Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
açlar ve karanlık noktalar llaç şirketleri, klinik deneylerin tüm sonuçlarım yayımlamaya zorlanmalı. Aksi takdirde ürünleri hakkındaki gerçekleri ı • | ^ tkili, güvenli ve bağımlılık yap|H maz". Yeni nesil antidepresanların, J^ılk piyasaya siirüldüklerinde işte bu özellikleri laşıdıkları söylenmişti. Şimdiyse bu ilaçlar, hararetli bir tartıştnanın merkezinde duruyor. Bazı hasta ve doktorlar, antidepresanların etkinliğinin tartışılması ğerektiğini belirtiyor ve bu ilaçların intihar düşüncesini tetiklediğine ınanıyor. Üretici şırketlerin de ıçinde bulunduğu bir kesimse, ilaçların bugüne kadar mılyonlarca insanı tedavi ettiğini örnek gösteriyor ve piyasadan çekmenin yarardan çok zarar getireceğini vurguluyor. GüncelTıp Dr. Mustafa Çetiner p !• Okul öncesi eğitimde ailenin rolü Ingiliz budunbilimci Bronislaw Malinowski, ılkel ve anaerkil bir toplum olan Trobriand yerlilerinin cinsel yaşamlarını incelediği 1929 tarihli "The sexual life ofSavages" isimliyapıtında, onların cinsellik anlayışını şöyle tanımlıyor. "Çocuğun özgürlük ve bağımsızlığı cinsel alana da ulaşmaktadır. Çocuklar, ilkin, erginlerin cinsel yaşamını görüp bir sürü şey öğrenmektedirler... ilişkiyi seyreden çocuğa yalnızca biraz çıkışılmakta, kafasını hasırın altına sokması istenmekteymiş". Bu "anlaşılmaz" cinsel anlayışın tam tersi de bir o kadar "anlaşılmazdır" aslında. Ûrneğin, ataerkil ve buyurgan topluluklarda, cinsel yaşamı yadsıma ve baskı altına alma eğilimleri vardır ve "anlaşılmaz'dır. Cinsellik hakkında toplumsal değerlerin büyük (arklılıklar göstermesi, anne babaları, çocuklarının cinsel eğitimlerinde ciddi anlamda zorlayan bir etmendir. YÛZDE 6 ÖLÜM! Hemminkı ve Oxford Üniversitesi'nden Klim McPherson ise geçen hafta, hormon replasman tedavisinin etkilerinin de aynı şekilde gösterildiğini duyurdu. Hunların arasında en çok kaygı verense, hükümetlerin ve sivıl kuruluşların bu duruma razı olmaları. İnsana aıt albümin çözeltisinin etkileriyle ilgili yapılan bir araştırmaya verılen resmi tepkileri haürlayalım. Bu, insanı yenıden canlandıran sıvı 50 yıldan beri kullanılıyor olmuş olsa da ölümcül yanıyla ilgili güvenilir veriler sunan geniş çaplı hiçbir klinik deney yapılmamıştı. Yayımlanmış ve yayımlanmamış tüm deneyler ilk kez 1998'de gözden geçirildiğindey ANNEBABA TUTUMLARI VİETNAM'DAN FAZLA ÖLÜM Aslında, elimizde ilacın piyasaya siirülmesine ilişkin yeterince bilgi olsaydı, hangi tarafın haklı olduğuna karar verebilirdik. Ancak bu bilgiler yok. İnanılması güç ama, kanunlara göre şirketler, lisansı alınmış ılaçlarla ilgili araştırma bulgularını açıklamak zorunda değiller. Dahası bilim adamları, doktorlar ve sivil örgütlerin, bu ilaçlara lisans veren kurumları da sorgulamaya hakları yok. Sorun çok ciddi, çünkü bir klinik araştırmasının sonuçlarının gizlenmesi ölümcül olabilir ve aleyhte kullanımı köriikleyebilir. Kalp krizi geçiren hastalara yıllarca, ritim bozukluğunu önleyici ilaçlar verildi. 1990'dan itibarense, satışlarından neredeyse 10 yıl sonra bu ilaçların, her yıl Vietnam'daki savaştan daha çok Amerikalıyı ö'ldürdükleri görüldü. Eğer, ilaçların ölümcül olabileceğine dair kanıtlar daha önceden açıklanmış olsaydı facia önlenebilirdi. Klinik deneylerinin istenildiği gibi açıklanması uzun süredir büyük bir sorun. 1980'de Finli bir araştırmacı olan Elina Hemminki, lisans başvurusunda bulunan, ancak raporlarında yan etkiye sahip olduğu belirtilen ilaçların araştırmalarının, diğerleri gibi hemen açıklanmadığına dikkat çekmişti. 20 yıl sonraysa bu kez İsveçli Hans Melander, antidepresanlar hakkında hem yayımlanan hem de şirketin ilaç düzenleyici kurumlara sundukları raporları inceledi. Melander, şirketlerin ilacı olduğundan daha iyi göstermeye çalıstıklarını gördü. Çocuğun cinsel eğitimi, aile içinde olduğu kadar, aile dışı ortam ile de dehnden ilişkilidir. Bununla beraber özellikle ilk 6yaş için cinsel eğitimin "aile içi" ile sınırlı olduğunu ileri sürmek yanlış olmaz. Psikolog Nilay Torbalı, yelişkinlerin "çocuk cinsel eğitimi" sürecinde farklı kimlikler sergileyebildiklerine dikkat çekiyor. Bu kimliklerin en belirgini "sen küçüksün, aklın ermez" tutumudur. Bu kişiler aslında "cinsel eğitim" vermekten kaçarak olumsuz bir "cinsel eğitim" modeli sergilediklerinden habersizdirler. Cinsellikle ilgili hiç konuşmamak, cinselliğin tabu olduğu, tartışılmaması gerektiği, lıatta gizli ve kölü bir şey olduğu mesajını içerir. Ikinci grup yetişkin, utanıp sıkılarak bir şeyler anlatmaya çalışır. Üçüncü grup ise "sormak istediğinde yanıma gel" mesajı verip "çocuğum bana bir şey sormadı ki" diyen gruptur. Bu davranış modellerinin hiç birisi uygun değildir ve doğru tutum ve davranış modelinin belirlenmesi, çocukların cinsel gelişim süreçleri hakkında doğru bilgi sahibi olunması ile mümkün olabilmektedir. Psikolog Nilay Torbalı, çocuğun tuvalet alışkanlığının başladığı 1.53 yaş arası dönemi, cinsel organından alabileceği zevki de keşfetmeye başladığı dönem olarak tanımlıyor. Özellikle tuvalet sonrası temizlenme aşaması bu bölgelere dikkatin yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Çocuk, aldığı zevkin devamını sağlamak için cinsel organıyla oynamaya yani mastürbasyona başlayabilir. Unutulmamalıdır ki, bu yaş grubunda mastürbasyon doğal bir davranıştır ve 6 yaş öncesi dönemde çok sık rastlanan bir durumdur. Sorun olan çocuğun mastürbasyon yapması değil, mastürbasyonu bir "çatışma veya duygusal bir sorun" nedeniyle yapıyor olmasıdır. Eğer çocuk mastürbasyon yapmayı, oyun oynama, sohbet veya gezinti gibi sosyal aktivitelere tercih ediyorsa o zaman anne babalann bu davranışı önemseyip danışmanlık almaları uygun olabilir. se, albüminin, verildiği hastaların yüzde 6'sını öldürebileceği tespit edildi. Ayrıca, incelemeleri yapan ekip, "düzenleme kurulları sistemli bir şekilde verileri gözden geçirseydi bu ölüm riski 50 yıl önce saptanabilirdi" sonucuna vardı. Buradan 3 önemli ders alınması gerek. Birincisi, ilaçların, ölüm gibi yaratabileceği önemli sonuçları araştırmayan şirketlere yalnızca geçici lisans verilmeli. İkincisi, arka arkaya yapılan klinik deneylerinin sonuçları toplanarak düzenli bir şekilde incelenmeli. Sonuncusuysa, klinik deneylerin yanlı açıklandığı saptanırsa bunlar kanunen yasaklanmalıdır. Iain Chalmers'den özet Bilge Eser Kaynak: New Scientist, 6 Mart 2004 892/15 24 Nisan 2004 Nilay Torbalı, 3 yaşından sonraki dönemi ise kız ve erkek arasındaki farklılıkların merak edilmeye başladığı dönem olarak adlandırıyor. Çocuklar bu süreçte anne babalarını tuvalette veya yıkanırken izlemeye çalışırlar. "Tuvalet kapısı gözleme dönemi" olarak da bilinen bu dönem, çocukların bilgilenmeye gereksinimleri olduğu birzaman dilimidir. Bu dönemde çocukların anne babaları ile banyo veya tuvalete girmelerinin yararlı olabileceğine inanılmaktadır. Cinsellik veya cinsel organlar ayıp, utanılacak veya kaçınılacak bir şey olmadığından bu konuda doğal ve rahat davranmak doğrudur. Ancak 56 yaşından sonra örtünmeye başlamak, birlikte banyoya girişleri azaltmak ve eşler arası cinsel davranışlara sınırlar koymak önemlidir. Doğru davranış biçimleri gerekli bilgilendirme ile birleştiğinde çocuğun merakının kısa sürede tatmin edildiği görülecektir. Anne babalann en büyük korkuları "soruların peşine daha zor soruların gelebileceği" kaygısıdır. Oysa bu endişeler yersizdir. Çünkü çocuklar soruları hazmederek sorarlar ve sorular hızla ve birbiri arkasına gelmez. Bu tür ailelerin tersine, kimileri daha çocuk hazır olmadan, ona fazla gelebilecek bilgiler vermek konusunda ısrarcıdırlar. Bu tavrın da hatalı olduğu bilinmelidir. Psikolog Torbalı, cinsel eğitimde dengenin kurulması için kullanılabilecek tek ölçütün "annebabanın sağduyusu'olduğunun altını çizmektedir. Bu sağduyunun kazanılması ise öğrenme, zaman ayırma ve sevgi ile sağlanabilir. Wilhelm Reich )n dediği gibi "sevgi çalışma ve bilgi yaşamımızın gerçek kaynaklarıdır. Dolayısı ile yaşamı onların yönetmesi gereklidir". cetiner. m@superonline. com ÖNERİVEUYARILAR