Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
dc ner Bir sürü insan öldü. Ünemli sonuçları olacak muazzam hareketler doğdu. Mimari alanında postnıodcrn denebilecek bir üslup var. Ama benim pek ilgimi çekmiyor açıkçası. îjimdi daha eiddi bir sorıına, hakikat, tarih ve otorite karşısında postmodernizmin aldığı tavır sorununa gelelim. Otoriteyc yönelik efeştirilere, büyük harfli Tarih ve büyük harfli Flakikat'e yönelik eleştirilcre hiçbir itrazım yok. Ama küçük harfli hakikate inanıyo rum ben, hiç bitmeyen bir süreç olarak küçük harfli ta rihe inanıyorum. Tarih, hakikat ve otoriteyle ilgili her tür lü tartışınanm son kertede sonuçsuz bir şey, bir tür eğlence olduğunu söyleyen postmodernistlere hicbir zaman katılmadım. Çünkii ben ce bunlar kimlikle ilgili, siyasctlc ilgili, otoriteyle ilgili so runları laııımlayan çok önemli mesclcler. Dırenmek gibi bir derdinı var benim. Biliyorsunuz, postmodernist kuramın, mesela Foueault'nun direnis gibi bir meselesi yok. Bu konu dışı, imkansız bir şey onlara göre. Ama ben di reniş ve muhalefetin entelcktüelin rolıı nün temelini oluştuıduğunu düşünüyorıim. Bu yüzden de postmodcrnistle re katılmıyorum. Bir edchıyat elcjtırment nlarak C.oıı rad, Yeats, Sıvıft, Dıchcııs ve Hlıot gıbı kanonık [burada "de^ert hanttlanmt), klasikleşmii" anlaınındal.B.j yazarlar üzerinde çalıptıayı tcrcib edıyor gıbisi niz. Salman Rusbdie dı^ında (ki onıtn dzel bir dıırumıt var), çağda$ yazarlar dan, Barth, Pynchon ycı da Calvıno gıbı poümodern deııen vazarlardan pek bahsetmiyorsttnuz Bunun nedenı bu tür isimlerın salt ahademik projesyoncllcr tarajından okunaeak tıirde kttaplar yaz dıklartnı dü^ünmeniz ıni? Akademıdeki, dünyayı paranteze alan metınscllik ki'ıltü bizzat edebiyat alanına da mı sıenıdi'' Ba/tda romanın taııde bulunduğıı durıımıı nasıldegerlenaırıyor\unuz^ Böyle bir değerlcndirme yapamanı çünkii çok geniş bir alan bu. Cıünümüzde yazı yazma işiyle uğraşan bir endürstri var artık. Bazıları ilginç^ tabii. Ben gerçekten de ılginç olan (.alvino gibi, Borges gibi günümüzün gözde yazarlarını okumaktan çok, Batı dışındaki edebiyallarla ilgileniyorum. (,',ağdaş Afrika, flındistan, l.atin Ameıika ve özellikle de Arap cdebiyatını izliyorum. R.ırr, Pyıuhon gibi isimleri pek (azla okuduğum söylenemez. () kadar ilgılendirmıyorlar beni. I ler zaman sorunu da var, her şeyı okumak mümkün değil. Ayrıca okunaeak tek şeyin roman olduğuna, romanın özel bir jjiteliğı «Iduguna inananlardan degilinı. (^ünkü yaşayan rarıhle çok ılgılıyım. Bunlar bana çok şey kalıvor. Ne bıılıırsa okuSAYFA 6 1 y.ml.ııd.ın oldııgum söylenebilir. Edebiv.ılı l)iı prolesvonel olarak iz.lemivorum Işın oj^ıetmenlik yöniine gelince, yeni öğrenci kuşa^ının tam anlamıyla cahıl oldııguıuı görüyoııım. Cieçmi^in edebivatı hakkında hiçbir şcy bılmiyor lar. Ben de kanonik yazarlar üzerinde odaklanıyorum. !}iı ıiııhıprojclcritıiz nclcr? tki yıldır bir otobiyognıfi iizerıde çalışıyorum. Ayrıca "gec dönem üslııbu" adını verdig'im bir konu üzerinde çalışıyorum. Kitapta sanatcıların son yapıtlarının üslubu üzerinde duruyorum. Şu anda yarısmı yazmış dıımmdayım. Büyük bir kısmını verdi^im bazı konferanslarda kııllandım. Dorc'den, Richaıd Siıaııss'djn bahsediyorum. Müzik üzerinde epeycc (iıırtıyonım bu kiiapta. Lampedusa'dan bahsediyorum. Oldııkça büviik bir proje anlayacağınız. Son olarak Filistin'Ie ilgili sayısız nıakale ve kitap yazıyorunı. IsrailI'KO bariijinı konu alan Peacc and Its Dıscontents adlı kitabını çok yakında çıkacak. Mtmıt Koaıdcıglı: KtızeyGüney diye bir kımlıkten töz eddcmcz ama Dnğu Batı dıyv bir himlıkten söz cdılcbılır. Sız Dogtt'da ycttitp Balı'ya bakan, Batı cğitinıi gorcn bırı olarak gelecegın bu kültürcl kımlıklcrdcn hangisı üzerinde kurulahtlcce&ını dtışüıütyorsunuz* Yanı yaşadığnınz yüzyıltn sonunda bir kiiltü rel çatt^ma yaşanıyor dtye dıişiiniiyonım ben. Bu ı,titi)iııada Batı daha göstcrışlı bir ftgür olarak öııe çıkıyor. Dofcti daha \e\\İZ, ama kendtndeıı daha enıııı Ve Batı Do&u ıızerındehı hahııtnyetuu yıtırıyor gibi gelıyor bana. Bu açıdaıı sız geleceğe mt \ıl bakıyorsııııuz' Bence de dogrıı bu. 19. yüzyıl modeline dayanan ve bu modeli 20. yüzyıla taşryan Batı hegaemonyası sona eriyor. Kıiltür ve Etnperyalızm adlı kitabınıın bon bölümünde bıından söz ermiştım. Bunun iijaretlerinden biri de ABD'dc "rarihin sonu" ve "nıedenıyetler çatışması" ile ilgili tartışmalar ya pilmaya başlanması. Bu tartı^nıalar "biz her şeyi clde ettık; artık dünyanın geri kalanını kaale almaya gerek yok, onlaı bi/e gelmeli" diye bir duşıınceye dayanıyor aslında. Bu bence Batı'ııın kendine olan gııvenini kaybetmeye ba^ladıgınııı ve dünyanın değıştıgını hı.ssetıığimn üjaıetı. Artık Baiı modeli diye bir çeyden bahse dilemez. Japonya'yı, Singapur'u nereye koyacaksını/.' Onlar Bati'nın biıeı parçası lalan deg^il, kendilerine ozgü, apayrı giiçler. Klasik Batı idcolojisiııin buııunla ba^a çıkabilmesi, bunıı anlanı landırabilmesi mümküıı değil. Pekı bunun yerıııı ne <ı/at ıth •> Tahmin etnıek güç. Herhalde daha ıılak çaplı catısmalar. Bosna'Ja olanlargtbı ım? Evct, o tür çatışmalar. Büyük güçlerin ilgilcndi^i, ilgilenmelerinin çıkarları gereği oldu^u, ama ne yapaeaklarını pek de bilmedikleri durumlar. Körfez Savaşı'nda olduğu gibi petrol, su türünden dogal kaynaklar üzerinde yürütülen savaşlar. Artık aııa mcsclc tck bir gücün hakimiyeti değil, bu tür seyler. Soguk Savaş, 19. yüzyıla özgü klasik imparatorluklar savaşı modelinin son aşamasıydı. Kültüre gelince... Mesela Fransa ile ABD arasındaki kültür savaşını ele alalım. Fransa bagımsızlığını korıımak istiyor, ABD ise kültür ihracını sürdürmeyi. Kültünin globalleşmesi diye bir şey söz konusu degil. Jeanleri, McDonalds'ları kastetmiyorum tabii. Bu çok basit bir düzey. Su anda yerel kültürlere yönelik ilgide nir canlanma var, bu da globallcşmcdcn çok tarklı bir şey. Bu yüzden, DoğııBarı karşıtlığına dayanan eski sistemin ortadan kalkacağını düşünüyorum. Bir hiiltür çogalnnnı olacak yani? • Evet, öylc denebilir. Bence bu çok daha iyi bir şey. • EntelektüelSürgün, Marjinal, Yabancı/ Edıvard Said/ Çevıreıı Tıınuıy Birkaji/ Ayrıntı Yayınları * Ozgürlüğün EkolojisiHiyerarşinin Ortaya Çıkışı ve Çöziilüşü/ Mıınay Bookchın/ Çevirvn: Alev Yıırker/ Ayrıntı Yayınları CUMHURİYET KİTAP SAYI 295 Edvvard said'in israıiFKö barışını Konu alan "Peace and Its Discontents" adlı kltabı cok yakında yayımlanacak