25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Balıkçı 'Dalgıçlar'da karanlık mavidünyanın insanlannı anlatıyor Derinliğin vurgunları ORHAN ALKAVA Nakil de olsa telif de Balıkçı'nın dili ferahlatan söylemi sinmiş Dalgıçlar'a. "...Boyumçam yarması kadardır, enım deboyuma göredir. Koca koca ellerim vardır. Yüzümün teni ise rüzgârlann ve tuzlu suların tesiriyle yumuşamış değil, takat kalın bir zımpara kâğıdına dönmüs, bulunuyor" diyerek kendini tanımlayan "Dalgıç Mayer"in ağzından anlatılan bir dizi dalgıçlık hikâyesi, karada yürüyemeyecek hale geldiğinde bile dipte yüzen, hatta uçan insanların dünyası, giderek kaybolmaya yüz tutan "insan dünyası "na gönderiyor bizi. l'üm serüven kitaplarında olduğu gibi dünya politikasının o günkü nabzıda atıyor DalgıçlarVla. Batıklan çıkarıılan üç bin ton cephane Amerika'dan Rusya'ya gönderüdiğiııde, biliyoru/ ki benüz 2. Dünya Savaşı bitmemiş, soğıık savaş başlamamı^tır. Deııiz dibinde pekişen sikı dostkıkların, üç aylığı vedi guııde harcayan gemıci bohenıinın, sergiizeşti ışin onıınde lııtan yaşama tutkusunun, vurgunlarla büyiıven btıyiik aşkların ııCkıııuia dola^ıyor Dalgıçlar. lki bacağı vurgun yiyen tialgıç Yalentin'in karısının, kocasını seki/ kulaç dıbe dalarak bulııp, " sen gelmezsen işte ben boyle geliriın. Degıl bacakların, l.ıkat her yerin vurulıııu^ olsa da vine ben hep yanın da olmak isterim" kafiyesivle a^k beyan edişindeki dokıınak bile, bugünün ılünden kop.ır.ık ne çok sev vitirdigıni söylemiyor ımı.' Bana çok şey söylüyor. D " "nalgii^lııt , H ı l ^ ı N'a\'Lnt.*\'i k ı l . ı p l . ı ı ı . ı ı . ı s ı ı u L ı \ . ı ! < ı ı u l ; t pı\iis.ı\'ii ^ıkıu'iik Dalgıçlar /Halikarnas Balıkçısı (Bütün Eserleri19)/ Derleyen ve hazırlayan: Şadan Gökovalı/ Bilgi Yayınevi* Halikarnas Balıkçısı'nın "define"sinden bir kitahın daha çıktığı vc Manuscrit'nin bana gelmek iizere yola koyulduğu haberini alınca, buruk bir sevince, heyeca na kapıldım. Şadan Ciökova llard.r sııren ö/vcrili "dalgıç"lıjjjı, Dalgıçlar nın vı adlı anlatıyı bulııp ortaya çıkartmıştı. İyi !ıo!} da o "buruk'luk niye? Yoksa ben, melâli haddinden la/la anlayan bir nesilden miyim? Belki Ama bir düşümın allaha^kına! Bu coğralyanın uygar lık tnrıhı üzerine, vcrili tıım goruşleri sarsan, ycr yer spekülaıil de olsa, yepyenı, cesur ve yer ycr reddedilemevecek kadar dayanıklı tezler öne süren bir yazarın vapııı üzerinde nasıl bir çulışına yapıldı bugüne dek. Balıkçının Baıı Anadolıı uvgarlıgı ü/.eıine geli:jtirdığı tezlerinin, nkademik duzeyde i/.i sııruldu ınür1 Herbangi bir üniversitemizdc, "I lalikarnas Balıkçısı Enstitüsü" ya da en azından kitaplığı knruldıı mıı? Fanie/i degil, vüz clli kiisur senedir ağır bir aş,ağılık komplcksi halinde kovalaııan "muasır Batı ınedeni yetleri"nde, böyle bir yazar i<,in söylediklerınıden çok fazlası yapılır. Bcnim ülkum, ne yaptı? Neyse! Dalgıçlar, Demokrat İzmir gazetcsindc, 1949 yılında "Nakleden Cevad Şakir" ibaresiyle 55 giin boyunca yayımlanmı^ bir berüven romanı. Aslında, roman olarak sınıllandırmak da zıır Dalgıçlar'ı Episodik yapısıyla bir seri roportajı, ilk bolüınleriyle bir coğrafya dergisi makalcsini andırıyor anlatı. Ama gidcrck, iç kurgusu ve söylemıyle, serüven vc korsan romanlarıyla ili^kilcniyor. Şadan CJökovalı, bilişik yazıda okuduğunu/ gıbı kolay rcddcdilcmcyccek gcrckçclcrlc, Dalgıçlar'ı bizzat Balıkçı'nın yazdığını onc sııruvor. Bcn, kcsiıı bir görüş bildirmekten ka^'inmakld birliktc, DalgK,"lar'ın tümüyle tclıt bir eser oltluğıı goru^unf bir.ı/ uzak dunnayı tcıx ilı ediyorunı. Halikarnas Balık(,ısı'nın, bazı eserlerini (mesela Turgııt Reis) ba^ka mctinlcrdcn yı>la (,'tkarak üiLttigi bilinir. Bunun bir "yıırutmo olınaılıgını o/clliklc böylemeliyim Dalgıçlar'a gelincc Mııkcllcl bıı ıdcbi nıetin olnıadtgı a(,ık Balıkçı nın her /.ım.ınki lezzetli dil savruklugu, burada hayli ileri gitmıştır. Ayrıca, metin türkri arası bir gclgiti tas,mıakıa vc bir gazete terrikası olma acclccıliğini de hissettirınektedir. "Nakleden ıbarcsı de (ineııılı O vıllartl.ı sikc^ı rastlanan bu ibaıe, "anlatan" anlamına gelılıgı gıbı daha çok "çeviren " kar^ılığında kullanılmi!} ve yer etmiştir. Dalgıçlar'ııı, biı serüven kitabından ya da bir dergi röportajından, hayli serbest bıçımde çevrılip, bir bölümünün de bızzat Halikarnas Balıkçısı tarahndan vazılmi!} olması ihtiınali daha yııksek gorundu bana. Ozellikle 42. giinden sonrası... Karabatak Ahmet'in serüvenleriyle ba^layaıı bu son bölüm, tü muyle Balıkçı'nın e^siz gözlem ve betimleme gucünü yansıtıyor. Balınaların düğünü, kıyıdakilerle oyna^ınak isteyen köpekbalıkları gibi netis bir humoıır'ıı taşıyan episodları, mulıtemelen, Balıkçı'nın telrikayı kısa kesmemek için ekledigini düşündüm. Texas'ta, New Jersey'de geçtiği yazılsa da bu son böliim, buranı bıııaııı Ege kokan bir telit lez zeti taijiyor. K İ T A P T A N B İ R B K L O M 1916 sencsınin Şuhatında ıdi. Hava; açıkta vc deni/.de ulanlara adiiın akıllı çivi kestiıiynıdıı. () giinlerde tanıdıgım bir arkadaş .ıılı Moris (iramınon ıdı denize daldı. Bir denizaltı tunelinde i$ güreıekti. Tıinele daldı, tünelin içinde yüz adırn yürüdü. Oraya kadar ış koljydı. Tünel düzdü, takat ijte bu mesafc sona erince, tünel hirdenbire bir yana dönüyor vc dirsek yapıyordtı. Bittabi arkadaşımız yapayalnı/ dcgil, fakat o cenabet yerde bir (,'ok can ipi, haları ve hava borusu ile yürüyccekti. Neyse bu sürüklcmc i^ini lena, kötii becerebildi. Dirsek ağzını tıkaması gerekiyordıı Diz üstü düşcrck hcnıcn i^e koyuldu. Vay senmisin bana aldırmadaıı i^ yapayım diyen? Hava süpapının veyahut esosunun dclikleri donup ııkanıvt'rdi. Maurice birdenbire elbiscsinin pcynir tulumıı gıbi ^iştiğinin farkına vardı. "farkına vardı" dcmck dc laf mı.1 Gum diyc ^işckoyduğıınu duydu. Ve duynıasiyle bcrabcı kcndisini tepetaklak va/iyette tünelin tavanında buldu. (".an ıpınc ulanca kuvvctiyle de asıldn.s.ı tla, dirscge asılan ip sanki kazıga bağlanmı^mı^ gibi, işareti yukarı geçirmivor da geçirmiyordıı. Biraz sonra akciğcrleri patlamak va/iyetincgdmi^ti. Yapılacak biricik ış vardı. Yürüyc yüriiye ve dirse^i dönerek tüncldcn çıknıak. Fakat tepe taklak olduğuna göre tünelin tavanında yüıümesı gcrekiyordııIabanda ellcriyle ve tavanda ayaklarivle ilerlemcğc gayret etti. Fakat güç belâ ilerlediği her üdıınlık mcsalcdc caıı ipi, hava borustı vc emnıvet haladının bir o kadarı govdcsıne ıakılıv.nrdu. Bütün ünıidi, bu kaılaı halat mı, ip mi, boru rau veyahut hortum mu^ îjjtc onların yere takılmamas>ı idi. Her adıın ilerledikçe, yükıi ık aıttık(,,ı arttı. Bir bölümde, "Elli ktılaca, ancak Ege Denizi dalgiçları dalabilir" diyenin de aslında Balıkçı olduğu pek Halıkarnas Balıkçısı Izmır dekı eskı evının penceresınde arkadasları ıle Soldan sağa Husamettın Bo kııvveıli ihtimal. zok Balıkçı ve Samım Kocagoz (Fotoğraf Ara Culer) CUMHURİYET K İ T A P SAYI 60 S A YFA13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear