24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Iaında kullanmadığı için deyanlış bir yaklaşımdır. Gelelim 'diyalektik' kadar tartışmalı olan bır başka kavrama, 'pozitivizme'. Son zamanlarda omda oldu: Nası! eskiden 'antiMarksist' olmak moda idiyse, özellikle 12 Hylül'den sonra, Ozal'ın daetkisiyle, 'postmodern' olmak ve 'postmodemizmi' 'pozirivizm karşıtlığı' olarak topluma sunnıak ve bu yakıaşımın geçerliliğini, doğruluğunu, "bi reyin göreli hakikati hcr zaman vc hcr ycrdegeçerlıdir'gibi.bütünüyleçevreden ve maddı dünyadan kopuk kavramlarla açıklamak moda oldu. Bir anlamda günün modası, 'pozitivizmi' yanlış olarak yorumlayıp, sonra da buna karsı çıkmak. Özellikle de 'Islamcı' kardeşlerimizin ya da 'postmodcmist' olduklarını iddia edenlerin kullandıklan bir etiket oldu 'antipozitivizm'. Tabii burada, asıl karşı çıkılanın, 'hayatta en hakiki mürşit ilimdır' sözü ve anlayışı olduğunu da bir parantez olarak bclirtmek gerek. Şimdi burada yapılan yanlışlan şöyle sıralamak olanaklı: başaran bir çalışma '21. Yüzyılda Türkiye'. Emre Kongar 1976 yılında yazdığı 'Türkiye'ninToplunısal Yapısı' (1) kitabıyla başlattığı bir toplumsal yapıyı anlamlandırma denemesini, 1988 yılında 21. yüzyılda Tiirkiye ile bütünleştiriyor. Türkiye tnplumunun, tüm yapı ve dinamiklerinin değişme ekseni çevresindc in celenebilmesi, uzun soluklu bir çalışmanın gerçekleşebilmesi için, herşeyden önce, böyle yoğun bir Tiirkiye scvgisine, tabii anlama, bili.me merakı ve enerjisine ihtiyaç var. Üretimsizliğin, kolaycı yargıların nerdeyse kural haline gcldiği, sahici olmayan merak ve ilgilerin, düşüncc iklimimizi beürledigi günürnüzde gençler için de bir örnek olma çabası ve motivasyonu '21 yy'da Türkiye.' 1976 yılında yazılan Türkiye'nin Top lumsal yapısı beş ana bölümden oluşmııs. Türkiye'de toplumsal yapının temelıeri ile başlanmış. Ikinci kcsim: Türkiye'de değişmenin araçları olarak yapısal ögelersiyasct, ekonomi. Üçüncü kesimi isc: Dış ögelerin etkileri. Dördüncü kesim: Türkiye'de toplumsal yapının ve değişmenin görünürnleri. Beşinci kesimi Türkiye'de toplumsal yapının ve değişmcnin değerlendirilmesi. 1988 yılında ilk baskısı yapılan 21. yy'da Türkiye kitabında da Kongar inceleme düzeyini ana çizgileriyle korumıış. Türkiye'nin Toplumsal Yapısı'nın ikinci baskı için sıınuşu bölümündeki, sınıfsal yapı ve siyasal partilerle ilgili kimi öngörü çıkarılarak, 1980 sonrasından günümüze ilavelerle boyutlandırılarak gelinmiş. Böylece ilk kitaptan sonra, onun bıraktığı yerden ve dinamiklerden yeni dinamiklere dogru yönelen Türkiye toplıımununyaşadığıolguların.ayrıntılı bir dökümü verilerek geçirdiği seriiven bütünlenıniş. 1980'lerdcn 21. yy'a doğrıı geniş hır açılıma kavuşan Türki ye'nin toplumsal yapısı elbette öncekinden daha boyutlu ve daha karmaşık. Cumhuriyctin tarihsel kökeninden günümüze, Türkiye'nin değişme dinamik lcri, toplumsal değişmc kuramı çerçevesindc, olgusal dü/eyde de incelenme şansına kavuşmuş. Kııramsal düzeydeki ana değişkenler ise, dış dünya, sınıflaşma ve ideoloii. K.Kongar'ın sözleriyle ifade edersek, "Bu kitap ileokuyucuya sunduğıım 'kuramsal deneme'de geliştirmeye çalıştı^ım model, üç temcl değişken iizerinekuruluclur. Birinci değişken tarihsel süreçleri, çevre koşııllarını, öteki ülkelerle olan ilişkileri ve küresclleşmeyi dc kapsayan oiçimde dış dünyacıır. Ikinci değisken, Türklerin C)smanlılar'ın tarih içindeki devlet anlayışlarını, gelenekleri ni, göreneklerini, kültürlcrini kapsayan, Batılılığı, Atatürkçülüğü, 'siyasal tslam CUMHIİRİYET KİTAP SAYI 456 Birinci yanlış, 'diyalektik' düşünceyi, 'diyalektik materyalizmle', 'diyalektik materyalizmi' de 'tarihsel materyalizmle' eşdeğer tutmak ve hepsini 'komünist bir eylem' içinde algılayarak, bu eylemi (bir siyaset olarak) uognıatik bir biçimde kabul etmek ya da buna dogmatik olarak karşı çıkmaktır. Ikinci yanlış, 'pozitivizmi' bir din olarak gürmek, bu yöntemin dcneysclciliğini ve çevreyi algılayışta kullandığı 'yanfışlanabilir bilgi üretimine dayalı' yaklaşırm ihmal cdereK, onu bir dogma gibi düşünnıektir. Böylece iiçüncü bir yanlış ortaya çıkmaktadır: Her ikisini de, yani hem pozi Cenc Etklnllk' acılışında Emre Kongar. tivizmi hem de diyalektiği bir 'din' ya da bir 'siyasal eylem' gibi tanımladıktan sonra, bunların birbiri ile uyuşmazlığını da vurgıılamak. Oysa, 'pozitivizm' ile 'diyalektiği' önce bir din veya bir siyasal eylem gibi algılamak ve sonra da bunları birbirlerine Kaışıt olarak görmek ve gösrermek yanlıstır. Bunlar, oiri (pozitivizm) çevremizueki gerçeği algıiama bıçimi, öteki (diyalektik) bu gerçeği yorumlama ve hem geçmişi bir model içinde görebilme hem de geleceği kestirebilme yaklaşımı olarak mükemmelen birbirleriyle uzlaşan iki düşüncc sistemidir. lşte ben bu nedenle, Türkiye'deki toplumsal değişmeyi algılamak ve çözümlemek için, DU ikisini bir arada kullanıyorum. Pek doğal olarak toplumsal bilimlerde 'pozitivizm', ancak tarihi vegünceli doğru algılamakla olanaklıdır (burada 'doğru' terimini, konusuna uygun bilgi anlamında kullanıyomm.) Doğru verilerle (pozitivist bir yöntemlc) incelediğiniz tarihi ve giinceli, 'diyalektik' bir biçimde yorumladığınız zaman, hem tarihsel, hem güncel, hem de müstakbel gerçeğe, daha kolav ulaşırsınız. ve ayrılıkçı etnikyaklaşımı da içeren ideoloji ögesidir. Üçüncü temel değişken ise, çeşitli sürcçlcrin sonucu olarak sınıflaşmaclır. 1978 yılında 2. baskısı yapılan 'Türkiye'nin Toplumsal Yapısı' kitabında, 'sınıfsal açıdan' Türkiye'nin geleceginin çok büyük ölçüde, uluslararası plandaki dengelerin yanı sıra, emekçi sınıflar tarafından belirleneceği, ulusal plandaki ycni bireşimlcre bafilı olduğu vurgulanmaktadır. Ulusal planda ortaya çıkacak yeni bireşimler öncelikle siyasal parti ittifaklarından etkilenecek, bu arada silahlı kuvvetlerin sınıfsal ittifakının netleşmesi gerekecektir. "Böylelikle geleceğin Türkiye'si toplumsal planda belirlenecek, işçi köylü sivilasker bürokratesnaf, sanatkâr ittifakının, siyasal plandaki sosyal demokratbilimsel sosyalist Islamcı karma iktidar desteklemesiyle biçimlenecektir." (2) Kongar böyle bir ittifakta, Islamcı MSP'nin rolünün ancak bir bilinçlenmeylc, gerçeklerin farkına varmasıyla ınümkün oıabileceğine işaret eder. Döncmin MSP'sinin Türkiye'nin geleceğinde oynayabileceği tarihsel rolc dikkat çekcrkcn, bu rolün, Türkiye için olıımlu bir işlcv kazanabilmesi için, partinin ileri gelenleri pahasına, ideolojisinin bir bi linçlenmeyle degişmesiyapılanması gerekliliğinı vurgulamaktadır. Dikkat çekici nokta, sermayenin ve işçi sınıfının, güç dengesindeki yerlerine bakıldıgında, 1980öncesi toplumsal yapıda, emekçi sınıflar toplumun geleceğini belirlemede ağırlıklı bir rol oynama, geleceği oluşturma ihtimalinin, şansının olmasıdır. ( )ysa 2000 yılına girerken iç ve dış dinamik ögelcrin ctkıleşimi ile 21. yy'da, Türkiye yi yönlendirecek düzeye gelmiş olan belirleyicı güçler üç merkez li görünmcktcdir. Yapılan çözümlemelcr, Türkiye'yi gelecekte üç temcl sürecin etkileyeceğini ortaya koymaktadır. Bunlar, kiireselleşme, kentleşme ve demokratiklcşmedir. Bu sürecin güçleri ise şöyle ifadc edilmektedir: "Birinci güç, dış dünyanın belirleyiciliği açısından tarihsel olarak da Türkiye'nin biçimlenmesinde önemli roller oynamış olan ve küreselleşme süreci ile bu konumu iyice kurumlaşan Amerika Birleşik Dcvletleri'dir. tkinci güç, gelismesi için tüm bir Cumhuriyet dönemi kendisinc destek veril miş olan ve sonunda kitle iletişim araçlarının mülkiyetine de sahip olarak bu gücünün doruğuna ulaşmış bulunan bıiyük sermayedir. Sınıflaşma değtşkeni ve siyasal gelecek Tabii 'müstakbel gerçek' diyalektiğin geçerli oluşundan dolayı, son derece sınır h bir zaman dilimi içinde algılanabilir. Çünkü, 'zıtların etkileşimi', sürekli olarak karşıtlarını üreten bir olaylar ve süreçler zinciri sonunda, çok ileriyi görmenizi olanaksızlaştırmaktadır. lşte ben Türkiye'nin geçmişini, bugününü ve geleceğini çözümlerken, 'sınıflaşma', 'ideoloji' ve 'dış dünya' ögelerinin varlıklarını, görünümlerini ve kendi içlerindeki gelişmeleri 'pozitivist' bir biçimde saptadıktan sonra, aralarındaki tarihsel, güncel ve müstakbel etkileşimi 'diyalektik' bir biçimde yoruıniayarak bazı sonuçlara varmaya çalıştım. Ileriye dönük yorumlarımda da son derecc dikkatli davranarak, sadece gclece ğimizi biçimlendirecek'güçleri' (üç tane) ve 'süreçleri' (bunlar da üç tane) belirleyerek, çözümlemelerimi o noktada bıraktım. Çünkü bu üç büyük güç ve üc egernen süreç arasmdaki 'diyalektik' etkileşimin yönünü bugünden kestirebilmek olanaklı değil diye düşünüyorum. Şimdi sizin sorunuza yanıt verirken dikkatimi çekti, ne raslantı ki, çözümlemelerimdekullandığım 'temel değişkenler' de üç tane. Galiba bende bir 'üçlem' takıntısı var (bu işin şaka tarafı tabii). Sizin bu kıtahınızla es zamanda okudıığum iki çalışmayı burada anarak; (Cüven Sosyal Erdemler ve Kefahtn Yaratdması, Vrancis Y'ukuyama, Konlnddan Çıkmıs. Dünya, Zbıgntev Brezın skı(* * *'"), konunun bır başka boyutuna dönrnek ıstiyorum: Fukuyama'nın snyle bır helırlemesi var: "l'eknolojiningelismesi, ulusalekonomtlert uyumlu hır tarzda şektllendirerek kürescl ekonomiye cutegrasyonlannı sag~Ityor Aynı zamanda, modern yaşamın gidcrek karmaşıklaş ma \ ı ve yofcıtn hır enformaiyon bombardınıanı allında kalması, »ıcrkezi planlamayt prattkte olag~anihtü zorlaştırıyar Teknolojinın alesledipkapılalizm, yarattıp olag'anu stü zengımıkle evrensel ve eşit haklara dayalı liberal bır reÇ")Bhz, Hmrc Kongar, Toplıumal Değişjımin \erpılme\ıne hızmet edıyor", (s. 17.) me Kuramlan vc lürkıyc Gcrçc^i, Rcm Brczinskiiscşunları saylüyor "Çagımızda ulusal eğılımler giderek sınır tanımayan ZiKttabcvı Yay l.st VJ95. (1) Hmrc Kongar, Türkiye'nin Toplum eg~ilimlcre ve kolektij tepkilerc dönüsüyor vehükümctlerden 'bağımsız'hareket etme sal Yapısı, Ccm Yay. Isl 1976. (2) Emre Kongar, 21 Yüzyılda Türki yetenep giderek azalıyor. ye (2000 li Yıllarda Türkiye'nin loplumArlık bu gelqim, ne ideolojik dogmatik wlYapm)RcmziKitabevıYay Ut l')HH, formülasyonlara, nededünyayı 'tyt ve 'kös. n tu" diye ikiye ayıran sosyalsistemlenn ge(1) limre Kongar, Türkiye'nin Toplum lı$ımtne ıztn verıyor Adında bu gelıs~ım sal Yapısı, 2. Basım, Cem'Yay., Ist 197H, ideolojik anlamda, bu bütünlcşmcyi, yani s 4İ bürokrasi tarafından kontrol edılen ulus(4) Emre Kongar, 21. Yüzyılda Türkiye, larüstü kapitalıst sistemin dünya çapında s 6X3 hır sosyal ststem olarak görünmesını sağ ' Üçüncü güç, Türkiye'nin çöken bir imparatorluktan çağdaş bir ulusdevlete geçişinde tarihsel açıdan belirleyici rol oynamış olan ve PKK terörü ile "şeriat devleti tehdidi" karsısında yeniden ön plana cıkan iç politikadaki rolünün de etkisiyfe, askeri bürokrasidir." (1) 1970'lcrden 2000'li yıllara doğru gidildiğinde, dış konjonktür ve süreçlerin de belirleyici etkisiyle, Türkiye'deki, sınıfsal denge değişmiş, işçi sınıfı ittifakı ağırlıklı gücünü dogru kullanamamış, 1980'lerden itibaren giderek örgütsüz ve güçsüz yıgınlar haline gelmiştir. Türkiye'nin değişim süreçleri, 20()0'li yıllara dogru yeni birleşimler ortaya çıkaracak, büyük sermaye ve askeri bürokrasi, kürcselleşmenin sahnesinde ağırlıklı roller kazanacaklardır. Küreselleşme, kentleşme ve demokratikleşme, Türkiye'nin geleceğini etkileycn süreçler olarak vurgu kazanırken, aynı zamanda geleceğin siyasal oluşumlarının da hazırlayıcısıdırlar. Bu oluşumda demokratik kazanımlann rolü ve önemi açıktır. Emre Kongar'ın, 21. yy'da Türkiye incelemesi salt bir toplumbilim, en azından klasik bir toplumbilim kitabı degildir. Türkiye'nin siyasal yapı ve süreçjerinin özgüllüfiüne bir siyasal kuramcı ilgiyle bakmakta, olgu ve görünümleri saptamaktadır. Siyasal bilimcinin başlıca konusu olan siyasal süreç ve kurumları, siyasal kültürü inceleme nesnesi yapmaktadırlar. Bu düzeyde bir siyaset incelemesinin tarihsel çercevesinden kopartılmadan gerçekleştiriliyor olıışu toplumbilimsel yapıya çok boyutluluk, zcnginlik katmaktadır. Çok boyutlu bir tarih, kültür ve değişme sürecinin ifadelendirilmesidir, 21. yy'da Türkiye. Değişmenin sürekliliği vurgusuna ve Türkiye'yi 21. yy'a taşıyacak olan en önemıi sürecin demokratikleşme olduğu saptama ve dileğine katılmamak mümkün değil. • Müstakbel gerçek J SAYFA 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear