24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

tılarından sonra ruh halini ya da düşün okuyucuda yapacağt etkıyi düşundünüz celerini ve iç dunyasmda aldtğı sonuçlan mü? Çunkü okuyucu da, roman kişileridışa cylem olarak yansıtmak isliyor. ör nizde oldugu gibi, ürkütücü bir karmanegin, Siyah'ın Mavi'yıiöldürmek isteme şıklık ve belirsizlik içinde buluyor kendisi, uçüncü bölümdeki öykü anlattctsı sini. kahramamn ötekini becermekle intikam • Evet ama kitabın belirli bir sonu almak istemesi. "Kilitli Oda'da (s. 77) yokki zaten. Fanshauıe'un annesinin kendisini becer Evet ama, okuyucuyu birçokyöne çemek istemesiyle, adtnda kendi oglunu kiştirip duruyorsunuz, romanın sonunda becermek isliyor oldugu şeklindeki yo da onu boşlukta sallamrken btrakıverirumda Oedipus efsanesinin tersyüz edil yorsunuz. miş halı var bence. Oğluna ikizi kadar Hem evet, hem hayır. Ben kitabın benzeyen öykü anlattcmyla yatarak, cin sonuna geldiğim zaman, okuyucunun sel birleşmc yoluyla hu kez anne oğ/unu kendi içinde bir sonuca varacağını mahvetmek istiyor diyor anlatıcı. Roma umuyorum. Başlangıçtaki büyük karntnızda Oedipus kompleksinin yansırna maşadan bir adım Ueri atıp problemin ları var dtyecekleri aklınıza gelir miydi? ne olduğunun ayrımına varacaktır. Türkçc'de bir deyimimiz var. Eger bir Öyle ki, ani bir karar verip geriye döneşeyde, onda olmayan birözelligi, olanak cektir. Bana romanın sonu senin dedisız bir şcyi artyorsa biri, "öküzün altın ğin kadar kafa karıştırıcı gelmiyor. da buzagı arıyor "deriz. Belki de okuyucu romanın bittiğine sevinsin diye Budeyimisevdim. böyle bir son Evet, ben de öküzun altında buzağı uygun gördüarıyor olabilirim. Ama söylediklerin doğru. Farkın nuz. da olmadan Oedipus kompleksini an (Gülerek) latmış olabilirim. Belki... Üçle Kitapla, kahramanınız arayıştm ya bir sözcükle, sözle, ya da sesle başlatıyor me'deki kişileörneg'in, Bayan Fansbawe'un sesi "Kilit ri izleyenler ve li Oda"nm kahramanının aklım başınizlenenler diye dan alıyor. Sesler bir stırc sonra birbirle ikiye ayırabilirini yadsıyor ve sonra da birbırlerint iptal riz, asltnda bir ediyur, ya dageçersiz kıltyor. Zaten karşı süre sonra gölaşma amaçlart da bu. "Kırmızı Defzetlenen kişi de ter"dekı sözlerin anlamsızlaşması da bu gözetleniyor ya nu kanttlıyor. Söz anlamım yitiriyor ve da kövalanıkişinin geçmişi tümüyle siliniyor, o kişisı yor. örneğın, fırlanıyor... Kimbilir belkide herkes Hi üçkitapta.sıraçıstan'a gidiyordur... Ben de buraya ge sıyla, baba lırken yaıılış durakla inince Hiçistan'a Stıllman, Siyah geldimsandım. ve Fanshau'e gözetlenip ızle Çok üzüldüm. Sana bir metro harinenkisiler. Yitası vermediler mi?.. Kırmızı Defter ne sırastyla, konıısuna dönecek olıırsak, deftere Quimı, Mavi ve öykü anlatıcısı da izleyip bir şeyler yazmak, bu işi sürdürdükçe anlamlı, ama bir süre sonra bunu da gözetleyenler. Ama, daha sonra anlatımn karmaşıkhgt içinde ayrımına varıyorüz yapamıyor çünkü kâğıdı bitiyor. Ama bu da önemini yitiriyor çünkü önemli ki, aslında kocaman btrgöz sanki Üçleme boyunca kendi kendinı gözetliyor, kovaltolan hep bir sonraki basamak. "Cam yor. Kent"teki deftere şimdiki zamanda olanlar kaydedilirken, "Kilitli Oda"da O zaman okur, "Üçleme" bilinç öyle değil. O defterde bir öykü var saüzerine yazılmış bir roman diyebilir, nıyoruz. Bu deher geçmişle ilgili ve sadeğil mi? tnsanın kendini izleyip gönırım, defteri atmakla, anlatıcının zetlemesi üzerine. İç diinyamız anlatıyaptığı, üzerindeki laneti bozmaktan lan. İç dünyamızın, iç yaşantılarımızın başka bir şey değil. Artık lanetlenmegerçekleştiği yerde açılması, birkaç ay yecektir. Burada anlatıcının söylemek önce, öğrenciyken bir kenara yazdığım istediği şey, bu Mjrunlann çö/ülebilir bir not buldum. Şöyle demişim: "Dünolmadıkları. Belirsiz oldukları ve yaya kafamın içinde, bedenim dünyaşam boyunca da öyle kalaeağıdır. Oynın." leyse, yapacağım şey belirsizlikten kıır Bu birinden alıntı mı? tulmak, yoLsa beninı ölümüme neden Hayır, benim. Ben bulmuşum. Buolacak. Ben de ölmek değil, yaşamak rada söylenen bu odada sürüp gidiyor istiyorum demektedir. Sanırım "Kilitli işte. üda"nın sonunda anlatılmak istenen Peki ızlcyen kişinin bir süre sonra sidbu. detc başvtırmasma ne diyorsunuz? Baba Peki, bu karmaşıklık ve bclirsızligı» Stıllman'tn oğlun, Mavi'nin Sıyah'a, son C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 9 6 kitapta ıse Peter Stillman ın öykü anlatıcısına ycjnelttığişiddet... Odayakatmalarınncdenine? Bilmiyorum. Bana yanıtlayamayacağım sorular soruyorsun. Aslında roman kendini yazdı. Bir süre sonra beni aştı. Sanki anlatılanlar zaten oradaydı, oluyordu da bana düşen bunları kaleme almaktı. BUmiyorum... Neyi neden yaptığım konusunda derinlemesinebirfikiryürütemem. Sanırım, bunu yapabilseydim, yazamazdım. Bilinçdışımdan, o karanlıktan çıkıp geliyor işte. Gerçekten, bu konuda konuşabileceğimi sanmıyorum. Zor bir soru daha. Üçleme boyunca en sık kullandığınız sözcüklerden biri ne biliyormusunuz? Hayır, neymiş? "Karar". "Karar vermek." Bu çok önemli. ".. .ya karar verdim," "...ye karar verdi" deyip duruyorsunuz. Karar vermek, romandaki kisiler için çok önemlt çünkü bir karar vermek zorunda kalıyorlar, bu karart verdiklerı andan itibaren de bütün yaşamları değişiyor, bir çıkmaza giriyorlar, hatta mabvoluyorla r. En kötüsü de, yahancılasıyorlar. Karar verdikleri anda yabancılasmaya giden yola giriyorlar. HAYAI.ETLER'in bir yerinde kisi bir lambayı yataktan, Kilitli Oda da da elmayı portakaldan ayırt edemiyor. Buna benzer yorumlar duyuyorum. Auster'ın bütün romanlarında kişiler bir dizi rastlantısal olaylar içine atılıyorlar gibisinden. Bu, yazgının olduğunu gösterirken, karar vermek bulunla çelişiyor, değil m\7 Evet, o kararı vermek de yazgının bir parçası gibi gosterilmiyorsa... Romanda "şans", "rastlantı'' sozcüklcrinı de sıklıkla kullanıyorsunuz. Bütün yasam rastlantılar üzerine kurulu. Ama hu rastlanttlar kaosu içinde tnsan birtakım kararlar vermek zorunda. Evet,evet. Romanda edimin önemi üzerine de konuşalım biraz. Edimi, sözcüklerin, düsüncenin ya da sesin karstsına koyuyorsunuz. Edim, kişilerinizin kendi iç dünyalartrnı girmelerini ya da o iç dunyada yitip gitmelerini geciktiriyor, engellemese de. Bir başka deyişle, busbütün yabanalaşmayı bir süre için erteliyor. Bu gerçekten olası mı? Edim insantn yabanalaşmasım gerçekten engelleyebilir mi? "öpmek," "Opüşmek" eylemi buna güzel bir örnek. Kilitli Oda'da, anlatıcının çevirirken çok zorlandtğım bölümlerden biriydi kadınlarla cinsel ilişkide bulunup bir çeşit safahat alemine daldıgı bölüm sanki bir düş gibi. O sahnede öykü anlatıcısı kendini kurtarmaya çalışıyor. Bir kaçış. Ama bu, bütün yapılanların bir kaçış olduğunu da göstermez. Bazı eylemlerinin bir amacı var. Bazıları da kaçış için duruma bağlı. Ama edim sınıflandırması yapmadım. Peki, 1%0'lt ytlların radikalpsikanalisti, Ingiliz Ronald David Latng'ın kıtaplanndan hiç okudunuz mu?Beni çok etkilemiştide. Sanki siz de... • Çok, çok oldu ama galiba "Bölün müşBenlik" adlıTdtabını okumuştum. Ama şimdi, neden söz ettijjini anımsayamam doğrusu. O sıralarda, var gücümle Sartre da okuyordum. Kilitli Oda'nın bir yerinde (s. 118) "Kapıyı aç da gireyim," diyorsunuz. Bu bana Paul McCartney in bir şarkısını anımsattı. "Kapıyı çalan biri var. Birizili çalıyor. Bana bir iyilik yapar mıstn? Şıı kapıyı aç, girsin içeri." (Gülerek) Bilmiyordum. Tümüyle rastlantı. Elbette. Bunu size anımsatmamın ne deni, kapıdan içeri girmesine izin vermek, o kişiyi olumlamak bence. Giren kişi, öteki benliğiniz ise, kapıyı açmanın anlamı kendiniziolumlamak. Ya da öyle bir olumlama gereksinmesi... Sanırım bu kadar Bay Auster. Çok leşekkür ederim. Auster: Ricaederim. New York Üçlemesi üzerine söyleşi bittikten sonra, Auster bana Türkçe'ye çevrilmiş kitaplarını verdi. Can ve Metis yayınevlerinin Türkiye'de saygın birer yayınevi olup'olmadıklarıni sordu. Son yayımlanan kitabı Leviathan'dan söz etti. Bu kitabın Türkçe'ye çeviri hakkını kiıııin satın aldığını anımsayamadı. Orhan Pamuk'la tanıştıklarından.Pamuk'unkendisihakkında Türkiye'de yayımlanan bir gazete kupürünü gönderdiğinden de söz etti. Sonra, sırt çantasını omuzuna attı, birlikte dışarı çıktık. O, tenis oynamaktan dönen bir sporcu gibi, kızını bir yerlerden almak iizere Brookk n'in ara sokaklannda kaybolurken ben de yeni bir metro ser'erine doğru adımlarımı hızlandırdım. Beni izleyen biri var mıydı? Metroda başıma neler gelecekti? Bilemezdim. Ama bildiğim bir şey varsa, o da New York'ta yaşamak bir yabancıyı kolaylıkla paranoyak yapabilir.M SAYF A 15 *** *
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear