26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Guy Dcbord, içinde yaşadığımız dünyayı anlatıyor "Göstcri Toplunııı"nda. Kitapla ilgili olarak Murat Kocadağlı'nın giriş yazısına üç çeviri yazı eşlik cdiyor. MURAT KOCADAĞLI G Çağımıztn... tasviri nesneye, kopyayı aslına, tetnsili gerçekliğe, dış görüniişü üze tercih ettiginden ktısktt yoktur... Çağı Toplumu yıkıcı olduğu kadar tarihe dc direnebilmiş bir escrmız için kutsal olan tek şey yamlsama, dir. 70'lerde yavımlandığında kutsal olmayan tek şey ise hakikattir. Da hası, hakikat azalaıkça ve yamlsama ço 'aşırı' tezleri ncdeniyle 'ŞOK' yaratmış, 80'lerde ise hayatın doğ ğflldıkça çağıtnızın vözünde kutsal olanın • ruladığı bir metin olarak kabııl değcri artar, öyle ki hu çağ açıstndan yagörmüştür. Egemenliğini tüm nılsamanın had safhası, kutsal olanın da diinyada çoktan kurmuş ve , had safhası'dır gündelik dile geçirmis olan Gösteri Toplumu'mı ilk kez ta Feurbach, I lıristiyanlığın Özunün nımlayan ve adlandıran Deıkınci baskısına önsöz bord, kapitalist iktisadın ve meta dolaşımının uzantısı olarak nitelendirdiği uy Debord XX. yüzyılın ikinciyagösteri egemenliğinin sözümona sosyalist rısının en önemli şahsivetlerinden ülkelerde de var olduğunu; dünyanın ycve kâhinlerindcn niridir. Gösteriniden tek bir pazar haline geleceğini ve yc katılmayı reddedetı (gerçekten) radikal bürokratik iktidarların da Amcrikan tipi bir entelektüeldir. Günümüz Türkiye'sinde sıkça rastlanıldığı gibi, radikalizmigösterinin bir parçası yaparak içini boşaltan bir entclektiiel hiç değildir. Reddctmeyi bilir. Gerçek bir asidiı. Debord '68 olaylan üzerinde çok önemli bir ctkisi olan Sitüasyonist Knter nasyonal'in kıımcuları arasında yer aldı. Sanat ile devrimci pratik arasındaki ko pukluğu ortadan kaldırmayı hetlefleyen grup 'şiiri devrimin hizınctine' değil 'devrimi şiirin hizmetine sokmaktan yanaydı. Sitüasyonist hareketin vc '68 olaylan nın en temel metinlerindcn olan Gösteri •• Oyuncusu ye seyircisi oldumımuz Gösteri Tonhımu gösterinin hâkinıiyeti altına gireceğini söylemiştir. (Bu saptamayla Debord'un kâhinliği nerhangi bir kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık bir biçimde tarih nezdinde doğrulanmıştır. Duvar yıkıldıktan sonra sözömüna sosyalist ülkeler pazara dahil olmak için gösterdilderi çabalarla biiyük bir utanmazlık sergilemişlerdir.) Gösteri Toplıımu'nda tek kelimeyi bile dcğiştirıne gereğini duymadan yıllar sonra lcaleme aldığı Gösteri Toplumu Üzerine Yorumlar'da mafya, terorizm, polis devleti gibi olguların nasıl gösterinin bir parçası haline geldiklerini sergiler. Ve okura der ki Gerçegi söyleyen bir devrimci, Guy Debord'dan "Gösteri Toplumu" Gösteri devam edivor ARNAUD VİVİANT ııivcrsitede bıze ç ^ey okıınıamız çok ^y i dildi l G D tavsiye cdildi, ama asla Guy Ded tavsiye c , y bord dcğü. Sanki bu kitap ve yazarı yanıp kiil olmuştu. '80'li yılların uzun kış dönemi' boyunca sık sık, ne yapacağını bileıııcycn ve muhtcsjcnı '68'iıı ba^ansız lıg'ından utanç dııyan ve yarı bilinçsiz bir ijekilde bizlere özellikle bir yeniigisiniıı mizahını ögreten cskidevrimnlerin clınden geçtiğinıiz doğrudur. Alma mater ve onun ideolojik düs kırıklıklarının çıkışında, kendimizi politik açıdan afallamış, ama bizzat yaşam tarafıııdan bir tavır alnıaya zorlaıımış hisset tiğimizde Guy Debord'un kitabını yeniden hatırladık. Ne yazık ki piyasadan kalkmıştı; ya çok nadir bulunuyor ya da tükenmiş oıuyordu. Bugün Gösteri Toplumu Gallimard Yayınevi tarafından ycniden basıldı. Bazıları bu dııruma bıyıkaltından giilüyor.bundanfazlasınıyapacakgüçleriolmadıgı icin. Bizlcr değil, onu asla okıımamıijolaniardeğil. tlkin, prensip olarak ahlaksızlığa riimüylc karşı olmadığımız için. Ikinci olarak ise tıpkı Sodom'un 120 Gü nii'nde olduğu gibi bizlerden bir şey saklaıulığı duygusuna kapıldığınıız için. Bizden saklanan nctlirr" Bugün, (îösteri Tbpluınıı'nda duıagan bir diiş kırıklığının esrarını olduğu kadar bir düşünccnin harekete geçmiş hakikatini de aradığımıza inanmak gcrekir. l^jte bir climizde kitabı tliğcı elimızde de gözlcmlcrimizi yazmak üzerekesinliklebirkaleııı lutarakokudu gıımıız bir kiıap. Bir hlozolla Karşı karşıya olduğuuıuzu düşündiik, bir strateji uzmanıyla beraber olduğumuzu sandık. Lile geçirilmesi mümkün olmavan bir kalenin göstcri toplumımun planmı parça parça, kori ılorlanyia, oılalarıyla vc savıınma sisteminin karmaşıklıklarını kat kat aynalar halindebirgeometri ııznıanı titizliğiylcçizcn SAYFA 10 U bir tiir Machiavel ya da moılern (^laıısewıtz. ()rneğin (iuy Debord 'reklam boııı bardımanları cephcsi' ya tla 'herriirlii (lin Seddi'ni yerle biretmiş olan ağır top' olan homojenleştirme gücünden söz ettiği zarnan kullandıgı askcri söz dağaıcığının di zımscl şiıldeti çarnıcıdır. Kitabııı ilk saytalan giizel ve unıut kı rıcıdır. Debord'un 'ayrılığın kcndisi dc ayrılmışlu', 'gerçeklik göstcjidebelirir ve gösteri gcrcck olıır', 'nesncl gerçeklik hcr iki taraita da ınevcuttur' cümlelerindc ta nımladığı şey sinck öldürme aleti gibi yapışan bir Moebius halkasıdır. Matematik denklemleri gibi dcngeli olan cümleleri (Tez33: 'Ürettigişeyden ayrılmışolaninsan, kendi dünyasının bütün ayrıntılarını gideıek daha güçlü bir şekilde bizzat üretir vc böylect kendini dünyasından gide ıek daha fazla avrılmış hisseder. Yaşamı kcndi ürünü olduğu ölçüde yaşamından ayrı düşnıektedir') sırça köşkler biçimincleki bir dünya hapishaııesi konseptini, yani 'doğrunun bir yanlışlık anı' olduğu 'gerçek anlamda altüst edilmiş bir dünya' konseptini ortaya çıkarırlar. Ve Guy Debord'un tamamen sınırlamaktan kaçındı ğı 'gösteri' kelimesi her kılığa gircbilen ve bir imgenin imgesi kadar oynak bir cana var haline bürüniir. Tuzağın saplarını perspektif olarak çi ziktirdikten sonra, strateji ıızmanı tcmcl lcri düşünmeye geçer. Allah'tan çabuk çizmektedir! vc iste Tarihin Döncmlcri vc aralıklarına ytılculuk başlamıştır; bir sayfada Antikitc, on satırda ortaçağ, bcş cümlcdc Rönesans... I ler şey çok açıktır. Debord'un bırdcrleme kapasitcsisloganlaşlııına yetencgi vardır... Kısaca belirt mek gcrekırse: "Sanatın biiyüklüğü, aneak yasanıın gün batımında ortaya çıkmaya başlar'; kültür 'pck anlamlı olmayan l)ir dünyanın anlamıdır'; 'Ckonoıni dün yayı dcğiştirir, ama onu sadece ekonomi dünyası haline getirir"... Ve aniden 1%8'in Fransız tclcvizyonuna reklamın girdigi yıl olduğunu hatırlanz. Ortalarına doğru kitap korkunç bir hal alıyor. "Sürekli olarak ycni bir düs kırıklığuun vaadiyle telafi edilen düş kınklığı"ndan başka bir şeyc varmayan bir 'alacakaranlık diinya'nın kadavrasının portrcsini çizer. Şehirciliğin ('kentsel üretim koşullaruıın tehlikeli bir şekilde bir araya gctirdiği işçilerin cn küçük parçalarına dek böıünmesinin sürdürülmcsi'), turizm ('esas olarak banal hale geleni görmeye gitme zevki olmuşrur') ya da 'kültürcl tüketim aboneliği'nin söz konusu olmasına iliskin cn ufak yanılsamayı kusursuz bir şekilde orladan kaldırır. Tüm bunlar 'bariz ve gızemli devrim gereksinimine' varır. Yirmi beş yıl sonra nâlâ onunla mutabık kalınmaktadır. Ve bunun nasıi gerçekleştirileceğini öğrenmek için mümkün olduğu kadar büyük bir hızla Gösteri Toplumu'nun son sayfalarına doğru ilerliyoruz. Ne yazık ki Guy Debord eylem biçimleri hakkında pck nct değildir. Hatta sabırlı olmaya bile davet eder: "Bu teori işçi sınıfından mucizc bcklcmektedir. Proîetcrya istekleri nin yeni formülasyonunu ve gerçekleştirilmesini uzun soluklu bir görev olarak değerlendirir." Ve son sayfada "Gösteriyi aşan eleştiri bcklemeyi bilmek zorunda dır" yazar. 1979'da, Kızıl Tugaylar ayaklandığı sırada, Göstcri Toplumu'nun Ital yanca dördüncü baskısına yazdığı önsözde, Guy Debord'un 'korkunç mayıs ayak lanmasını' anımsayarak halen inancını koruduğu görünüyordu. Dokuz yıl sonra, 1988'de, Göstcri Toplumu üzerine Yorumlar'da şunu itiraf etmiştir: "1968 olay lan, kendiliğindcn doğduğu toplumun mcvcut örgütlcnnıesini hiçbir ycrde alt edememişken göstcri hcr ycrde güçlenıneye devam etmiştir (...)". Bizlere gelincc, bclki bizlcr 68 gcnçlcrinden daha küçüğüz, aına Ciöstcri löplumu'nu, Laurcnt dc Medicis'nin, yazarın 139. tczdc alıntı yaptığı "Alı şu gençlik ne kadar hoştıır ve nc kadar da çabuk geçcr" cümlesini gecikme bir uyarı olarak gözünıüzün önüne getirmedcn okuyamıyoruz. Liheration/lSEkim 1992 "Bu kitabı, Gösteri Toplumu'na bilinçli bir şekilde zarar vermek amacıyla yazıluıgını göz önüne alarak okıımak gerekir. Bu kitan, asla abartılı bir sey söylenıedi." Gösteri toplumunda, kurtuluş vaatleri de gösterinin bir parçasına dönüşür, sahteleşir. Tüm dünya aynı gösterinin sahne sidir artık; hepimiz aynı gösterinin oyun^ cusu ve seyircisi oluruz. Tarihsel bilgiyi yok etmek, özgünlük görünümü altında sansürü genellcştirmek, gösrerinin vazgeçilmez ikizi olan terorizme girişmek, doğruyu bir yanlışlık anı yapmak, öznelliği silmek... Gösteri Toplumu'nun söylemini oluşturur. Artık hakikatin gizlcndiği oranda gö^steriye kapılmak kolaylaşnııştır. Hatta kapılmayı ister, manipülatörümüzü sever olmaya başladık. Zaman', televizyon, cğlence ve tatilin hâkimjyeti altına girdi. Deği şim anlamını yitirdi: "Bu, yönetmek için mükeınmel bir toplumdur, bunun kanıtı, bu toplumu yönetmek için can atanların tamarnuıın onu aynı tarzda ve neredeyse hiçbir seyi değiştirmeden yönetmek istemeleridir. (a. b. ç) Çağdaş Avruna'da ilk kcz, hirbir parti veya parti fraksiyonu, önemli bir şeyi değistirmek istiyormuş gibi bile davranmamaktadır... tki yüzyıldan fazla bir süre hâkimiyetini sürdüren vc yaşadığı toplumun eleştiriye ya da dönüşü me, reforma ya da uevrimc açık olmasım sağlayan bu tedirgin cdici kavramdan vaz geçilmiştir. Vc bu durum yeni argümnnla rın ortaya çıkmasıyla değil, sadece argii manların gereksiz hale gclmesiylc elde edilmiştir. Bu sonuçtan yola çıkarak. ev rensel mutluluk hakkında değil, zorbalık ağmın korkunç gücü hakkında fikir sahi bi olabiliriz." Umutsuzluk kitabı Bu umutsuzluk kitabı, hapishanc lıa lindeki bir diinyada yaşadığımızı gözlcri mizin önüne serer. Antik çağdan günümü ze, zaman kavrammdan mekân lcavramı na, şchircilikten turizme ve kültürel tükc tim soytarılığına kadar hcr alana ıızanan Gösteri Toplumu'nun labirendcri arasındaki yolculuk kitabın ortalarında gideıek dchşctc dönüşür: Çıkış yoktur! (...) Arna ümitsiz de değildir. Yeni bir dev rim, yabancılaşmalarının 'bilinci'nc varmış özgür işçilerin iktidarı olan özerk işçi konseylerinin dcmokratik ve devlclkarşıtı örgütlülüklcri sayesinde gerçekleşecek tir; bürokratik olması vc işçi sınıfından kopmasıkaçınılmazolan bir parti saycsin de değil. Sartre ın 'durum' kavrammdan, Lefebvre'in 'Gündelik Hayateleştirisi' ad lı kitabından ve Lukacs'ın özne ncsnc di yalektiği ve 'şcylcşnıc' kavrayışmdan yola çıkan Debord, gündelik hayatı sanatsal vc pratik durumlar oluşturarak, bilinçli olarak düzenlenen 'oyun' biçimleri içindeki özgür eylemlerle dönüştürmeyi tasarlam ıştır. Yıkıcılık Tuhaftır, Gösteri Toplumu 1967'de ilk kcz yavımlandığında 'aşırı solcu' vc 'yıkı cı' bulunmuştu. 'Yıkıcı' olduğu doörııy du. '68'dc, bilincimizi sarsan, kendimizi 'yıkarak' aşmamızı sağlayan ve bu yüzden cgemenlcri (göstcri senaristlerini) korku tan 'yıkıcılıktan' başka neolabilirdi? ligemenlerin, muhalefet etmek adına yanılan yürüyüşlcrdcn, mitinglcıdcn, imza kaııı panvalarından, ışık söndünnclcrden kork tukfannı hiç sanmıyorıım. Bunlar 'göstcri içi' eylemlcr zira; gösterinin mıızıı reıık leri...' Asıl olan gösterinin dışına çıkmak, sahncdcn inmek, bir 'hayal tarzı kt>|)iı K İ T A P C U M H U R İ Y E T S A YI 420
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear