29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

SORUN Y A N I T L A Y A L I M BİLİM YAYIN Kan grupları neye göre oluşmuştur? Manisa'dan İbrahim Ormancı'nın sorusu şöyle: Kan grupları neye göre oluşmuştur? Bu soruyu İstanbul Üniversitesi Deneysel Tıp Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Tuncay Altuğ şöyle yanıtladı: Insanda saptanan kan grubu sistemlerinin sayısı oldukça fazla olmakla birlikte günlük yaşamda bunlardan ikisi, yani A. B. 0. ve Rh sistemleri önemlidir. A. B. 0. kan grubu" sisteminin varlığı ilk kez 1900 yılında Landsteıner tarafından saptanmıştır. Landsteiner, farklı insanların alyuvarlarında farklı antigenlerin varlığından şüphelendi. Bazı insanların alyuvarları bazı insanlartn serumu ile bir araya getirildiğinde alyuvarların kümeler oiuşturduğunu gördü. Bazı karışımlarda ıse alyuvarlar düzgün bir şekilde serumun içinde dağılmaktaydı. Serum ve alyuvarların bu özelliklerıne göre insanlar 4 Fenotipe ayrıldılar Daha sonra yapılan araştırmalarda bu farkların Mendel kalıtım kurallarına uygun kalıtım gösteren allel genlerin dağılımı sonucu meydana geldiği saptandı. Bu üç genin, (IA IB 10) farklı dağılımı sonucu, ortaya farklı fenotiplere sahip kişiler çıkıyordu. Genler canlılarda genellikle iki tane olarak bulunur. Bunlardan biri anneden biri babadan gelir. Kişinin A kan grubunun olması ya IA lA'ya da IA 10 genlerini, B kan grubu olması da IB IB ya da IB 10 genlerini almalarıyla mümkündür. Bu durumun nedeni 10' ın IA ve IB'ye göre çekinik olmasındandır. Bunun sonucunda IA geni kendi proteinini, IB geni de yine kendi proteinini üretir. Ve bu proteinler deözel karbonhidratlar ile birleşerek alyuvarların zarlarına yerleşen antigenler halini alırlar. Bu antigenler de kişinin A. B. 0. sistemi açısından kan grubunu oluştururlar. Eğer bir insan ana ve babasından IA ve IB genlerini alırsa bu kişinin kan grubu AB olur. Bu olaya çifte baskınlık (kodominantlık) adı verilir. Bu gruplarda hem A geni hem de B geni proteinlerini üretirler Bir insanın 0 grubunda olması ise hem anasından • hem de babasından 10 geni almasıyla mümkündür. Bu kişilerde A. B 0. sistemi ile ilgili bir protein sentezlenmez. Yani bu açıdan bir antigenleri yoktur. Hatta bunun için de her gruba kan verebilirler. İnsanda önemli diğer bir kan grubu sistemi de RH'dir. Rh harfleri Macacus rhesus adlı maymunun adından kaynak lanmaktadır. Bu maymunun antigenlerine sahip olan kişilere Rh+, antigen bulunmayanlara RH denmektedir. Rh kalıtımı da Mendel kurallarına uygun aktanlır. RH+ geni RH genine baskındır. U Kim Korkar Matematikten matematikten Yağmur, niçin kafamızı delmiyor? Kırşehir'den Aysel Korucuoğlu'nun sorusu şöyle: Flziktekl serbest düşme kanununa göre, "Yeryüzünde, h kadar yüksekllkten bırakılan bir cisim, yerçeklml Ivmesl nedenlyle aşağıya doğru düzgün hızlanan bir hareket yapar. " Yağmur damlaları o kadar yüksekten geldlklerine göre, büyük bir hızla yere çarpmaları gerekir. Yanl bir yağmur damlası üzerimize düştüğünde blzl dellp geçmesi lazım. öyleyse neden yağmur bizl delip geçmiyor da üzerlmlzden süzülüyor? Bu soruyu Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'nden Doç. Dr. Ömür Akyüz yanıtlıyor: Evet, çok şanslıyız ki, nefes almamızı, yani yaşamamızı sağlayan hava, bizi yağmur damlalarının şerrinden de kcrumaktadır. Damlacıklar küçük de olsalar kendi kendilerine paraşüt görevi yaparak, hava direncinin etkılemesiyle hızlanmaları belli bir hızdan sonra durur. Hava direnci yaklaşık olarak hızın karesiyle orantılı olarak arttığından, bu son hıza erişmek oldukça kısa sürer. Yerçekimi ve meşrubat Kıbrıs'fan Ali Alnar'ın sorusu şöyle: Yerçekiminin olmadığı bir yerde şlşe Içlndekl meşrubat nasıl durur? Sorunuzu, Doç. Dr. ömür Akyüz yanıtlıyor: Bir bardak su üstüne çok dikkatli ve yavaş olarak irice bir iğne koyun; iğne batmayacaktır. Onu taşıyan, su yüzeyindekı moleküllerin birbirlerini, içerdekilerden daha sıkı olarak tutmalarından ortaya çıkan "yüzey gerilimi" kuvvetidir. Her sıvı eğer yerçekimi etkisi yoksa, belli bir hacmi sarmalayan en küçük yüzey olan bir küre şekline girer ve bunda oluşan yüzey gerilimiyle kendi kendini taşır. Kütlelerin çok küçük olması ve çekırdek etkileşmesinin kütle çekiminden çok çok daha şiddetli olması yüzünden, nötron ve protonlar, atom çekirdeklerinde neredeyse aynen bu şekilde dururlar. n Nazlf Tepedelenlioğlu. Bilim ve Sanat Yayınlan, Ankara. 1987. 111 s., 3,basım "Sanırım bozuk eğitim düzenimizden, özellikle orta öğretimimizden olacak, çoğumuz matematikten çekiniriz. Matematik bir zamanlar ortaokulda, lisede sınıf geçmek için ezberlemek zorunda kaldığımız bir takım formüller, denklemler kargaşasıdır bizim için... Matematik, birtakım formüller ve simgeler yığını mıdır gerçekten? Elbette hayır. Böyle düşünmek ormanı ağaçlarla hayvanların karışımından oluşmuş bir bulamaç gibi görmeye benzer." Kim Korkar Matematikten'e böyle başlamıs Nazif Tepedelenlioğlu. Ve matematiği ancak uzmanların anlayıp uğraştıkları bir formül yığını gibi görerilerin çoğunlukta olduğu bir toplumda, konuyu temel ilkelerinden başlayarak anlayıp sevmeyi kolaylaştıracak bir yapıt ortaya çıkarmış. Yazarın 'Bilim ve Sanat' dergisinde yayımlanmış yazılarından kalkarak gerçekleştirilen bu derleme, matematik konusunda fazla bir birikimi olmayan okurların bile izleyebileceği türden, matematik tarihi ile matematik bilmecelerini birleştiren, okuru matematiğin bazı temel konularında aydınlatırken düşündürmeyi de başaran ilginç bir yapıt. Ali Nesin'in kısa bir önsözle tanıttığı yapıtta, ilk olarak okurun konuya kolaylıkla girmesini sağlayacak ilginç bulgu ve problemler ele alınmış: Üçgenin gizemi, asal sayılar, Fermat'nın son t e o remi, vb. Bundan sonraki üç bölümde matematik tarihi, daha doğrusu matematiğin tarihsel gelişiminde önemli bazı konular işlenmekte. Matematiğin yaşamın içinden çıktığını vurgalayan yazar, Arap ve Hintlilerin matematiğin gelişimine katkılarını, daha sonra da matematiği Araplar'dan Avrupa'ya aktar makta önemli bir rol oynamış bulunan Leonardo Fibonacci'nin çalışmalarını, özellikle de Fibonacci dizısini inceliyor. "Pi'nin Öyküsü"nde dairenin çevresinin çapına olan oranının duyarlı bir biçimde hesaplanmasıyla, pi sayısının niteliğine ilişkin gelişmeler irdelenmekte. Yapıtın hemen hemen her bölümünde yer verilen matematik problemlerini daha ağırlıklı bir biçimde c'e alan iki bölümün ardından, "algoritma" kavramı ve çeşitli matematik dizileri incelenmekte. Yapıt son olarak, döneminin ünlü cerrahlarından, Freud'un dostu Wilhelm Fliess'in, 23 ve 28 rakamlarını çeçitli birleşimlerinden kalkarak doğada rastlanabılecek hemen hemen her olguyu açıklama çabalarına yer vermekte. Tepedelenlioğlu, Fliess'in bugün tümüyle saçma olarak nitelendirilecek bu nümerolojik çabalarıyla birlikte, aritmetik ve matematiğin bu yönde kullanımını da eleştirmekte. Daha ayrıntılı açıklama gerektiren kimi olgular bölüm sonlanndaki eklerde ele alınırken, problemlerin çözümleri de verilmekte. Yapıtın sonunda ele alınan konulara önemli katkıda bulunmuş bilim adamlarını tanıtan, kısa bir "Bilim Adamları Kılavuzu" da eklemiş. Kim Korkar Matematikten, matematiğin kitlelere tanıtılması ve sevdirilmesi konusunda çok az yayının bulunduğu bir ortamda değerli bir çalışma. Yapıtın kısa ve bölümlerin dergıde yayımlanan yazıların sırasına göre belirlenmiş olması, bu tür bir çalışmadan beklenecek bütünlük ve iç tutarlılığı bir ölçüde zorlamakta. Tepedelenlioğlu'nun, bu yapıtına genış okur kitlesınden gelecek olumlu tepkiyle daha kapsamlı ve bu tür pürüzlerin giderildiği yeni ürünler vereceğini umarız. f ] Hamşireler için aylık dergi sayı 1 Kasım 1987, 500 TL. Yayımlayanların kendi ifadeleri ile mesleki sorunlarına, önerilere ve yaklaşımlarına, hemşireleri ilgilendiren tıbbi gelişmelere, yeni ve pratik hasta bakım tekniklerine, eğitici yazılara ve sanatkültür yazılarına yer verecekleri bu aylık derginin en önemli özellıklerinden biri "hemşıreler için" oluşu. Sağlık alanında çalışan meslek gruplannın belki en kalabalığı olan hemşireliğin "ne olduğu" tartışmalanna da yer vereceği anlaşılan dergi hemşirelerin kimlik belirleme platformu olabilir. Sadece "doktor yardımcısı" ya da "direktif uygulayıcı" olmakla yetinmeyen, sağlık ekibi içindeki yerini net bir biçimde belirlemek işteyen hemşirelerin dergisinde sağlık Bilimlerinin yeri bu sayıda AIDS ile sınırlı. Nabız Geçen haftanın çözümleri Asimov'un "Dünyamızın Kaderl" kitabını kazanan 25 okuyucumuz. iatanbul: Hamdi Sezer, Bilge Kanıt, Akif Alatan.Güner Çiftlikli. Ankara: Izzet Salah, Necip Ateş, Mücahit Oral, Kudret Erte, Perçin Yatmaz. izmir: Sabriye Arda, Doğanay önal, Orhan aracı. Diyarbakır: Nurten Erdal, Figen Üte. Malatya: Muhsin Aydın. Kırklarall: özgün Oztürk. Kocaell: Mete Sunay. Esklşehlr: Oğuz Naim Karabulut. Foça: Olcay Aral. Edlrne: Muammer Çetinkaya. Sinop: Halil Can Gökmen. Antalya: Metin Kaya. Bolu: Seher Aktekin. Manlsa: Müzeyyen Arpacıoğlu. Elazığ: Gökcan Erus. Hangi sayı seçilmemiş? Birinci çözüm: 1 'den 9'a kadarki sayıların toplamı 45'tir. AB çizgisl ile belirtilen toplam Ise 14+10 + 4 + 1 2 40'tır. Dolayısıyla seçilmemiç sayı 5'tlr. Ikinci çözüm: Toplamın hanelerinin nihai toplamı ( 1 + 4 + 1 + 0 + 4 + 1 + 2 13, onun da hane toplamı 1 + 3 4)4'tür. 1 'den 9'a kadarki sayıların toplamı olan 45'in hanelerinin toplamı ise 4 + 5 9'dur. Dolayısıyla, seçilmemiş sayı 5'tir. Kazanan okuyucular Camll S. Türün, istanbul, Bllâl Çölgcçcn istanbul, Nllây Ş«rMl, Ankara. Hasan Ali Sucu, Ankara, 8«rv«t Bademkıran Diyarbakır. Yankı Yazgan'dan bir biimece Hey! Odada hırsız var! Seyirci kalmıştır. 6 aylık bir bebek olarak ne yapabilirdi ki? 16
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear