26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

İKTİSAT PENCEREMDEN Işık ve nötrino: “Başka guruplar sonucu test etmeli” Son günlerde ışık hızının aşıldığı yönündeki haberle sarsılan fizik camiası, şimdi bu sonucu ortaya çıkartan OPERA deneyinin sonuçlarına ve bu sonuçların ileri çalışmalarla teyit edilmesi durumunda ünlü E=MC2 formulünün ne olacağı konusuna odaklanmış durumda. Başından beri bu projenin içinde yer alan ODTÜ ekibinin lideri ve ODTÜ Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr.Ali Murat Güler, elde edilen bu sonucun farklı gruplarca teyit edilmesi gerektiğini ve bu doğrultuda bazı grupların nötrinonun hızını ölçmek için çalışmalara başladığını açıklıyor. Güler bu son gelişme ile ilgili sorularımızı yanıtladı. Reyhan Oksay ODTÜ baş lan gıcı nda n be ri OPERA Deneyi'nin içinde yer alıyor mu? Katılım hangi düzeyde oldu? Siz Gran Sasso'da ölçümlere katıldınız mı? ODTÜ grubu deneyinin başından beri OPERA kollaborasyonunda yer almaktadır. Çalışmalarımızı yurt dışından, İtalya ve Japonya'dan sağladığımız fonlarla yürütüyoruz. ODTÜ grubu detektörün yapımında ve sonrasında da veri analiz çalışmalarında aktif bir şekilde yer almaktadır. Yürütücüsü olduğum bir TÜBİTAK projesi kapsamında, bölümümüze otomatik tarama sistemi kurduk. Bu sistem vasıtasıyla OPERA deneyindeki emülsiyon filmlerin bir kısmı laboratuvarımızda analiz edilebilecek. Ben ve öğrencilerimin veri alımı döneminde Gran Sasso Labaratuvarına gidip gelmekteyiz. Şu ana kadarki kanıtların güvenilirliği konusunda ne diyeceksiniz? Nötrino'nun hızının ölçülmesinde kullandığımız metot Yüksek Enerji Fiziği alanında sıkça kullanılan bir tekniktir. Atomaltı parçacıkların oluşturduğu noktadan detektöre ulaşana kadar geçirmiş olduğu (Time of Flight) sürenin ölçülmesi yoluyla hızının bulunması şeklinde tanımlayabileceğimiz bu metot 1940'lı yıllardan beri kullanılmaktadır. Bu metodun hassas sonuçlar verebilmesi için nötrino kaynağı ile detektör arasındaki mesafenin ve nötrinonun uçuş süresinin çok hassas bir şekilde ölçülmesi gerekmektedir. OPERA deneyinde kullandığımız gelişmiş atomik saatler yardımıyla nötrinonun uçuş süresini 10 nano saniye (saniyenin yüz milyonda biri) hassasiyetinde ölçtük. Yine ileri pozisyon belirleme cihazları (GPS) yardımıyla kaynakla detektör arasındaki mesafenin ölçümünde 20 cm hassasiyete (bu mesafe 730 km'dir) ulaşıldı. Yapılan analiz çalışmasının öyküsü 3 yıla dayanmaktadır ve birçok kontrollerden geçirildikten sonra sonuçlar açıklanmıştır. Bu kadar önemli bir keşif, bu kadar küçük bir hız farkına indirgenebilir mi? Farkın büyük veya küçük olmasından ziyade önemli olan, kütlesi olan nötral bir parçacığın ışık hızını geçmesidir. Bağımsız fizikçiler sonuçlara nasıl bir tepki gösterdiler? Bu sonuç fizik camiasında çok ciddi yankı buldu. CERN`de düzenlenen ve sonuçların açıklandığı seminerde ilk sözü alan Nobel ödüllü Samuel Ting yapılan bu çalışmada her şeyin doğru ve eksiksiz göründüğünü belirtip OPERA kollaborasyonunu tebrik etmiştir. Diğer taraftan OPERA kollaborasyonu olarak, elde edilen bu sonucun farklı gruplarca teyit edilmesi gerektiğini basın açıklamamızda vurguladık. Bu doğrultuda bazı gruplar nötrinonun hızını ölçmek için çalışmalara başlamıştır. Sonuçların doğruluğu nötrinoların fotonlardan farklı bir ortamda yol almalarına bağlanabilir mi? Başka bir deyişle nötrinoların fotonlardan daha hızlı olmasının özel bazı nedenleri olabilir mi? Nötrino'yu diğer atomaltı parçacıklardan ayıran temel özelliği çok küçük kütleli olması ve sadece zayıf etkişim yapabilmesidir. Özel Görelilik Kuramı'nın günün sonunda yanlış olduğunun anlaşılması ne gibi sonuçlar doğurur? Bu sorunun kolay bir açıklaması yok. OPERA deneyinin elde etmiş olduğu bu sonucu açıklamaya yönelik çok sayıda kuramsal fikir kısa sürede ileri sürüldü. Bunlar tartışılmaya devam ediyor zaman içerisinde bu fikirler olgunlaşacak ve genelin kabul ettiği bir cevap bulunacaktır. Oktay Yenal [email protected] Kaddafi ile vaktiyle rezil anlaşmalar yapanlar, petrol yüzü hürmetine kim bilir hangi yeni rezilliklerin hazırlıkları içindeler. Petrol İktisadiPetrol Siyasasi Gençliğimizde petrole, doğanın yeni Türkiye’ye attığı en büyük kazık diye bakardık. Nasıl bakmayalım ki, bugünkü dünya petrolünün takriben dörtte biri Osmanlı devletinin 19.cu yüzyılda hükümdar olduğu topraklarda çıkarken, yeni Türkiye Cumhuriyetinin dünya petrol üretimindeki payı ancak binde yarım civarındaydı. Yani bir zamanlar Osmanlı hükümranlığı altında bulunan Ortadoğu ülkeleri, kuzey Afrika ülkeleri ve hatta Romanya ve Azerbeycan büyük petrol ülkesi olurken, Yeni Türkiye petrolde dışa muhtaç kalmıştı. İstiklal Savaşı’ndan sonra Misakı Milli hudutları içine aldığımız petrol bölgesi Musul’u bile koruyamamıştık. Tevekkeli değil kurt Ingiliz diplomatı Lord Curzon ancak Musul’un hudutlarımız dışında kalmasını sağladıktan sonra Lozan’dan ayrılmıştı. Daha sonraları, dünya politikasına biraz daha aklımız erince, bu duruma Allah’ın ülkemize bir lütfu olarak bakanlarımız oldu. Çünkü nerede petrol çıkıyorsa orada Amerika ya da Avrupa’nın yeni sömürgecilik uygulamalarına şahit oluyorduk. Hele yirminci yüzyılda otomobil uygarlığı yayılınca, uluslararası ilişkilerde PETROL büyük rol oynamaya başladı. Zavallı Iran Başbakanı Musaddık’ın petrol menfaatlerini biraz Iran lehine çevirmek istediği zaman başına gelenler hatırlardadır. Peru, Amerikan petrol kumpanyalarının kârlarından bir parça istediği zaman ABD’nin Peru’ya bütün yardımları durdurduğunu bizzat Peru Başkanı Belaunde Terry’den duymuştum. Bugün de bir yandan çok daha fakir ülkelere demokrasi götürmeye uğraşan Amerika Birleşik Devletleri’nin Suudi Arabistan’ın çağdışı uygulamalarına nasıl göz yumduğu aşikâr olarak ortada. Şimdi Kuzey Afrika’da ve Mezopotamya’da Arap Baharı diye anılan gösteriler sürer ve yıllarca Batı himayesine sığınmış diktatörleri kaçarken, Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Avrupa’nın takındıkları ilginç tavırlar seyredilmeğe değer. Gerçi Amerika’nın her duruma göre hazirlıkları varsa da, bu sefer herhalde şaşkınlıkları daha büyük olacaktır. Bir yanda nükleer silah yapmaya kadir İran, bir yanda Arap ülkelerinde sadakatı ispatlanmış diktatörlerin kaçışı ve bir yanda da İsrail ile çatışan Türkiye, normal zamanlarda bile Amerika dış siyasası bakımından zor denklemlerdir. Bir de bu yılki iktisadi bunalım ve etnik yönden güçlenen ve fakat pek ne yapacağını bilmeyen Cumhuriyetçi Parti’nin tutumu buna eklenince, artık seyreyleyin gümbürtüyü. Avrupa’nın durumu ise daha az zavallı değil. Bir yandan yavaş büyüme şoku ile uğraşırken, bir yandan da Yunanistan borçları ile uğraşıyorlar. Ama bu arada Fransız Baskanı Sarkozy, koluna İngiliz Başbakanı Cameron’u takarak Tayyip Erdoğan’dan önce Libya’yı ziyaret etmeden duramadılar. Kaddafi ile vaktiyle rezil anlaşmalar yapanlar, petrol yüzü hürmetine kim bilir hangi yeni rezilliklerin hazırlıkları içindeler. L’Oréal Türkiye ‘Genç Bilim Kadınları’nı destekliyor… 2012 Genç Bilim Kadınlarını Destekleme Bursları başvuruları başladı. Son başvuru tarihi 14 Kasım 2011. Projeleri seçilen 6 genç bilim kadınının her biri, L’Oréal Türkiye’den 15.000 dolar değerinde bir yıllık burs kazanacak. L’Oréal Türkiye “Genç Bilim Kadınlarını Destekleme Bursları" programının 2012 yılı başvuruları başladı. “Genç Bilim Kadınlarını Destekleme Bursları” programı bu yıl Türkiye’de 10. Yılını kutluyor. Ülkemizde bilimin yaygınlaşması ve kadınların bilimsel alandaki çalışmalarını teşvik etmeyi amaçlayan programa, bilimsel yetenekleri kanıtlanmış ve doktora derecesine sahip olan 40 yaşından gün almamış T.C uyruklu tüm genç bilim kadınları katılabilecek. Bilimsel araştırmaları seçilen 6 genç bilim kadınının her biri, L’Oréal Türkiye’den 15,000 dolar değerinde burs kazanacaklar. Burs, bilime yenilik getiren araştırmalara veriliyor Program, Yaşam Bilimleri ve Malzeme Bilimleri dalındaki araştırmaları ödüllendiriyor. Genç bilim kadınları Yaşam Bilimleri dalında; Biyoloji, Biyokimya, Biyofizik, Biyoteknoloji, Farmakoloji ve Fizyoloji alanlarındaki araştırmaları ile programa katılabilecekler. Malzeme Bilimleri dalında ise araştırma alanları; Taneli Malzemeler, Polimerler, Camlar Seramikler, Kompozitler, Biyomalzemeler, Nanomalzemeler, Özel Tasarlanmış Yüzeyler, Fotonik Kristaller; Yoğun Madde Fiziği ve İstatistiksel Fizik olacak. Burs programına katılmak isteyen genç bilim kadınları, araştırmaları ile birlikte, başvurularını www.loreal.com.tr adresine, 14 Kasım 2011 tarihine kadar gönderebilecekler. Başvurular için gerekli belgeler, başvuru formu ve program hakkında geniş bilgilere ise www.loreal.com.tr internet sitesinden ulaşabilecekler. CBT 1281/9 7 Ekim 2011
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear