17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yapay damarlarla kalp hastalıklan için ycni bir tedavi umudu ZümrüttenAkisler Tom Miks ve Kur'an A. M.Celal Şengör Sayın Başbakanımız sormuş: Tom Miks, Teksas okumak serbest, Kur'an niye yasak? (*) Kur'an okumanın yasak olduğunu ben ilk kez kendisinden işitiyorum. Ben ilkokula giderken, evimizde Diyanet işleri Başkanlığının yayımladığı üç ciltlik Türkçe bir Kur'anı Kerim bulunurdu. Bunu hem babam hem de annem okurdu. Sonunda onlardan görüp ben de okudum. Babam hâlen eşine dostuna bazan beğendiği Kur'an tercümelerini hediye eder. Hattâ kendisi, belirli konularda ilgisini çeken ayetleri bir araya getirdiği bazı defterler oluşturmuştu. Bunlardan birini de bana verdi. Babamın herhangi biryasal takibe uğradığını duymadım. Ne annem ne de ben benzer takibata alındık. Kur'an okuyan dostlarımızdan hiçbirinin yasayla, polisle başı derde girmedi. Kur'an bir kitaptır. Okunması ve anlaşılması için meydana getirilmiştir. Bu bakımdan Sayın Başbakanın Tom Miks benzetmesi de çok yerindedir. Tom Miks, Teksas resimli romanları da kitaplar halinde çıkar ve okunurlar. Ancak Tayyip Beyacaba Tom Miks veya Teksas okumak için özel kurslar açıldığını ve bu kursların erkekkadın ayırımı yaptıklarını veya belirli bir kıyafet gerektirdiklerini hiç duymuş mudur? Türkiye'de ilkokula giderek okuma becerisini elde eden her insan Tom Miks veya Teksas okumak zevkine varabilir. Filhakika ben de öyleyaptım. Ama Kur'an'ı da aynı ilkokulda edindiğim okuma becerisi sayesinde okuyabildim. Ayrı bir kursa gitmeye ihtiyacım olmadı. Evimizde Kur'an kursuna gitmiş birisi var. Ama Kur'anı benim kadar bilmediğigibi, Arap harfleriyle yazılı bir Osmanlıca belgeyi de okuyamıyor. Üstelik tek kelime Arapça bilmiyor. Bildiğim kadanyla ilkokuldan beri Kur'an okuduğunu söyleyen Sayın Başbakanımız da Arapça bilmiyor. 0 zaman bu kursta ne öğretiliyor? Bir kitabın içeriğini, bilmediğin bir dilde ezberlemek mi? Bunun neyararı var? Siz hiç bilmediği bir dilde Tom Miks veya Teksas ezberlemiş bir çocuk gördünüz mu? Bu hangi akla sığar? Üstelik böyle bir davranış bizzat Kur'an'a karşıyapılmış bir haksızlık, hattâ saygısızlık, "senin ne dediğin beni ilgilendirmiyor" demek olmaz mı? iyi bir Müslüman Kur'an'ı kendisine kılavuz edinir. iyi de onu anlamadan, içeriğini bilmeden Müslümanlık görevini nasıl yapacak? Bunu guya ona öğretmeye kalkan zevat onu nereden öğreniyor? Bunun da yanında Müslüman olanın dikkat etmesi gereken bir hadisler grubu vardır ki en güvenilir Hadis kolleksiyonunun Sahihi Buhari olduğu söylenir. Bunun niçin böyle olduğu, sevgili dostum, büyük bilim tarihçisi ve Arabist Prof. Dr. Fuat Sezgin'in doktora tezinin konusuydu. Prof. Sezgin, Buhari'nin derlediği Hadis kaynaklarının bizzat Peygamber'in yaşadığı yedinci yüzyıla kadar indiğini belgeledi. Bunu nasıl mı yaptı? Hadisleri sıkı bir bilimsel incelemeden geçirerek. Aynı şekilde Kur'an'ı inceleyenler örneğin bazı surelerin bizzat Peygamber tarafından değiştirildiğini belgelediler, bunun nedenlerini aydınlattılar. Tüm bu anlattıklarım ilâhiyat denen bilimin konusudur ve üniversitelerde yapılır. Üniversite düzeyinin altında dininin kutsal kitabını öğrenmek isteyen her Türk çocuğuna yol açıktır: Alır Kur'an tercümelerinden birini okur. Yok tatmin olmuyorsa, Arapça öğrenmesine engel olacak bir kanunun olduğunu bilmiyorum. Kendine bir hoca tutar veya bir Arapça öğrenme kılavuzu edinir Arapça öğrenir ve aslında klâsik Arapça ile yazılmış ve edebi bir başyapıt addedilen Kur'an'ı anlamaya çalışır. Bunun yanında bir dil de öğrenmiş olacağı için Arapça yazılmış pek çok başyapıtı da okuma imkânına kavuşur ve o zaman gerçekten islâm medeniyetinin ihtişamını görür, o uygarlığı yaratan nedenleri öğrenir. Üstelik Arapça okuyabileceği için bugünkü Arapça yazını da okuyup niçin İslâm dünyasının şimdi içinde bulunduğu feci duruma düşmüş olduğunu bir başka açıdan irdeleyebilir. Kur'an kursları çocuklarımızı tüm bu nimetlerden mahrum kılmaktadırlar. işte bu nedenle Türkçe okuma becerisini arttıran Tom Miks veya Teksas zarariı addedilmemişlerdir ve gene bu yüzden çocuğa bir kitabı anlamadan ezberlemeyi öğreten ve biryerde anlamasına engel olan Kur'an kursları zararlı görüluiüşlertif. Bir düşününüz, Arap ulusunu barbarlıktan kurtarıp kitap ehli, uygar bir toplum haline dönüştüren Peygamber'e birisi dese ki, dininin kutsal kitabını anlamadan ezberliyoruz, size ne der? (*) Sayın Başbakan ayrıca sormuş: Benim gibi insanların ülkeye ne zararı var? icraatının benim anladığım konularda ülkeye verdiğini sandığım BÜYÜK ZARARI defaatla hem yerli ve yabancı gazetelerde, hem de televizyon konuşmalarımda dile getirmiş olduğum için burada tekrar bu konuya değinmeyeceğim. Duke Üniversitesi bitim adamları ilk kez insanın hücre dokusundan uzun süre dayanabılen yapay kan damarları üretmeye başardılar. Araştırmacıtar bu sayede hiicrelerin kısa ömürlü oluşuyla ilgili soruna da bir çözüm getirmiş oldular. Başarılı sonuç bağışçı hücrelerin zararsız bir virüsle aşılanmasıyla elde edildi. Söz konusu virüs, hücreleri uzun yaşam için tetikleyen bir enzim içermekte Yeni gelişme sayesinde arter damar transplantasyonuna önemli ölçüde yaklaşılmış oldu. Kalp hastalıklanndaki en önemli sorunlardan biri arteriosklerozdur. Bu hastalıkta arter damarların iç cidarlarında birikimler oluşur. Damar tıkanıklığı bulunan hastalar bugüne kadar Bypass ameliyatı oluyordu. Bypass ameliyatında gerekli damarlar bacaklardan alınır. Ancak yaşlı insanların damarları yeterince sağlıklı olmadığı için sorun olmakta. cak bu değişimlerin sebebi henüz bilinmemekte diyor bilim adamları. Fakat tam da bu değişimlerden kanserin erken tanısında yararlanılabiliyor. NIST ve EDRN bilim adamları bu araştırma sonuçlarından yola çıkarak ucuz, hızlı ve güvenli bir tanı yöntemi geliştirdiler. Mitokondriyal kalıtım sekanslarındaki değişimler elektrokimyasal bir analiz yöntemiyle (Capillary Electrophoresis) saptanabilmekte. Uzmanlar şu sıralar DNA sekanslama çiplerini geliştirmeye çalışıyorlar. Yeni çipler daha hızlı ve daha ayrıntılı tanı yöntemine ızın verecek. Kansere gen çipiyle erken tanı DNAMicroarry çipiyle gerçekleştirilecek bir tanı testiyle tümörler ilk gelişim evrelerinde teşhis edilebilecek. Yöntem, National Institute of Standards and Technology (NIST) ve National Canser Institute's Early Detection Research Netvvork (EDRN) kurumlarının işbirliğiyle araştırıldı. Bilim adamları bir pilot proje çerçevesinde belli başlı kanser türlerini mitokondriyal DNA ile erken t teşhis edebildiler. Mitokondriyal DNA, hücrenin soluk alışverişinde ve enerji ihtiyacımn karşılanmasında önemli bir rol üstlenmekte. Mitokondriyal DNA sekansları kanser hastalığı sırasında değışirler, an ARAPÇA BİLİYORMU? Bir insan bu kadar yükü nasıl taşıyor? Hiç hamalların kilolarca ağırlıktaki denklen ve sandıklan sırtlarında nasıl taşıdıklannı merak ettinız mi? Bizdeki hamallar gibi büyük yükleri taşıyan Nepallıları gören Belçikalı bi lim adamları bu sorunun yanıtını buldu. 650 Nepallı hamallın sırtındaki yaklaşık 30 tonluk yükü pazar yenne doğru taşıdığını gören Belçikalı bilim adamları hayretler içinde kalmıştı Üstelik de hamallar bu yükü Katmandu'daki vadilerden 8000m yokuş yukarı, 3500m de yokuş aşağı taşıyorlar. Louvain Katolik Üniversitesi'nden Guillaume yönetiminde çalışan ekip Nepallıların ağır yükleri kafalarıyla taşıdıklannı fark etmiş. Bu şekilde yük taşımanın ne kadar enerji gerektirdiği henüz bilinmiyor. Gerçi Afrikalı kadınların kafalannda beden ağırlıklarının %60'ı kadar yükü taşıyabildikleri bilinmekte fakat Nepallı hamallar, kuvvetlerini daha hesaplı kullanıyorlar ve aynı çabayla beden ağırlıklarının %90'ı kadar yük taşıyabiliyorlar. II Bilim adamları enerji ihtiyacını rasgele seçtikleri hamallar üzerinde, solunan oksıjen ve dışarı verilen karbondioksit oranını karşılaştırarak hesaplamışlar. Avrupalı denekler yaklaşık olarak 50m'lik bir mesafeyi farklı hızda ve farklı ağırlıkta yükle tamamlamak zorunda kalmışlar. Sonuçta Nepallılar tüm deneylerde daha az kuvvet harcamışlar. Nepallılar, saatlerce süren yolculuklarında çok yavaş yürüyor, sık sık mola veriyor ve kendi beden ağırlıklannı aşmayacak kadar yük taşıyorlar. Zaman zaman 15saniyeden sonra bile 45 saniyelik mola veriyorlar. Bilim adamları Nepallıların taşıma şeklini de çok ilginç bulmuşlar. Nepallı birhamal ucunda bir sepetin (Doko) asılı bulunduğu geniş bir sicimi (Namlu) kafasına/alnına yerieştiriyor. Dinlenme sırasında ise T biçimli bir bastona (Tokma) dayanıyor. Bilim adamlarının tahminine göre, Nepallı hamallar kaslarını Avrupalılar kadar yormuyor. 955/5 9 Temmuz 2005 KUR'AN KURSLARI ZARARLI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear