05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Baş boyun kanserine gen tedavSsi Dünyada ilk kez, bir gen tedavi yöntemi yetkili kurumlarca onaylandı. Çin'de, klinik denemelerinde umut verici sonuçlara ulaşılmasının ardından, başboyun kanserinde genetik tedavi uygulamaya kondu. "Gendicine" adlı tedavi, Çin Şenzen'deki SiBiono GeneTech şirkctince ocak ayında başlatüacak. Tedavi, p53 adlı genı taşıyan bir adenovinıs ıle yapılıyor. P 53 geni, hücreler ölmek üzere olduklannda, bunlarırı karıser hucreleri haline donüşmesine engel olan ve intihar etmelerini sağlayan bir proteini harekete geçirir, Birçok tumor, mutasyondan veya p53 geninin etkisizleştirilmesinin ardından ortaya çıkar. SiBiono, tedaviyi başboyun kanserinde denemeye karar verdi, çunku p53'ün bu tumorlerin yüzde 60'ını ıyüeştirdigi biliniyordu. Ayrıca bu kanser türü Çin'de de oldukça yaygm. Gerçekleştirüen en büyuk klinik deneyde, 120 kanser hastasının bir kısmına yalnızca radyoterapi, diğer kısmına ise radyoterapiyle birlikte Gendicine uygulandı. 8 hafta boyunca haftada bir kez, p53 taşıyan virusler dogrudan tümörlere gönderildi. Gendicine verilen hastaların yuzde 64'unde birincil tumorlerin tamamının gerilediği saptandı. Bu oran, yalnızca radyoterapi uygulandıgında alınan sonuçlardan 3 kat daha yüksektı. Şirketin kurucusu Zhaohui Peng, virusün diger kanser turlerine karşı da etküi olmasını umuyor. "Iedavinin tek yan etkisi, hastalann üçte ikisinde yaşanan ateş. Geçen yıl Fransa'da uygulanan bir başka gen terapisiyse, iki çocukta losemı saptanması uzerine durdurulmuştu. Kaliforniya Üniversitesi'nden French Andenon, Çin'deki şirketin kullandıgı adenovirüsun, Batı ülkelerinde geliştirilen gen taşıma sistemlerınden daha "basıt" oldugunu, ancak kimı zaman basitliğin daha çok yarar getirdiğini soyluyor. Peng, tek bir dozun yaklaşık 360 dolar tuttugunu vo her doktor tarafindan kolaylıkla uygulanabilecegini soyluyor (New Scientist, 29 Kasım 2003). Gen terapisinin, özellikle de böyle küçük bir denemeden sonra hastalara uygulanmasmm henuz erken oldugunu savunun Batılı araştırmacılardan Gendicine'e büyük tepki gelmesi de beklenmiyor degü. Çin ise, risk almanın, her yıl görülen 300 bin yeni baş boyun kanseri vakası karşısmda gerekli olduğuna ınanıyor. . AKP ve Bilim AKP'nin bilimle, teknoloji üretimiyle ilgisi ne? Biryılı aşkın zamandır iktidardalar. Bu soruyu düzgün olarak yamtlayabilmenin tekyolu, bu geçen zaman içinde pratikte bu alanda neler yapüklarma veya yapmadıklarma bakmaktır. Parti programlannda bilim de vardır, teknolojide. TÜBtTAK şemsiyesi altmda yapılan öngörii çahşmalanndan çıkan sonuçlardan önemli bir kısmı bu programda yer aiır. Ama, iktidar olduklannda açıkladıklan hükümet programlarmın hiç birinde bilim ve teknoloji için hiç bir şey yoktur. Artıkadet oldu, partilerin bilimle ilişkili kişileri "bu önemlidir" diyerek programlarına bilimle ilgili güzel sözler sokuşturuyor. Tabii, ülkemizde programlarm hiç bir bağlayıcı yönü yok. Programda bilim makyajmm bulunmasmın ne zaran var? AKP'nin ciddi bir bilim, bilimsel öğretim ve teknoloji üretimi vizyonunu iktidarda yansıtmasını beklemekpek de mümkün değil. Çünkü böyle bir vizyon, birinci olarak ülkenin bilimsel ve teknolojik tarihiyle de yakından ilişkilidir. Yani bu bir tarihsel kültürel bilinç konusudur. Ülke geçmişinden beynine somut olarak yansıyan hiç bir birikim yoksa, bu vizyonu edinmeye kültürün zaten izin vermez. Ikinci olarak, bilim ve teknoloji bilinci, uzun vadeli düşünme ve geleceğe yatırım yapma siyaset alışkanlığı veya kültürü ile de ilişkilidir. Ülkemizde siyasi kültürün bu konudaki negatif birikimi, bir bilimsel ve teknolojik vizyon oluşturmayı olanaksız kılar. Çünkü bilim ve teknoloji, orta ve uzun vadeli düşünmeyi ve yatınmı gerektirir. Üçiincü olarak, bilimsel düşünme, başh başma bir yetişmişlik, eğitilmişlik gerektirir. Olaylarm, olgulann içine nüfuz edebilmenin, olayları doğruya yakm algılayabilmenin yöntemidir, bilimsel düşünme. Ülkemizde, bırakın siyasetçiyi, AKP'lileri, bilimciler arasmda biîe, bilimsel tutumunu kısa vadeli siyasetlere kurban etmek, yaygm değil midir? Dördüncü olarak, bizim liderler, herşeyi en iyi bilir. Kaialannm basmadığı konulara yabancı durur. Kendi dünyalan dışma çıkmaları çok çok zordur. 50 yıl boyunca aynı şeyleri savunabilir ve siyaset de bu sanırlar. *** Konuya AKP ve bilim diye girdik, ama bilimsiyaset ilişkisi, kültürü içine daldık. AKP'nin genel parti programını çöpe atalım ve iktidarına bakahm. AKP iktidarı herşeyi ele geçirme mantığı üzerine kurulu bir iktidar sergiliyor. Bilim ve kurumlan da AKP için "ele geçirilecek şeylerden"dir sadece. YÖK tasarısıyla üniversitelere yaklaşımlan da özünde böyle oldu. Üniversitelerde kendi belirledikleri, istedikleri bir siyasal düzeni, yapıyı kurma güdüsü ön planda seyretti. îlköğretim ve ortaöğretimle ilgili planlannda da hep kendi ideolojik siyasal görüşleri baskmdı. Eğitimin bilimsel içeriğini iyileştirmeye ve bu anlamda çocuklarımızm yaratıcıhklarını, özgür düşünme yetilerini güçlendirmeye yönelik, herhangi bir unsur anımsayan var mı? TÜBİTAK'a da yaklaşımlan, ilk andan itibaren böyle oldu. Iktidara geldikleri andan itibaren bu kurumla hiç bir ilişki kurmadılar. Tek bakışlan, "oraya kendi adamlannı yerleştirmek" oldu. Yahu TÜBİTAK iktidarlarm bilim politikalarma yardımcı olmak için var! Ceçenlerde aklı başmda bilim insanlarmdan ikisi ile konuşurken, baktım AKP'nin örneğin TÜBİTAK "şeyini" de "ele geçirme" operasyonunu "bilim adma" olumlu görüyordu. Hele bir tanesinin "iktidarm kendi adamlarıyla çalışma hakkıyokmu" demezmi? Konuya böyle bakılırsa, tartışacak hiç bir şey kalmıyor ortada tabii. Niye illa "kendi adamlan" ile? Kim bu "kendi" adamlan? Kendi adamlannda kıstaslar ne? Niye, işi en iyi yapabilecek insanlarla, niye bilim ve teknoloji birikimleriyle değil de "kendi" adamlarıyla? AKP'nin TÜBİTAK ile ilişkili operasyonunu vicdani olarak mazur gösterecek tek şey, bu kurumun, iktidarm bilim için öngördüklerini gerçekleştirmekte acizliğini göstermesiydi. Belki de gösterirdi, bilmiyoruz; ama ortada AKP'nin böyle bir programı ve isteğiyoktul Gelecek Cumartesi konuyu sürdüreceğiz, sağlıkla kalın... Program hatalannı otomatik olarak buluyor Almanya'daki Saarland Universitesi bilim adamlan bilgisayar programlarındaki hataları saptayan tam otomatik bir hizmet geliştirdi. "Igor'"dan yararlanmak isteyenler programlanru özel olarak duzenlenmiş bir web sayfasına yükleyebilecekler (www.st.cs.unisb.de/askigor). Igor, programın girişinden hemen sonra hatanın kaynağını bularak birkaç dakika içinde epostayla sonucu gonderıyor. Hata arayışı için Igor, hataların deneysel olarak saptanmasına izin verecek şekilde gelistirilen 'Delta Debugging" yönteminden yararlaruyor. Işlem sırasında işlevsel ve hatalı ıkı program karşılaştınlmakta. Sayısız testler ve sistematik arama sayesinde program farklılıklan dolayısıyla da asıl programlama hatalannı buluyor. Mart 2003'e kadar yüklenen 150 programdan uçte ikısı başanyla kontrol edilmiş. Hâlihazırdaki sonuçlan henuz yeterli bulmayan büim adamlan, lgor'un en az 1000 programı başanyla kontrol etmesi halinde sistemin guvenirliği oldugunun kabul edıleceğinı bildirdiler. obursali@cumhurıyet com.tr CBT Internet adresi: Camhuriyet BİLIMTEKNÎK • No: 878 17 Ocak 2004 tmtıyaz sahıbı:Yedi Mayıs Haber Ajansı Baaın ve Yayıncılık A.Ş. adına llhan Selçuk . Genel Yayın Müdürü: îbrahimYıldız Yayın Daıuşmanı: Orhan Bursalı • Soruırüu Mudur: Mehmet Sncu Gorsel Yonetmen: Tüles Hasdemir • Baskı:Basın Yatınm Sanayii ve Ticaret A.Ş. Esenboğa Yolu Akşam Tesisleri Ankara Idajre Merkezi ve Yazısma adresi: Turk Ocağı Cad No: 39/41 Cağaloğlu, 34334 tstanbul. Tel: (212) 512 05 05 • Faks: 0212813 85 95. • Merkeı Reklam 878/3
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear