Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ka televizyonlar, eczane, pastane, postane ve kapısında kuyruk olan yoksul hastanenin oluşturduğu bir doku... Biraz iddialı da olsa, hep şunu söylemek isterim: Ziya Gökalp, bir milletin tarifini kültür birliği, dil birliği, tarih birliği vs. gibi unsurlarla yapar: Bir anlamda, yaratılmak istenen 'modern Türk milleti'nin birliğinin temellerini araştmr. Bugün ise, Türkiye'nin birliğini sağlayan şey ne dil, ne tarih ne de kültür birliğidir. Bir Aygaz birliği, Arçelik birliği, spor toto birliği, PTT birliği ya da Kelebek Mobilya birliğidir Bir merkezden örgütlenen ve ülkenin en ücra köşesine kadar ulaşan bu bayi ler örgütü, bu örgütün ima ettiği bir lik, Ziya Gökalp'ın sözünü ettiği 'birlik'lerden aslında çok daha sağlam biı birliktir... Kahramanımız 'arayış'ını akla ziyan otobüs yolculuklarıyla yapıyor. Roman için çalışırken, ben de o türden bir otobüs yolculuğuna özendim ama insanın her istediği 'istediği zaman' gerçekleşmiyor işte (Bazen, iyi ki de gerçekleşmiyor). Sonuçta, yayımlanmamış haliyle Yeni Hayat'ı yanıma alıp, Isuzu marka bir yarış otosuyla gittim gideceğim yere. Yine de romandaki ikilemlerden birini yaşadım sayıyorum kendimi... Neden öylesi otobüs yolculuklarını reva gördünüz yirmi iki yaşındaki mantıklı ve âşık bir mühendislik öğrencisine? Gece çıkılan uzun otobüs yolculuklarında, diyelim ki, otobüsün arka sıralarında bir yerde otururken, aslında uyku ile uyanıklık arasında ne kendi yatağımızdaki gibi huzurlu bir uykuya dalarız ne dc sabahlara kadar bitirmemiz gereken bir iş sırasında olduğu gibi bir uykusuzluk çekeriz. Ama bilincimiz, aklımız, hayal dünyamu uyku ile gerçek dünya arasında neredeyse kendine özgü bir hayal dünyası yaratır: Bu, bazen rüyaların, bazen gerçekliğin, bazen ikisinin birleştiği çok özgün bir yerdir. Ve böylesi deneyimler, bizim gibi ülkelerdeki otobüs yolculuklarına özgü bir çeşit 'yaşama biçimi'dir. Bu ne uykulu ne uyanık olan 'zihin hali' benim başımdan da geçti yeterli miktarda ve bu hafif afyonlu, hafif büyülü, hafif dalgın, hafif karanIık ile bilinç arasında geçen bu durum, bu şuur hali, Yeni Hayat'ta kurmak istediğim hayaller ülkesine tamı tamına uygun düştü. Zaten kitaplar belirli bir şekilde 'şunu anlatmak istiyorum, bunu anlatmak istiyorum' diye çıkmaz. Diyelim ki, yaptığınız bir otobüs yolculuğu bütün gücüyle içinizde canlanır ve o otobüs yolculuğunun temelleri olabilecek bir kitap yazmak istersiniz ya da o otobüs yolculuğunu 'taçlandıracak' bir kazanın anahtar olabileceği bir sahne yazmak istersiniz.. Romanın büyüsünü bozmamak için Osrrian'dan, Mehmet Nahit'ten, Dr. Narin'den, Rıfkı Amca'dan, öteC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 2 4 3 kilerden, hele hele Canan'dan hiç söz etmek istemiyorum ama, şu Yeni Hayat karamelalarından konuşabiliriz meselâ? Kitapta anlattığım Yeni Hayat karamelaları, geFçek bir karameladır; ben ona birazcık yetiştim diyebilirim. Benim çocukluğumda onların başka şir ketler tarahndan yapılmış taklitleri vardı ve bu, kitapta hoşuma gidcn aynntılardan biridir. Çünkü, ayn: zamanda Yeni Hayat, Dante'nin bir kitabıdır ve o kitaptan da burada bazı belli belirsiz rüzgârlar vardır. Yani, Yeni Hayat hem 1950'lerde Türkiye'de son derece yaygınlaşmış bir kara meladır hem de Dante'nin bir kitabıdır... Tabii, bir de Rıfkı Amca'nın kitabının adıdır. Peki, madem öyle Dante'nin Yeni Hayat'ındaki 'Beatrice'le Tanrı arasındaki paralel ilişki temasını burada da kurabilir miyiz? Bence kurabiliriz: Canan'ın adı hem sevgili, KİTAPTAN BİR BOLUM 1 Btrgün bir kitap okudum ve bütün bayatım değişti. Daha ılk sayfalanndayken hile, kıtabın gücünü öyle bir hissettim ki içtmde, oturduğum masadan ve sandalyeden gövdemtn kopup uzaklaştığtnt sandtm. Ama gövdemın benden kopup uzaklaşttğtnı sanmama rağmen, sankı bütün varlığtm ve her şeyimle her zamankinden daha çok sandalyede ve masanın baiindaydım ve kitap bütün etkisinı yalntz ruhumda değtl, beni ben yapan her $eyde gösteriyordu. Öyle güçlü bir etkıydı kı bu, okuduğum kıtabın sayfalartndan yüzüme ışık fı$kırıyor sandtm Aynı anda hem bütün aklımı körleştiren, hem de onu pırtl pırıl parlatan bir tştk Bu ışıkla kendimi yenıden yapacağımı düşündüm, bu ışıkla yoldan çıkacağımı sezdtm, bu ışıkla daha sonra tanıyacağım, yakınlaşacağım bir hayatın gölgelerinihissettim Masadaoturuyor, oturduğumuaklımın bir köşesiyle biliyor, sayfaları çevıriyor ve bütün hayatım değişırken ben yeni kelımelerı ve sayfaları okuyordum. Bir süre sonra, başıma gelecek şeylere karşı kendimi o kadar haztrlıkstz ve çaresiz hissettim ki, kitaptan fışkıran güçten korunmak is ter gibi bir an içgüdüyle yüzümü sayfalardan uzaklastırdtm Çevremdekı dünyanın da bastan aşağıya değısttğtnı o zaman korkuyla farkettım ve şımdıye kadar htç duymadığım biryalnızlık duygusuna kapıldım. Sankı dılini, alışkanlıklarını, coğra/yasınt bilmedığım bir ülkede yapayalnız kalmıstım. Bu yalnızlık duygusunun verdtğt çaresızlık, bir anda beni kitaba daha sıkı stkıya bağladı. îçıne düstüğüm yeni ülkede yapmam gereken seyleri, inanmak tstediklertmi, görebileceklerimi, hayatımın alacağı yolu bana bu kitap gösterecekti Sayfaları tek tek çevırirken kıtabt, şımdı bana vahsı ve yabancı bir ülkede yolgösterecek bir rehhergtht de okuyordum. Yardım et bana, demek geliyordu tçimden, yardım et kikazaya belaya uğramadan yenihayatı bulayım Bu hayatın da, ama, rehberinin kelimelertyleyapıldığını biliyordum. Ke/imeleri tek tek okurken, bir yandan yolumu bulmaya çalıstyor, bir yandan da yolumu hüsbütün kaybettirecek hayal harikalarım hayretle tek tek ben kuruyordumM SA YFA