Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
"Bizans Sohbetlerı'nden "Kurabiye Saatinde"ye E. Etnine Yoksa bir kadınadam mı? Kurabiye Saatinde / E.Emine Cem Yayınevi / 142 s. ECEAVIUN S O N D A K I K A Demokrasimizin îsmet Paşa'ü Ydları (tnönü'nün Son Başbakanltğf) I Metin Toker I Bilgi Yayınevi Karac'oğlan / îlban Başgöz I Pan Yayınahk En Güzel Aşk Hikayemiz / Mario Levi Afa yaytnlan Aşk hayatımız tıkırında gittiği sürece bize portakal renginde gözüken bu dünyada, uzak ya da yakın akrabalar acaba çaktırmadan çoğalıyorlar mı? Kendi kendime böyle mınldanıyorum işte. İnsan; (Kurabiye Saatinde'de geçtiği gibi) New York'da da olsa, Budapeşte'de de olsa, İstanbul Tozkoparan'da da olsa (ben kendi hesapsızlığımla Tomtom Kaptan mahallesini ya da Kavafis'li, Durell'li bir delta kenti olan İskenderiye'yi yeğlerdim) her yerde önce yakınlarını arıyor nedense. Evet, içtenlikle söyleyebılirim ki, E. Emine, üzellikle bu Kurabiye Saatinde anlatısıyla benim için artık gerçek bir yakın akrabadır! Ben, Kurabiye Saatinde'ye bir 'anlatı' diyorum ya; zamanımızda sözü âdetâ yazarlardan daha geçerli olan Yayınevi ise 'roman' der. Son ydlarda herhalde ve elbette romanın anlamı ve roman kavramı ve kapsamı bir hayli değişti hem dünyada hem Türkiye'de! Değişim nerelere kadar girmemiştir ki? Çok garip değil mi?; edebiyatımızda 'değişme' kavramı, 'gelişme'ye hep üstün tutulmuştur ya da üstün getiriliyor? Nihat Genç, Metin Kaçan, Yılmaz Karakoyunlu, Latife Tekin, Orhan Pamuk, Hulki Alctunç.. böyle böyle belirdilerama! Ama ve zaten E. Emine, bir önceki ve ilk anlatısı olan Bizans Sohbetleri'nde bir yazar olarak ayağa kalkmıştı. Ayağa kalkarak konuşmak ne güzel ve önemli bir şeydir. Bu şimdiki Kurabiye Saatinde ise.. Iiayır! Hayır! Kurabiye Saatinde için 'ilginç', 'ilgi çekici', 'dikkati çekici' v.s. gibi sözleri kullanmayacağım! Bu sözler, gerektiğinde, sıkı ve kunt yapıtları ya da yaratıları nitelemek için de kullanılabilir, gevşek dokunmuşları nitelemek için de. Burada 'olmuş'la'ham'ı birbirinden ayıracağtz. E. Emine'nin Kurabiye Satinde kitabını çizmeye çalışırken bütün bu çift kapılı sözcükleri elimin tersiyle itiyorum! Doğrusu ya, önceleri E. Emine adlı yazan, 'çok bilmişbiri' sanmıştım. Hatta zorlanırsa 'malumatfuruş' bile denebilirdi.Hiçbiri değil! Bizans Sohbetleri'nde ufak ufak belirtileri vardı. Ama özellikle Kurabiye Saatinde'de E. Emine her anlamıyla ve dört dörtlük bir erkektir! Yani vurucu birdeyimlebir'kadınadam'! E. Emine erkekleri öylesine çok seviyor. (Benim yeni yetmeliğimde, Yahya Kemal, Rabia Hatun'un şiirlerinin anılan yüzyılda yazılmadığından ve Rabia Hatun'un bir kadın olup olmadığından kuşkulanmıştı. Ve biz de Zeyrek ürta öğrencilerı olarak hemen hop! birdenbire kadının eteklerini kaldırmıştık! Ve ortaya bir erkek çıkmıştı! Estağfurullah ben Yahya Kemal değilim, olmak da istesem olamam. Ama ben E. Emine'ye, izninizle, bundan böyle 'kadınadam' diyeceğim. Bunda dayatı/orunı. Bir Fransız teğmenine o güzelim aşk Imgeler Simgeler / Mircea Eliade Çeviren: Mehmet Ali Kılıçbay I Gece Yaytnlan Nâzım Hikmet Aramızda / Ziya YamaçŞekibe Yamaç I Yayına Hazırlayan: Hüseyin Ktvanç I Hasat Yayınlan Azizler ve Alimler / Terry Eagleton Çevren: Osman Akınhay I Aynntı Yayınları Cengiz Bektaş'tan Akşehir Evleri Yaşama kültürümüz Akşehir Evleri / Cengiz Bektaş Yapı Endüstri Merkezi Yayını 4 70 s. Cengiz Bektaş'ın Kuşadası Evleri, Şirinköy Evleri ve Babadağ Evleri'nden sonra YapıEndüstri Merkezi Yayınları "Evlerimiz" dizisinin dördüncü kitabı "Akşehir Evleri" geçen günlerdeyayımlandı. Cengiz Bektaş, yetkin bir mimar olmasının ötesinde bir ozan, araştırmacı, çevirmen ve öykücü. Mimari alandaki başarısını ve bu çok y önlülüğünü besleyen kaynak Bektaş'ın bilginin köklerine inmeyi, olaylara ve nesnelere değişik açılardan bakmayı bir disiplin haline getiren, bütün uğraşlarını insan sevgisi iledonatan mücadeleci kişiliği. S A Y F A 12 Anonimden yola çıkarak, ama onu yinelemeden, anonimin analizini yaparak bugunün gerçeğini yakalamak Bektaş'ın mimarisinin hakim yanlarından biri. İşte Babadağ, * Kuşadası, Şirinköy ve son olarak da r "Akşehir Evleri" bu yaklaşımından kaynaklanan araştırmalar. Cengiz Bektaş, "Akşehir Evleri"nde geleneksel Anadolu mimarisinin özelliklerini yörenin coğrafyası, iklim, tarih, günlük yaşam tarzı, sosyal ilişkiler, yerel yapı malzemeleri bütünü içinde ele alarak bunların şekillendirdiği mimari üblubu halen ayakta kalan evlerden örneklerle sunuyor. Mimarinin sadece estetik ya da sadece kullanışlılık değil, yaşam tarzı ile karşılıklı etkileşim içinde bu iki unsurun tıyurnu olduğuna bir örnek Akşehir Evleri. "Akşehir Evleri" kuru bir mesleki incelemeden çok, yazarın sanatçı sıcaklığını mimari anlayışı ile bütünleştiren kısa ama özlü bir kitap. Sadece mimarlar, mimarlık öğrencileri değil dünyaya gören gözlerle bakmak isteyen, insanoğlunun yarattıklarıyla ilgilenen hepimiziçin. mektuplarını yazan Portekizli rahibe Mariana Alcaforada da gerçekte tam teşekküllü bir erkekti ne haber?) Kurabiye Saatinde'yi okurken, huy gereği hep başka yerlere baktım. Sözgelimi; Şapat bey, gerçekte yaşatılmış ve yaratılmış bir insandır. Hatta yaşamış bile olabilir. Sanıyorum ki, eleştirmen Fethi Naci böylesine bir roman kahramanını severdi. (Roman alanında "Tip, istatistik bir birim değildir" denilince, sivil bir yazar olarak, Fedıi Naci hemen hatırlanır. Nasıl bir önyüzbaşı "Güneşin doğduğunu arzederim" dizesiyle hatırlanıyorsa!) Kurabiye Saatinde'den, çerçevesindençıkartarakalıntıladığımşunlarabakalım bir: "EskiRumlar." "Kızlarıyla evlencn babalar." "İnsan boylu kelebekler." "Herkesbirazkamburdu şimdi." "Bir bülbülü sayfiyeye taşımak." "Laikevler." "Yavaşcinayetler." "Ben oldum olası en çok ayakkabılar sarsar, yoksullarda ve yaşlılarda her şeyden fazla" (Burada aklıma Martin Heidegger'in Van Gogh'un postallar resmi üzerine benzersiz ve özgün bir yaklaşımı geldi. Heidegger'e göre bu postallar Van Gogh'un kendisinindir.) Bitiriyorum. Ve 'kadınadam' E. Emine'ye diyorum ki, bir kadının bu dünyada erkekleri, ayak parmaklarına kadar sırılsıklam sevmesi kadar doğal birşey olamaz. ülamaz! C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 127