24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

odağına insanı alan, yaşanılan dünyanın varhğını simgesel olarak kuşatan bir şiirdir. Bir büyük şiiri, değişik izleklerle değişik zaman dilimlerinde dengeli, uyutnlu, sınırlı, kendi kendini üreten, ama her biri birbirine eklemlencbilen bir şiiri yazmıştır o. Bu da hiçbir zaman kısırlık, tekillik anlamına gelmez. Tersine onun şiirde gözetmek istediği uyumu ve tutarlılığı kanıtlar. Sabahattin Kudret Aksal'ın yarım yüzyılı biraz geçen şiir yaşamı, hemen pek çok ozanda görüldüğü gibi kimi etkilenmelerle (özellikle Orhan Veli vc Cahit Sıtkı'dan) başlamıştır. Günlük yaşama büinçlicc bakan ozanımız, derleyip unutmaya bıraktığı izleniınlerini şiirleştirmekte ustadır. Bunlar kendisinden başlayıp (kaygılar, yiireğindeki tatsızlıklar vd) insanların acıklı durumuna doğru yayılım gösterir. Yaşamın "sürgit yanlış oluşu" yönündeki algılaması onun şiirinde "yalnızlık" ve buna bağlı olarak "sakin yaşama isteği", "gemiye binip düşsel bir evrene gitme" izlekleriyle iç içe kılar. Yalnızlığına okurunu ortak etmek ister. Yalnızlığını en güzel veren kavram ise "ge, ce"dir. (Mutluluk onun şiirlerinde "güneş" ilesimgelenmiştir.) Sabahattin Kudret Aksal, şiirlerinin hep bir "dilsel yapı" kurmak olduğunu söyler. Kimi zaman "us dışı söz dizimleriyle dc yaratılan dilsel yapı"nın şiir olabileceğini ileri sürer. Bu yapının içeriğinde "zaman"ın özel bir yeri ve anlamı olmalıdır: Değil mi ki zaman "geçmişle gelecek arasında bir akıştır" öyleyse insan da bu sürekli akışta "yaşayıp ölmekle tutsak"tır. Ona göre "zaman, bilinmez olduğunca trajik bir olgudur da." Evreni ve doğayı bir bakış açısıyla yorumlayan şairimiz bon çözümlemede sonsuzlukla doğayı özleştirir. Sabahattin Kudret Aksal'ın şiirlerinde görsel imgelerin ağırlıklı yer tutması nedensiz değildir. Çünkü o bu evrenin, bu evrende yaşadığının bilincindedir ve görsel duyarlığı şiirsel coşkuya dönüştürme ustahğını göstermişıir. Özetle, onun şiiri zengin çağrışımlar uyandırırken farklı biçimlerde alımlanabilen, imgecilikten simgeciliğc uzanan, dizeuyumsınırlılıkiçerikses gibi birimlerle oluşturulan dilsel yapıyı geleneksel ses olarak zamana sunan, birşiirbirikimidir. Öyküleri, Oyunları ve Denemeleri Sabahattin Kudret Aksal'ın ilgi duyduğu ve kalıcı yapıtlar verdiği türler arasındaöykü veoyunda vardır: "Önce şiir yazdım. O yıl şiirle geçti. Oykü, oyun, deneme geldi. Hangi türde yazmaktaysam o süreçte en büyük ilgiyi o türe duydum. Duymasam yazmazdım.... Şu da var: Şiir deyazsam öykü C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 6 8 de oyun da hep 'dil'i yazmak istiyordum." Şiirlerinde dilin kullanımıyla sağlamaya çalıştığı büyüyü, öykü ve oyunlarıyla da yakalamayı amaçlamıştır. öykiilerinde de ortalama insanın günlük yaşamındaki anlık mutluluklarını, yaşama sevincini (tıpkı ilk dönem şiirlerinde olduğu gibi) ayrıntı zenginliğini ihmal etmeden düşsel bir yaşamın temeli olarak işlemiştir. Oyunu şiirden ayırmayan Sabahattin Kudret Aksal, oyunun da tıpkı şiir gibi bir rzdüşümü ("Şiir ne yargılar ne açıklar, sadece bir izdüşümü saptar, okura o izdüşümü vermek ister...") olduğunu ileri sürer. Tersine Dönen Şemsiye evli bir şair ilf bir genç kız arasındaki tarklı biçimlerde değerlendirilen bir gönül macerasını; Kahvede Şenlik Var, soyut bir çevrede bir pazarlık konusuna dönüştürülen evliliği anlatır. Kıral Üşümesi'nde ise tek sesliliğe koşullanmış bir yönetim biçiminde halkıyla bir lürlü ilişki kuramayan bir kralın geçirdiği ruhsal bıınalımlar "iişüme" simgesiyle yansıtılmıştır. Özellikle şu belirtilebilir: Onun oyunlarının hemen her birinde içinde bulunduğu/içine düştüğü açmazlardan (insani bağlamlarda, insan açısından) kurtulmanınyolunuarayan insan tipleri canlandırılmıştır. Bir felsefeci olan Sabahattin Kudret Aksal'ın "deneme"yi ihmal etmesi herhalde düşünülemezdi. Denemeyi "düşüncenin geliştiıilmesi, saptanması" olarak tanımlayan S. K. Aksal, tek de neme (deneme ve eleştiri demek dah.ı doğru olur kanısındayım) kitabı olan Geçmişle Gclccck'te (1978) felsefi bakışını, sanat anlayışını, tiyatro üzerine düşüncelerini, izlediği kimi oyunlarla ilgili izlenim ve değerlendirmelerini, ilgilendiği şairler hakkındaki kimi saptamalarını sergilemek fırsatını bulmujjtur. Özetle, Sabahattin Kudret Aksal, zamanının ve emeğinin çoğunu şiire adamış, şiirlerinde belirli bir beğeni düzeyini hep gözetmiş, evrene ilişkin görsel izlenimleri düşsel yaşama dönüştüren; öykü ve oyunlarıyla orta sıruf insanının mutluluk arayışını, dramatik içsel yaşamıyla sergileyen; denemeleriyle de "ders vermeden bilinç uyandırma"ya çalışan çok yönlü bir sanatçımızdır. Ayrıca gündelik tartışma ve çekişmelerin hemen hep dışında kalma tavrı, reklamdan uzak, kendi çevresi ve sanatiyla iç içe yaşaması onun saygı duyulacak özellikleri arasında anılabilir. • Bir açıklama: Buradaki kimi alıntıların kaynaklarını Gösteri Dergisi'nde yayımlanan "Maviyi Arayan Ozan ya da Şiirde Büyü ve Matematik" (Ocak 1991, sayı 122, sayfa: 1012) başlıklı yazımda bulabilirsiniz. Şiirleriyle ilgili değerlendirmelerimin kanıtı da onun yapıtlannda görülebilir. Bu yazı, onun yapıtlarının okunmasına okuyucuyu yönlendirmekten başka bir amaç taşıma:naktadır./Y.Ç. A K S A L ' D A N I K I S I I R Belli oldu artık ölmüşüm Bir dost ağlamak istedi Mektup yazdılar eve Bütün gece içim sıkıldı Neler gitti elimden beklenmedik Bir oda bir yatak Bir dolap kitaplarla dolu Perdeler sigara sürahide su Bir şeher içinde doğdum büyüdüm Köşe başında meyhane Bir cadde ışıklı Kahve arkadaşı iki tane I Ier şey her şeyim kayıpta şimdi Bir sofra kalabalık Bir deniz vapuılu Bir şarkı dokunaklı Hepsi arkadaştı bana yaşadtğımda BİRİNİN ÖLÜMÜ ŞİİR Uçtum, şiir taktı bana kanat, Savruldu sonsu/a ışık hızım, Ne uzak ne yakın, durdu saat, Döküldü kandil kandil yıkhzım. Yandı ışık, anladım, ışık tek, Bir kez gördüm su içtim tasından, Gö2üm kamaştı, ölünceye dek, Ayrılmam gizemin kapısından. SAYFA 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear