Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Dev uyanıyor, ya biz? Martin Walker Çeviren: Esat Ören / Akın Kitaplar 360 s. / 15.000 TL / Kod No: 007.459 RAOIP DURAN Martin Walker, 1984 yılından bu yana İngiliz Guardian Gazitesi'nin Moskova muhabiri olarak çahşıyor. Walker, kitabında Gorbaçov'un iktidara gelmesiyle tüm dünyanın ılgi odağı naline gelen Yeni Sovyet Devrimi'ni bir gazeteci gözüyle ve biraz da yüzeysel olarak anlatıvor. Yüzeysel diyoruz ama, Walker ın aktardığı anılar, alıntılar, farklı mekanlar zamanlar bir çok renklilik de katıyor anlatısına. Martin Walker, kitabında, Guardian ve BBC'de yayımlanan yorumlanndan biçim ve biçem olarak daha farklı bir yaklaşım benimsemiş. Moskova'dan yeni dönem Batılı bir aydının kahve sohbctine katılmış izlenimi alabiliyor okur. Walkcr, okuruna, gazete ve radyodakinden daha ayrıntılı, daha derin bilgiler ve tahliller sunnıaya çalışıyor. Gorbaçov'a olan hayranlığı da ijini kolaylaşurıyor aslında; İngiliz gazeteci, ekonomiden söz ederken, Brejnev döneminden kalma alı^kanlıklarla bol bol istatistikler vcriyor ama, ekonomik tahlillerini çoğu zaman siyasal, tarihi ve psikolojik temellere de oturtmayı ihmal etmiyor. Sovyetler Birliği'nin müthiş büyük yüzölçümü ve kalabalık nüfusu, tabii ki kalıp tahlillere pek uygun değil. Ama Walker, okuruna hiç olmazsa geniş açıyla çekilmiş. fotoğraflar sunmak istediği için çoğu yerde genel manzaranın tahliliyle yetiniyor. Çok ilgınç olduğu kuşku götUrmez, yerel, sonıut ve otantik örnekleri sergilemeyi de ihmal etmiyor. Walker'ın SSCB'de uygulanagelmiş olan Marksizm ve genel olarak MarksizmLenınizm konusunda çok derin teorik ve ideolojik bilgilere sahip olduğunu öne sürmek hata olacak. İngiliz gazeteci daha çok, Batılı liberallerin Marksizm tanımlarına dayanarak SSCB içindeki çekişmeleri ya da parti içindeki anlaşmazlıkları insanların, Komünist Parti yöneticilerinin özncl tutumlarıyla (mesela kıskançhk) açıklamaya çalıştığı da oluyor. Tüm bu olumsuzluklanna rağmen Dev Uyanıyor özellikle Türkiyc gibi hem SSCB'nin güney komşusu hem de Marksizm tartışmalannın sürüp gittiği bir ülkede son derece yararlı bir kitap. Gerçi, Walker Ertuğrul Özkök'ün Sovyetler Birliği Hakkında Fevkalade Şahsi Gözlemler altbaşhklı kitabında olduğu gibi, kişisel görüşleriyle çeşitli bakış açılarının kimi zaman sentezini yapmaya, kimi zaman da bu değişik yaklaşımları ayırt etmeye çalıjıyor, ama her iki kitapta da egemen olan bakış açısının yine de "SSCB'yi dıjarıdan yorumlama" olduğu ortaya çıkıyor. Dev Uyanıyor, özellikle bizim gibi toplumlarda, yani Rusya = Komüni/m = Ağ/.ı bıçaklt canavarŞapkayı asıp hcr evc giren tecavüzcü formüllerınin altında yıllarca kıvranmış engin cahil kümelerde, Sovyet gerçeğinden hiç olmazsa üç büyük totoğrafın kavranmasına hizmet ediyor: SSCB devasa bir ülkedir, çok renkli, çok çeşitli bir ülkedir ve bugün bile hâlâ uzak tarihinin (Walker'a göre Doğu despotizmi) izlerini taşımaktadır. Batı'daki gazeteciyazarlar yıl boyunca çıkan makale, inırleme, yorum ve haberlerini bir araya getirip kitaplaştırınıvorlaı. Görüş,, düşünce ve izlenimlerini, günlük gazete, radyo ya da ajans haberi üslubund.m kurtarıp kitap okuruna seslenecek şekilde design ediyorlar. Bu alanda cn b.i>anlı örnekler olarak Le Monde'un eski Pekin muhabiri Alain Jacob'un Mao sonrası Çin'i ve eski dış haberler servisi şen şimdiki genel yayın yönetmenı Andre Fontaine'in iki süper devlet arasındaki ilişkileri irdeleyen kitapları hemtn akla gelen eserler. Walker'ın kıtabı da bu listeye girmeye aday. 360 sayfalık kitapta, Gorbaçov'un yükseli^i, parti liderliği için yapılan mücadeleler, ekonomik vc teknolojik alanlardaki yenilikler, parti kongresi, dış politika, orduparti ilişkilerindeki yeni değijimler, günlük hayattan kesitler ve Batı'nın SSCB've bakışı ayrı bölümler halinde ele alınmış. Sade, kolay anlaşılır bir üslubu var Walker'ın. Kitabı nispeten kısa sayılabilecek bir süre içinde Türkçe yayımlamayı düşünen Altın Kitaplar, ne denli hayırlı bir ij üstlenmişse, çevirmenin sosyalist terminolojiye olan uzaklığı o denli talihsiz olmuş. SSCB'deki devletçilik geleneğinin aşırı etkisinde kalmış olan çevirmen, parti kadroları demesi gerekirken, "parti memurları", ya da yedek üye yerine "aday üye" terimini inatla kullanıyor. Genişletilmij nıerkez komitesi toplantısı demek varken "tam katılımlı MK toplantısı" demek de doğru değil. Tam yetkili sekreter ibaresi varken, "tam sekreter" deyişini kullannıak yanlış. Neyse ki bu tür örnekler çok fazla değil. Genel olarak üslubun aktarımı da başarısız sayılmamah. Marksizm tarjışmalarını sürdürenler, TBMM içinde ya da dışında bulunan amatör ya da profesyonel siyasetçiler, CUMHURİYET SAYI 8 Lenin'den Gorbaçov'a SovyetlerBirliğigözlemleri SSCB'yle ticaret ya da iş yapmak isteyen işadamları, nihayet burnumuzun dibindekı uyanan devin kim olduğunu öğrenmek isteyenler için Martin Walker'a thank you very much! D K İ T A P T A N B İ R B Ö L Û M Mihail Gorbaçov, Martin VValter'ın kıtabının odajjmda. Her yıl, Sovyetler tarafından Uluslararası Kadınlar Günü olarak kutlanan 8 martta Kremlin hanımları Moskova'daki diplomatların eşlerine oldukça lüks bir çay partisi verirler. Devlet konukevinin açık büfe olan masası havyarlar, pavuryalar ve tütsülenmiş balık çeşitleri ve daha pek çok fantezi yemekle çökecek gibi dolar. Hanımlar }ik giysileri içinde, çay ya da hafif içkiler alarak söyleşip, tabaklanndan küçük lokmalar atarlarken büyük bir orkestra hafif klasik müzik çalmaktadır. Sonra Komünist Partisi genel sekreterinin karısı, en kıdemli diplomatın eşiyle dansa başlar, onları diğer hanımlar izler, b r sü.e valsler yapıldıktan sonra Rusların pek beğendiği halk dansları için halkalar oluştururlar. 1985 martında hanımlara verilen çay partisi iki ncdenden dolayı alıjılmışın dışındaydı. Birincisi, Yeni Zelanda'nın bir kadın diplomat atamıs. olmasıydı ve protokole göre diplomatlar dansını, uzun boylu, heykef gibi yapısı olan Alison Stokes'un açması gerekiyordu. Ikinci neden, göreve geldiği günden beri görünür biçimde hasta olan Konstantin Çernenko'nun ağırlajarak ivedilikle hastaneye kaldırıldığı söylentilerinin bütün Moskova'da konuşulmasıydı. Ama Kremlinli hanımlarda bir liderlik bunalımı olduğunu gösterir en küçük bir belirti yoktu. Bayan Çernenko yorgunluğunu ileri sürüp dansa kalkamavınca, ona sessizce kocasının sağlık durumunu sorma olasılığı da kalnıamıjtı. Bayan Gromiko ketumluk bakımından en az kocası kadar ünlüydü. Kaisa Gorbaçov, bir büyükelçi eşinın tanımladığına göre, mücevherlere bulanmış bir biçimde, hafif sıkılmış ve olaydan hojnutsuz görünmekteydi. Parti hiç de başarılı geçmemişti. Ertesi yıl, Raisa Gorbaçov'un belirgin ağırlığıyla, çiftler halındeki zorlama dans olayı kaldırılmıştı. Partiye katılan bir de yeni bir kadın vardı: Sovyet iktidarının üst kademelerine yirme beş yıldan berı getirilen ilk kadın olan Alexandra Biryukova. Partiden iki gün önce merkez komitesinin on bir asli sekreterhğinden birine atanmı^tı. Politbüro'nun on iki asli üyesi ve yedi aday üyesinden sonra merkez komitesi sekreterleri ülkenin en güçlü insanlarıdırlar. 1961 yılında dört yıllık hizmetten sonra prezidyumdan çıkarılan, Ekaterina Furıseva'dan beri hiçbir kadın bu denli yükselmemişti. Kadınlar, Yüksek Sovyet, bölgesel Sovyet ve kent Sovyetler'i gibi kamu örgütlerinde, yoğu Batılı parlamentohrdan daha iyi temsil edılmektedirler. Yüksek Sovyet'in 1500 üyesinin üçte biri kadındır ve ülkenin her yanındaki verel Sovyet bajkan yardımcılarının, 2.3 ni'lyon yardımcıdan yarıdan fazlası kadındır. Sovyet devriminin ilk gerçek başarılarından biri, kadınlara erkeklerle tam ejiılık sağlamak olmuştu. Oy hakkı vardır, kamu görevlerınc atanabilirler, eğitim görüp kariyer edinebilirler. Batı'da çalışma yaşındaki kadınların ancak yüzde 6O'ı çalışırken, Sovyet kadınlarının yüzde 85'i çalı$maktadır; gerçekten de, bütün işgücü içinde hafif bir çoğunluk sahibidirler... KİTAP S A Y F A 5