23 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Biz Kuş muyuz, Yoksa Tavuk mu? Doç.Dr. Mustafa Çetiner’in son kitabı “Kuş muyuz Yoksa Tavuk mu?”, Türkiye’de tıp ve bilim kültürü üzerine denemelerden oluşuyor. Denemeler ağırlıklı olarak, Dr.Çetiner’in Cumhuriyet gazetesi Bilim ve Teknoloji (CBT) ekinde “Güncel Tıp” isimli köşede yayımlandı . Bu kitap, aynı zamanda, daha önce yayınlanmış yazıların bir konu bütünlüğü içinde derlenerek sunulmasının nasıl yararlı olabileceğini gösteren bir örnek. Çünkü kitapta konu bütünlüğü sağlanmış, başlık da bütünlüğü doğru bir şekilde yansıtıyor. Yazıların daha önce yayımlanmış olmalarının bir zararı yok, hatta burada bir avantaja dönüştüğü bile söylenebilir. Okurla karşılıklı etkileşimden geçmiş, sınanmış yazılar olmaları avantaj sağlıyor. Bu kitabı, ülkemizin tıp ve sağlık durumunun netlik ayarı iyi yapılmış bir kamera aracılığıyla çekilmiş resmi olarak gördüm. Konu seçimi ve yapılan yorumlar, yazarın yaklaşımını ve duruşunun ötesinde ülkenin durumunu betimliyor. Sanırım, böyle bir havanın oluşmasında yazarın aktif çalışan bir hekimbilim insanı (physician scientist) olmasının önemli bir rolü var. Dr. Çetiner, günlük tıp pratiği içinde gördüğü sorunlardan hareketle önemli saptamalarda bulunuyor. Türkiye’de hastaların ve hekimlerin sorunlarından yola çıkarak bilimin düzeyi gibi soyutlamalara gelmek mümkün olabiliyor, tıp ve bilim felsefesine dair önemli ipuçları sunuluyor. Konular güncel ama aynı zamanda güncele tanıklık eden belgeler oldukları için de kalıcı. Yıllar sonra, Türkiye’nin sağlık ortamına dair geriye dönük bir çalışma, adeta bir arkeolojik kazı yapıldığında bu kitap değerli bir tanıklık sunacak, Türkiye’de bilim ve sağlık alanında 2000’li yıllarda durum saptaması yapılacaksa, kitap değerli bir hazine olarak keşfedilecektir. Şimdiden o havası var. Sorunun tam da yeridir, iyi ama bugünden keşfedilemez mi, değeri gelecekte mi anlaşılacak? Elbette olabilir, ama bunun için toplumun bilime merak ve duyarlılığının artması gerekir. Çetiner’in yapmaya çalıştığı tam da bu aslında. Toplumun bilime olan ilgisini uyandırmak, sorular sordurmak, sorgulatmak ve bir yol açmak. Keşke daha çok sayıda bilim insanı bu çabaya girişse. Bu kitap elbette, Dr. Mustafa Çetiner’in yoğun tıp pratiği içinde, özel hayatından fedakârca zaman çalması sayesinde ortaya çıkmıştır. Hekimler ve özellikle hekim bilim insanları pek çok şeyle uğraşırlar ama yine de düzenli yazı yazanları pek azdır. Batı toplumlarında, bize göre yazan da ha çoktur ama yine de yazan kişi ve yazı değerlidir, az bulunur. Bu tür kitaplara güzel bir örnek, TÜBİTAK yayınlarından çıkan “Bir Tıp Gözlemcisinin Notları”dır. Gözlediklerini dürüstçe aktaran yazar, yaşadığı döneme ait önemli bilgi sunar. Bizler için de meslek alanımızın tarihini okumak, sıcak bir güven duygusu yaratır, bilmemiz ve uygulamamız gereken son yenilikleri öğrenme stresiyle baş etme gücü verir. Çoğu Batılı akademisyen, yaşadıkları hakkında yazma işini genellikle emeklilik dönemine saklarlar. Oysa, Çetiner’in kitabı muazzam bir zamansızlık ve koşturmaca ortamında ve aktif uğraş içinde ortaya çıkmıştır. Üretimin içindeyken veya cephede savaşırken yazılıyor olması, bu çalışmayı daha da değerli kılmaktadır. Bu yazıları ve tıp pratiğine dair gözlemleri sadece hekim, tıp öğrencileri ve sağlık çalışanları değil, sosyal bilimciler, bilim tarihi ve felsefesine ilgi duyanlar da mutlaka okumalıdırlar. Dr. Çetiner, yoğun tıp pratiği uygularken gösterdiği çaba ancak, yeni şeyler öğrenmenin coşkusu ile gerçekleşebilir. Öğrenme heyecanına ek olarak, öğrendiklerini nefes nefese başkalarıyla paylaşma heyecanını da eklemeliyiz. Çetiner, belki de hekimlik mesleğinin verdiği toplumsal bir sorumlulukla gözlemlerini dürüstçe okurla paylaşmış, heyecanını yazılarına yansıtmış ve sonuçta yaşadığımız döneme dair bilgilendirici, bilinçlendirici bir eser ortaya çıkmış. Kuş muyuz yoksa tavuk mu? Yanıtı size kalmış. duysa alıp kullandığı bütün biyologların kabul ettiği bir gerçek. Shubin, gelmiş geçmiş canlıların yüzde 99’unun soyunun tükenmiş oduğunu, ancak onlardan geride kalan fosiller incelendiğinde, onlardan pek çok parçanın bizde yaşadığını anlatıyor. Özellikle de balıkların izini sürerek bu kanıtları ortaya koyuyor. Kuzey Kutbunda, yassı kafalı bir balık bulduklarında ilk içimizdeki balıkla karşılaştığımızı, paleontolojinin heyecanlı arama serüvenleri çerçevesinde, anlatıyor. Üstelik fosillerin evrimsel sistematiği ve bu çerçevede fosillerin bulunduğu kayalar konusunda da temel bilgiler vererek. Balıktaki kol kemiği ile insandaki kol kemiği arasında ne benzerlik vardır? Hemen hemen aynıdır, işlev bakımından da. Balıktan insana gelinceye kadar aradaki diğer canlılar da görev yapmıştır. Yazar, insanın öyküsünü, bedenimizin oluşum öyküsünü hem fosillerden hem de genlerimizden yola çıkarak anlatıyor kitabında. Ana başlıklar: Kavramaya Başlamak, Hünerli Genler, Dişler Her Yerde, Başa Geçmek, Kusursuz Vücut Planları, Vücut Geliştirme Serüveni, Koku Ama, Görme, Kulaklar Ve Bütün Bunların Anlamı... Baba Olmak Oya Güngörmüş ÖzkardeşRemzi Kitabevi Giderek daha fazla sayıda kadının iş yaşamına katılması, büyük kentlere göç, büyük aile yapısının çekirdek aileye doğru kayması gibi pek çok nedenle erkeğin aile içindeki rolü ve dolayısıyla çocuk yetiştirmeye bakışımız bir hayli değişmiş durumda. Bu değişimin yansıması olarak günümüzde baba olmak, yanıtlanacak pek çok yeni soruyu da beraberinde getirmektedir. • Hamilelik döneminde babalar neler yaşar, nasıl etkilenir ve bebekleri nasıl etkiler? • Çocuğun zihin gelişiminde babaçocuk ilişkisinin rolü nedir? • Babasıyla arasındaki ilişki çocuğun cinsel rolünü benimsemede etkili olur mu? • Çocuğun kişilik, ahlak gelişimi ve sosyal uyum açısından babadan aldığı özellikler nelerdir? •Babasız olmak çocuğu nasıl etkiler? Ayrıca “daha iyi baba” olma yolunda uygulanabilir önerilerin yer aldığı bu çalışma, yaşama duyarlı ve kendini geliştirme arzusunda olan ebeveynler için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı. İçimizdeki Balık İnsan Vücudunun 3.5 Milyar Yılık Tarihine Seyahat Neil Shubin, NTV yayını İçimizdeki Balık, dergimizde özellikle evrimsel biyoloji konulu yazılarda sık dile gelen bir konuyu ele alıyor: Bedenimizde varolan, taşıdığımız, başka veya bizden önceki canlılardan devralarak bize yarar hale dönüştürdüğümüz organ, doku vb.’yi ve serüvenini anlatıyor. Bütün canlıların DNA’larında büyük benzerlikler olduğu, küçük farklılıklarla birbirlerinden ayrıldıkları bilinen bir olgu. Örneğin maymunlarla insanlar arasındaki genetik benzerlik yüzde 95’in üzerinde. Farelerin ilaç deneylerinin bir numaralı canlısı olmasının nedeni, genetiğinin bizlerle benzerliği.. Ama bunun da ötesinde pek çok organ veya dokunun benzerik izlerini de çeşitli canlılarda sürmek mümkün. İnsanın, oluşurken, canlıların ortak gen havuzundan işine yarar ne bul Öğretmen Dünyası 32 Yaşında Türkiye’nin en uzun ömürlü meslek dergisi aylık Öğretmen Dünyası dergisi, Ocak 2011 tarihli 373. sayısıyla 32. yayın yılına girdi. Bu nedenle 15 Ocak günü Ankara’da İnşaat Mühendisleri Odası salonlarında düzenlenen etkinliğe 250 kişi katıldı. “Bağımsızlıkçı, aydınlanmacı, halkçı bir eğitim”i savunmayı ilke edinen derginin ayırıcı özelliklerinden bazıları şöyle: Gönüllü bir öğretmen grubu tarafından çıkarılıyor. Yayın kurulunda görev alacaklar, genel yayın yönetmeni ve yazıişleri müdürü mevcut yayın kurulu üyelerince bir yıllığına gizli oyla seçiliyor. Gelen bütün yazılar kurul üyelerince incelenerek yayımlanıp yayımlanmayacağı oylanıyor. Yıldönümlerinde yapılan kokteyle, yiyecek ve içecek malzemelerini okurlar getiriyor. Öğretmen Dünyası’nın temel özelliklerinden biri de, karşılıklaştıkları siyasi ve parasal engellere karşı çözüm üretmesi CBT 1244/ 7 21 Ocak 2011 ve hiçbir ay aksamadan yayın yapması. 12 Eylül 1980’den 9 ay önce yayınına başlayan Öğretmen Dünyası’nın ilk sahibi Ali Gür, 12 Eylül gecesi bir ay süreyle önde gelen siyasilerle birlikte Dil Okulu’nda gözaltında tutulmuş. İlk yıllarda derginin sahipliğini ve sorumlu yazıişleri müdürlüğünü üstlenen Emekli Fransızca Öğretmeni Kifayet Özaydın’ın evi taşlanmış, kendisi Mamak’ta bir gece sorgulanmış. Aynı görevleri üstlenen Ayhan Sarıhan’la Zeki Sarıhan ise 1983’te 1402 Sayılı yasaya dayanılarak öğretmenliklerine son verilmiş. Daha sonra Ayhan bir ay işkence görmüş, Zeki Sarıhan ise bir ay tutuklu kalmış. Her ikisi de mahkeme kararıyla 1986’da görevlerine dönmüşler. Çalışan öğretmenlere dergi çıkarma yasağı getirilince emekli öğretmenlerden yazıişleri müdürü bularak engelleri aşmaya çalışmışlar. Fakat 1985’de Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir genelgesi ile derginin okullara sokulması yasaklanmış. Temsilcilerinin çoğu başka yerlere sürülmüşler. Okurlarının azaldığı, abone bedellerinin dergiyi yaşatamadığı zamanlarda dergi gönüllüleri aralarından bağış toplayarak dergiyi yaşatmışlar. 31 yıldır 6 sahip, 8 yazıişleri müdürü, 60 kadar Yazı Kurulu üyesinin görev aldığı, 4 büro değiştiren Öğretmen Dünyası, bir yıldır Ulusal Eğitim Derneği’nin bir iktisadi işletmesi olarak yayımlanıyor. Sahipliğini ve genel yayın yönetmenliğini 1988’den beri Zeki Sarıhan, yazıişleri müdürlüğünü Nazım Mutlu yapıyor. Öğretmen Dünyası, birçok özel dosya yayımladı. Derslerin her birinin öğretimi, öğretmen örgütlenmesi, sınavlar, okul sağlığı, köyde eğitim, Köy Enstitüleri, din eğitimi, Olağanüstü Hal Bölgesi’nde eğitim, başka ülkelerde eğitim, öğretmenlerin ek işleri, öğretmenlerin siyasi eğilimleri, okul kütüphaneleri, kitap okuma alışkanlığı, öğretmenevleri, dershaneler, YIBO’lar bunların başlıcaları. Dergi, 19962003 yılları arasında 80 kadar kuruluşun temsil edildiği Eğitim Hakkını Savunma Komitesi’ne sözcülük yaptı. Paralı eğitime ve halen sürmekte olan yabancı dille öğretime karşı imza kampanyaları düzenledi, kitaplar yayımladı. Her hafta bürosunda yaptığı ve 2004’ten beri Ulusal Eğitim Derneği adına düzenlenen Cumartesi Konferansları’nın özetlerini yayımlıyor. Adres: Necatibey Cad. 13/13, SıhhiyeAnkara, Tel. 0312 229 43 25; eposta: [email protected]
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear