Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
BilimAraştırma 13 gözlem laksimizin içinden gelmesi gerekir. Ancak astronomlar galaksimizin içinde bu kozmik ışınlann ğelmiş olabileceği bir kaynak bulamadılar. Peki bunlar nereden gelıyordu? Bir olasılığa göre Akeno sonuçları yanlış olabilir. Bir diğer olasılık ise Einstein'in yanılıyor olmasıdır. Einstein'ın özel görelilik kuramına göre uzayın her yönde aynı olması gerekir. Ancak parçacıkların bazı yönlere doğru daha kolay yol alması durumunda ne olacak? 0 zaman kozmik ışınlar enerjilerinin daha fazlasını koruyabilir ve GZK lımitlerinin dışına çıkabilir. Arjantin, Mendoza'daki Pierre Auger deneyindeki fizikçiler de bu sorun üzerinde çalışıyor. 3000 kilometre kare üzerine yayılan 1600 dedektörden yararlanan bilim adamları, gelmekte olan kozmik ışınlann enerjilerini tespit ederek Akeno sonuçlarının daha iyi anlaşılmasını sağlayabilecekler. İngiltere, Leeds Üniversitesi'nden astronom Alan Watson aynı zamanda Pierre Auger projesinin sözcüsü doğru iz üzerinde olduklarına inanıyor: "10 2 0 elektrovolt'ta bazı olayların olduğu konusunda hiç kuşkum yok. Beni ikna edecek çok sayıda örnek mevcut. Burada soru şu: Bunlar nedir? Gelmekte olan kaç tane parçacık var? Bu bilgilere ulaşmadan olayı açıklamamız imkansız" Kimyasal ilaçların sulandırılması esasına dayanan homeopatik yöntemde, tek bir ilaç molekülü içermeyecek noktaya gelinceye kadar sulandırılma devam etse dahi suyun iyileştirme özelliğini koruduğu iddia edilir. Ennis bu inanışa karşı çıkarak homeopatinin hiçbir işe yaramadığını kanıtlamaya çabalıyor. Ennis, son yazdığı makalede, enflamasyon durumunda ortaya çıkan insan akyuvarları üzerinde aşırı sulandırılmış histaminin etkilerini araştırdığı deneyden elde ettiği sonuçları açıkladı. Bu bozofiller, hücre saldırı altındayken histamin adı verilen maddeyi salgılar. Bunlar bir kez salgılandığı zaman, histamin bozofillerin daha fazla salgılamasını engeller. Farklı laboratuarlarda tekrarlanan bu çalışma homeopatik eriyiklerin o kadar sulandırılmış oluyorlar ki tek bir histamin molekülü içermiyorlar histamin ğibi etki yarattığını ortaya çıkartmış. Bu sonucun üzerine Ennis bu etkinin yok sayılamayacak kadar gerçek olduğunu kabul etmek zorunda kalmış. Bu nasıl oluyor? Homeopatlar kömür, örümcek zehiri gibi maddeleri etanol içinde eriterek, bu "ana eriyik"i su ile tekrar tekrar sulandırıyorlar. Sulandırma düzeyinden bağımsız olarak homeopatlar, orijinal ilacın su molekülleri üzerinde iz bıraktığını iddia ediyorlar. Ennis'in niçin konuya kuşkuyla yaklaştığını anlayabiliyoruz. Kaldı ki homeopatik tedavinin, geniş kapsamlı, plasebokontrollu klinik bir deneyde bugüne dek Rubin de gerçeğin bu olduğuna inanıyor: "Eğer seçme şansım olsaydı, geniş mesafelerdeki kütleçekimsel etkileşiminin doğru olarak tanımlanması için Nevvton'ın yasalarının değiştirilmesini talep ederdim." İİ 6) VİKİNGLERİN METANI Tarih 20 Temmuz 1976. Gilbert Levin gört gözle Viking misyonundan gelecek verileri bekliyordu. Mars'tan milyonlarca kilometre uzakta, Viking uzay araçları (lander) yerden aldıkları toprak örneğini karbon14 etiketli madde ile karıştırdılar. Lander'ın üzerindeki enstrümanlar, topraktan yayılan emisyonun içinde metan gazı olduğunu tespit ettikleri anda Mars'ta yaşam olduğu anlaşılacaktı. Viking sonucun pozitif olduğunu belirtti. Demek ki bazı organizmalar karbon14'ü sindirip yaktığı için metan gazı çıkıyordu. Ancak bu sonuçlar beklenilen etkiyi yaratmadı. Çünkü, organik molekülleri bulmak için tasarlanan başka bir enstrüman hiçbir şey bulamamıştı. Bunun üzerine bilim adamları Viking'in yanlış veıi gönderdiğı konusunda görüş birliğine vardılar. Peki Viking niçin pozitif sonuç göndermiş olabilirdi? Tartışmalar giderek şiddetlendi. Bu arada NASA'nın Mars'a son gönderdiği rover'ların yolladığı bilgilere göre Mars geçmişinde sulak bir gezegendi ve bu nedenle yaşam olasılığı vardı. Levin, Mars'tan gelen tüm verilerin yaşam olduğuna ilişkin görüşünü desteklediğini ileri sürüyordu. Ve Levin bu iddiasından hiçbir zaman vazgeçmedi ve bu konuda da yalnız değil. Los Angeles'teki Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden hücre biyoloğu Joe Miller, verileri yeniden gozden geçirerek, emisyonun sirkadiyen (24 saatlik biyolojik süreç ile ilgili) döngüsüne ilişkin kanıtlar içerdiğini ileri sürdü. Bu da yaşamın olduğuna ilişkin çok onemli bir kanıttı. Levin bu arada, NASA ve ESA'yı Viking'in yeni bir versiyonu aracılığı ile "şiral moleküllerin aranması için ikna etmeye çalışıyor. Bu moleküller, birbirlerinin ayna görüntüsü olarak sağ ya da sol el versiyonu olabilirler. Biyolojik süreçler, bir şiraliteyi diğerine tercih eden molekülleri üretmeye eğilimli olmakla birlikte, yaşamayan süreçler sol ve sağ el versiyonları eşit sayılarda yaratır. Gelecekte Mars'a gönderilecek araçlar, Mars'ta yaşam olup olmadığını şiral moleküllerin şekline bakıp karar verecekler. Haftaya: Diğer 7 gözlem Reyhan Oksay yararlı olduğu kanıtlanmadı. Ancak Belfast çalışması (Inflammation Research, vol 53, p 181) bazı şeylerin "etkin olduğunu" gösteriyor. Enis bu konuda şöyle konuşuyor: "Bulgularımızı açıklamakta zorlanıyoruz. Dolayısıyla başkalannı ileri deneyler yapması için teşvik ediyoruz. Eğer bu ileri deneylerde sonuçlar olumlu çıkarsa kimya ve fîziği yeniden yazmamız gerekebilir." 5) KARA MADDE Yerçekimi konusundaki bilgilerimizi galaksilerin nasıl döndüğü konusuna uyarladığınız anda ortaya yeni bir problem çıkar, çünkü galaksilerin hızla birbirlerinden ayrılması gerekir. Galaktik madde merkezi bir nokta etrafında yörüngeye oturur, çünkü bunların karşılıklı kütleçekimsel cazibesi, merkezcil kuvvetler yaratır.Ancak galaksilerde, gözlenen dönmeyi yaratacak miktarda kütle yoktur. VVashington D.C.'deki Carnegie Enstitüsü Yeryüzü Manyetizması Bölümü'nden astronom Vera Rubin, 1970'li yılların sonlarına doğru bu anormalliği tespit etti. Fizikçilerden gelebilecek en anlamlı tepki, görebildiğimizden daha fazla kütlenin varolabileceği doğrultusundaki önermeydi. Burada sorun bu "kara madde"nin ne olabileceği konusunda kimsenin bir fikri olmamasıydı. Şu anda hâlâ bu soruya kimse yanıt veremiyor. Bilim adamları kara maddenin ne tür parçacıklardan oluşabileceği konusunda çok sayıda ö'nerilerde bulundularsa da, bu konuda bir ortak bir görüş söz konusu değil. Bu da bilim adına utanılacak bir konudur. Astronomik gözlemlere göre kara madde evrendeki kütlenin yüzde 9()'ını oluşturmakla birlikte, insanoğlu bu yüzde 90'ın ne olduğunu bilmemektedir. Büyük bir olasılıkla kara maddenin ne olduğunun bilinmemesinin en önemli nedeni boyle bir şeyin varolmamasıdır. 4) BELFAST HOMEOPA 77 SONUÇLARI Belfast'taki Queen's University'den farmakolog Madeleine Ennis, homeopatiyi şiddetle eleştirenlerin başında geliyor. Kaynak: New Scientist, 19 Mart 2005 944/9 23 Nisan 2005