Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
sağlık Uçuk gerçekten çağm illeti mi? Cınsel ilışki yoluyla geçen hastahklar genellıkle basında büyükyant uyandınr. Çok ender ölümcül bir etki yaratan uçuk da bu tür hastalıklar arasmda yer ahyor. Bu nedenle geçen yıl Cannes'da gerçekleşürüen bir toplanüda hastahğa yol açan HSV2 (herpes sımplex virüs tıp 2) virüsünü taşıyanlann sayısının son yirmi yol içinde üç kat artüğı belırüldığinde bu haber basına bir veba salgınıymışçasma yansıdı ve yeryehnden oynadı Birsüre önce Fas'ta yapuan konferansta bu konu yenıden gündeme geldi. Aynı uzmanlar ABDde her beş kişiden bırinin, Avrupa'da ıse her on kişiden birinin söz konusu virüsü taşıdığma dikkat çekerek buna engel olacak ilaçlann daha yaygın bir biçimde kullanüması ve daha etkili taru yöntemlerinın geliştırilmesı çağnsında bulundular. Konferanstan sonra piyasaya sunulan yenı bir test ile uzmanlann ısteğı bir ölçüde yerıne geürılmış oldu. Söz konusu test sayesinde vıriısün saptanması ve sağaltımı aruk çok daha kolay olacaktı. Gelgelelım olaya kuşkuyla yaklaşan bir kesım özellıkle de ılaç şırketlerı tarafmdan desteklenen bu kampanyanın yanılücı olduğunu öne surüyor. HSV2 ve ender olarak da HSV1 vırüsünün bulaştığı tdşüerin yaklaşıkyüzde 20'sınm cmsel organ ve ağızlannda kabarcıklar oluşuyor. Hamılehk ve bebeklık dönenvnde çok ender olarak ciddı sorunlara yol açabılen bu virüsler geriye kalan çoğunlukta herhangı bir hastahğa neden olmuyor. Bu kişüerm ılaç kullanmalan gereknvyor. Dahası, bu virüsü ömür boyu taşıyacaklannı bilmek onlan ruhsal açıdan olumsuz ethlıyor Test ve ılaçlara karşı olanlar boylesi bir gırışımm uçuğun çağımızm cınsel felaketı biçımmde ' 'pazarlanması'' amacıyla başlatüan kampanyanın bırparçası olduğunu ılerı sürüyorlar. Son günlerde uçuk konusunda kopanlan yaygaranın Amenkan kökenlı GlaxoWellcome ılaç şirketınm desteğıyle varlığmı sürdüren Uluslararası Uçuk Yönetım Forumu tarafmdan köruklendığı belırülıyor Forum uyelermden Richard Whitley cınsel organlarda görülen uçuklann son yıllarda behrgm bir oranda arttığına, virüsü taşıyanlann yalnızca yüzde 20'smde hastalık belırülerme rastlanmakla birlikte bunlann dörtte bırınin hekıme başvurduğuna ve ılaç aldıklanna dikkat çekıyor. Cınsel organlarda belıren uçuklarda son günlerde kayda değer bir artış gönıldüğü yönunde oldukça somut kanıtlar var. Uçuğa yol açan vırus hmılen ıçm bellı risklen de beraberınde getiriyor Virüsü hamılehk dönenvnde alan kadınlar bunun çok daha nıtelıklı bir türünü çocuklanna geçırebılırler. Vırustcn kaynaklanan uçuklar bireym HIV vırüsüne karşı daha duyarlı olmasma da yol açabiliyor Gelıştınlen yenı testın HSV2 vırusunu birkaç dakika içmde saptadığı, bunun dünya çapmda uygulanması durumunda "herpes simplex" hastahğından ölen bebeklenn sayısmda büyük bir azalma olacağı belırülıyor. Ne var ki, Ingütere'nin onde gelen cınsel sağhk uzmanlan Amenkalı meslektaşlannın testın yaygın bir biçimde kutianüması konusunda bu denlı ıstekli davranmalanndan huzursuz oluyorlar ve testın yalnızca hekim gözeuminden geçen hastalarda uygulanması gerektığine dikkat çekiyorlar. Kimüerı uçuğa en iyi çözümün aşı olduğunu öne sürüyor. Önümuzdeh 10 yıl içmde bir aşının üreülmsı durumunda ılaç kullanımmın gıderek azalacağına manılıyor. Rıta Urgan NS. X: lerde bulunmuyor. Sancar ve meslektaşı Yasuhid Miyamoto 1997'de yfarelerin gözlerırun krıptokromlarla dolu oldugunu belirterek memeülerde de bu molekülün varhgına dikkat çektiler. Kasım ayında "Cell" dergistnde yayımlanan bir makalede kriptokromdan yoksmı meyve sıneklerinın beden saatlerinı gerektigı gıbi ayarlayamadıkları belirtiliyordu. Sancar ve Takahashi'nın aynı tarihte "Science" dergisınde yayımlanan makalelennde kriptokrom genlerinden biri olmayan bir farenın ışıga daha duyarlı oldugu bildiriliyordu. Öyleyse sırkadyen saatı ayarlayan hangısı: Opsin mi, yoksa kriptokrom mu? Bu sorunun yanıtı belırsız olmakla birlikte son derece incelikli: Canlılarda bu işlevi yerıne getiren birden çok molekül olabilir. Kimi canlılarda bir dizi saat oldugu artık biliniyor. Bu yıllardır hayvanlarda tüm dokulann uyumunu saglamak üzere bedenın her yanına sinyaller gönderen yalnızca bir ya da birkaç zaman göstergesı olduğuna inanan ritim araştırmacüarı için oldukça şaşırtıcı bir bulgu. Ornegın, memelilerin beyinlerındeki "suprakiyazmık" çekirdek adı verilen bölgede her gun gozler tarafmdan ayarlanan bedenin ana saatinin yer aldıgı savunuluyordu, nızca ışıgın tutuldugu yerde ayarlanabildigini ortaya koymasından kaynaklanıyor. Deneyde bir memelinın suprakiyazmatik çekirdegine ışık tutulmakla birlikte, bu dokudaki saatlerde hiçbir degişıklık meydana gelmedıgine tanık olundu. Sinekler üzerinde gerçekleştırüen deneylerde ortaya çıkan bir başka temel fark ıse saatlerin yalnızca ışıgın tutuldugu yerde ayarlanmasıydı Bugüne dek kimse bir sinegin "dizine" rnınık bir ışık tutmakla bedenın her yerine sinyaller gidecegıni ve genıl bir uyum saglanacagını kanıtlamadı. Ancak Campbell, ışıgın kandakı kimi kımyasalların düzeyinde bir değişiklik yaratması durumunda, memelılerde sistemli bir saat ayarlamasının kolaylıkla saglanacagına inanıyor. Ote yandan, Takahashı, Foster ve çok sayıda bılim adamı bu görüşe kuşkuyla yaklaşıyor ve nitrik oksit gıbı bir kimyasalın beyne sinyaller gönderebüecek denli uzun omurlu olmadıgına dikkat çekıyorlar. Ancak onlara gore dız kuramımn en onemli sorunu memelilerin goze gereksindiklerı goruşüne ayhrı olmasından kaynaklanıyor. Campbell'in bulgulan gözleri görmeyen insanlann biyolojık saatlennm genelde uyum saglayamadıgı ve sonuçta uyku bozukluklanna neden oldugu görüşüne de ters duşuyor. Kuşkusuz piyasa laboratuvarlardan çok daha farklı bir yol izliyor. Şirketler diz için bir gece lambası uretme konusunda şımdıden kolları sıvadılar ve Campbell de bu şırketlerden birinde çalışıyor. Beden saatini ayarlamak isteyenlerın bir haylı yuksek oldugu duşunüldugünde bu konuda yaşanan telaşa şaşmamak gerekır. Gözlere tutulacak parlak ışıgın beden saatlerıni yenıden ayarlayacagı dogru, ama genelde hıç kımse floresan bir ışıga bakmak ıçm gecenin ortasında uyanmaya yanaşmıyor. Gece vardiyasmda çalışanlar ıse gozlerini rahatsız eden ışıktan kaçmmak için ellerinden gelenı yapıyorlar. Diz ışıgının tüm bu sorunlara çözüm getirecegı belırtılıyor. Ote yandan geçtigimız yıl meyve sineklerinin tepe den tırnaga saatlerle donatıldıgını ortaya koyan Steve Kay de bu konuda oldukça ümitlı gorünüyor ve "Insanlara gerçekten yararh olabilecek bir şey ıle karşı karşıyayız" diyor. Rita Urgan Kaynak: New Scientıst, 26 Kasım 98 Her yan saat dolu Şaşırtıcı ilk bulgu geçtiğimız yıl Scripps Araştırma Enstitüsü'nden Steve Kay tarafmdan geldi. Kay'a gore meyve sineklerının bedenlerının her yerinde saatler vardı. Beynin yanı sıra kanat, gögüs, karın, bagırsak gibı bedenın farklı yerlerıne serpıştirilmış bu saatler beyin ve gözden bagımsız olarak kendi kendilerinı ayarlayabılıyorlardı. Derken Cenevre Üniversitesi'nden Ueli Schibler önderligindekı bir ekip memelilerin bedenlerinin de saatlerle donatılmış olduğunu ortaya koydu. Ayrıksı durum giderek kurala dönüşmeye başladı. Bedenın her yerıne yayümış bu saatlerın kendi kendilerinı ayarlayabilmelerı, dışandan bakıldıgında, Campbell'ın dız arkası senaryosunu desteklıyormuş gıbı gorulebilir. Ne var ki, boylesi bir goruş kimi sorunlan da beraberinde getiriyor. Öncelıkle, sinekler ve memelüer çok farklı üa tur. Bir başka sorun ise, deneylerın saatlerin yal 634/14