Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
'Alaturka Şürler" kitahı yayımlanan Metin Altıok'la söyleştik Siir "onur iliği"dir onun buldum galiba: Mahzun... Bu da insanın serüvenine hep trajik noktalardan bakmanızdan kaynaklanıyor. Ya da şöyle mi demek gerekir; insanın ve kendisinin serüvenine hüzünle bakıyorsunuz. Sevinçleriniz bile buruk bir tat bırakıyor bu yüzden. Benimki bir saptama. Yanıhyor muyum? Bu konuda haklısınız. Bence doğru bir saptama yapmışsınız. Yaşayabileceği hayatın türlü olanaksızlıklarla ancak yüzde yirmibeşini yaşayabilen ve bunun ayrtmına varan bir insana "mahzun" olmak yaraşır. Söz konusu bir şairse, memleketinde işine, yani şiire verilen değer ve önem bu mahzunluğun bir başka yanını beslemez mi? Son dönem şiirlerinizde yeni biçimler deniyorsunuz. Kitapta yer alan "Fermuar" adlı şiir bu tür çalışmalarınızdan. Ayrıca "HesapIşi Şürler" var. Evet gelelim "Fermuar" ve "Hesapîşi Şiirler"e. Aslına bakarsanız bunu Paz da denemiş bir başka biçimde. Bu bakımdan bu şürlere alafranga şürler demek gerekiyor. Ama benim çıkış noktam, Anadolu'daki kumaşın doku gözeneklerini saymak esasına dayanan ve Hçsaplşi dencnbir işleme tekniğıdir. Görüldüğü gibi modernist olmak için ille de Batı'ya öykünmek gerekmiyor. "Alaturka Şirlcr"le birlikte toplam 9 şiir kitabı yayınladınız. "Hesapİşi Şürleri" de katarsan 10 oluyor. Bundan önceki konuşmamızda "10 şiir kitabı yayınlayıp şiiri bırakacağım" gibi bir şey söylemiştiniz. Bu tutumunuzda da ısrarlı mısınız? Sizin dc belirttiğiniz gibi bugüne dek dokuz şiir kitabı yayımladım. Hesapİşi Şiirler'le birlikte on kitabım olacak. Bu kitaplar birer şürler toplamı olmaktan çok, hemen hemen tek şiuden oluşan bir bütün olma niteliği taşırlar. Ben bu kitaplan yeterli buluyorum. Adam olana çok bile. Yalnız buradaki adam olmak nitelemesi bana degin olduğu kadar okur için de söylenmiştir. Zaten Cemal Süreya "Bir şair altmışından sonra şür yazmamalı" derdi. Eh, ben de elli iki yaşmdayım. Bundan sonra yazarsam başka bir şey yazarım. Belki oyun, belki roman, bilemiyorum. Ayrıca "Şürin îlk Atlası"na devam. Orta ve Büyük Atlasları inanıyorum ki sizler yazacaksınız. Bütün gençşairleresevgi.selâm. • Alaturka Şürler / Metin Altıok I Varlık Yayınlan 156 s. İçimden "Herkes o kadar alafranga oldu ki bana dededen kalma alaturkalık düştü" demek geçiyor ama, bunun bir fantezi olmaktan öteye geçemeyeceğini de biliyorum. ENVER ERCAN etin Altıok'un "Alaturka Şiirler" ini okurken, şiirinin doğasındaki hüzün, beni kendi kendime de sorular sormaya yöneltti. Sözgelimi, bir şiir okurunun kendini bir şairle akraba hissetmesinin acaba onun "bir yüzükyaptımsana güvercin teleğinden / bir yüzük .. hoşçakal sözcüğünden" dizelerini okurken duyduğu ürpertiylebir ilişkisi var rru? Ya da günlerce izi siirülen "gezgin" bir şaire sonunda ulaşınca teleronun bir ucundaki scvincin, diğer uçta benzer bir ışıltıya dönüştnehi gibi bir şcy mi? Aslında tam yanıtını şu anda da bilemiyorum. Altıok'ıın "benim şairlerimden" biri olduğunu biliyorum ama... ünunla ilk söyleşimiziyine mektupla yapmıştık. Bingöl ve Karaınan'da geçcn, 12 yillık bir anlamda gönüllü sürgünlüğiınu buirmiş, Ankara'ya yeni yerleşmişü. Yani "gezgin" değil, "yerleşik yabancı"ydı artık. Ve o Karaman'daykenyaptığımızteleion görüşmesinden kısa bir süre«onraydı. Aradan 3 yıl geçmiş demek ki... Bu kez yine mektupla sözyeşiyo M ozan" olduğunuzu söylemişti ydlar önce. Vebu nitelemeden alınmadığınızı, hatta benimsediğinizi belirtmişti "Kendinin Avcısı" adlı kitabınıza yazdığı kapak yazısında. O giinlerden bugüne şiirlerinize baktığımızda tnce'yi haklı çıkarır bir tutum içindesiniz. Zaten son kitabınızın adı da "Alaturka Şürler"... Sevgili Enver Rrcan, içimden "Herkes o kadar alafranga oldu ki bana dededen kalma alaturkalık düştü" demek geçiyor ama, bunun bir fantezi olmaktan öteye geçemeyeceğini de biliyorum. Aslında ben ürhan Veli'yle başlayan yeni Türk şiirinin bütün Batı etkisine karşın özünde alaturka bir şiir olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan bakıldığında alaturkalık bu şiire bir kişilik kazandırır ve evrensel şiir mozayiğinde bir renk olma kapısını açar ki, bu da güzel bir şeydir. Ayrıca alaturka olmak öyle sanddığı kadar kolay bir iş değildir. Eğer olabildimse, yani Türk usulü bir şiir yaratabildimse ne mutlu bana. Kitaplarını/ı yeniden okurken, şiirinizi tek sözcükle tanımlamak gerekse, bu ne olurdu diye düşündüm. Ve HESAPİŞİ ŞÜRLER su İçimdeki bu uslu sevi bükümü su gi bi ak ma lı du ru üın rü mü KOKU Aşiyorbak bir duvarı ayaydınlık bu ge ğu ce lu de gülyordamı Metin ALTIOK S A Y F A 7 ruz. Özdemir İnce "alaturka K İ T A P SA YI 1 7 0 C U M H U R İ Y E T