Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
TEKNOLOJİPOLİTİK her açıdan eleştiri bombardımanına tuttu. Bilim insanları Limits’i beğenmedi, çünkü acele eden yazarlar hakem kurullarından onay almadan bulgularını yayımlamıştı. Siyasi sağ, büyümenin tehlikelerini insanların gözüne soktuğu için; siyasi sol, çalışanların çıkarlarını gözetmediği için; Katolik kilisesi ise doğum kontrolünü önerdiği için kitaba ateş püskürüyordu. Kitaba en şiddetli eleştiri ekonomistlerden geldi. Ekonomistlere göre Limits, insanoğlunun geliştireceği teknolojik çözümleri dikkate almıyor, hatta küçümsüyordu. Örneğin doğal kaynaklar tükendikçe insanlar yeni alternatif kaynaklarla enerji gereksinimlerini karşılayabilirdi. Oysa Limits her türlü koşulu test etti. Başka bir deyişle programın her çalıştırılışında parametrelerden biri değiştirilerek, büyüme üzerindeki etkisi araştırıldı. World3’ün bazı versiyonlarına çevre kirliliği yaratmayan, sınırsız nükleer enerji kaynağı yüklendi. Yine sonuç değişmedi; sanayi kirliliği belirli bir noktayı geçince toplum çöktü. Aynı programa bir sonraki seferde dört kez azaltılmış çevre kirliliği girildi. Bu kez de toplum çöktü. Nedeni işlenecek tarım arazisi kalmamasıydı. Bunu çürütmek için bu sefer tarım rekoltesini yükselttiler, doğum kontrolünü daha sıkı tuttular. Yine sonuç değişmedi, çünkü toprak erozyonu ve çevre kirliliği işi bozdu. Kısaca bilim adamları, doğal kaynaklarının tükenmemesi ve çevre kirliliğinin oluşmaması için her türlü olasılığı denediler. Her seferinde büyüme süresi biraz daha uzadı, ama sonunda çöküntüden kaçılamadı. Yalnızca popülasyon ve sanayi sınırlandırıldığı ve olası tüm teknolojik çözümler devreye sokulduğu zaman, çökme yaşanmadı; büyüme yatay fakat istikrarlı bir hat üzerinden yoluna devam etti. çekiyor. Önce düz bir hat izleyen büyüme belirli bir noktadan sonra logaritmik bir nitelik kazanarak hızla göğe yükseliyor. World3’ün üzerinden 40 yıl geçmesine karşın, bugün lineer büyüme evresinde mi yoksa logaritmik büyüme evresinde mi olduğumuzu bilemiyoruz. Şu anda bilinen tek şey geleceğin tek bir konuda standart versiyondan farklı olacağı. BarYam’a göre dünya popülasyonu standart versiyondakinden daha yavaş büyüyor. Limits’te doğum oranlarının zenginlik arttıkça düşeceği varsayılıyordu. Gerçekte bu düşüş kitaptakinden daha hızlı. BarYam, gerçek nüfus artış hızının modeldekinden daha düşük olmasını şöyle açıklıyor: “Kitap 1970’lerdeki doğum kontrolünün sıkı tutulması kampanyasında etkili olmuş gibi duruyor. Eğer öyle ise çok olumlu bir rol oynamış demektir. Böylece bize zaman kazandırmış oldu. Dolayısıyla Limits’i insanlık tarihinin en önemli çalışmalarından biri olarak değerlendirebiliriz.” Baha Kuban baha.kuban@gmail.com POPÜLASYON FAKTÖRÜ Birinci petrol krizinin Brezilya’nın ticaret dengesine getirdiği ağır faturanın ortaya çıkması üzerine (örneğin petrole yapılan ödemelerin toplam ithalat içindeki payının %10’dan %32’ye çıkması gibi) Brezilya 3 ayaklı bir çözüm programı oluşturdu.. CBT 1300/9 17 Şubat 2012 Limits’in üzerinden 40 yıl geçmesine karşın kitapta yazıların doğru olup olmadığı henüz bilinmiyor. Yanlış olup olmadığı da bilinmiyor. Model nüfus konusunda ne kadar kötümserse, çevre kirliliğinin gelecekteki etkileri konusunda da o kadar iyimser. Ancak bugün iklim değişikliğini tetikleyen çevre kirliliğinin varsayılandan daha kötü sonuçlar doğurabileceği biliniyor; ne var ki bunun etkisi yüzyıllar sonra görülebilir. Randers bu arada The Next Forty Years (Bir sonraki 40 Yıl) adını verdiği bir kitap üzerinde çalışıyor. Kitapta sınırlara dayandığımızda neler olacağı hakkında öngörüler yer alıyor. HomerDixon ise çöküşten bizi ancak bir ÇÖKÜŞ KAÇINILMAZ MI? mucizenin kurtarabileceğine inanıyor. Bu muciWorld3’ün kırılma ze, yeni icatlar noktası çöküşün er veya olabilir. İnsanoğgeç yaşanmasıydı. Avuslunun ne tür bir tralya’daki CSIRO Ecosysteknolojik yenitem Science Labratuvarlalik yaratacağını rı’nden Graham Turner, bugünden tahmin etmenin zor“Hemen hemen tüm paraluklarına dikkat metrelerde büyük değişikçeken Homerlikler yapmamıza karşın çöDixon, “Eğer büküşün önüne geçemedik” yüme bu hızda diye konuşuyor. devam ederse, inBütün bu çalışmalar sanoğlu yaratıcı teknolojik çözümlerin her gücünü sınırsız ve derde deva olacağına inaartan hızlarda çönanları ikna etmeye yetzüm üretmekte medi. Limits bu nedenle bilimsel çevrelerde dikkate kullanmalıdır” dialınmamaya başladı. Floyor. ransa Üniversitesi’nden BarYam’ın Ugo Bardi bunun nedenleönerisi şu: “Gerini şöyle açıklıyor: “Li Limits to Growth isimli kitabın 30. yılında yapılan baskısında lecekte büyük bir mits’e karşı çıkmak bilim yer alan mekanik çöküşü betimleyen illüstrasyon. çöküşe mahkum dünyasında moda haline olduğumuzu kageldi. İklim değişikliğine karşı medyanın yürüttüğü bullenmek veya teknolojinin bizi kurtarmasını bekkampanyaların aynısı bu modele karşı da yürü lemek yerine, geleceği daha ayrıntılı bir şekilde kurtüldü.” gulamalıyız Daha iyi modellere ihtiyacımız var. Limits, son yıllarda yeniden popüler olmaya World3’ün ortaya attığı bilimsel temellerin sorbaşladı Örneğin 2008 yılında Turner gerçek bü gulanması gerektiğine inanıyorsanız, bunun yanıtı yüme rakamları ile Limits’teki senaryo rakamla daha fazla bilimdir. Başka bir deyişle küresel dirını karşılaştırdı. Sonuçta World3’ün standart namikleri daha iyi anlamamız gerekiyor.” çalışmasındaki rakamlarla, gerçeğin birbirine çok Bu bilginin yalnızca kuramda kalmaması, uyyakın bir yol tutturduğunu ortaya çıkarttı. gulanması da gereklidirr. Limits’in insanoğluna iletPeki bu ne anlama geliyor? Yakında endüstriyel tiği en önemli mesaj şu: Büyümenin yarattığı sobir çöküş ve popülasyonda dramatik bir düşüş mü runlar görmezden gelindikçe, çözümü de zorlaşayaşayacağız? Turner’ın grafiğine bir göz atarsak da caktır. Atmosfere CO2 salmaya devam ettiğimiz ha çöküş evresine gelmedik; bu yüzyılın sonları sürece bu dersi daha öğrenmediğimiz anlaşılıyor. na doğru bu evreye gireceğiz. Türkçesi: Reyhan Oksay BarYam ise büyümenin izlediği trende dikkat Kaynak: New Scientist, 7 Ocak 2012 40 YIL SONRA Bu yazı bazı kabullere dayanıyor. Tarımsal esaslı enerji üretiminin gıda ekonomisi üzerindeki etkileri, yaygın terimle tarımda monokültür tarzı uygulamaların toprak sürdürülebilirliğine olumsuz etkileri, büyük ölçekli tarımda kimyasal gübre kullanımı vs. gibi bazı önemli ve tartışmalı noktaları bir an için dondurarak ki Brezilya’da şeker kamışı esaslı biyoalkol üretiminin tüm bu olumsuzlukları taşıdığı iddia edilebilir konunun farklı bir tarafına ışık tutmayı deneyeceğiz. Üstelik, otomobillerde fosil yakıt yerine beşikten mezara karbon salımı (sürdürülebilir koşullar sağlandığı takdirde) sıfıra yakın olan şeker kamışı alkolünün kullanılması, eleştirimizin odağındaki otomobilite’nin ve dolayısıyla sürdürülemez ulaşım seçeneklerinin devamına engel olmuyor. Evet, denilebilir ki tüm bu zayıf yönleri dışarıda bırakarak meseleyi anlamamız mümkün olmaz. Doğrudur, ancak bir laboratuvar olarak Brezilya’da şeker kamışından biyoalkol üretiminin bugün ulaştığı boyutlar ve gündemdeki programlar, Latin Amerika’nın ve giderek dünya ekonomisini bu dev ülkesinin deneyimi, salt büyük teknolojik sistemlerde değişimin tarihseltoplumsal boyutlarına ışık tutması açısından ilgimizi hakediyor. Pek az ülke doğal kaynakları bakımından Brezilya kadar şanslıdır. Gıda tarımını tehlikeye atmadan büyük ölçekte enerji tarımı gerçekleştirmek için Brezilya kadar büyük topraklara ve göreceli olarak düşük bir nüfusa sahip olmak gerekir. Ülkenin 851 milyon hektar yüzölçümünün büyük kısmı ekvator ile oğlak dönencesi arasında yeralan ve sulama yapmadan yüksek randımanlı şeker kamışı üretimine olanak veren toprak çeşitliliğine sahiptir. İklim koşulları, bol ve mevsiminde yağış, yılın 365 günü şeker kamışı mahsulünün büyümesine uygun şartları sağlar. Bu koşullar Brezilya’da şeker kamışı üretimini sömürge döneminden itibaren en önemli ekonomik etkinliklerden biri haline getirmiştir. Bugün Brezilya 30 milyon ton şeker ve 20 milyar üzeri alkol üretimi ile her iki üründe de dünyanın sayılı üreticilerindendir. Dünyada üretilen biyoetanol’un yaklaşık %33’ü bu ülkede üretilmektedir. Otomobil yakıtı olarak şeker kamışı alkolünün kullanılması Brezilya’da 1930’lara dayanmakla birlikte, asıl genişleme 1975’de yürürlüğe sokulan Proalcool programı ile gerçekleşir. Bu yıldan başlayarak aşamalı olarak şeker kamışı esaslı biyoalkol artan oranlarda benzinin yerine geçmeye başlar. 1973’de ilk petrol krizi patlayıp petrolün varil fiyatları 2.70 ABD $‘ından 11.50 ABD $’ına fırladığında, ülke petrol ihtiyacının %80’ini ithalat ile karşılamaktaydı. Bu durumu Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarının büyük kısmını ithal fosil yakıtlar ile karşılamasına benzetebiliriz, getirdiği tüm makroekonomik olumsuzluklarla birlikte. Birinci petrol krizinin Brezilya’nin ticaret dengesine getirdiği ağır faturanın ortaya çıkması üzerine (örneğin petrole yapılan ödemelerin toplam ithalat içindeki payının yaklaşık %10’dan %32’ye çıkması gibi) ülke 3 ayaklı bir çözüm programını devreye alır; Petrobras gibi bir dünya devi firmanın ortaya çıkmasını sağlayan fosil kaynaklar arama ve üretim çabalarının artırılması, ii) ülke elektrik tüketiminin artan oranlarda hidroelektrik santrallarından karşılanmasını sağlayacak büyük bir atılımın başlatılması, ve iii) fosil yakıt alternatiflerinin yerli kaynaklarla ikame edilmesine yönelik büyük ölçekli bir biyoalkol programının yürürlüğe sokulması. Bu kapsamda devreye giren Proalcool programının birinci aşamasında, asgari maliyet ve mevcut tesislerin kullanılması yoluyla anhidre etanol üretimi ve E25 olarak tanımlanan %25 alkol %75 yakıt karışımlarının otomobillerde kullanımı arttırıldı. Üretim 1975 ile 1979 arasında 220 milyon litreden 2.8 milyar litreye çıkarıldı. Bu tarihten sonra, asgari etanol içeriği yaklaşık %93 olan biyoyakıt kullanan, esas olarak şeker kamışı alkolü ile çalışan otomobillerin oranı hızla yükseldi. 1985 yılına gelindiğinde toplam otomobil satışları içinde alkol kullanan otomobillerin oranı %96 gibi çok yüksek bir orana çıktı. Ülkedeki ulusötesi otomotiv sanayini doğrudan ilgilendiren bu dönüşüm nasıl gerçekleşti? Brezilya, Biyoyakıtların Suudi Arabistanı Olur mu?