22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Maxime Rodinson'un "Hz. Muhammed"i Islamivef e bilimsel vaklasım ONER YAGCI oğu ülkeleri uzmanı bir toplumbilimci olan Maxime Rodinson, çağdaş Doğu, tslam, Islam dünyasının kültürel ve budunbilimsel tarini, Afrika tarihi, Sami dillcri ve toplumbilim alanlarında çeşitli makaleler yayımladı. Ideolojilerin karşılaştırmalı kuramı ile ilgili incelemeleriyle tanınan Rodinson'ın iki kitabı, îslamiyet ve Kapıtalizrn ilc llazreti Muhammed 1970'li yıllarda Gün Yayınları'nca yayımlanmıştı. Rodinson'ın, dunyayı altüst etmiş bir avuç insandan biri olan Hazreti Muhammed'i anlattığı, Hazreti Muhammed adlı incelemesinin yeni basımı yıllar sonra ycniden yapıldı. Yayıncılığa yeni başlayan Göçebe Yayınları'nın sunduğu ikinci kitap olan bu kitap, özellikle îslam'ın siyasallaştığı ve hem dünyada hem de ülkemizde yeni kimlik arayışlarına girdiği günümüzde, Hazreti Munammed'e ve dınine bilimsel bir yaklaşımın ender örneklerinden biridir. Hazreti Muhammed'i, yaşadığı dönemin toplumunu ve Islam dinini toplumsal, siyasal, kültürel, ruhsal ve ideolojik açılardan irdeleyerek olaya bir toplumbilimci, Doğubilimci gözüyle balcan Rodinson'ın bu kitabındaki değerlendirmeler, zamanın süzgecinden geçip doğrulanan ve gerçekliği özellikle günümüzde belirgin olarak ortaya çıkan değerlendirmelerdir. Yeni bir dünyantn, yeni bir dinin ve silahlı bir peygambenn doğuşu" altbaşlığıyla sunulan kitapta, Hz. Muhammed'in getirdiği yaşam biçiminin "bir dünya", "bir ülke", "bir peygamber", "bir din", "bir strateji", "bir devlet" ve "bir za/er" olarak doğuşu 7 bölümde anlatılıyor. D Maxime Rodinson'ın, dünyayı altüst etmiş bir avuç insandan biri olan Hazreti Munammed'i anlattığı, "Hazreti Muhammed" adlı incelemesinin yeni basımı yıllar sonra yeniden yapıldı. Göçebe Yayınları'nın sunduğu kitap, özellikle îslam'ın siyasallaştığı ve hem dünyada hem de ülkemizde yeni kimlik arayışlarına girdiği günümüzde, Hazreti Muhammed'e ve dinine bilimsel bir yaklaşımın ender örneklerinden biri. MIHAMMED HUJtrri Kitabın "Bir Dünyantn Doğuşıt" başlıklı ilk bölümünde tarihsel görünümüyle Hazreti Muhammed'in ortaya çıktığı dönemin gerçekliği veriliyor. Roma'nın kuruluşundan 13. Isa'nın doğuşundan 5, Bizans'ın Konstantinoolis olmasından 2.5 yüzyıl geçmiştir. Iıristiyanlık yükselişinin doruğundadır. Dört bir yanda kiliseler yükselmektedir. Misyonerler dünyanın her yanına Incil'in saltanatını yaymaktadır. Bizans dünyanın merkezi gibidir ve olanca görkemiyle dikilmektedir. "Dünya Isa'nın Krallığı'na dönüsmüs" diye tanımlanmaktadır dönem. Zaten kutsal kitapta da "asla yıkdmayacağı" yazılıdır. Bizans yani "Dünya ımparatorluğu" ile Hıristiyanlık yani "Dünya Dini' birbirine bağlanmıştır. Konstantinopolis kiliselerle doludur ve bunların en ünlüsü 25 Aralık 537'de împarator Jüstinyen'in açtığı Aya Sofya'dır. Antakya, îskenderiye, Kudüs, Gazze şehirleri de imar ediımiş, süslenmiştir. Doğu'da ise sonsuz hazinelere, güçlü ordulara sahip "Sasani împaratorluğu" yükselmektedir. Sasaniliğin başkenti Eski Babil, bugünkü Bağdat'ın yakınlarında, Dicle üzerinde kurulu yedi şehirdir. Resmi dinleri Zerdüşt'ün kurduğu "Mazdeizm"dir. 561'de bu iki imparatorluk arasında 50 yıllık bir barış antlaşması imzalanmışsa da, barış on yıl sürmüştür. Bu iki imparatorluk nüfus olarak dünyanın çoğunluğunu oluşturmakta ve bunların egemenleri "Tann'nın dünyayı aydınlatmakla görevlendirdiği iki göz" gibi dünyayı pay Blr Dünyamn Doğuşu f hurma, Arabistan denilen bu yerin en gözde ürünüdür. Tek tük tahıl ve meyve üreticileri de vardır ama asıl egemenler deve sahipleridir. Aralarında akrabalık bağı olan küçük klanların bir araya gelmesiyle kabileler oluşur. Yaşanılan korkunç yoksulluk, güç kullanarak başkalarının servetini almak için yanıp tutuşmaya neden olmaktadır ve bu nedenle yapılan soygunlara "^aza" denilmekteir. Devlet yoktur; yaşam, geleneklerin koruması altındadır ve yasa, "kana kan, cana can"du. Gaza ya da ticaret yoluyfa kiRodinson'ın, dünyayı altüst etml$ bir avuc insandan biri olan Hazreti milerinin kimileri Muhammed'i anlattığı, Hazreti Muhammed adlı İncelemesinin yeni üzerinde bir e$itbasımı yıllar sonra yeniden yapıldı. sizliği başlamıştır. Köle sahipliği de bu eşitsizliklerin biridir. Söz sanatınlaşmışlardır. Gerçi dünyada Çin, Hindan, şairlikten başka sanat yoktur. distan, Birmanya, Kmer, Japon devletGerçelcçidirler, din sorununu pek düleri de vardır ama bunlar birer masal şünmemişlerdir. Tüm yarımada da ülkesi gibidir. Bunlarla sürdürülen ti"Eltlah" saygın bir tanrıdır; evrenin cari ilişlci barbar halklar aracılığıyla olyaratıcısı ve imanın bekçisidir. Himaktadır. Bu barbar ve ürkütücü halkcaz'da ElIlah'ın üç kızı "Lat", "Uzza", ların biri de, uygar dünyanın ötesinde"Menat", Mekke'de ise büyük tanrı ki çorak topraklarda, Suriye, Filistin "Hübel" vardır. Erkek çocukiar sünnet vadısindeki, Tann'nın kutsal dağı Siedilirler, kutsal tapınaklar, büyücülük, na'nın yükseldiği yörede yaşayan bir kehanet, muskalar, tılsımlar vardır. halktır. Kadere boyun eğmek yaşamı algılama Bu insanlar acaba kimdi, sorusuyla anlayışıdır ve bu anlayış gerçekçi, kobiten ilk bölümden sonra "Bir Ülkenin şullara uygun bir anlayıştır. Maddi Doğuşu" bölümü başlıyor. kültür düzeyi de vahşi koşullar gereği Bu insanların o donemdeki adı "Sadüşüktür. rasenler" ya da "Skene Arapları"dır, yani "Çadır altında yaşayan Âraplar " NüArabistan'ın Kızıldeniz'le çevrelefusu az olan bu halk, en eski zamanlarnen güneyinde ise iklim ve coğrafi kodan beri bu verimsiz topraklarda yaşaşullar farklıdır, yağışlı ve rüzgârlı doğa maktadır. Avrupa kıtasının üçte biri ticareti ve zenginliği gelişürmiştir bukadar olan bu topraklarda yağışın ve rada. Devletleri, krallan, yasa koyucu akarsuların yetersizliği nedcniyle topmeclisleri, şehir uygarlıkları, dinleri, rağın büyük kısmı çölleşmiştir. Arazi sayısız tapınakları vardır. Tanrıları yapısına uygun yasama biçimi göçebe "Aztar, almaka, Vad, Am, Sin, Şems"\.\T. çobanlıktır. lsa'dan 2 bin yıl önce Bunlar Araplar'ı "kiralık asker" olarak Âraplar'ca ehlileştirilen "çöl gemisi" kullanmaktadırlar. deve bu koşullara cn uygun olan, dayaBir Arap'ın, Saraceni'nin yönettiği nıklı bir hayvandır. Bedevi" denilen Îslam'ın zafcrinden sonra Güney Araküçük göçebe toplulukları sanki devebistanlılar da Araplaşacak ve el ele lerin parazitleridir. "Ağaçların sultanı" dünyanın fethine yöneleceklerdir. i Araplar, Îslam'ın ve imparatorluklarının beşiği olan Arabistan'ı, "çürüyen bir toprağın ortasında sonradan Müslümanltk ağacının fışkıracağı sert ve saf bir tohum" olarak, tasarlamaktan hep hoşlanmışlardır. Ama gerçeklik böyle değildir, Araplar sürekli göçler yaşamışlar, başka kavimlerle, ordularla karşılaşmışlar, yani dış etkilere hepten kapalı olmamışlardır. 6. yüzyılda Bizans ve Sasaniler'in dünya egemenliği için sürdürdükleri amansız savaşım, Arap ülkesini ele geçirmeyi de kapsamaktadır. Bu iki imparatorluğun baskılarının yani sıra Yanudilik ve Habeşler de bölgede güçlü birer varlıktır. Orta Asya'dan gelen Türkler de bölgeye doğru akmaktadır. Bizans'ın Batı'da Lonbard ve Vizigod akınlarıyla güç yitirip Doğu'da üçlendiği, Güney Arabistan'ın önce laDeşler, sonra da Persler tarafından fethedildiği, Bedeviler'in önem kazandığı ve hcnüz yerleşik yaşama geçtikleri dönemdc, kesin olmamakla birlikte Muhammed, 571'de doğmuştur. Ticaret ekonomisinin rolü artmakta, yetenekli, kervancı işadamları çoğalmakta, Mekke ve Taif ticaret memezi olarak gelişip ilerlemekte, Kuzey Hicaz'daki Şehirler Vadisi boyunca, güneydeki Medine'ye kadar Yahudi topluluklarında tarım etkinliği gelişmektedir. Bedeviler zengin şehir tüccarlarına borçlanıp köle durumuna düşmektedir. Kabile toplumu çözülmeye, kabile ufku aşılmaya, Ukaz gibi yerlerde dolup taşan panayırlar oluşmaya başlamıştır. Bu ekonomik ve toplumsal dönüşüm, doğal olarak entelektüel ve ahlaki dönüşümü de getirmektedir. Para hırsı kirletmekte, kan bağları zayıflatmakta, kabile hümanizminin yerini yeni değerler almaktadır. insanlar, bireyi hareket noktası alan, tek tek insanların kurtuluşunu sağlayan "ünıversalıst dinlere" yönelmektedirlcr. Sızan Hıristiyanlık ve Yahudilik böyledir ama, Arap yarımadasını kontrol etmek isteyen devletlere bağlı, "yabancı/knkü dtsarda" ideolojilerdir. Bunların birini kabullenmek yabancı bir devletin kulluğunu kabul etmek anlamına gelmektedir Araplar için. Belli bclirsiz yeni yollar aranmakta, kabile tanrılarının gücü yadsınarak tek tanrılı düşüncelere yaklaşılmaktadır. Kiralık asker olmaktan kurtulma, kendi ticaretine egemen olma ve ticari yaşam için tehlıke oluşturmaya başlayan yoksul Bedeviler'in hırslarını dışarıya döndürecek güçlü bir devlet isteği doğmaktadır. 'Büyük bir Arap Devleti" gereksinimi dönemin en yakıcı isteği naline gelmektedir. f Kitabın ıkıncı bölümü, "Bütün yollar, bu gereksinimi karsılayacak dehaya açıkttr ve bu "deha sahibi adam" doğmak üzeredir" cümlesiyle bitiyor. "Bir Peygamberin Doğuşu" başlıklı üçüncü bölümde Muhammed'in 579'dan önceki bir tarihte Mekke'de doğduğu belirtiliyor. Babası Abdullah tarafından Kureyş kabilesinin Haşim klanına mensup olan Muhammed'in annesinin adı Amine'dir. Derin bir vadideki Mekke'de "Zemzem" adlı bir ünlü kuyu vardır ve kuyunun yakınında da çok eskilerden beri bir tapınak, "Kâbe" vardır. Önemli bir kavşak ve ticaret merkezi olan Mekke'de Kureyş kabilesi egemendir. Kutsal bir tapınak olan Kâbe hacılan çekmekte ve eüçlenen Kureyş kabilesi içinde iktidar savaşımı veren Haşim ve Şems ailelcrinden Haşim'in oğlu Abd ülMuttalib, Muhammed'in doğıış yıllarında bir süre üstünlüğü ele geçirmiştir. Daha sonra Şems'in oğlu Omeyye durumu kendi ailesi lehine değiştirmiştir. Ama dışa karşı kabile bütünlüğünü korumayı başarmışlardır. Hacıların su ve yiyecek C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 371 Deha sahüri adam SAYFA 12
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear