Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Türkiye’de işsizlik ve istihdam yaratmayan büyüme sorunu 1 İşsizlik Türkiye’nin her dönem karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan biridir. Mevcut işsizlik sorunu giderilmeden işgücü piyasasına gün geçtikçe yeni işsizlerin katılması da bu sorunun süreklilik kazanmasına neden olmaktadır. Arş.Gör.Begüm Erdil Şahin (İstanbul Kültür Üniversitesi) Ü CBT 1211 / 14 4 Haziran 2010 lkemizde istihdam ve işsizlik sorununu belirleyen başlıca nedenler arasında, kentleşme, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık, kamu ve özel sektörde yatırım yetersizliği, işgücü niteliğinin sanayinin ihtiyaçlarına cevap verememesi, faiz ve dış ticaret hadleri, hızlı teknolojik değişmeler ve artan rekabet ortamında nitelikli işgücü gerekliliği, kapasite kullanım oranlarındaki yetersizlik, girişimcilere sağlanması gereken eğitim, kredi ve örgütlenme yetersizlikleri gibi sorunları sıralamak mümkün.1 Türkiye’de 1990 yılında %8 olan işsizlik oranı yıllar itibarıyla dalgalı bir seyir izledi, 1995 yılında %7,6; 2000 yılında %6,5; 2005 yılında ise %10,3 oldu. 2001 yılında işsizlik oranı %6,5’ten %8,4’e çıkarak yükselme eğilimi içerisine girdi. 2002’de %10,3 olan işsizlik oranı aynı yıl şubat ayında yaşanan ekonomik krizle birlikte 2003 yılında %10,5’e yükseldi. 2006 ve 2007 yıllarında da bu oran yine yaklaşık %10 seviyesinde önemli bir sorun olmaya devam etti. Türkiye’deki mevcut işsizliğin nedenlerine genel olarak bakıldığında da daha çok yapısal ve konjonktürel nedenlerin etkin olduğu görülüyor. Özellikle son dönemde ardı ardına yaşanan krizler ve ekonomideki belirsizlikler işsizliğin artmasında etkili oldu. 2001 krizi özellikle bankacılık sektörünü etkisi altına aldı ve dolayısıyla eğitimli kişilerin işsiz kalmasına neden oldu.2 İleri teknolojinin üretim sürecine girmesi ve çalışma yaşamındaki esneklikler de işsizliği arttırmaktadır. Emek kullanımının aza inmesi yapısal işsizlik yaratmaktadır. Türkiye ekonomisi ileri teknoloji ve nitelikli emek gerektiren sektörlerde üretim artışı gerçekleştirememektedir.3 2001 krizinin ardından alınan önlemler ve uygulamaya konan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nda da öncelik büyüme ve istihdamdan öte fiyat istikrarını sağlamaya yöneliktir. Fiyat istikrarına bağlı olarak oluşacak ekonomik istikrarın diğer hedefleri gerçekleştirmeye yardımcı olacağı düşünülmüştü. Bu program enflasyonu düşürmede ve bunun yarattığı olumlu etki sonucu yüksek büyüme oranını yakalamada başarılı oldu. Fakat gerçekleşen büyüme “istihdamsız bir büyüme” oldu.4 Ekonominin reel olarak yıllık ortalama % 7,3 oranında büyüdüğü 20022006 döneminde, toplam istihdam ancak yıllık ortalama %0,7 oranında arttı. İstihdam düzeyindeki artışın sınırlı kalmasında, döviz kurunun düşük tutulması ile emek yerine makine kullanımının tercih edilmesi ve tarımdaki önemli işgücü kaybı da etkili oldu. İstihdam yaratmayan bu sağlıksız büyüme, sadece Türkiye’nin değil, küresel kapitalizmin tüm dünyada, özellikle de sanayi üretimini taşıdığı Asya, Latin Amerika ülkelerinde ağırlıkla yaşanan bir sorundur. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Ocak 2009’da yayımladığı Küresel İstihdam Eğilimleri (Global Employment Trends) raporu, hızlı büyüme performanslarına ve bu büyüme ile birlikte gelen yeni istihdam artışlarına rağmen dünya ekonomilerinde işsizlik oranlarının çok yüksek seyrettiğine dikkat çekmektedir. 2007 yılında da 2005 ve 2006 yıllarında olduğu gibi, istikrarlı bir şekilde seyreden büyümeye karşın, ülkeler, işsizlik oranlarında kayda değer bir iyileşme sağlayamadılar. Örneğin, büyük kriz öncesi, dünya ekonomisinde 2007 yılı büyüme ortalaması % 5,2 olarak gerçekleşirken, işsizlik oranı % 6 düzeyinde seyretti. 2007 için dünya ekonomisinde istidam artışı ise % 1,6’da kaldı. 5 2008 kriz yılında ise işsizlik ivme kazandı. Öte yandan global ekonomik büyüme oranı da %1.4 ile 1980’den sonra ilk negatif oranlı büyüme olarak kayıtlara geçti. 2009 yılında da global ekonomi yeniden büyümeye başlamış gibi görünse de işgücü piyasalarında çok az oranda iyileşme görülebildi. Ulaşılabilen işgücü piyasaları verileri ve büyüme oranlarında yapılan son revizyonlara göre, 2009 yılında dünya çapında işsizlik oranı %6,6 olarak gerçekleşti. 2009 yılı itibarıyla da işsiz sayısı 2007’ye kıyasla 34 milyon kişilik bir artışla 212 milyon kişiye yükseldi. 2010 yılı için öngörülen işsizlik oranı ise %6,5’dir.6 Ülkemizde toplam nüfus içinde 014 yaş grubundaki nüfusun payı azalırken çalışma çağındaki nüfusun ve yaşlı nüfusun payı artmaktadır. 2008 yılında yaşanan krizle birlikte, daha önce işgücü dışında yer alan bireyler de iş aramaya başlamış ve işgücüne katılma oranında belirgin bir artış meydana geldi.7 2008 yılında 23,8 milyon kişi olan işgücü, 2009 yılında % 4 oranında artarak 24,7 milyon kişiye ulaştı, istihdam ise %0,4 oranında artarak 21,3 milyon kişi düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde işgücüne katılım oranındaki artış ve istihdamın yatay seyretmesi sonucu işsiz lik oranı %11’den %14’e yükseldi. Aynı dönemde tarım dışı işsizlik oranı % 13,6’dan % 17,4’e, yükseldi. Türkiye’de ise istihdam yaratma genel bir sorun olduğu gibi gençlere istihdam yaratma da özel bir sorundur. Genç nüfustaki işsizlik oranı ise 2008 yılında % 20,5 iken 2009 yılında % 25,3’e yükseldi. 2008 yılında küresel krizin etkisiyle başlayan işgücü piyasasındaki kötüleşme 2009 yılının ortalarına kadar devam etti. 2009 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren tarım dışı istihdamın toparlanmaya başlamasıyla işsizlik oranları geriledi. Küresel krizin etkileri sanayi istihdamı üzerinde yoğunlaşırken inşaat ve hizmetler istihdamındaki etkisi sınırlı düzeyde kaldı. 2009 yılında sanayi istihdamı % 7 oranında daralırken inşaat istihdamı % 0,6 oranında, hizmetler istihdamı ise % 1,4 arttı. Ancak hizmetler istihdamı altında yer alan ticaret istihdamı aynı dönemde % 0,7 oranında geriledi. Bu dönemde sanayi istihdamı 311 bin kişi azalırken inşaat istihdamı 8 bin kişi, hizmetler istihdamı 149 bin kişi arttı, böylece tarım dışı istihdam 155 bin kişi geriledi.8 DİPNOTLAR 1. Süleyman Özdemir, Halis Yunus Ersöz ve İbrahim Sarıoğlu, İşsizlik Sorununun Çözümünde KOBİ’lerin Desteklenmesi, İTO, Yayın No: 200645, İstanbul, 2006. 2. Burçin Yılmaz Eser ve Harun Terzi, “Türkiye’de İşsizlik Sorunu ve Avrupa İstihdam Stratejisi”, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı: 30, OcakHaziran 2008. 3. Halit Suiçmez, Verimlilik İstihdam İlişkisi, MPM Yayınları, Yayın No: 707, Ankara, 2009. 4. Ahmet Ay, Zeynep Karaçor, “2001 Sonrası Dönemde Türkiye Ekonominde Krizden Büyümeye Geçiş Üzerine Bir Tartışma”, S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:16, 2006. 5. Mustafa Sönmez, Küresel Kriz ve Türkiye, Alan Yayıncılık:206, İstanbul, 2009. 6. ILO, Global Employment Trends, Cenova, Ocak 2010. 7. DPT, 2009 Yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programı, Ankara, Aralık 2009. 8. TCMB, Yıllık Rapor 2009, Ankara, 2010.