevdiğimizi tekrargöstermek için. Kendimizi çok seviyoruz. Kendimizi bize gösteren en önemli araçlardan biri olan sanattan da o kadar ııcfret ediyoruz. Sanat insanın alışkanhkla rını, şartlanmışlıklarını açığa vuruyor. Başkalarının farklılığını gösterirkcn bile bize kendimizi gösteriyor. Sanat dehşettir oyüzden. Sanatı dehşetlekarşılıyoruz. Korkuyoruz kendimizdcn. Dolayısıyla olduğumuz, olamadığımız her şeyi bize gösteren edebiyattan... Bu ülkedekitabadeğerverilmez. Bak maym siz, zamanının ve narasının kıtlığından ötüıü okuyamadıklarını söyle yenlere. Kitapları alsak da dizeriz raflara, sonra cllerimiz o raflara uzanmaz. ü sinsi, alttan alta durmadan işleyen korku; kendimizle karşılaşmak korkusu... Yazı dehşettir. îşte böyle bir toplumda yazarın acısı' CUMHURİYET KİTAP SAYI 420 İnsan ve sanat Kaan Arsianoğlu "Bugüne dek politik pslkolojlk gerçekçi roman yazdım Bundan sonra belkl ba$ka tarz ve blçlmler denerlm" dlyor. SAYFA 4