29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

GÜNDEM ‘Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!’ “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur... Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar.” Mustafa Kemal Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip’in sorusuna Mustafa Kemal’in yanıtı. Kaynak: İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeoloji, İ.Ü. Yayınları Üniversitelerde Kendileri Üretemeyenlere Duyuru: Haydi İşbaşına, Bilim Hırsızlığı Yapmak Serbest Evet Danıştay’ın verdiği bir kararla bilim hırsızlığı, yani başkalarının bilimsel eserlerini sanki kendin üretmişsin gibi alıp kullanmak, altına imza atmak ve bütün bunların karşılığında da “bilimsel kariyer” yaparak üstelik sıfır ceza almak serbest oldu… Aslında Danıştay’ın kararı taaa geçen yıl alınmış, YÖK’e de bildirilmiş, ama YÖK kılını kıpırdatmamış.. Olay, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün bir yazısıyla “patladı”.. Kararı alan, bir dava nedaeniyle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu.. Yıl: Eylül 2012.. “Hukuka aykırı” bulunan karar şöyle: “Öğretim Elemanları Disiplin Yönetmeliği’nde intihal suçunun yaptırımı olarak yer alan üniversite öğretim üyeliğinden çıkarılma cezasının, 2547 sayılı YÖK Yasası ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nda bu cezaya ilişkin bir düzenleme bulunmadığı”… (http://personel.istanbul.edu.tr/wpcontent/uploads/2013/11/ÜniversiteÖğretimMesleğindenÇıkarma.pdf) YÖK yasasının bir “Öğretim Elemanları Disiplin Yönetmenliği” var. Buna göre, “Bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek” yüzkızartıcı suç sayılıyor ve bilimsel hırsızlık kabul edilerek, cezasının “üniversite öğretim üyeliğinden çıkarılmak” olduğu belirtiliyor. Danıştay’ın kararı, “kanuni” olabilir. Hukukçular bunu tartışır. Fakat, konu üzerine yazan Prof. Kayhan Kantarlı’nın dediği gibi, “Bu durumda YÖK’ün yapması gereken, kararda belirtilen yasal dayanaksızlığı giderecek bir yasa çıkarılması için Milli Eğitim Bakanlığı ve TBMM nezdinde girişimde bulunmaktır. Ancak YÖK yüksek yargı kararının alındığı Eylül 2012’ den bugüne kadar böyle bir girişimde bulunmadı.” Bu nedenle de geçen süre içinde ihtihal suçu işleyenlere ceza vermek mümkün olamıyor. Hoş, bugünkü YÖK bu disiplin suçunu ne kadar işletiyor diye de sorulabilir. Çünkü Türkiye intihallerin kaynadığı bir ülke olmasına rağmen, herkes yerinde, al gülüm ver gülüm.. Bu konuda, intihal olaylarını yakından izleyen, yorum ve görüşlere yer veren http://plagiarismturkish.blogspot. com isimli sitede, Danıştay’ın bu kararının yorumunu ve başka şeyler de okuyabilirsiniz! Bir yorumda örneğin, Danıştay’ın bu kararıyla aslında öğrencilere verilen disiplin suçlarının da yasal dayanaktan yoksun kaldığı ileri sürülüyor. Örneğin D. Çiğdem Sever’in “Üniversitede disiplin hukuku ve bir Danıştay kararı.” Bu internet sitesinde bir de “bilimsel yayıncılık” yapan ve kongreler düzenleyen bir Türk ailenin işlettiği, waste adlı bir kuruluş üzerine de ilginç ididalar var (http://plagiarismturkish.blogspot.com/search/label/ WASET) Bir de ingilizce site: “copyshakepaste.blogspot.com/2012/06/turkishmockconferences.html) Üniversitesi’ndeki doktora sürecine keyfi olarak son verilmesi üzerine, CHP Milletvekili Oğuz Oyan’ın verdiği soru önergesini yayımlıyoruz. Önerge her şeyi anlatıyor.. “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek, Eylül 2007’de doktora çalışmalarına başlamışken, Dışişleri Bakanlığı tarafından Ermeni meselesi üzerine çalışmalar yapmak üzere Rusya’da görevlendirilmiştir. Rusya’daki çalışmaları verimli olduğu için görev süresi de bir yıl daha uzatılmıştır. Bu süre içinde doktora programı dondurulmuştur. Ancak Türkiye’ye döndükten sonra, doktora çalışmalarını sürdürürken bu defa Ermeni meselesi üzerine yaptığı çalışmaları “milli hassasiyetleri kullanmak suretiyle” sözde Ergenekon Terör Örgütü’nün propagandası olarak değerlendirilmiş ve Perinçek Ağustos 2011 ile Ağustos 2013 tarihleri arasında Silivri Cezaevi’nde tutuklu kalmıştır. Şimdi de, İstanbul Üniversitesi yönetimi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü hocalarının karşı çıkışlarına rağmen, “doktorasını 6 yıl içinde savunmadığı” gerekçesiyle Mehmet Perinçek’in araştırma görevlisi kadrosuyla yani İstanbul Üniversitesi ile ilişkisini kesmiştir. Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlandırılmasını saygılarımla arz ederim. 1 Mehmet Perinçek’in 2007 yılında başlayan doktora programının iki yılı devlet görevlendirmesi nedeniyle dondurulmuş olmasına rağmen bunun dikkate alınmamasının nasıl bir üniversite yönetim anlayışı olduğu konusunda YÖK aracılığıyla bir inceleme başlatmayı düşünüyor musunuz? 2 Bir bakanlığın (Dışişleri Bakanlığı) görevlendirdiği, diğer bakanlığın (Adalet Bakanlığı’na bağlı yargı sisteminin) cezalandırdığı, bununla da yetinilmeyip bağımsız, âdil ve akademik liyakate saygılı olması gereken bir üniversite yönetiminin yeniden cezalandırdığı bir araştırma görevlisinin haklarını korumak için YÖK üzerinden bir soruşturma başlatmayı düşünüyor musunuz? 3 Eğer bu katmerli cezalandırmaların, Mehmet Perinçek’in İşçi Partisi’nin Genel Başkanı Doğu Perinçek’in oğlu olmasından dolayı aile boyutunda bir intikam operasyonu olduğu kanısına varırsanız, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu görevlendirmeyi ve sonucuna göre İstanbul Üniversitesi yönetimini uyarmayı düşünür müsünüz? 4 Sözde Ermeni soykırımı iddialarının 100. yıldönümü olan 2015 yılı yaklaşırken, Ermeni meselesi üzerinde çok sayıda nitelikli akademik yayına (ortalama bir profesörün gerçekleştirdiğinden daha fazla yayına) imza atmış olan değerli bir araştırmacıyı şimdi de işsiz bırakarak cezalandırmanın kimin çıkarına hizmet edeceğini görerek, Başbakan olarak elinizdeki bütün olanakları bu haksızlığı durdurmak üzere harekete geçirmeyi düşünür müsünüz?” *** Gelecek Cuma yeniden buluşmak üzere... Cumhuriyet BİLİM VE TEKNOLOJİ Türkiye’nin Haftalık Bilim Haberleri ve Kültürü Dergisi Sayı: 1396 20Aralık 2013 İMTİYAZ SAHİBİ Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç GENEL YAYIN YÖNETMENİ İbrahim Yıldız YAYIN YÖNETMENİ Orhan Bursalı SORUMLU MÜDÜR Aykut Küçükkaya GÖRSEL YÖNETMEN Tüles Hasdemir “Sağlık” sayfası VKV Amerikan Hastanesi’nin, “Bilim Kültür ve Eğitim” sayfası İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ve arka sayfa konuları ‘Atılım Üniversitesi’nin katkıları ile hazırlanmıştır. YAYIMLAYAN Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. İDARE MERKEZİ VE YAZIŞMA ADRESİ Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sokak No: 2 34382 Şişli İstanbul Tel: 0212 343 72 74 Faks: 0212 343 72 64 CUMHURİYET REKLAM CBT 1396 2 / 20 Aralık 2013 Genel Müdür: Özlem Aydan, Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü, Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya, Reklam Müdürü: Ozan Altaş, Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 0212.2519874/3437274 Yerel Süreli Yayın BASKI DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul www.cumhuriyet.com.tr Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, “soykırım yapılmamıştır” demenin suç olamayacağı ve bunun ifade özgürlüğüne aykırı olduğu kararını vererek, İsviçre’yi mahkum etti. Karar, Doğu Perinçek’in başvurusu üzerine alındı. İsviçre mahkemesi, bu konuda Doğu Perinçek’i mahkum etmişti.. Şimdi bu vesile ile Mehmet Perinçek’in İstanbul MEHMET PERİNÇEK OLAYI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear