05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

BİLİM DÜNYASINDAN K I S A DÜZENLİ ALKOL TÜKETİMİ BELLEK MERKEZİNİ KÜÇÜLTÜYOR Colorado Üniversitesi’nde Thomas Beresford yönetiminde çalışan ekibin araştırmasına göre düzenli ve aşırı miktarda alınan alkol, öğrenme ve hatırlamada önemli bir rol oynayan beyin bölgesini küçültmekte. Araştırmacılar hipokampüs bölgesinin aşırı alkol tüketimi yüzünden hacmini yitirdiğini, çekirdek spin tomografisiyle kanıtladılar. Sonuçlar, alkoliklerde, yeni bilgilerin uzun vadeli belleğe kaydedilebilmesi için yeterli dokunun bulunmadığını göstermekte. Hipokampüs ayrıca kronik stres ve Alzheimer hastalığındanda zarar görmekte. Araştırmayı gerçekleştiren Colorado ve JohnsHopkins Üniversitesi bilim adamları kuşkuya yer vermemek için araştırmaya travmatik deneyimler yaşamamış olan kişileri seçmişler. Bundan sonraki araştırmada içkiyi bırakan insanlarda hipokampüsün yeniden eski haline dönüp dönmediği kontrol edilecek. Konuyla ilgili araştırma yazısı ‘Alcoholism: Clinical & Experimental Research’ dergisinde yayımlandı. H A B E R L E R çöküyorlar. Oysa hafif yıldızlar hızlanarak, kümenin çevresinde toplanıyorlar. Uzun süredir tahmin edilen bu süreç şimdi Hubble teleskopuyla "canlı" olarak izlenebildi. Küre yıldız kümeleri, birkaç 100.000 yıldızın küre biçiminde bir arada toplanmasıyla oluşmakta. Tucanae 47 kümesi, güney yarımküredeki en çok yıldıza sahip olanı. Bilim adamları neredeyse 15.000 güneşin hızını kesin bir şekilde hesaplamışlar. Bunların arasında alışılmışın dışında kızgın ve parlak yıldızlar da bulunuyor. Araştırma, her şeyden önce iki misli kütleye sahip güneşlerin, hafif yıldızlara kıyasla çok daha yavaş hareket ettiğini göstermekte. terini koruyan bu hücreler bölünmeye devam ediyorlar. Goldman bu hücrelerle kanserin gelişebileceğini açıklıyor. Gerçi araştırma sırasında hayvanlar gerçek tümörler büyümeden önce öldürülmüşler. Ama terapinin insanlarda uygulanabilmesi için bu yan etkinin giderilmesi gerekiyor. Olumsuz etkiyi giderecek olasılıklardan biri, hücrelerin hastalara aktarılmadan önce seçilmesi. Goldman’ın ekibi şimdi gelişmiş sinir hücrelerini hücre kültüründen yalıtmanın yollarını arıyor. Fare beynindeki glia hücreleri KÖK HÜCRE TERAPİSİNİN YAN ETKİSİ: KANSER Embriyonik kök hücreleriyle Parkinson hastalığı tedavi edilebiliyor. Fakat tedavinin yan etkisi olarak tümör hücreleri gelişmekte. Hayvanlarla yapılan araştırmada kök hücre tedavisiyle Parkinson hastalığında görülen istenç dışı hareketler neredeyse tümüyle yok olmuş. Fakat doktorlar hastaya aktarılan hücrelerden bazılarının tümöre dönüşebileceklerini de görmüşler. Cornell Üniversitesi’nde Steven Goldman ile çalışan ekip, (insan) ceninlerinden aldığı orta beyin dokusundan glia hücrelerini ayrıştırmış. Bu hücreler beyinde destekleyici bir doku oluşturarak sinir hücrelerinin büyümesini tetikliyorlar. Parkinson hastalığında dopamin uyarı maddesini üreten belli başlı sinir hücreleri ölüyor. Dopaminin, hareketlerin yerine getirilmesinde katkısı vardır. Hücrelerin ölmesi yüzünden hastalarda koordinasyon ve denge bozuklukları ortaya çıkıyor. Goldman’ın ekibi şimdi Nature Medicine dergisinde, glia hücreleriyle kültüre alınan embriyonik kök hücrelerinde, dopamin üreten sinir hücrelerinin geliştiğini söylüyorlar. Bu hücreler Parkinson semptomları gösteren farelere aşılandığında, hayvanlar neredeyse tümüyle iyileşmiş. Fakat uzmanlar hayvanlara aktarılan hücreler arasında sinir hücrelerine dönüşmeyenlerin bulunduğunu da görmüşler. Kök hücre karak AÇLIK HİSSİ GENETİK OLARAK PROGRAMLANMIŞ Düzenli olarak belli saatlerde yemek yiyenler, hep aynı zamanlarda acıkırlar. Fransız ve İsviçreli bilim adamlarından oluşan bir araştırma ekibi şimdi yemek saatlerindeki açlık hissinden sorumlu bir gen saptadılar. Etienne Challet yönetiminde çalışan Louis Pasteur Üniversitesi ve Freiburg Üniversitesi bilim adamları, "Period 2" geni devre dışı bırakılan fareleri incelemişler. Hayvanlar, dü ARKEOLOJİ 10 000 YILLIK AYAK İZLERİ Meksika ve ABD arasında kalan çölde 10.000 yıllık ayak izleri bulundu. İzler o tarihlerde bölgede yaşayan avcı ve toplayıcı topluluklara ait Meksika ve Texas arasındaki sınır bölgesinde 10.000 –15.000 yıllık ayak izleri bulundu. Co Laetoli’deki 3,5 milyon yıllık ayak izleri ahuila çölündeki travertenlerde bulunan 13 ayak izinin o tarihlerde bölgede yaşayan avcı ve toplayıcılara ait olduğu düşünülüyor. Meksika Antropoloji ve Tarih Enstitüsü arkeoloğu Yuri de la Rosa, izlerin Amerika’daki tarihöncesi döneme ait en eski ayak izleri olduğunu söylüyor. Afrika’daki en eski hominidlere ait izler çok daha eskiler. Mesela Tanzanya’daki Laetoli bölgesinde bulunan izler 3,5 milyon yıllıktır. zenli olarak belli saatlerde beslenmelerine rağmen, yemek saatinin geldiğini hissedememişler. Current Biology dergisinde yayımlanan araştırma yazısına göre farelerde, beslenme öncesinde görülen davranış türleri ortadan kalkmakta. Bunlara mesela bedensel etkinlik ve beden sıcaklığının artışı da dahildir. Period 2 geni, Period 1 ve Period 3 ile birlikte fare ve insanda ışığa bağlı gündüz ritminin ayarlanması için büyük bir önem taşımakta. Araştırmacılar yeni sonuçlar sayesinde, beyinde, yemek yeme öncesinde etkinleşen bölgeler bulmayı umuyorlar. Bu şekilde bu bölgelerin, mesela bellek veya zevk almaktan sorumlu diğer beyin bölgeleriyle karşılaştırılması mümkün olacak. Buluş ayrıca iç saate bağlı hastalıkların tedavisinde Yaklaşık olarak 100.000 yıldızlı bir yıldız kümesi (solda). Sağdaki resim aynı kümenin yakın çekim görüntüsü UZAYDA BİLARDO Kümenin içindeki yıldızlar bir tür kütle çekimi bilardosuyla kütlelerine göre "yerleştirilmekte". İlginç sonuç Tucanae 47 küre yıldız kümesinin, Hubble teleskopuyla yedi yıl araştırılmasıyla elde edildi. Avrupa Hubble Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, , yıldız bilardosuyla frenlenen yoğun kütleli güneşler, yıldız kümesinin merkezine CBT1025/4 10 Kasım 2006
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear