Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Bıı inanılmaz bir dıırum Hikmet gibi yabancı bırşairin İtalya'da en çok satan kitaplar listesinde sürekli yer alması. Okul kitaplarında, televizyon programlarında neredeyse bir Italyan şair gibi kabul görüyor. Dün bir hanım telefon etti. tlk kez Hikmet'i okumuş. () kadar ctkilenmiş ki telefonda bana şiirlerden alıntılar yapıyordu "Biitün şiirlcrini okumak istiyorum. Sonunda bana çok şey söyleyen, benimle uyum içinde olan bir şair buldum!" diyordu. Hikmet, İtalya'da kendini kabul ettirmiş bir şair. Fransa'da da çok iyi çeviriler yapıldı. "Tradurre Poesia" kitabının önsözündc "bir şairi çevirebilmek için onun diinyasını tanımak gerek" diyorsun. Bu nedenle mi gittin Türkiye'ye? Benim için bir jairi tanımak demek onun dünyasına girmek, çevresini, eğitimini, dostunu, düşmanını, yaşam felsetesini tanımaktır. Çünkü şiirin içinde derin bir fclseic var. Bu bakımdan, dili bilmektense, o şiiri doğuran gerçekliği tanımak gerek. Şiir bir J O V C E S A L V A D O R I •% Ne macera ama L ü S SU Adriyatık sahillerinde Ancona'ya yakın bir koydeoturan Joyce Salvadori Lussu, çok ilginç ve rcnkli bir kişi. Italyan babası ve İngiliz annesi 1900lerde aynı konumda bulıınan asil ailelerin çocukları gıbi ata binip ava gitmeyi, balolarda eğlenmeyi değil daha maceraperest bır yaşamı seçiyorlar. Felsefe profesörü babası ve ressam annesi üç çocuklarını vaftiz ettırmey i reddederek, kiliseye veMussolini doneminde çocuklarına okııla ayak I<)WD4 4FRİK4DA JOYCE LUSSU, NAZİLERE KARŞ1 SA V.4ŞAN PARTİ/ANI.ARIN LİDERLERİNDEN BİRİ Ol.AN ESİ EMİLİO LUSSU İLE \IL IVo.1 bastırtmıyorlar. 18'inde I leıdelberg'e felsefe okumaya giden Joyce 1932de Nazılerın gelışıyle ttalya'ya gerı dönüp partızanlara katılıyor ve hareketin liderlerinden Emilio Lussu'yla lanışıyor. Lussu'yu aralarında çok yaş farkı bulunmasına rağmen evlenmeye ra/.ı ediyor1 1944le oğlu Giovanni dünyaya geliyor Savaş sonrası bu kez de kadın hakları ıçın çarpışmaya başlıyor Bır sure Italyan sosyalist ve konıunist parti kadın kollarıııı örgütluyor. Ancak "Fmilıo I Aissu'nun karısı" olmakla yetinemeyeLeğini anlayıp ba^ka bir ^eyler yapmaya karar verıyor. İşte tam bu sırada yaşamını değıştırecek bır çalışmayı kendisine öneretek Nâzmı Hikmet'le tanı^ıyor. Nâ/ıın'dan sonra Barzani ve Talabani'nın yanında Süleymanıye'de Gegherxuin, Hacar, Abdullah Goran'ı çeviriyor. Salazar rejinıi sırasında Lızbon'da hapıste bulıınan Angolalı şair Agostinlıo Neto'yla çevirı yapması için kendisine ızin verilmeyen Joyce, Neto lıapısten kaçtığında ona l'as'ta yeti^ıyor Defalarca Alrika'ya gidip birçok Alrikalı şairi, Vietnamlı, Kubalı, Arnavut, F.skimo şairi de yme özgün metinden çeviriyor. 10 yıldan fazla suren bu çevirı çalışması 1970'lerin başlarında sona erıyor 75te Emilio'nun ölumüyle 30 yıllık beraberlikleri bitiyor. Politikacı, yazar, şair, çevirmen Joyce, bugün 80'in üzerinde olmasına karşın çalışmalarını çok yoğun bir biçimde surdüruyor. başka kültürü tanımanın çok kısa ve yeterli bir yolu. Ben de Türkiye'yi, tarihini, bugününü, şiir yoluyla tanıdım. Dilini bilmesem de kendimi hep çok yakın gördüm.Gittiğimdekendimievimdehissettim. Nâzun Hikmet'le Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde bir araya geldiğinizi söyledin. Nâzım İtalya'ya da gcldimi? Evet, hatta buraya geldiğinde bana çok sinirlenmişti. Çünkü onu gezdirirken turist rehberi gibi açıklamalar yapıyor, tarihi ve sanatı anlatıyordum. Çok kızmıştı, "Kendi gözlerimle görmek istiyorum, senin gözlerinle değil" diyordu. Bir projemiz vardı, İtalya'yı arabayla gezecektik, o da elinde bir teyple şiirlerini konuşarak kaydedecekti. Akşam eve dönünce de teype o gün kaydcttiklerini düzenleyip kaleme alacaktı. Italya'yı çok seviyordu. Projemizi gerçekleştireme dik. Sen de şairsin. Bunun başanlı şiir çevirisinde payıne? Altı yaşından beri şiir yazıyorum, ama hiç ciddiye almamıştım. Ancak şair olmasaydım şiir çevirisi yapamazdım. Hikmet, ttalya'daki başarısinı benim çevirilerime de borçlu. Başkaları da çevırdi Hikmet'i, ama kıyaslanacak gibi değil. Bu yiizden bana güveniyordu ve İtalya'daki yayın haklarını ba na verdi. Hikmet'i çevirmek isteyen olursa önce bana başvurması gerekiyor. Senin çevirilerinden sonra kim böyle bir çeviriye kalkışabilir? Doğru. Benim için ilginç olan şairin yanımda olmasıydı. Başarılı oldum, çünkü onunla konuşarak çevırdim örneğin Türkiye'de yetişen ve İtalya'da olmayan bir ağaç ismi geçiyor şiirde. Ne yapayıın, Latinte botanik ısmini mi koyayım.'> İtalya'da yetişen benzer başka bir ağaç ismi koyuyordum. Çünkü İtalyan okur için gerçekliği olan ağaç o, hiç görmediği Türkiye'de yetişen ağaç değil. Böyle bir değişikliği sadecc şairin kendisiyle konuşarak yapabilirsın. Ben çeviriyi şairin kendisiyle yaptım, şair de artıkyok. ü * Adriyatik sahılınde S A Y F A 13 JOYCELUSSU. OĞLU GİOVANNİ İLE (IVW DE) C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I »9