05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Baştarafı 21. sayfada yerlerde sürüklemişti. Direnişin tek nedeni, sınav tarihinin değişmesi idi. Masum bir eyleme katılmışlardı. Haklıydılar haklarını arama konusunda. O günlerde, çok şaşırmıştım bu görüntü karşısında. Bu gün olsa hiç şaşırmaz, doğal karşılardım demokratik olmayan bu davranışı. Çünkü, Amerika yönetiminin maskesizgerçek yüzünü görebiliyorum şimdiki yaşımda deneyimlerimin ışığında, üçüncü gözümle… New York, 8 Mart 1908… 51 yıl sonra, işçi kadınlar değişmeyen iş ve yaşam koşullarının iyileştirilmesinin yanı sıra, oy kullanma, seçme seçilme hakkı için eylem yapıyorlar. Yalnızca zengin erkeklere tanınan bu haklardan, eşit olarak herkesin yararlanmasının gerekliliğini savunuyorlar. Diğer bir deyişle kadınlar, yönetime katılma, yöneteni seçme hakkı için sokaktalar. Einstein: Bir bilim adamının yaşamından çıkarılacak dersler Einstein’a ilk ameliyatı, Türkiye’ye gelen bilim adamlarından, ülkemiz bilimine büyük katkıda bulunmuş, ünlü cerrah Prof. Rudolf Nissen yapmıştı! Rıza Gerçek, İstanbul Üniversitesi Türkçe Okutmanı, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, rgercek@istanbul.edu.tr A YER: KOPENHAG Yıl 1910…Yer DanimarkaKopenhag’da “Uluslararası Kadın Konferansı” toplantısında bir karar alınıyor. 8 Mart tarihi; “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul ediliyor. Amerika’da bir grup kadının ölümüne baş kaldırışının üstünden 43 yıl geçmiş ve biz yeni uyanıyoruz. Bunu izleyen yıllarda kadınların hakları ve özgürlükleri ile ilgili çok sayıda toplantı yapılıyor, kararlar alınıyor. Sonra; “neler oluyor, neler değişiyor” soruları geliyor yeni bir yüz yılda da akıllara. Yeni bir yüz yılda, teknolojinin alıp başını gittiği bir yüz yılda, yalnızca bir avuç kadın haklarını ve özgürlüklerini koruyabiliyor yazık ki. Yine bir avuç kadın, güçlüklere göğüs gererek, Eğitim ve Çağdaş Kültürle donanabiliyor ve doruklara çıkabiliyor. Kırmızı Erk Koltuğuna oturabiliyor. Çevresindekilerle ilişkilerini dengeli bir biçimde koruyabildikleri, yanlış yapmadıkları sürece de dorukta kalmayı başarabiliyorlar. O günden bu güne, her yaştan, değişik mesleklerden işten eğitimden inançtan, yalnızca bir avuç duyarlı ve aydın kadın; yılmadan bıkıp usanmadan korkusuzcayürekli davranışı ve ilkeleri ile, 21. yüzyılda da başkaldırısını sürdürüyor. Dünyada da böyle Ülkemizde de. Dünya’da yaklaşık üç milyar kadın, Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisine verdiği hakları ve özgürlükleri ellerinden almaya çalışanlara karşı çıkan yaklaşık 35 milyon, kadın değişmeyen alın yazıları ile varlıklarını sürdüremeden yoklukları ile baş başa yaşam savaşı verenlerin de sözcüsü olarak baş kaldırıyorlar. Beyinlerinden kopup gelen yürek dolusu sesleri, yedi kat göklere ulaşacak kadar güçlü ama, kırmızı erk koltuklarına oturarak, elleri ile koltuklarının saplarına yapışanlara kulaklarını küflü pamuklarla tıkayanlara duyuramıyorlar güçlü seslerini yazık ki… “Suçlu kalk ayağa” diye soruyorum, sesim okyanusların ötesinde, güneşli, ay yıldızlı, mavibeyaz bulutlarla kaplı göklerde çınladığı halde; “ Kimseyi göremiyorum” yazık ki ayağa kalkma cesaretini gösterebilen.… CBT 1096 / 22 21 Mart 2008 lbert Einstein, 1879'da Almanya'da doğar. İlk ve orta öğrenimini burada tamamlar. Okulunu bitirdikten sonra işssiz kalır. İşsizlik süresince, öykü roman kitapları okur, araştırmalar yapar. Ayrıca bu süre içinde beş fizik problemini makale haline getirerek fizik dergilerinde yayınlar. İsviçre'ye gider. Burada mesleği dışında bir iş: Patent dairesinde memur olarak çalışmaya başlar. On sekiz yaşında, okuma sevgisiyle doludur. Büyük bilginlerden, Helmholtz ve Maxwell'in yazılarını okur, çağdaş fiziğin sorunları üzerinde düşünür, fizik problemleri çözerek, fizik sorunları üzerinde düşünerek dinlenirmiş. Fiziğin Evrimi adlı kitabında şunları yazar."Bilim yalnızca yasalar dermesi, bir bağlantısız olgular kataloğu değildir. Bilim, özgürce ulaşılmış düşünceleri ve kavramları ile birlikte insan aklının bir yaratısıdır. Fizik teorileri, bir gerçeklik tanımı geliştirmeye ve onunla duyumsal izlenimlerin engin dünyası arasında bağlantı kurmaya çalışır."1 Einstein, kendinden önceki bilginlere (Aristo, Galileo, Newton) gönderme yapar. "Teorik yorumlarımızın aracılığı ile gerçekliğin kavranabileceği inancı olmadan, evrenimizin iç uyumuna inanılmadan bilim olamazdı. Bu inanç bütün bilimsel yaratmanın temel güdüsüdür ve hep öyle kalacaktır. Evrenimizin uyumlu olduğu inancını karşımıza çıkan engeller arttıkça daha da kuvvetlenen inancı anlamaya duyulan öncesiz özlemi, baştan sona bütün çabamızla eski ve yeni görüşlerarasındaki dramatik kavgada tanıyoruz."2 1905 yılında, bu ünlü beş makalesini yazdığı sırada, Freud "Cinsiyet Üzerine Üç Denemesini"yazmıştı, aynı yıl Maksim Gorki Rusya’da "Ana" adlı romanını yazıyordu. Picasso ise "Ünlü soyut soyut resimlerini" yapıyordu. Fizik dergisinde yayınladığı makaleleri : 1 "Molekül Boyutlarının Yeni Bir Belirlenmesi" 2 Işığın Dönüşüm ve Üretimini İçeren Bulgulayıcı Bakış Açısı Üzerine" (Fotonların bulunmasına yol açtı) 3 Brown Devinimi Üzerine 4 Devingen Cisimlerin Elektrodinamiği Üzerine"(Yüzyılın önemli buluşu Sınırlı Görelilik Kuralı) 5 Bir Cismin Eylemsizliği, İçerdiği Enerjiye Bağlı mıdır? (Enerji ve kütle arasındaki eşdeğerlilik E=mc2) Bu araştırmalar geniş bir yankı uyandırmaz. Bilim çevrelerinde Sınırlı Görelilik Kuramını kabul ettirmekte büyük güçlük çeker. 1921 yılında ışık elektrik incelemesine katkısından dolayı Nobel Bilim Ödülünü alır. Zürih, Paris, Prag, Berlin üniversitelerinde teorik fizik dersleri vermeye başlar. 1933, Hitler Faşizminin iktidarı sonucunda, Almanya'dan Amerika Birleşik Devletlerine gider. Amerika'da fizik hocası olarak üniversitede görev alır. 2 Ağustos 1939 yılında ABD Başkanı Roosvelt'e yazdığı bir mektupta "Son çalışmalar, çok yakın bir gelecekte Uranyum'un yeni bir nükleer enerji kaynağı olacağını göstermektedir. Şu andaki bazı gelişmelere bakılırsa hükümetin bu konuda önlem alması gerekebilir, bu gelişmeyi bilgilerinize sunmayı görev kabul ediyorum." Bu mektup üzerine atom bombasının yapılmasının ka rarını veren ABD Hükümeti kendisine bombanın üretiminde görev almasını teklif eder. Einstein bu görevi kabul etmez. Bombanın yapımı gerçekleşince Roosvelt'e ikinci bir mektup yazarak bunun kullanılmamasını ister. Ancak 1945 yılında Japonya'nın üç şehrinde üç gün içinde kullanılınca iki yüz bin insanın ölümünü öğrenir. İkinci Dünya Savaşı'nda barış eylemleri içinde yer alır. Çünkü bu savaşın dehşetini duymuştur. NİSSEN İLK AMELİYATI YAPTI 1949 yılında karın ağrıları nedeniyle, Prof. Rudolf Nissen* (18961981) tarafından ameliyat edilir. Rudolf Nissen 1933 yılında Atatürk Üniversite Reformuyla Türkiye’ye gelmiş İstanbul Tıp Fakültesi’nin 1. Cerrahi Kliniği’nde kürsü başkanı olarak çalışmıştır. Birçok öğretim üyesi yetiştirdi. Yazılı kaynaklara göre çok çalışkan, çok özverili bir hekim, ama yine de Türkiye’de hakkında dedikodu çıkarılmıştı. Türkiye’den kırgın bir biçimde ayrıldı. Dünyada ilk pnömoktomi ameliyatını başarı ile yapmış bir insanın değeri yeterince bilinmemiştir. Einstein’a Aort anevrizması tanısı konuldu. 12 Nisan 1955 yılında tekrar karın ağrıları başladı. Dr. Frank Glen anılarında şöyle der: "Bir bahar sabahı yetmiş altı yaşındaki zamanın en büyük bilginlerinden birinin evine konsültasyon için davet edildim. Muayene sonucunda büyüyen bir anevrizma tanısına vardım, cerrahi tedavi acil olarak gerekliydi. Bütün gün evinde kaldım. O zamana kadar, ölülerden alınan damarlarının kullanıldığı anevrizma ameliyatlarından bir kaç tane yapmıştım, kendisine anevrizmanın büyümesi halinde öleceğini söyledim. Bunun üzerine yeterince yaşadığını, hayatı boyunca çok çalıştığını ve hayatın tadına vardığını söyledi. Her türlü ameliyat yöntemini kabul etmeyerek şunları dedi: "Ben istediğim zaman giderim. Hayatı yapay olarak uzatmayı istemek tatsız bir olaydır. Çalışmalarımı bitirdim, şimdi gitmek zamanıdır. Ben de bunu cesaretle yapacağım." 3 Einstein, Princeton Hastanesi’nde 18 Nisan 1955 günü gece, biri çeyrek geçe ölür. Sabahleyin yapılan otopsi tanıyı doğrular. Aynı gün beyninin dışında, vücudu yakılır. Einstein çok sevdiği viyolinini torununa, yazıları ve bilimsel çalışmalarını görev yaptığı üniversiteye bırakır. Ayrıca ölümünden sonra devlet töreni ve evinin müze olmasını, bilimsel olmayan yazılarının yayınlanmasını istemez. Einstein geliştirdiği kuramların deneylerle kanıtlandığını, bu kuramların insanların kaderlerinde oynadığı rolü ve sonuçlarını gördü. Bilim adamının görebileceği saygıyı ve mutluluğu yaşadı. Buluşlarının egemenlerce insanların yok edilmesinde kullanılmasının acısını duydu. Savaşlara, yoksul ülkelerin sömürülmesine, İsrail Devlet Başkanı olması önerisine karşı çıktı. Einstein, gittiği yere hiçbir şey götürmedi. Einstein, insan ya da ‘Bilim Adamı’ olarak her yönüyle örnek alınmalı. 1. Einstein, Albert, Fiziğin Evrimi, Onur Yayınları, Ankara , 2.Baskı1 9782. 2. Prof.Nissen * Albert Einstein aort anevrizması ameliyatının ülkemizde hekimlik yapmış Ord. Prof.Dr Rudolf Nissen tarafından yapılmıştır. (Alman hekim, Haydarpaşa Tıp Fakültesi Binasını yaptırmış. Cerrahpaşa Cerrahi bölümünü kurmuş ve yönetmiştir.)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear