24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Mücap Ofluoglu, anılannı sürdürüyor 'Ağlamakla Gülmek Arasında' bir kitap Mücap Ofluoğlu'nun son kitabı "Ağlamakla Gülmek Arasında" adını taşıyan bir anı kitabı. Ünlü tiyatro sanatçımızın daha önce yayimlanan "Bir Avuç Alkış" ve "Aynada" adlıkitaplarına eklenen üçüncü bir halka. RFCFPBII P.INFR oğrusu başlığına uygun bir kitap "Ağlamakla Gülmek Anasında". Okurken hem gülersiniz, ağlamasanız bile üzüntü duyarsınız. Mücap Ofluoğlu'nun yeni kitabından söz ediyorum. Mücap Ofluoglu tanırsınız üç duvarlı dünyanın, yani, Tiyatronun sevimli bir adıdır. Belki de, sahnenin deneyimlerinden hız aldığı için, "hoşsohbet" dediğimiz kişilerden biridir. Tatlı konuşur, hoş fıkralar anlatır. Şairliği vardır, yazarlığı vardır, sağlam, güvenilir bir dostluğu vardır. Onu ilk kez, Beyoğlu'nda, Ağacamii karşisındaki Oda Tiyatrosu'nda tanıdım. Rahmetli dostumuz Sabahattin Kudret Aksal'ın"TersineDönen Şemsiye" piyesini oynuyordu. O günden sürüp geldi dostluğumuz. Yıl 1959 idi. M. Ofluoğlu'nun îstanbul Şehir Tiyatroları'nda başlayan , îzmir ve Adana Şehir Tiyatrolarında gelişmeye başlayan Lcc ve Küçük Sahne salonlarında, kendi kurduğu toplulukla kişiliğini bulan, film düblâjları, TV dizilerinde renklenen sanat yaşamını, hep takdirle karşılamışımdır.Ağlamakla Gülmek Arasında adını taşıyan anı kitabı, daha önce yayimlanan "Bir Avuç Alkış" ve "Aynada" adlı kitaplarına eklenen üçüncüsüdür. Mücap 1985 yılında yazdığı bir şiirde şöyle özetliyordu tiyatro yaşaminı: D inişliçıkışlıdır. Kitabına, "Bonjurlu Beyoğlu'ndan The Beyoğlu'na" başlığıyla başlayan Mücap, ozellikle, Beyoğlu'nun rengi solmuş anı fotoğraflarını seriyor gözlerimizin önüne. A. K. Tecer'in "Köşebaşı" piyesinden "İstanbul'u Bilmez Istanbullu" repliğini ele alarak girişiyor, eskilere ait gözlemlerine. Ona göre, anılara dalıp gitmek, "Eskimiş ve sararmış fotoğraflarla dolu" bir albüme bakmak gibidir. Ama, artık o anılar geri gelmez uzaklıktadır. O anıların geçtiği mekânlar bile, ya yıkılmış ya da niteîik değiştirmiştir. Majik sineması, Mulenruj, Abdullah Efendi Lokantası, Degustasyon, Lambonun küçücük meyhanesi, Mazarik, Yıldız, Saray, îpek, Melek, Alkazar sinemaları, Parizien , Markiz, Lebon, Krepen Pasajı, Tokatlıyan Oteli ve benzeri yerler. Artık, belleklerde bile, solgun birer anıdır. Ofluoglu bu Beyoğlu anılar zincirinden sonra "Gelelim biz oyunculara" diye sazı eline ahr, şunlarıyazar: "Tiyatroda uzun yıllar birlikte çalışıp, gerçek dost olan çok az kişiye rastladım. Salt duygularıyla tiyatro oyunculuğunu seçmiş bu insanlar, yaşamın gerçekliği karşısında düşsel yaşamlarını sürdürme savaşımı veriyorlar... Bugün, sarmaş dolaş olup öpüşenler, bir başka gün, birbirlerine yabancı gibi davranırlar. Bu şaşırtıcı davramşlar, elbette, duygusallığın sonucudur... ... Ağlarken gülen, gülerken ağlayan bu sevimli insanların bir özelliği de çocuksu olmalarıdır... "Biz aktörler, içkiyi severiz, aşkı severiz, sevmeyi severiz." Tiyatro sanatçısını en özlü bir anlatıştır bu. Aşkı sevmek, sevmeyi sevmek, yürek ve duygu işidir. Zaten yüreğinde aşk olmayan, sanatçı olamaz, tiyatroculuk gibi, türlü zorluklara, yoksulluklara katlanamaz. Çünkü, Yunus Emre'nin dediği gibi "Aşk gelince cümle eksiklik biter." Ofluoglu, biraz özdeyiş niteliğinde sürdürüyor gözlemlerini. "Biraz para kazanıp, ev bark, çoluk çocuk sahibi olsak da, bohem kalırız. Neden derseniz, yaratıcı yanımız, hep, hep canlı, duygulu, bağımsız, özgür olmalı, yoksa, ölürüz yaşarken." Yazar, "Ağlamakla Gülmek Arasında" kitabında, anılarıyla birlikte, kimi şair dostlarını, tiyatrocu arkadaşları nın özelliklerini çiziyor bir paragraf içinde. Yalm, içtenlikli, aşırıya kaçmayan bir anlatımı var. Oynadığı oyunlar hakkında, gazetelerde çıkan tiyatro eleştirilerini de almış kitabına. Fikıet Adil, H. A. Ediz, İbrahim Hoyi, S. Esat Siyavuşgil, Peyami Safa, Ulunay, Adnan Berk, Burhan Arpad, O. Necmi Karaca, Lütfi Ay, Selmi Andak, Zeynep Oral, Sezai Solelli gibi, kimi hayattan göçmüş, kimi yaşayan değerli kalemlerin, eleştirilerini, yıllar sonra yeniden okumak, ayrı bir hava katıyor kitaba. Kitapta "Tiyatromuzun Sorunları, TiyatroDevlet tlişkileri" başlığını taşıyan önemli bir bölüm de var. Rahmetli Yaşar Nabi Nayir'ın evinde yapdan bir toplantıda, bu konu, derinlemesine tartışılmıştı. Toplantıya katılanlar. U. Uraz. M. Ofluoglu, Z. Güvemli, G. Akarsu, R. Bilginer, N. Cumalı, T. Buğra, H. A. Ediz, H. Taner, Ülkü Tamer vb. İleri sürdükleri düşünceler de Varlık Dergisi'nin 15 Mart 1967 tarihli sayısında yayımlanmıştı. M. Ofluoglu, bu yazıyı, aynen kitabına almakta çok iyi etmiş. Çünkü, ileri sürülen düşünceler, bugün de aynen geçerli. Kitabının her bölümünde özellikle anılar zincirinden burada söz etmek olanaksız. Kitabı özetlemek de zor. Aynı tadı vermez. Tat almak isteyenler ki okuyanlar alacaktır Mücap Ofluoğlu'nun "Ağlamakla Gülmek Arasında" kitabını okusunlar.Yazımı nok talarken, 197779 yıllarında, yazarın Milliyet gazetesinde mizah sayiFasında çıkan ve kitabma da aldığı yazılarından bir bölümünü aşağıya alıyorum: "Salun Gelmeyin, Sinemiz Tatile Girdi Sinei millete gidiyoruz, dersenİ2; bu: Ulusun Göğsüne sığınacağız; Ulusun göğsünde oturacağız; Ulusun Göğsünde tutunacak yer arayacağız; Ulusun Göğsünde uyuyacağız; Ulusun Göğsünde yatacağız; rahatımız için Ulusun göğsüne tırmanacağız; Ulusun göğsünde perende atacağız, anlamınayorumlanabüir." • Ağlamakla Gülmek Arasında, Anılar3 / Mücap Ofluoğlu I Mıtos Yaytnlart/2%s. Bir avuç alkışla doyduk Ağlamakla gülmek arasında Üç duvar ortasında.. Ona göre, bu yaşam, aynı zamanda, SAYFA 18 C U M H U R I Y E T K İ T A P S A Y I 2 0 0
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear