24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

küçük İskender'in "Gözlerim Sıgmıyor Yüzüme" ve "Erotika'dan sonra "Ikizler Burcu Hikayeleri" de yayımlandı. Üzerinde çok konuşulan, tartışılan, övülen ya da yerilen şiirleriyle tanıyoruz küçük İskender'i. Şiiri, kendisi ve şiirini besleyen kaynaklar üzerine konuştuk kendisiyle. Yetkinliğim yetmiyor bana AYSIM TÜRKMEN OYKU BİLDIRICI Aysim: Dünyada yapacak onca iş varken, neden şiir? küçük tskender: Cevabı yok benim için. Nedenyok? Şiirintoplum içindeki işlevini ele aldığımız zaman, birçok insanın şiiri anlamadığını, şiiriyorumlamaktan yoksun olduğunu görüyoruz. Ve bu nedenle de şiirden uzaklaştığını, şiir okurunun çok az olduğunu saptıyoruz. Bu ncden? Bir şaire soruyorlar "şiir nedir?" Her şair kendine gore bir yanıt yakalayıp verebilir. Şimdi ben size sorsam içinizde taşıdığınız karaciğerinizi bana anlatabilir 011511112? Kulaktan dolma bilgilerle ustun körü anlatırsınız ama bütün hücre yapısıyla, bütün dokusuyla anlatabilir misiniz? Eğer tıp insanı değilseniz tanımlamanız mümkün değil. Bir şair de şiiri böyle hisseder fakat anlatamaz. Yani içinizde olan ve dışarıya pek kolay anlatamayacağınız bir organ gibidir şiir. Sonuçta boyle bakmamız gerekiyor, neden şiir? derken: Diğer sanat dallarının eğitimi verilebiliyor. Bir resimmiş, tıyatroymuş, sinemaymış... Edebiyatın da birçok alanında kişiler eğitilebiliyor, ama şiir konusunda böyle bir eğitimin olması mümkün değil. neden? Çünkü şiir diye bir edebiyat dalı, sanat dalı yok aslında. Düz mantığın dışına çıkacak olursak, şiirin öyle çok çok büyük bir anlamı yok aslında. Şiir sadece bir lisan. Ortadan kaybolmaya yüz tutmuş bir kültürün dili bence. Nedir kültür? Kişinin duyarlılığıyla ortaya koyduğu, doğanın ya da bireyin ya da sosyal yapıların diyalektiğiyle paralel çalışan birtakım öğeler. Neleri duyumsayabiliyoruz? Neleri algılayabiliyoruz? Bunların birbirleriyle olan çatışmalarını inceleyebilme. Yani yeryüzünde olduğunu hissedebilme.Türkiye'de ya da Istanbul'da değil de yeryüzünde olduğunu hissedebilme. Ama mesela küçücük bir çocuk bunları nasıl hisseder diyeceksiniz. Bu gerçekten mıknatıs gibi bir şey. Yani bireyin şiiri çekmesı, şiirin de bireyi çekmesi. Belki çocukluğumda yaşadığım şeyler beni sanata yönelttı bılemiyorum. Direkt olarak tiyatro, edebiyat, diğer sanat dalları, şiir... Hepsinden çok hoşlanıyorum. Ama hepsinden ote şiir, hani her bireyin kendi içinde yaşadığı o çelişkiler vardır ya, ona bağlı olarak belki bende de o yalmzlıkla, hüzünle birleşerekten içimdekini aktarma biçimi, gördüğünu farklı bir şekilde aktarmanın keyfini yakalamış olmanın sevinciydi. Gelişmeye başladı. Taa ki üniversite yıllanna kadar kendine has tekdüzelikle, belki de küçük küçük sıçramalarla bir yere kadar gcldi. îlk şiirimi hatırlamıyorum. Ama ilk yazdığım romanımı hatırlayabiliyorum. "Melekler de Şeytandır" diye bir şey yazmıştım, onbir yaşında. Sonra üniversite yıllarında bireysel nedenlerle kendi içımde kısıdamalar yapmışım. Bireyselliğimi bir yana bırakıp toplumsallaştım. Sonra tekrar toplum içindeki bireyi yakalayıp bireyci şiire doğru gittim. öykü: "Kaybolmaya yüz tutmuş bir kültür" dediniz.Bu kültürü bıraz daha anlatır mısınız? küçük Iskender: Düz mantıkla düşündüğümüz bir uygarlıktan söz etmiyorum. Bireyin kendi ruhunda, benliğinde kurduğu, yüzyıllardan bugüne taşıdığı nıantık ve duygu arasındaki, o toplum düzenindeki uygarlıktan bahsedıyorum. O uygarhğın insanları biraz Yunanlıdır, biraz Adantislidir, biraz kayıp kıtaların ınsanlarıdır, biraz ölmüş insanların tekrar yaşadıkları uygarlıktır, biraz doğacak insanların yollanacakları yerdir. Böyle bir duşsel uygarlıktan bahsediyorum. Oykü: Şiirinızi nasıl tanımlarsınız? küçük tskender: Ben, yazdığım şiiri çok seviyorum. Zaten sevmesem, bu şiiri yazmam. Bu konuda açık olmak gerekiyor. Neden seviyorum? Dürüst bir şıır. tkincisi kesur bir şiir. Hem bulunduğumuz coğrafyaya karşı, hem dunyaya karşı cesur. İÜçüncüsü bugüne kadar aman ayıptır, ta/ budur, bunu söylersek bize çok kızarlar, / aman devlet başımıza üşüşür diye kaygılandığım noktalarda konuşacak kadar ge veze bir şiir. Zeki ama zekasını kullanamayacak kadar da avanak bir şiir. Sonra hem Doğu'dan, hem Batı'dan birtakım öğelerı kendi içine alan, ama her şeyden önce guneyden gelen o sıcak hüznü belli bir ses olarak içine yedirmiş olan bir şiir. Yazabildiğim, yazdıkça sevdiğim, yeniden çoğaltabildiğim bir şiir. Çok seviyorum şiirimi, ama bu demek değildir ki diğer şiirleri sevmiyorum. Birçok şairin şiirini severek okuyorum. İnsanların benim gibi yazmalarını da istemiyorum. Şiir budur da demiyorum. Herkes benim gibi yazmaya kalkarsa benden daha iyi yazanlar çıkacaktır. O zaman da benim yazdığunın pek bir anlamı kalmaz.Şiirimi üretirken hiçbir zaman şiir üretiyor kaygısını taşımıyorum. Ben bir mesaj yazıyorum. Yüzyıllardır yaşadığımı varsayarsak, çeşitli şairlerin içinde ve benden sonra yaşayacak insanlarla beraber, hu yolumuzda bir mesaj üretiyoruz. Bu da toplumda sürekli bir azınlıkta kalmış olan duygu ve düşünce potansiyellerini hak ettiği okurkidesine ya da gruplara, gettolara gitmesini sağlayabilmek. Hiçbir zaman bulunduğum ülkenin kültürüne katkıda bulunmak için yazmıyorum. Şiirimi bir anda buluveriyorum. Bir yerlerden çıkıveriyor. Aysim: Şiirde yetkinliğe ulaşmadan sözedebilir miyiz? Şiirinızi yetkin bir şiir diye tanımlayabilir misiniz? küçük tskender: Şu anda şiirimin kendi içinde yetkin olduğuna inanıyorum. Ama bu tam yetkinlik değil elbette. Bana yetmeyen bir yetkinlik. Belki okurum ve ben memnun görünüyor olsam yüzyıllarca böyle idare edebiliriz. Ben aynı şeyleri yazar dururum, okurlar da bunu temcit pilavı yer gibi okur dururlar. Ama bu değil. Sürekli arayış içındeyim. Hem o güne kadar i arkedemediğim, gözümden kaçan bir şeyler varsa bunları nasıl ortaya çıkartabilirim sorusunun yanıtı olan bir arayış. Bir de şu ana kadar yakaladıklarımı doğru aktarabildim mi? Başka bir yöntem daha olabılir mi? Boyle bir arayış tabıi ki olacaktır. Şi irim zaten bir mesaj. Mesajı çeşitli dillerde vermek mümkün olduğu gibi, değiştirip değiştirip, daha da genişletip zenginleştırerek vermek mümkün. Zengınleştirmekten kastım, şiiri pohpohlamak, sözcük yığımı yapmak değil. Gerekirse daha da sadeleştirmek. Figürlere ya da kitabın desig nından çok daha görsel noktalara kadar her alanda bir arayışa gitmek gerektiğine inanıyorum. Ve bizım saflarda olmayan insanları buraya çekmek, bu insanları, yani şiir okuru dediğimız saf dcdiğim odurkaybetmemek için neyapabiliriz? Bu sorularla bir arayış ve mudu mücadele var. Bu arada şiirimin bütünlüğünü elimden bırakmamam gerekiyor. Çünküörülmüşkazak gibi, bir yere takıldığı zaman bir anda çözülüp elinizden çıkabilir. Sonuçta kazak iplik yığınına dönüşebilir. Şairler çabuk C U M H U R IY E T K İ T A P S A Y I 1 9 0 S AY F A >
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear