05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Sağlık Doğurganlığı Etkileyen Yaşam Biçimi Davranışları Sağlıklı yaşam biçimi davranışları, sadece herhangi bir hastalık ya da rahatsızlığı önlemeye yönelik olmayıp, bireyin genel sağlık ve iyilik durumunu iyileştirmeyi amaçlayan davranışlardır. Fertiliteyi olumsuz etkileyen değiştirilebilir alışkanlıklar, davranışlar ya da durumlar olarak en fazla üzerinde durulan konular; sigara içme, obezite, zayıflık, egzersiz, alkol, kafein, çevresel zararlı maddeler, stres, anne yaşı ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardır. Doç. Dr. Bülent Urman, Vehbi Hoç Vakfı Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı Sigara doğurganlığı ve YÜT (Yardımcı Üreme Teknikleri) tedavisini en fazla etkileyen yaşam biçimi faktörlerinin başında gelir. Sigara içenlerde infertilite riskinin normal populasyona göre 1.6 kat fazla olduğu bildirilmektedir. 14 yıl erken menopoz ile ilişkili olduğu, yumurta gelişimi, yumurtlama, döllenme ve embriyonun erken gelişimi üzerine olumsuz etkilerinin bulunduğu, hatta gebeliğinde sigara içenlerde bebeğin ilerideki doğurganlık yeteneğinin azaldığı belirtilmektedir. Yardımcı üreme teknikleri ile tedavide sigara içenlerde, aynı sayıda embriyo transfer edildiğinde bile gebelik oranının yüzde 50 daha az olduğu ve gebelik için yaklaşık 2 kat fazla siklusa gerek olduğu bildirilmektedir. Aynı zamanda yumurta gelişiminin uyarılması (ovulasyon indüksiyonu) tedavisine cevap daha kötü olmaktadır. Erkek sigara içtiğinde mikro enjeksiyon (ICSI) ve tüp bebek (IVF) şansı azalmaktadır. Tedavideki pasif içicilerin de benzer risk altında olduğu bildirilmektedir. Obezite, kadınlarda yumurtalık üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle, adet düzensizliği, adet görmeme, yumurtlama ile ilgili sorunlar, erkeklik hormon düzeylerinde artış, kız çocuklarında ilk adetin erken olması, polikistik over sendromu, düşük riskinde artış, yardımcı üreme tekniklerinde düşük gebelik oranları gibi sorunlara neden olarak doğurganlık şansını düşürmektedir. Gebelik öncesi kilosu 80 kg ve üzeri ya da (Beden Kitle ndeksi BK >25) olanlarda gebelik için beklenen zamanın iki kat fazla olduğu bildirilmektedir. Obez erkeklerde ise sperm sayısı yüzde 20 daha az olduğu ve sperm kalitesinin bozulduğu belirtilmektedir. Obezitenin yardımcı üreme teknikleri tedavisi üzerinde de olumsuz etkileri olduğu gösterilmiştir. Yumurtalıklarda yumurta gelişiminin uyarılması için daha fazla dozda ilaca gereksinim vardır. Yetersiz folikül gelişimi nedeniyle daha sık siklus iptali olabilir (normalde yüzde 5; obezlerde yüzde 25). Daha az sayıda yumurta elde edilir. Gebelik için denenen siklus sayısı artar. lk siklustan canlı doğum oranı BK > 27 ise yaklaşık yüzde 33 azalır. Bu kişilerin yüzde 50’sinde ilk 36 siklusta, yüzde 75’inde ilk 9 siklusta gebelik oluşur. Bel/kalça oranındaki her 0.1’lik artışın siklus başına gebelik oranını yüzde 30 azalttığı bildiren araştırmalar bulunmaktadır. Fazla kilolar kadar aşırı zayıflığın da fertilite üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. BK <19 olan kadınlarda gebelik için beklenen zamanın 4 kat daha fazla olduğu ve gebelik için ortalama 29 ay bekledikleri bildirilmiştir. Gebelik için beklenen bu süre normal BK ’li kadınlarda 6.8 aydır. Erkekte ise BK < 20 olduğunda sperm kalitesinin azaldığı bulunmuştur. Aynı zamanda kadınlarda zayıflığın gebelikte bebekte gelişim geriliği ve gebelik kayıpları ile ilişkili olduğu görülmüştür. S GARA Sağlıklı beslenme ile birlikte düzenli egzersizin genel sağlık durumunu iyileştirdiği ve normal kilonun korunmasını sağladığı düşünülmektedir. Egzersizin insülin duyarlılığı arttırarak ve yumurtalık fonksiyonlarını düzenleyerek gebelik şansını yükselttiği iddia edilmektedir. Farklı egzersiz düzeylerinin doğurganlık üzerine etkisi araştırmalarda net olarak gösterilememiştir. ABD’de ilk IVF siklusuna alınan 2.232 kadın üzerinde yapılan bir araştırmada 19 yıl süreyle haftada 4 saati aşan egzersiz yapan kadınlarda daha fazla olumsuz IVF sonuçları olduğu bulunmuş ve infertilite sorunu olan çiftlerde egzersizin haftada 4 saati geçmemesi önerilmiştir Kafeinin fertilite üzerine etkisi son zamanlarda çok araştırılan konulardan biridir ancak sonuçları tartışmalıdır. Normal, sağlıklı bir yetişkinde orta düzeyde kafein alımının risk oluşturmadığı belirtilmektedir. Ancak, doğurgan çağdaki kadınlar risk grubu kabul edilmekte ve günde 300 mg ^ önerilmemektedir. Günde 7 ve ^ fincan kahve ya da çay tüketiminin doğurganlığı olumsuz yönde etkilediği bildirilmektedir. Haftada 78 bardak alkolün doğurganlığı belirgin şekilde azalttığı, hatta haftada bir bardak alkol alındığında bile alkol içmeyenlere göre döllenme şansının azaldığı bildirilmiştir. Yumurtalık fonksiyonunun olumsuz etkilendiği ve bebekte kromozom anomali riskini yükselttiği belirtilmektedir. Yapılan bir araştırmada haftada 15 bardak alkolün fertiliteyi yüzde 100’den % 61’e, haftada >10 bardak ve üzerinin fertiliteyi yüzde 34’e düşürdüğü bulunmuştur. Ayrıca alkolün düşük riskini arttırdığı düşünülmektedir. Çevremizde sıklıkla bulunan birçok kimyasal maddenin doğurganlık, gebelik kayıpları ve kusurlu bebek doğurma ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Pestisit (tarım zehiri) ve solventlere (temizlik ve yağ çözücü maddeler, boya ve boya çıkarıcılar, yapıştırıcılar ve kozmetikler vb maddelerde bulunur) maruz kalmanın sperm sayısını EGZERS Z %40 azalttığı belirtilmektedir. Yüksek ısı maruziyeti nedeniyle kaynakçılık, sperm sayısında azalma için risk oluşturmaktadır. Stres hormonlar üzerine, sinir sistemi ve bağışıklık sistemine etki ederek doğurganlığı etkileyebilmektedir. Stresin YÜT üzerindeki etkileri oldukça fazla araştırılan konulardan biridir. Ancak stres nedenini, düzeyini tanımlamak ve ölçmek zordur. Stresin toplanan yumurta sayısını ve gebelik oranı azalttığı gösterilmiştir. Yumurta toplama ve embriyo transferi gibi stresli anlarda, adrenalin düzeyi fazla olan kişilerde gebelik oranının azaldığı ve gevşeme/stresle baş etme programlarının gebelik oranlarını yükselttiği şeklinde sonuçlar mevcuttur. Eğitim, kariyer, ekonomik nedenler ve evlilik anlayışındaki değişiklikler gibi faktörlerle son 30 yılda kadınlarda ilk doğum yaşı giderek artış göstermiştir. leri yaş infertilite için önemli bir risk faktörüdür. Doğurganlık 35 yaşa kadar yavaş bir azalma gösterirken, bu yaştan sonra hızlı bir düşüş göstermektedir. Benzer şekilde YÜT tedavisinde de klinik gebelik oranı, transfer edilen embriyo başına canlı doğum oranı anlamlı şekilde azalmaktadır. STRES KAFE N LER YAŞ OBEZ TE ALKOL ÇEVRESEL ZARARLI MADDELER Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, tüplerde yapışıklıklara neden olarak infertiliteye yol açabilir. Hazneyi yıkama (vaginal duş) alışkanlığının da enfeksiyon, dış gebelik ve infertiliteye neden olabildiği gösterilmiştir. Yukarıda sıralandığı gibi doğurgan çağdaki kadın ve erkeklerde fertiliteyi olumsuz etkileyen birçok değiştirilebilir davranışsal risk faktörleri bulunmaktadır. Bireyler fertilite ile ilgili bu risk faktörlerinin, özellikle de yaşam biçimlerine bağlı olan ve değişime uygun olan bu faktörlerin farkında olmalıdır. Çoğu kadın bu risklerin farkında olmayabilir ya da yanlış bilgi sahibi olabilir. Çiftler, sigarayı bırakma, alkol içmeme, kafeini azaltma, stresle başa çıkma, kilo verme gibi önlemlerle tedavi sonucunu olumlu yönde etkileyebilir. limci lhan Vardar ve amatör gökbilimci Nurcan Örtügen Gök katılacak. Sohbet şeklinde geçecek panelde Prof. Dr. Ethem DERMAN şu soruları yanıtlayacak: • Yaşadığımız evreni biliyor muyuz? • Evrendeki yerimiz • Yıldızlar kaderimizi etkiler mi? (Burçlar) • Kıyamet senaryoları ne kadar bilimseldir? • Tanrıların arabaları gerçek mi? (Uzaylılar ve UFO’lar) 3 Ekim tarihinde saat 20:30’da başlayacak olan Gözlem Şenliği ise Kırklareli Belediye Başkanlığı Sosyal Tesisleri Çatı Katı’nda yapılacak. Herkese açık olacak etkinlikte Ay ve diğer gök cisimlerinin tanıtım ve gözlemi yapılacak. C NSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKS YONLAR Panel ve gözlem şenliği Kırklareli Belediyesi Kültür ve Sanat Etkinlikleri kapsamında 30 Eylül03 Ekim 2011 tarihleri arasında düzenlenecek 3. Uluslararası Kırklareli Yayla Bolluk Bereket Hasat ve Bağ Bozumu Şenliği’nde “7’den 70’e Gökbilim” paneli düzenlenecek. Kırklareli Üniversitesi Rektörlük Gösteri Salonu’nda 3 Ekim tarihinde, 14:00 – 17:00 arasında düzenlenecek olan panele Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ethem Derman, gökbi ZAYIFLIK CBT 1280/17 30 Eylül 2011
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear