Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
verdiği bu anıları önce Cumhuriyet gazetesinde, sonra Faruk Nafiz'in çıkardığı bir dergide yayımlandı. Bunlar da 1936 yılında Cumhuriyet gazetesi yayınları arasında çıktı. Halit Ziya'mn romanlarındaki talihsiz dil, anılarını da okumayı güçleştirmiştir. Diyebilirsiniz ki hem büyük romancı nem talihsizlik nasıl oluyor? Çünkü Edebiyatı Cedide dediğimiz dönemin şairleri, romancıları dilimizdeki gelişme yönünden talihsiz bir dönemi yaşadılar. Bu, Edebiyatı Cedidecilerin kendine özgü, daha kapsamlı, daha yeni ifadeler aktarabilmek için yeni bir dil yaratmalarından geliyordu. "Kırk Yıl"ın yeni basımı Şemsettin Kutlu'nun bugünkü dile çevirisiyle 1990 yılında yapıldı. 40 yılı içeren bu anılarında Halit Ziya, yaşamının dört yaşındun başlayarak 40 yaşını değil, ileri yaşta yaşamının 40 yıllık bölümünü yazdı. Bu 40 yıllık bölüm 1909'da sona ermekte. * 1909'dan itibaren de siyasal anılarını "Saray ve Ötesi" adlı kitabında topladı Halit Ziya. "Saray ve ötesi" üç cilt olarak yayımlandı. Dil açısından "Kırk Yıl" kadar anlaşılır olmasa da "Saray vc ötesi" çok dikkate değer siyasal anıları içermekte. Bu iki kitaba bir cilt daha eklemek gerekli. Anıların 9. cildi. 9. ciltte Halit Ziya, ailesini anlatıyor. Bu aile ki oldukça acı olaylar yaşamıştır. Ölümler epey fazla olmuştur. Hatta bir oğlunun intiharı üzerine acı anılar, öyküler yazmıştır. Işte bu öyküler de anılarının 9. cildini oluşturmakta. "Kırk Yıl" anılarına başlarken Halit Ziya, "kuş bakışı şu kırk yılı bir defa yazayım, sonrasını yazabileceğimi hiç sanmıyorum" diye bir ifade kullanmış. Ancak görüyoruz ki Halit Ziya, calışkan bir kişiliğe sahip olduğu için siyasal anılarını da yazıp bitirmış. Halit Ziya'nın anılarında Izmir'in önemli bir yeri var. Ailesinin yapısında ticaretle meşgul olma bulunuyor. Aile Uşak kökenli ve Helvacızadeler diye anılmakta. İzmir'e gelindikten sonra helvacılık yanında halı ticareti de yapılıyor. Hem de Avrupa'ya dışsatım yapılabilecek kadar büyük boyutta. Aile Istanbul'a gelince de halı ticareti sürdürülecektır. İşte Halit Ziya böyle bir ticaret kent soyluluğunun, burjuvazisinin içinden geliyor. Fakat bu burjuva yapısına karşın yine de tutucu bir aile. Dede, nine belii bir tutum içinde. Ancak Halit Ziya kendisini çok iyi yetiştirmesini bilmiştir. Bütün bunlar anılarında yer alır. Son olarak şunları eklemek isterim. Halit Ziya kendisini çok mükemmel yetiştirmiş, birkaç yabancı dili birden bilen aydınlık bir kafa. Fransızcanın yanında Arapça, İngilizce ve Almanca da öğrenmiş. Swıri KaraArm ği üzerinde durmak istiyorum. Hafızam yanıltmıyorsa 1891'de bir Fransız düşünürünün yazısı yüzünden kapatılmış Serveti Fünun. Zaten Abdülhamit sansüründen nasıl geçmiş o kadar yıl, o da ayrıca düşünülecek bir konu. Demek ki bir edebiyatı ve onun temsilcilerinin çalışmalarını belirleyen toplumsal birtakım koşullar var. Ondan sonra dışa bağımlılık var ve sonra da artık çökmekte olan bir skolastik kültür durumu... Bu istibdat dönemi aydınları çeşitli şartları, şansları olan insanlar. Yani artre orta tabakanın okumuş kesimi diyebileceğimiz bir toplumsal yapının çocukları... Mektebi Mülkiye yeni açılmış, ancak eşraf ve âyânın çocukları bu okulda okuma şansına sahip. Bir de paşaların çocukları. Orta tabakanın bu durumda olduğu bir devrede belli şanslarla Batı edebiyatını izleme olanağını bulan 34 Edebiyatı Cedide yazarından biri Halit Ziya. Birisi Tevfik Fikret, öteki de Mehmet Rauf. Ve bunlar birbirlerine çok benzîyor. Örneğin Mehmet Rauf un müzik bilgisi son derece yüksek aşamada. Buna karşın Fikret'in resim bilgisi yüksek aşamada. Halit Ziya'nın da müzik bilgisi... Toplumsal savaşımda da iki yönlü bir durum var. Bir tanesi çok edilgen, atılgan, doğrudan doğruya politikaya atılmak. İşte Namık Kemal'de, daha sonra da Ziya Gökalp'te olduğu gibi... Hem düşünür edebiyatçı kimlikleriyle ellerinden geleni yapmışlar hem de edilgen savaşım adamı olmuşlar. Ama Serveti Fünun'da böyle değil. Serveti Fünuncular öyle sanıyorum ki aktif, edilgen, etken bir siyasal mücadele içinde yer aldıkları takdirde işlevlerinin fazla olacağına inanmıyorlar. Serveti Fünuncular yapısal özelliklerin üzerinde durmak suretiyle geleceğin edebiyatını yarattıklarına, yaratacak olduklarına inanan insanlar. Bir de talihsizlikleri var. Talihsizlikleri şairlerin imgeyi ön planda tutma çabalarıyla yeni bir dil meydana getirmeleri. Yeni bir dil nasıl meydana getirilir? İmge, tamlamaya dayanan bir şey... Hangi sözcüklerle yapacak? Osmanlıcayla... Osmanlıcayı etkisi altına alan Arapça ve Farsçayla. İşte talihsizlik burada. Yapısal kaygılar biçem kaygılarını da getirmiş. Fakat bu tamiamalart bugünkü Türkçeye çevirdiğiniz zaman Halit Ziya'nın biçeminde hiçbir değişiklik olmuyor. Klasik olmak da bu herhalde... Şikmı KurtUkul A K Y A Y I N L A R I / K t l L T V E A N A K I T A V A It kmeceler, bir düşsel müzenin, çekmece müzesinin kitabı. Yaşayan 45 sanatçımızın yapıtlarının yer aldığı bu albüm, tüm sanatseverler için önemli bir belge niteliği taşıyor. Toplumsal durum ve dil Yetiştiğim yıllarda okuduğum yazarlardan biriydi Halit Ziya. Mai ve Siyah başucu kitaplarımdan biri olmuştur. Dil değişimi Halit Ziya'dan bir şeyler alıp götürdü mü? Önce bu soruya yanıt aramam gerekiyor, sonra da çok sevdiğim kahramanlardan biri olan Ahmet Cemi) üzerinde durmak istiyorum. Abdülhamit dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun artık yarı sömürge olarak nitelenen dönemin son halkalarını teşkil eder. Sırbistan, Romanya, Yunanistan'ın bir bölümü, Girit kopmuştur. Ama asıl kopan Osmanlı İmparatorluğu'nu yarı sömürge durumuna getıren Batı kapitalizmi ve emperyalizmınin ımparatorluk içindeki yapısıdır. Düyunu Umumiye ise bunun mihrak noktasıdır. Yani borçlanma o dereceye kadar gelmiş ki artık Osmanlı devleti kendi mali şartları içerisinde borçlarının faizini bile ödeyememe durumunda. Böyle bir ortamda padişah. Düyunu Umumiye izin vermezse maliye bakanını, hariciye bakanını seçemiyor. Devlet, o derece bağımlı hale gelmiş. Şımdi bu gırışten sonra biraz da Serveti Fünun gerçeC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 5 4 BUyük boy. Btr kutu içituU ttç Utap. 45 samttçı, 4%yapıL Itirkçe tngiUzce ıoaooa n ( b i ) AKBAIMK S A YF A 19 "Kültür Hizmetlerinde de" Genel Dağtttnv özgür Yaytn Dagtttm /• nkara Cad. 31/2 Cağaloğlu lstanbul Tel: 526 25 13 519 14 49