Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
DöPt Sair, İki Ressam MET1NCEIMGIZ Seyyit Nezir, Metin Celal, Ayten Mutlu, Hasan öztoprak, Mustafa Delioğlu ve Şenol Yorozlu... Bana Bir Senaryo Yaz Dediydim Mesela Papalina/ Seyytt Nezir/ Broy Yayınları,224s. Seyyit Nezir • bukitabında, Dağlarıöylecene, İzleri Var, însanın Beyaz Kokusunda adlı daha önce yayımlanmış kitaplarıyla, son yıllarda yazdığı ve kitaplarına girmemiş şiirleri bir araya getirmiş. Bir anlamda Nezir'in Şili Duyarlığı dışında toplu eserleri de denebilir bu kitabı için. Yaklaşık 20 yıllık bir şür serüveni Nezir'inki. 70'lerden 80'lere durma süren, kendini geliştiren ve yatağını değiştirmeyen yenileyen bir şür serüveni. Seyit Nezir şairliğinin yanı sıra şür dergileri de çıkaran, bu anlamda şiirin her türlü serüvenini omuzlayan bir şair. Salt şür dergisi mi? Tüm çilesiyle ve yakından tanık olduğum kadarıyla Nezir'in şiir yazmasını bile (bu çok sevdiği işi) kimi zaman engelleyen yayıncılık da Nezir'in mesleği. Tam bir şür şövalyesi denebilir Nezir için. Her türlü olanaksızlıklara karşın dergi ve kitap çıkarmak uğraşılarının yanı sıra bir de şür... Nezir'in bu kitabına toplu olarak bakıldığında, öncelikle şu gözüküyor: Nezir'in şiiri başlangıcından bugüne geldiği yere büyüîc değişiklikler göstermekten ziyade, kendi içinde küçük ama belirgin dalgalanmalar göstererek varmış. Diğer bir deyişle Nezir'in şiiri kendi yatağında yapmış hamlesini. Yatağın yönü hep aynı kalmış bu sırada. Nezir, sosyalist büi olarak, şürin belirgin bir işlevinin olmasından yana. Şürlerinden çıkan dabu. Ancak 70 döneminde yazdığı şiirle bugünkü şiiri arasındaki anlayış farkından da söz etmek gerekir. Gerçi Nezir, şür üzerine Seyyit Nezir imzasıyla yazdığı yazılarda olsun, dergi editörü olarak yazdığı yazılarda olsun bu anlayışını hep dile getirmiştir. Ancak kısaca şöyle söylenebilir. Daha önce şür ne kadar araçtıysa Nezir'de şündi de o kadar amaç. Önceki şür anlayışıyla şündiki şiir anlayışı arasındaki farkı daha fazla deşmek istemiyorum. Bunu kendisi zaten yapıyor(çünkü). S AY F A zengin olarak kullanıyor uyağı. Hangi sözcüğün üzerinde durmak istiyorsa onunla yaparak uyağını, coşkusunu da engellemeye çalışıyor. Nezir'in şiiri için son olarak şu söylenebilir. Netir, şiiri hayatın nabzıyla birlikte atsın istiyor. Güncele hatta günlük olana bile çok yakın durması bundandır. Bu anlamda Nezir'in şiiri için kayıt tutan bir şür de denebilir. Çünkü bir mayıstadır, Stalin'dedir, son olaylardan dolayı, unutulmuş olanlardadır. Böylece Nezir tartışmaya bile girer küni şürlerinde hesaplaşan bir ses olarak, uzun dizeleriyle. • Konformist/ Metın Celâl/ Korsan Yayınlanl 54 s. Konformist Metin Ce• lal'in üçüncü şiir kitabı. İlk iki kitabıyla mecrasını bulan Celâl, Konformist ile artık şiir çizgisini tüm detaylarına doğru geliştirmekle meşgul. Şür üzerine yazdığı düzyazılarla daha çok tanınan Metin Celâl üçüncü kitabıyla olsun diğer iki kitabıyla olsun 80 sonrasının özgün bü şaüi. Rahat, her şeyi şürleştirebilen, çağrışıma yüz vermeyen bir şair. İlk kitabıyla kendi köklerinin peşinde koşuyor. Metin Celâl'in şürüıde tema olarak öncelikle duyumsanan hüzün. Geçmiş zamandan gelecek zamana uzayan bir hüzün bu. Kimi zaman geçmişe bir teğet çizip yükünü oradan alan bir hüznü taşıyor bugüne ve uzatıyor onu geleceğe Celâl, küni zaman da bugün belirli belirsiz duruyor geleceğe Celâl, kimi zaman da bugün belirli belirsiz duruyor gelecek için duyduğu hüzünde, dolayısıyla geçmiş ancak sisli bir şekilde anımsatılıyor. Ama her dizesinde bile hüzündür saran bizi, adına hüzün denmeden. Neyin hüznü mü? "Hayat Bağları", "Uyanır İçimde Deli Bir Sızı", "Benjamin'in Çantası Kimde Kaldı?" ve daha birçok şiirine bakılarak şu cevaplar verilebüir: değişen zaman ve kimliğini arayan bireyin kendiyle savaşı, değerler karmaşası arasında kalan üısanın boğuntusu, geçmiş zamanda ideal olan uğruna verilen mücadelenin yenilgisüün verdiği ince sızı vb. 'nların hüznü. Kitabının ilk bölümünü 1990'da, ikinci bölümünü 1991'de ve üçüncü bölümünü memleket hastalığı (nostalji) adıyla yurtdışında yazdığı şiirlere ayıran Celâl, gitgide çok basitmiş gibi gözüken, konuşulurmuş hissi uyandıran ancak birbirini izleyen dizelere topluca bakıldığında usta işi bir örgünün hemen kendini ele verdiği şiirler yazmakta artık. Uyak, orkestrasyon, musiki derdi yok Celâl'in. O bir şeyler anlatıyor, aynı zamanda bir şeyleri de ifade ediyor. Belki de bunu yaparken şiir buluyor tuğla olarak kendi sanatla rını. Ancak şunu söylemek gerekir, Celâl için anlatmak, ifade etmek istediği şeyler oldukça önemli. Celâl'in ^iirinde müzikalite büaz derinde yatıyor. Başka bü şairin şürinde dokuya zarar verecek olan bu olgu Celâl'in şürinde dokuya hiçbir zarar vermiyor. Şiir belirttiğüniz gibi duru bir ırmakça akıp gidiyor. Ve Celâl'i okurken, işte Celâl'in şürinde yeni olan, yeni şiir olan, ona özgü olan diyebildiğiniz şeyler de bu sözünü ettiklerimiz. Şiirsellikten uzak bir söyleyiş. Celâl'e özgü bir ritm ve lirizm de yaratıyor sonuçta. Son söz olarak Celâl'in şiiri için şunu söylemek gerekir: Yavaş yavaş ama derinden gidiyor Metin Celâl. • Kül \z\l Ayten Mutlu/E Yayınları Ayten Mutlu 1983'ten • bu yana gözüküyor dergilerde. Hemen ardısıra da ilk kitabıyla çıkıyor ortaya (Dayan Ey Sevdam, 1984).Bir yıl içinde yazdığı şiirlerle mi, yoksa daha önceden gelen birikimle mi kitap haline getiriyor şiirlerini, bilmiyorum; ama şu söylenebilir, her iki halde de şi ir serüveni daha önceye dayanıyor Mutlu'nun. Son kitabı ise 1991 tarihli. Mutlu'nun ilk üç kitabı, genç bir 1970 kuşağı anlayışıyla yazılmış yiirler. Ama aşka daha mütemayil oluşu belki de Mutlu'nun 1970anlayışındanayrıldıgı ve kendini bulduğu yer. Mutlu'nun temaları, özlem, yalnızlık, kavga, aşk ve acı. Acı bütün şiirlerine sinmiş halde. (Ük üç kitabında her şürüıde rastlanabilir bu.) "Yarım Kalmış Sevdalar", Mutlu'nun nereye gönderme yaptığını hemen ele veriyor. İlk C U M H U R IY E T K İ T A P S A Y I 1 9 8 Nezir'in son şürlerinde, ilk kitaplarında görülen deyiş, koşuklama biçimi pek değişmemiş. Tek bü şiir yazmasının ve genelde şürinin anlatıma dayanmasından kaynaklanıyor olabilir bu. Amaçlı bir şür yazmasından da. Bunlar Nezir'in bir duyu (sensation) ve akıl şüri senteziyle şiir yazmasının saikidir de. "Bir çocuk düşü bu, son fotoğraflarda/ Huysuzca dalıyor uykumun en koyu rengine" derken duyu şiiri, lyi Yerdeyiz adlı şiiri ile de akd şiiri yazmakta. Doğrusu ne o ne de o. Her ikisi de iç içe. Devrimci coşkusunun gerektirdiği zaman bir romantik de Nezir. Bütün bunların yanı sıra Nezir öteden beri uyağa da oldukça önem veriyor, gittikçe daha etkin ve daha