Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Bir savaş öyküsü bu site, Çanakkale Savaşları'na katılan 500 kadar Anzac subayı hakkında bilgi topluyor ve bunları meraklıların faydalanmasına sunuyordu. Teğmen Nettleton Hemen aklıma iistte, Bnb. Reid Nettleton'un ismi altta geldi ve fıhriste baktım. 0 da ne? Kayıtlar, Nettleton'un 7 Ağustos 1915 günkü ünlü saldırıda öldüğü ve cesedinin bulunamadığını belirtiyordu. Bu nedenle de belli bir mezarı yoktu. İsmi, Gelibolu'da Lone Pine anıtındaki taş duvarda sembolik olarak yer alıyordu. Hemen bir mektup yazıp site ilgililerinden Bryn Dolan'a durumu anlattım. Dedim ki; "Bu adam 7 Ağustos'ta ölmüş olsaydı, İzzettin Çalışlar 22 Ağustos'ta bir subay ve 20 düşman askeri yakaladıklarını yazmaz ve bu isimler de deftehnde olmazdı. Demek ki, Teğmen Nettleton bu çarpışmada ö'lmedi, en çok 15 gün kadar sonra esir düştü. Bu nedenle, araştırmamzı bir kere daba gözden geçirmenizi önerihm..." Dolan'dan aldığım yanıt hayli ayrıntılıydı. O yıllarda Avustralya ordusunda kayıtların ne kadar ayrıntılı tutulduğunu gösteren bu belgeler; Teğmen Nettleton'un ölümünü gören silah arkadaşlarının tanıklıklarından ailesine gönderilen ölüm belgesine kadar uzanıyordu. Ayrıca Mr. Dolan, Teğmen Nettleton'un bir portre fotoğrafını göndermekten başka, bir Arıburnu fotoğrafı üzerine Teğmen Nettleton'un emrindeki adamlarla birlikte Pope's Hill'e hangi yoldan tırmandığını da çizmişti. Bu kanıtlar adeta Teğmen'in hangi noktada vurulup öldüğünü gösterecek kadar kesindi... Ayrıca, önemli bir noktayı da hatırlatmıştı Dolan: Çanakkale Savaşları sırasında esir alınıp da Türkiye'deki herhangi bir esir kampında öldüğü bilinen bir Avustralyalı subay yoktu. mız olmuştu. 19161917 yılları arasında kullanılan defteri, arka kapağında Anzac Teğmeni Nettleton'un adı, adresi ve askerleri yazılı olduğu için Çanakkale günleriyle ilişkilendırmiştik. Defterin bir köşesindeki o bir cümlelik notu da, eski yazı okuyamadığımız için fark edememiştik. Durumu hemen bir özür mektubuyla Mr. Dolan'a bildirdik ve bulgu ve kanıtlarında haklı olduğunu vurguladık. Nettleton, 0 gün Pope's Hill adı verilen tepeye saldırma emri almış; bu ismi defterine not etmiş; ama oraya vardığında hayatını kaybetmişti. Saklı kalmış bir sırrı(!) aydınlatamamıştık, ama bu vesileyle Mr. Dolan gibi bir uzman tanımıştık. Nettleton ve Reid'in öldükleri gün izledikleri yollar. Latin harfleriyle yazılmış bir isimadres ve 35 kişilik bir listeydi: Lieut B.P. Nettleton, BSQN, No.l L.H. Reg. (A.I.F.) Turramurra, N.S.W. Australia Ayrıca, yukarıdaki adresın yazılı olduğu sayfanın bir köşesine de "Pope's Hill" diye bir başka isinı karalanmıştı... 1915'in defterini izleyen bu defterdeki Latin harfleriyle yazılı bu isim ve adres, beni meraklandırmıştı. Günler boyu bu isme anlam vermeye çalıştım, ama her varsayımda açık bir köşe kalıyordu. 1915 defterinin çevirisi bu sıralarda imdada yetişti; 22 Ağustos 1915 ğünü notları arasında şöyle bir ifade buldum: "Bir zabit ve 20 nefer esir edildi. Zabit ifade vermekten katiyen istinkâf etti..." Anlaşılan, bu yakalanan subay ve adamları Anafartalar Grubu Kurmay Başkanı Bnb. İzzettin'in karşısına getirilmiş ve onun tarafından sorgulanmıştı. Ancak, isimleri not etmeye gelince, Latin alfabesiyle isimleri yazamayacak olan Bnb. İzzettin, defteri kalemi bu Avustralyalı subaya uzatmış ve "Kendin yaz..." demiş olmalıydı. Eğer olay gerçekten böyle olmuşsa, Nettleton adlı subay ve adamlarının savaş esiri olarak esir kamplarından birine gönderilmiş olması gerekirdi. Büyük bir olasılıkla da ülkelerıne sağ ve salim dönmüşlerdi. Böylece, başlı başına ilginç bir hikâye çıkıyordu ortaya... Bu yorumdan yola çıkarak bir işe giriştik: Defterin bu sayfalarının birebir resimleri ile 1915 giinlüğünde yer alan bazı önemli günlerden seçmelerle bir broşür hazırlayacak ve bunları 199()'ın 25 Nisan günü yapılacak Anzak Törenleri sırasında dağıtacaktık. Broşürümüzde, Nettleton'dan da "esir subay" diye söz etmiştik... Belki, tören için gelen ziyaretçi kalabalığı arasından bu ismi tanıyan biri çıkabilirdi. 3000 tane basılan bu broşür, tören günü Gelibolu Yarımadası'nda adeta kapışıldı... Ama kimseden ses çıkmadı, bir "geri dönüş" almadık... HALUK ORAL'DAKİ MATARA Aradan bir 34 yıl daha geçti... Bir dostumla Gelibolu üzerine sohbet ederken, onun, Haluk Oral isminde bir üniversite öğretim üyesi tanıdığını ve bu kişinin de Çanakkale Savaşı ile ilgilendiğini öğrendim. Telefonunu aldığım bu kişiyi birkaç gün sonra aradım. Haluk Oral, telefonda bir ara, bir Anzac teğmenine ait bir matara hakkındaki çalışmasından sözetti. Laf olsun diye sormuştum o an bu teğmenin kim olduğunu... Ama, Haluk Oral, "B.P. Nettleton..." dediğinde bir anda havaya sıçradığımı hatırlıyorum... Kulaklarıma inanamamış, bir kere daha tekrarlatmıştım bu adı: "B.P. Nettleton..." Haluk Oral'ın adresini alıp evinin zilini çalmamın arasında en fazla yarım saat geçmişti. Kendimi saniyeler sonra o mataranın durduğu camlı dolabın önünde buldum. Yaklaşık 15 yıldır zihnimin bir köşesini işgal eden hiç tanımadığım bir düşman subayına ait en somut şey karşımda duruyordu: Teğmen B.P. Nettleton'un, üzerinde ismi ve bağlı olduğu birliğin adı işlenmiş küçük yassı matarası... Bu matara, ilk sayfasına ismini ve adresini yazdığı 0 not defterinden daha kişiselmiş gibi geldi bana. Standart subay teçhizatının bir parçası olmadığına göre büyük bir olasılıkla bir yakını veya dostunun hediye ettiği bir eşya olmalıydı. Belki de kardeşi Daniel, Sydney'den gemiye binerken vermişti ona bunu; kim bilir? 10 YIL SONRA Aradan 10 yıl geçti. İnternet hayatımıza iyice girmişti. Bir gece, evimdeki bilgisayarda, arama motorlarına "Gallipoli", "Anzac", "Dardanelle" gibi isimler yazarak arama yaparken karşıma bir web sitesi çıktı: www.anzacs.org... Bryn Dolan ve John Meyers adlı iki Avustralyalı genç araştırmacının yarattığı F1ELD SERVICE. AYNI ANDA VURULDULAR GÖZDEN KAÇAN AYRINTI İşte tam bu sırada, İzzettin Çalışlar'dan bir haber aldım. Teğmen'in isim ve adresi ile adamlarının listesinin yazılı olduğu defteri gösterdiği bir eski yazı uzmanı, defterin başka bir köşesinde Bnb. İzzettin tarafından yazılmış bir not bulmuştu. Bu not, bütün düğümü bir anda çözdü: "14 Teşrinievvel 1332 (27 Ekim 1916)... Bu senenin hatıratmı Arıburnu'nda İngilizlerden almmış bir defter içine kaydediyorum..." Yani, Bnb. İzzettin, Çanakkale cephesinde savaşırken bir düşman askerinin üzerinden alınmış olan bu defteri, 27 Ekim 1916 28 Şubat 1917 arası notlarını yazmak için kullanmıştı. Eski yazı okuyamadığımız için bizi yanıltan, Çanakkale Savaşı günlerini içeren iki defterin birbirini izlediğini sanrna944/14 23 Nisan 2005 vm Solda Nettleton'un ölüm raporu, sağda askerliğe başvuru formu. \fM ,» w,l * » • •• • = « Haluk Oral'ın izlediği ipuçları, Teğmen Nettleton'un vurulduktan sonra Türkler tarafından gömüldüğünü gösteriyordu. Mezarının, Avustralya kayıtlarında bilinmiyor olması da bunu doğruluyordu. Bryn Dolan'ın bana gönderdiği belgeler, onun, meslektaşı Bnb. Reid ile aynı anda, yanlarına düşen bir top mermisiyle öldüklerini göstermişti. Demek ki, düştüğü yer de onu bulanlar, silahı, teçhizatı ve mata rasıyla birlikte bütün eşyasmı alıp bir kö şeye gömmüş olmalıydılar. Defter de, bı kişilerden biri tarafından, incelemesi içir Bnb. İzzettin'e verilmişti. O da bunu dahî sonra günlük tutmada kullanmıştı. Zater Bnb. İzzettin de düştüğü notta bunu vur guluyordu: " Anburnu'nda İngiliz lerden alınmış bir defter....." İzzettin, del ter sahibinin bir İngiliz olmadığından bilı haberdar değildi..