22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

PROF. DR. GURSEL AYTAÇ a/lı Eray, ycni kitabı "Uyku îstasyonu"nu 1994'te Can Yayınları'nda yayınladı. Tutturduğu tarzdan şaşmayan, bu nedenle de onu sevcn okuyucuların beklentilerini sıırprizlerle bo^a çıkarmayan bir yazarımız Nazlı Eray. "Uyku tsrasyonu 'nu daha önceki anlatılarıyla kaı^ıla^tmrsak, belki bunda "hayalgücü" ööesinin gerçek lik alcyhinc daha bir güçlendiğini söyleyebiliriz. Hatta anı uüşgerçek kategorilerinin hcp bir arada "gerçek" diye nitelendigine tanık oluyoruz. (s. 20) Anlatının ilk sayfalarında "zaman" kavramınrn da bu tür bir "bölünmezliği" söz konusu oluyor. "Zamansızlık" diyor Nazlı Eray buna: "Zamanstzıın. Zamamn dı^ına çıkmtş gıbıyım [ ] Geçmışte mıyım yoksa gelcccktc miyim? Birden aklıma bu soru takıldı Mutlaka bir yerde bir zaman kayması olmuj. 7,amanın neresindeytm acaba?" (s. 8) N Masal'ın yeniden üretimi Hayal gücü boyutunun daha da güçlenmesi, gerçekliği içine alıp Öğütmesiyle "Uyku Îstasyonu", Nazlı Eray çizgisinin yetkin ürünlerinden. Şark edcbiyatını geleneksel masal türünde tanıyıp, bu edebiyatın masal türünden tamamıyla yüz çevirdiğine şaşan Batılı edebiyatçılar, sanırım Nazlı Eray'da modcrn masal boyutlarını görmekle rahatlıyorlar. Nazlı Eray'ın "Uyku îstasyonu" mekân sınırlarını hiçe sayarak kişıyi başka dünyalara göturen bu olağandışı aynasının çerçevesinden arka tarafa geçmck isteyen Benanlatı cının geciş güçlükleri, sanki sıradan güçlükler gibi, adeta sanıye üslubuyla anlatılmaktadır: "'Gmyorıım Hamdullah Bey' diye \es lendim. 'Hadi karnım biraz içeriye çek. îlkin ba^ını sok Sağ ayağjnı içcrı at. Cjövdenı geçır aradan Ötekt ayağını da çek Ellerinle çerçeveye tuttın ' Ba$armı$ttm' Portekiz Sefaretının en alt katında, kuyruklu pıyananun yantıı da bir yerdeydim. Önümden geçen garinnun eğılerek bana uzattığı giinıüş tepsiden rastgele bir nkt ahlıın." (s. 78) "Uyku fstasyonu"nun ikinci somut gerçeklik konusu sayılabilecek olay, evinı terk etmedir. Ev, anlatının tümünde, özellikle de ikinci yarısında bir leitmotif niteliğinde. Insanın evine bağianma sına ilişkin duyarlı saptamalar var. Mesela şu satırlar: "Evler hnanların gelıp geçıcı kabıtkları.. öyle görüyorum beıı unları. Ama arneğın, o ev ve yaşadığım dığer evler, tiim ayrtntılart, geceleri ve gihıdtizlcrı, ıçlerinde, odalarında konuşıılanlart, mutfaklarında hazırlanan çay ve kahveleri, yatak odalarında gitndıt^u^lannın perdelerden ıçerıye sızması, telefonlan mn yankılanan \e.u [.. I oraya ilk vırerken ınsanın laşıdığı nıerak ve umutlarıy la belleğime kazınmtstır. önlar benımdır artık, ben bir daha ayak basmasam btle. "(s. 84) Kavaklıdere'deki ev, Teşvikiye'deki ev ve Benanlatıcının bu evlerle ilgili anıları, duyguları anlatıda agırlıkiı bir tarzda yansıyor. Kitabın son satırları da evi "kişileijtirme"; Niyagara Apartmanı'nı bir can yoldaşı sayan anlatıcı şöyle diyor: "Bir gün se.unle bir dertleşsek. ktır^t lıklı oturup konuşsak. Kimbilir sen neler görmiiy sıındür (Jdalannda mutluluk ya^aıımı^tır, hastalar yatmıştır, kapında amhulans beklemiştır. Anlatının bana, dağıtırız bu havayı Sımdı efkârlıyım, bakma Düzelınm lyi geceler. Niyagara Apartmanı." (s. 160) Hayal gücü boyutunun daha da guclenmesi, gerçekliği içine alıp öğütmesiyle "Uyku fstasyonu", Nazlı Eray çi/uisinin yetkin ürünlerinden. Şark edehıyatını geleneksel masal tımındc tanıyıp, bu edebiyatın masal türünden tamamıyla yüz çevirdiğine şaşan Batılı edebiyatçılar, sanırım Nazlı Eray'da modern masal boyutlarını görmekle rahatlıyorlar. • Ev va insanlar "Uyku Istasyonu"nun somut gerçckliğine ilişkin iki odak konusu var: Benanlatıcının hastanede yoğun bakımda* yatan annesi ve yine Benanlatıcının Ankara'da terk etmek zorunda kaldığı cvi. Hasta anncyi ziyareti sırasında hissettikJeri, onu anneylc ilgili anılara götürüyor. Sinop bu bagiamda çeşitli manzaralarla karşımıza çıkıyor. Bitkisel hayatta, bilinçsizce yatan anncye duyguıarı, benanlatıcıyı çaresizlik içinue kıvranan, yatır ziyarctinden medet uman biri yapıyor. Mahmut Baba'nın türbesinde munı yakıp annesine şifa diliyor. Bu türbede tanıdığı "başında örmc tctkkcli, yüzundekı ^ızgilcrden çok yaşlı olduğuntı tıihımn e/tığı" bir adam, onun ıçinden geçenleri okuyan, geçmişını bılen bırı oltluğunu gösterir. Anlatı boyunca bir anahtar tigür nitcliği taşıyan "takkclı adam", Bon anlatıcının zaman ve mekân degişimlerini sağlayan bir anlatı bulu^udur adcta. lştc, yazımın ilk satırlarında almtıladığım o "ıkısi dc gercck" bilgclıği, bu ihtiyarın ağ/ından dıle gelir I latta ıllüzyonıst Morrcti'nin ııyuttugu kadının Orhan Gazi Tepcsi'ııdeki evliya türbesine havalanmasını, cvliyanın gıicıınc yoran ahalinin umut.sU/; hahtalarını şihı bulsun diye oraya çaöırmasıyla karışan mucizeler karjjisında, "ILvı^ısı gerçek? lnançlar mı, ıllüzyonlur nu, ıınanlar mı, yoksa cvlıyalar mı" sorıiMina şu ilginc yortımla cevap veren de, yine bu takkeli ihti yardır "llcpsı gcrçeh fttrbırıne bıiğlaıı tılı olaylar bunlar" (s. 108) Anlatıcıyı içinde bulundugu üzüntüden kıırtarma çabaları yine onun sözlerindedir: "Ya}aJığınız bcr an sızc verilmiş bir tirnıağan 11er jry dcğışkendır, htıııu bılırsımz, üzulcceh bir $ey yok Sızt defcışık bir yere gdtiireceğım Efkârınız dağılıi eak, yenıden \ıkır ^ıkır gulmeye başlayacaksımz " (s. 24) Anlatının gerçek dışı boyutunu önenıli ölçüde bclirlcycn öteki anahtar figür, bu takkeli ihtiyar"ın yatalak kaCUMHURİYET KİTAP SAYI 273 Hangisl Gerçek? yınpederidir. Bir vitesle yönettiği aynası, televizyon ckranını andırmaktadır. Masalların sihirli ayna mucidi gibi her yeri her zamanı yansıtma gücü vardır. "Ayna aslında bajka bir boyuta açtlan bir kapı " Anlatıda bu sihirli aynanın nasıl işlendifiine dikkat edersek Nazlı Eray'ın hayal gücü ile somut gerçeklik ööelerini kompoze ediş tarzını görürüz. Yatalak Hamdullah Bey'in zaman ve Yaytnlart/160s Uyku tstasyonu / Nazlı Eray / Can SAYFA 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear