Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ZÜMRÜTTEN AKİSLER A. M. Celal Şengör azalmakta. Buzların altında normalde çakıl yosunu birikir, bu yosun Krill olarak bilinen yengeçlerin besin kaynağıdır. Penguenler de bu yengeçle beslenirler. Bununla birlikte Adelie penguenin soyu tehlikede sayılmaz. Güney Antarktiğin sert iklimi sıcaklık artışına bağlı olarak biraz yumuşayınca, penguenler burada iklim değişiminden yararlanıyorlar diyor uzman. Penguenlerin güneye göçleri, potansiyel kuluçka yerlerinin yani karsız ve buzsuz alanların bulunmasına bağlı. Adelie penguenleri kuluçka için Kasım ayında taşlardan yuva kuruyorlar. İklim araştırmalarına göre Antarktik yarımadasındaki hava sıcaklığı son elli yıl içinde (kimi bölgelerde daha fazla olmak üzere) iki ila üç derece artmış. den 170m daha yüksekmiş. Bugünün haritasında bu seviyede güney Amerika ve Avrupa’nın büyük bir kısmı sular altında kalırdı. Bununla birlikte seksen milyon yıl önceki dünya haritası, levhaların hareketlerine bağlı olarak farklı görünüyordu. Sydney Üniversitesi’nden Dietmar Müller, kıtaların hareketleri sayesinde günümüzde deniz havzalarının hacmi büyüdü diye açıklıyor. Tebeşir devrinden bu yana deniz seviyesinin düşmesi de zaten buna bağlı. Tebeşir devrinde deniz havzaları çok daha sığdı. Büyük deniz sırtları dünyamızı içine almıştı. Bu deniz sırtlarından birçoğu artık yok, dünya denizleri günümüzde daha derin. Bilim insanları on yıllık bir çalışma sonucunda okyanusların gelişimiyle ilgili küresel bir model oluşturmuşlar. Bu amaçta yerkabuğunun kayaç tabakaları ve dünya denizlerindeki levha tektoniğiyle ilgili veriler bir araya getirilmiş. Modelimizi seksen milyon yıl sonrasına ayarladığımızda deniz seviyesinin uzun vadede 120m düşeceğini görebiliyoruz diyor Müller. Bu durumda İngiliz adaları Kuzey Denizi’nin kuruması yüzünden Avrupa kıtasına bağlanacak. Tüm buzlar erise bile ki bu deniz seviyesinin yaklaşık olarak 50m yükselmesi demek, seksen milyon yıl sonra deniz seviyesi ancak 70m düşebilecek. Sera gazı emisyonlarından farklı olarak dünyamızın jeodinamiğini kontrol etmek mümkün değil. BM İklim Konseyi tarafından hazırlanan iklim değişimi raporu değerlendiren Müller, buzların yavaş yavaş erimesi sonucunda dünya denizlerindeki su seviyesinin bir metre yükselmesi bile 60 milyon insanı olumsuz etkileyecektir diyor. Bu hafta yazımı tamamen son günlerde haberleri kamuoyuyla da buluşan Sayın Prof. Dr. Üner Tan ve buluşlarıyla, İTÜ’den sevgili meslekdaşım Prof. Dr. Yusuf Yağcı’nın aldığı SPSJ Uluslararası Ödül’e ve Yusuf’un çalışmalarına adıyacaktım. Bir Yanda Bilim Diğer Yanda Filim; Ama Ne Filim: TrajiKomik Bu haberler beni tarifi imkânsız bir mutluluk dünyasına taşıdı. Bir anda Türkiye gözlerimin önünde çehre değiştirdi, türban takalım mı takmayalım mı gibi zırvalıklarla uğraşan bir ülke gitti, içinde saygın bilim insanlarının çalıştığı, dünya çapında buluşlar yapılan cennet gibi bir ülke geldi. Üner Hocam, ve Yusuf beni çok, ama çok mutlu ettiler. Kendi çalışmalarım onlar sayesinde yepyeni bir hız ve şevk kazandı. Ama, bu ülkeyi Orta Çağ’a çevirmeğe azimliler bana bu mutluluğu bile çok gördü. Bir akşam haberlerinde Tayyip Bey’in ağzından, Türkiye’deki anne ve babalara en az üç çocuk yapın davetini işittiğimde kulaklarıma inanamadım! Bu devirde, Türkiye gibi bir ülkede böyle bir daveti yapacak düzeyde bir bilgisizlik, bir vurdumduymazlık, bir aymazlık olamaz diye isyan ettim. Üner Hocamın, Yusuf’un yaşadığı bir ülkede, en az üç çocuk yapın diyecek kadar dünyadan bihaber bir başbakan olamaz diye düşündüm. Düşününüz ki bu zat, içinde resmi rakamlara göre yüzde onun (gerçeği çok daha fazla!) işsiz olduğu, yeni bir çalışmaya göre ise yalnızca İstanbul’da dörtbuçuk milyon insanın işsiz güçsüz dolaştığı, her şehrinde suç oranlarının tırmandığı bir ülkenin başbakanıdır! Bu zat, yüzyıl bitmeden nüfusu dokuz milyarı geçecek bir gezegende yaşıyor. Bu zat, en önemli üyelerinden birinin hükumetinin bilim danışmanı biyolog Prof. Dr. John Beddington’un 2030’lu yıllarda dünyada açlık başlayacağı uyarısı yaptığı bir birliğe ülkesini sözümona sokmaya çabalayan bir hükumetin başıdır. Bu zat, elli altmış yıl içinde deniz düzeyinin bir metre kadar yükseleceği, Bangladeş gibi milyonların sefîlane yaşadığı yerlerin tamamen su altında kalacağı bir gezegenin sakinidir. Aziz vatandaşlarım, bu zat, bütün bunlardan bîhaberdir. Size yaptığı tavsiye ulusun intiharıdır, ülkemizin felâketidir, geleceğimizin Afrikalaşması, kararmasıdır. Bu zat, bilimin hiçbir mesajını alamamış bir insandır, zira gençliğini, Üner Tan gibi, Yusuf Yağcı gibi büyük bilim insanlarının değil, Hikmetyarların dizinin dibinde geçirmiştir. Aziz vatandaşlarım: Şu anda çocuklarınızı büyük ümitlerle göndermekte olduğunuz üniversiteler hakkında işte bu zat ve hempaları karar veriyor. Bu zatın Milli Eğitim Bakanı olarak atadığı ve bakanlığından, uygarlık karşıtı baskılara dayanamadığı için, yavrularımızın ders kitaplarının içeriği hakkında hüküm veren Talim ve Terbiye Kurulu’nun başkanının daha geçenlerde istifa ederek korkunç durumu tüm gazetelere verdiği beyanatlarla sizlere duyurmaya çalıştığı kişi, bilimin en moden kuramlarıyla aklınca dalga geçen bir insandır. Bu zatın hükumetinin çocuk çalıştırmayı teşvik eden yasalar çıkarmakta olduğu haberlerde yer almaktadır. Yurttaşlarım, bu gidişin sonu Afganistanlaşmak, Afrikalaşmaktır. Tayyip Bey, doğanın kendisini anlamayanlara verdiği cezaları bilmiyor. Aldığı tahsil, bunları anlamak için yetersizdir. Halbuki tarih gösteriyor ki doğayı anlamayanların yönettiği toplumlar eninde sonunda pek korkunç felâketlere uğramaktan kurtulamaz. Kendisi çocuk yapın, bereketiyle gelir gibi temelsiz, asılsız, saçma sapan sözler söylemektedir. Ülkemizdeki sefil ailelere bakınız. Hemen hepsi çok çocuklu, okuyamamış kesimleri temsil ederler. Tayyip Bey, benim çocuklarım bereketleriyle geldiler diyor. O bereketin kaynağı gazete sütunlarında yıllardır kendisi hakkında yayımlanan haberlerin konusudur. Geçen haftaki yazımda, Tayyip Bey’in partisini destekleyenlerin bazılarının ortalama bilgi düzeyi hakkında örnekler vermiştim. O düzeyin temsil ettiği bir yönetim Türkiye’nin sefaletini hazırlar. Sevgili vatandaşlarım: Doğa bilimi temeli olmayan hiçbir yönetim insanları mutlu edemez, bil’akis bedbaht eder, sefil eder, köle yapar. Buna izin vermeyiniz. En önemli öncelik şimdi Hüseyin Çelik Bey ve ekibinin Millî Eğitimimizin yönetiminden bir gün, bir saat bile kaybedilmeden uzaklaştırılmasıdır. Bunun için elinizden ne geliyorsa yapınız. Bölgeniz milletvekillerine yazınız; gazetelere yazınız; gördüğünüz tüm kanunsuzlukları, tüm geri gidiş hareketini savcılarımıza bildiriniz. Yavrularınıza modern eğitim veren öğretmenlerinizi kollayınız, onların yıldırılmasına izin vermeyiniz. Her konuda üniversitelerimizden yardım isteyiniz. Hiç kuşkusuz başta sayın rektörlerimiz olmak üzere tüm aklı başında öğretim üyeleri sizlere yardım ellerini uzatacaklardır. Yoksa çok geç olacak ve bir gün aç, bilâç ve korumasız kalacaksınız. Bundan emin olunuz. TEBEŞİR DEVRİNDE DENİZ SEVİYESİ 170m DAHA YÜKSEKTİ Avustralyalı ve Norveçli bilim insanlarının Science dergisinde yayımlanan okyanusların gelişimiyle ilgili model araştırmasının sonuçlarına göre geç Tebeşir devrindeki sera ikliminde deniz seviyesi günümüzdekin EVCİMEN ERKEK, YATAKTA DAHA ŞANSLI CBT 1096/ 5 21 Mart 2008 Amerika’da gerçekleştirilen bir araştırmaya göre ev işlerinde yardımcı olan erkeklerin cinsel yaşamları daha iyi. Anlaşıldığı üzere ev işine katkı ve cinsel ilişki sıklığı arasında doğrudan bir ilişki söz konusu. Araştırmayı yöneten sosyolog Scott Coltrane, erkekler ev işlerinde ne kadar çok yardım ederlerse, kadınlar o kadar mutlu oluyor, bu da cinsel yaşam üzerinde olumlu etki yapıyor diye açıklıyor. Psikolog Joshua Coleman da erkeğin ev işlerinde ciddi bir şekilde yardımcı olması, evliliğin daha iyi yürümesini sağlıyor diye açıklıyor. Araştırmaya göre ev işi yapan erkekler, kadınlara daha çekici geliyormuş. Ne var ki aynı şey çocuk bakımı için geçerli değil. Çocuklarla ilgilenen erkekler eşleriyle geçirebilecek romantik anları ihmal ediyor ya da tamamen unutuyorlar diyor psikolog.