25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

anlamda doğadır. Bu, doğal bilimleri ilc psikolojinin yöntemlcri arasındaki tcmel deıı başkalığı belirler. llke bakımındaıı, sadece maddesel varlık, doğrudan yapılan birçok dencyimle, yani teklerin özdeş al gılamaları ilc bilinebilir (...) Psişik varlık, bir 'tenomcn' varlığı olarak, ilke bakımın dan birbirinden ayrılmış algılarla ındivi dııel özdeş algılanabileeek bir varlık de ğildir. Hatta bu algılar aynı süjeniıı algıla rı olsalar bile " (a.g.y, ss. 525}) Doğal tavır büyulcyıcıdır; onun çok iş levscl oldıığu sanısı egemendir; işte eıı büyük yanlış da buradadır. Ozellikfe psışik alan söz konusu olduğunda, onu kavramak çok önemli anıa o, ncyle kavran malıdır; hiç kuşkıısıız kendine ııygun dü şen bir yönteınle; lenomcnolojiyle, fcııomenolojik tavırla, "lmnıancrrt psişik olanın kendisi doğa değil de doğanın karşıtı ise, onda onun 'varlığı' olarak neyi araştı 1 raeağızr (...) Bıından anlaşılan bizim sat tenomcııolojik slerdc kalıp nesnel dcneıı bedcıı vc doğayı satdışı bırakmaktır. C) zaman yaıııt şöyledir: l'enomcnlcr fenonıen olarak doğa değillerse, onlar doğru dıııı görü ilc kavrananilen, hem de adeııu < kavranabilcn özlerdir." (a.g.y., s. 56) İş U tc bu özler, özbılimiyle yani fenomcnolojik tavrı beniınseyen tcnomcnolojiylc kavranacaklardır. Fenonıcnolojik tavrın sağladığı ise köktenci akıl eleştirisidir. "Seyi" değil "vaşanrıyı" kavramava yönelik ıcnomenoloji ve onun gerçckleştirdiği "özgöriisü" (VVesensschauung), algılama, hatır lanıa ya da bcnzer .ıkthır anlaınındaki 'dc neyim'den; ve de anlam bakıınından, dcncyim alanındaki teklerin iııdividucl varlıklarıııı varoluş olarak önc sürcn deneysel gcncllemçdcn daha az olan bir şcy ıle ğildir. (...) Özbilgisi, lıiçbir şekifde bir olaylar bilgisi (matterollact bilgisi) değildir." (a.g.y., s. 57) Fenomcnolojik bir ontolojiyi benimse yen Husserl, felscteye bağımsız bir alan açma ve yöntem kazandırma çabasında doğalcılıkla olduğu kadar, göreccliğı ıçe reıı tarihsclei tutıımla da savaşaeaktır, Ancak, tarihe ilişkin bilinçle tıpkı doğaya ılişkın bilinçtc olduğu gibi tarihsclei tutum birbiıine karıştırılmaınalıdır; "Ben gcniş anlamda, tilozoflar için tarihin sı nırsız değerini tümüyle kabııl edcriın. Filozot için toplumsal tin alanının keşti, do ğanın kcşli kadar öncmliılir. (icrçekten fclsefceiyc gencl tinsel hayatta derinleşme, doğa alanında dcrinleşmeden daha öz.gün vc bıından dolayı da daha temelli araştırma ınalzcmcsi sağlar, Çünkii bir öz bilimi olarak fcnomenolojinin alaııı, kişiscl rinden başlar ve hemen soııra, genel tin alanınm bütününe kadar uzanır (...) Tin felsefesini tcmcllendirebilccck bırıcik bilim, ancak vc ancak fenorhenolojik öz biliınidir." (a.g.v., s. 68) Bir yandan ıloğaleılığın büyüsüne. öte yandan tarihscleiliğin tuzağına kapılarak olup bitenleri kavramak, aıılamak miinıkün değildir. Yaşamı biitiinüyle bir tavır takınma olarak (a.g.y., s. 76) gören Husserl bu tavır takmmalarda bilimlerin (ıs ter doğa ister tin bilimleri olsıın) konııhı rıvla sınırlı kalmayan uvanışlarıyla insan ılünvasında yanlışlıklanı, bıınalımlara vol açtıklaıının larkındadır. Tinsel olanın öncmini Kesin Bir Bilim Olnrak FelseCUMHURİYET KİTAP SAYI 274 yoldaki bir akılcilık içinıle kök salmıştır ve Avrupa'nın bu durumu kuşkusuz çok kişiyi ilgilendiıınektcdir (a.g.y., s. N}). Ancak I lusscılc göre "Avrııp.ı varoluşu ııun içinde bulıındug'u kriz karanlık bir kadcr, önüne gcçilmcz bir tı^tırsuzlıık degildir, tersine lelscH olarak nıeydaıuı çıka rılabilen Avrupa tarihi teleolojisinin onun arkjplanında ver ,ılm«ısı\la anlaşılır vc çöziıliır lı.ılc gelmektedir (. .t 'Kri/' o zaman akılcılığııı gürünüşteki basaıısızlı Yaşantıyı kavramak ;ı olarak Aııı.ı akıln fnıamasınınanl.ım kazanabilır.gibi akılcılı )ir kültürün kcndisındcn beklcncni yaıı ııcdciıi dedig^iın Husseıl'c görc Avrupa krizi yanlış yoldaki bir akılcilık içinde kök salmıştır ve Avrupa'nın bu durumu kuşkusuz çok kişiyi ilgilendirmcKtcdir. Ancak Husserl'c göre "'Avrupa varoluşunun içinde bulundueu kriz' karanlık bir fcader, önüne geçilmez bir uğursuzluk değildir, tersine felsefi olarak meydana çıkarılabilen Avrupa tarihi teleolojisinin onun arkaplanında yer almasiyla anlaşılır ve çözülür hale gelmektedir fe'dc dc önc çıksıran Husserl'i kavramada Onay Sözcr'in şu saptaması son dcrece zilıin avıcıdır: "Aslı tinsel olan bilimsel bakıij acısının üriinlcrini dofi.ının kendisincle varmış gibi düşünmck, bilinılcrin krizine vol açmısjtır. Bilimlerin krizi isc bütiin insanlı^ın kri zi demcktir ve bııraya Hıısserl'in içinde vaşadıj*,) Birinci Diinya Savaşı'nın bunalımları da gircr: Topyekün sava^ idcolojisi, dünyanın vc insanların toptan fizik varlıga indirgcnmcsi vc indirgeıuligi ölçii dc dc yok edilmeye çalışılmasından başka bir şey dcg'ildir. Yııııan kültürü kalıtını de^erlendirenıevcn Avrujja böylcce 'egoizm'lcrin elindc bölünür. Çiinkii bilimle rin temeli ıınııtulmııştur." (Avrupa Insanlığının Krizi ve Felsefe, Ciiriş: ünav Söz.cr, s. 21) Dogiibilinıiııin tavrı, tin araştırmaların.ı tümüylc egcmcn olmııij, işte kriz de bııra dan doğmuştur. 'lcınelde, bilim kaımaka rışık bir yapı içinde görüncn gerçcgi, olup bitenlcr dünyasım vc karışıkliKfan kurtarııı.ıvı, belli bir diizcn içine sokmayı başarm.ı çabasındadır. Ancak insan vc onun tavrı, onun işin içine girme;>i büyük öncm taşıınaktadır vc bu da tarihsellik içinde olup bitıııektcdir. Avrupa coğraryasında durum nedir.1 Buradaki dönüşjümü snfilayan nasıl bir tavır takınma olmu^turr1 Husserl'c göre l)u, l . ö . 7.6. yüzyılda ortaya çıkan vc öznesi Yunan ulusu olan ycpyeni bir tavır takınmadır ve bu tavır, rinscl Avrupa'yı olusturınuştur: "Ve bu tavrın tııtarlılığı içinde tamanıcn veni tüıden linscl bir ürün ortaya çıkıyor, bu da lıızla sistcmatık, kapalı bir kültür biçinıi (Cıcsralt) olma yolunda ileıliyor; Yun.ınlılar ona Felsefe derleıdi. Do>>ru çevrikliginde ilk anlaınıyla bu, cvrcnscl bilimdcn, cvrcnin tüııı var olanın biricik li^iniıı bilinıindcn b.ışka bir şey değil." (a.g.y., s. 41) lnsanlığm, bilimlerin krizi, bunalımı, do^al tavrın hcr yani kıışatmasından, dof.ıl ravra dolanan (a.g.y., s. c>4) akılcı ve aydmlanmaci tutumdan kaynaklanmaktadıı. IIUSMTI e göre Avrupa krizi yanlış Tinsel olanın öneml gın kendisinin v.ıpısında değil, y.ılıi'^c.ı onun yiizeysellebmcsiiKİc, 'ıloğjlcılık' \e 'nesnelcilik'e dol.ınmasııula \,ıtı\oı " (a.g.y., ss.9JS)4). Bclki de bu tenıcl dü^ünccyi sövlc onaınıak miiınkiin "ııesnellıkıeıı " çok "nesnclciliğc" bürüncn "tloğ.ılcı t.ıvrı" \\görcceliği önc çık.tran "taıılısclu ia\u" sınırlarının ötesine tasınıakian doğ.ın uı tuııılar, tck yaıılı olınuda a\ak ıliıvtmclcı bunalımm ncdcni gibi görünüyor. Büriiıı bu bclirlemclcrdcn soııra, bunalımı insan varlığında, insanın bunalıınlı bir varlık ol dugıı gerçeğinde kavrnmaya çalışm.ık, antropolojik bir saptamayla koııııva eğil mek bir vol olabileccği gibi, bas1<a tiir dcn, özcllikle siyasal yaşaınla ilgili gclişmeler, siyasct adamlarının tııtumlaıı tl.ı kendindc bunalıınlı olmayan bilimleri, hi limsel tavrı, sonuçları, kullanım alanları bakımından "bun.ılımlı" görmeyc/gösicr mcyc ncden olabilir. Ozelliklc giiiHİmüzde tcleolojivi bclirle yen ne bilimin kendi.si nc dc akılcı/.ıydın lanmacı tutuınlar gibi görünüyor. Aunıç lara ulaşmak için seçilen, kııllanılan yön temlcr, ba^ta bilim olmak üzcrc birçok insan başansını "suçlu " sand.ılyesııuotıırtınaya yetiyor gibi görünmcktc. olumsuzlıığun taturası nerdeyse tümüylc akla, aklın modern kullanımına, bilime çıkarılıyor. Ama bu tümüylc tartışması/ doğru olabilir mii* "Şcyleştiııne", günii müzdc bilımlerdcn ç(»k, sa\aşlara, yıkıınlara karar vercnlcriıı; özcllikle bircysel özneleri ortadan kaklırm.ı yolunda "şcylı'ş tirme" çabalarına katkıda bıılun.ın mcd\a dünyasının başjrısı (!) gibi göriiııiivor sa nırım. I lerkes özcllikle tilozoflar bu ko nuyu ara^tırmayı lıcp gıiııdcmlcriıulc s.ık lı tutmaİKİırlar. Bu ıki tutum da bilimsellik değil "bilimselcilik" içinde savrıılan akılcılığııı so nuçları gil)idir; lıer ikisi de bir tiir "b.ır barlık"tır. Avrupa ya bu bıçınulc \eya başka biçimlcrde kemlini sııııan "barbar lıöın" içinde yok olup gitlcccktir "ya da aklın doğalcılığı kcsin bir şckildc kalıra manea ycnmcsi yoluyla klser'cnin riııiıı dcn yenidcn doğalcaktır B.(,'..)" (a.g.y., s. 94). Ancak bu ikincisi insanlaıdan, düşü nenlerden çok şcyi; özcllikle ve her şcy dcn önce gerçck "akıl eleştirisini' istc mektcdir. Husscrl'in sözünii ettiği vc umııtları canlı tııtan "tinin öliimsüzlıiğu işte bu siiriip giılcn clcştiriılc \aııı lclsclc üe somutlaşacaktır. • Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe / HJ n/uııd Ilu\\crl ^Çcıırc)/. ln///ı/\ Mt'i/^ıi foğlıi/ Yıipı KrcJı Yıiyınlnrı / SI <,, Avrupa Insanlığının Krizi vc Felsefe / lidınuntl \hii\crl /Çcvircıılcr. Ayçıi Scihıın cuoğlıt ()ıiıi\ Sozcr / Ah'A Y / V i Bilimlerin krizl SAYFA 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear