26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 SPOR GÜNDEMİ c 15 OCAK 2010 CUMA Altınordu Sihirbazı! NÜVİT TOKDEMİR Yerel yönetim ve çevreciler, erozyonun önlenmesi için bölgenin afet kapsamına alınmasını istiyor İzmir’de biz eğer, asırlık çınar olmuş kulüplerin yarınlara nasıl güvenle bakabileceğini tartışıyorsak bugün, geçmişte kötü yönetilmişliklerini de göz önünde tutuyoruz kuşkusuz... Geçmişi değerlendirirken, o gün yapılmış yanlışların bugün yinelenmemesini istiyor, diliyoruz... Geçmişte ekonomik anlamda verilmiş açıkların, bugün kapatılmakla birlikte, daha da büyütülmemesi gerektiğini dile getiriyoruz... Gerek camia olarak, gerek dönemsel yönetimler olarak yapılmış yanlışların üzerine yenilerinin eklenmemesi gerektiğini vurgularken, “Gelin yarınlara daha güvenli yaklaşımlarla yürüyün” önerisini getiriyoruz... İzmir’in köklü hiçbir kulübünün bugünlerde yanlış hesaplar, yönetim bozuklukları ve terkedilmişliklerde yalnız kalmasını istemiyoruz. Bu içten istemler nedeniyle de, yönetimlerinin yanlışlarını eleştiriyoruz bu köşede... Eleştirileri doğru algılayanlar da olabilir, yanlış değerlendirenler de... Kimsenin düşünce özgürlüğüne pranga vuramayız elbet. Ancak, doğruyu, kendi içlerinde farklı algılayarak, yaptıkları yanlışlara alet etmeye çalışanları bir kat daha fazla eleştiririz ki, bu yöndeki hakkımız giderek yoğunlaşabilir... Sözü Altınordu’ya getirmek istiyorum. İzmir’in bu asırlık çınarı kulüpte akıl ötesi gelişmeleri dile getirdiğimiz için çoğu kez eleştiriliyoruz. Gönül ister ki, bu eleştirilere doğru yanıtlar vermesi gereken bir yönetim kurulu karşımıza çıksın. Gönül ister ki, bırakın yönetim kurulunu, haklılığını ortaya koyacak bir ya da bir kaç belgeyle o şanlı kulübün başkanı, eleştirilerin yüzde 10’unu yanıtlayabilsin! Heyhat! Biz bu beklentiler içerisinde olurken, kulübün dağılmış yönetiminin, üç kişinin temsilcisi başkan, “Kulübün maddi ve manevi değerlerine zarar verdiği” gerekçesiyle, 7 aydır ödeme yapmadığı teknik adamı; yetmedi 5 aydır ödeme yapmadığı yardımcılarının görevine son veriyor... Sıkı durun! Geçtiğimiz sezon her daim "Arkasındayım" dediği teknik adamı Yüksel Can ve yardımcıları ile futbolcusu Nezir, toplam 80 bin liralık alacakları için TFF’ye başvuruyor ve takımın transferini kilitliyor... Yani Altınordu için zorlu süreç ortadadır... Başkan Bülent Erdik, hala teknik adamları, futbolcuları suçlayıp, kendini aklama uğraşı içinde çırpınıp duruyor. Yanlış anlaşılmasın bu aklama, "Ben doğruyu söylüyorum, karşımdakiler yalancı" bağlamındadır... Ve hiç beklenmedik haber Altınordu Hastanesi diye kiralanan binanın kiracısı, eski başkan Dr. Salih Mertan’dan gelir: "Binayı ocak ayının sonunda boşaltıyoruz..." Şimdi soruyorum: “Elinizde bir tek bu binadan aldığınız 45 bin liralık kira geliri vardı Sayın Erdik; bundan sonra ne yapacaksınız? B planınız nedir? Geliriniz varken yönetemediğiniz kulübü, yokken nasıl ve kimlerle yöneteceksiniz?” Bu sorularıma yanıt alamayacağımı biliyorum. Transferi de olmayan Altınordu, ligin ikinci yarısını nasıl götürecek merak ediyorum... Yoksa siz sihirbaz mısınız Sayın Erdik? Altınova denize akıyor rozyonun yarattığı tahribatın engellenmesi için dalgakıran projesinin aciliyetine dikkat çekiliyor. OYA UĞRAL E olgudur. Sahile ayrık dalgakıranların yapılıp kıyıların tekrar eski haline döndürülmesi, bu alandaki bina ve arazilerin erozyon tehlikesinden kurtarılması gerekiyor” dedi. Erozyonun oluşmaya başladığı 1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Enstitüsü’nün önerisiyle bölgeye ilk olarak iki ayrı dalgakıran yapıldığını, sonrasında sonrasında da erozyon kuzeye doğru kaymaya başladığını bildiren Sürer, “Bundan sonra DLH tarafından 2008 yılında 7, 2009’da da 7 dalgakıran eklendi ancak erozyonun ilerlemesi durdurulamadı. Erozyon şimdi de kum adasını eritmeye başladı. Erozyon hızı göz önüne alınarak tahribat afet kapsamında değerlendirilmeli ve ödenekler arttırılarak dalgakıranların yapımına ağırlık verilmelidir. Aksi takdirde önümüzdeki 34 yıl içinde kum adamızı kaybedeceğiz. İç limanla birlikte balıkçı barınağımız da yok olacaktır” diye konuştu. KUM EROZYONU AYVALIK Altınova sahilinde yıllardır süren erozyon, binlerce metreküp kumsalı yok ederken, deniz yazlıklara dek dayandı. Tahribatı endişeyle izleyen yerel yönetim ve çevreciler, sorunun bir an önce çözülmesi için dalgakıran projesinin aciliyetine dikkat çekiyor ve bölgenin afet kapsamına alınmasını istiyor. Ayvalık’a bağlı Altınova beldesi, kıyı erozyonu tehlikesiyle karşı karşıya. Körfezin turizm cenneti Altınova’daki erozyon tehlikesi son yıllarda felaket boyutuna ulaştı. Dalgakıranlar için devletin çıkardığı kısıtlı ödenekler de artık soruna çare olamıyor. Tehlikenin kökten çözümü için alanın bütününün ele alınması gerektiğini söyleyen çevreciler, dalgakıran projesinin aciliyetine dikkat çekti. Y azlıklara dayanan kıyı erozyonunu engellemek için yapılan küçük dalgakıranlar sorunu çözmeye yetmedi. Bugüne kadar 4 bin dönüm kumsal erozyonla denize aktı. Son bir yıldır da dünyanın ender güzelliklerinden birisine sahip olduğumuz doğal kum adasını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Kıyı erozyonunun hızla yayıldığı gerçeği, yatırım önceliklerinin belirlenmesinde dikkat edilmesi gereken bir 13.5 kilometrelik alanda etkili olan ve kuzeye doğru hızla yayılan kıyı erozyonunun, afet boyutunda değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Altınova Belediye Başkanı Asım Sürer, “Beldemizde 15 yıldan beri devam eden kıyı erozyonu, kuvvetli lodosla kuzeye doğru olan sahil kesiminde etkili oluyor. ÖREN YERLERİ S TEVFİK AKBAŞ MUĞLA (Cumhuriyet) Turistik ilçeleriyle ünlü Muğla'daki 195 ören yerini geçen yıl 291 bin kişinin ziyaret ettiği bildirildi. İlk sırada kumsalıyla tanınan Sedir Adası yer alıyor. Muğla Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün 2009 yılı verilerine göre, Kayaköy Antik Kenti ikinci, Kaunos Antik Kenti ise üçüncü sırada bulunuyor. Sedir Adası'nı ziyaret eden 72 bin 685 ziyaretçiden 391 bin 970 TL elde edildiğini bildiren yetkililer, ''Sedir Adası, tarihi özellikleri ve eşsiz kumsalıyla ziyaretçilerin akınına uğradı. Doğal güzellikleriyle turistlerin beğenisini kazanan ada için alınan koruma tedbirleri başarıyla sürdürülüyor. Bu yıl da Sedir Adası'na yoğun ilgi bekliyoruz'' diye konuştu. Ören yerlerini gezen yerli ve yabancı ziyaretçilerden yaklaşık 1 milyon 555 bin TL elde edildiğini kaydeden yetkililer, şu bilgileri verdi: “Ören yerlerinde koruma, kullanma dengesini gözetiyor ve çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz. Yaptığımız çalışmalarla ören yerlerine daha fazla turist çekmeyi amaçlıyoruz. 2009 yılında Muğla'ya gelen turist sayısında büyük oranda düşüş olmadı. 2009 yılında bölgemize 3 milyonun üzerinde yabancı ziyaretçi getirmek için tanıtım çalışmalarımıza devam ediyoruz.” edir ilk sırada [email protected] 2008’den bu yana yürütülen projeyle kuraklığın ve kirliliğin yarattığı tahribata son verilmeye çalışılıyor Bafa Gölü kendine geliyor AYDIN Ege Bölgesi’nin en önemli sulak alanlarından biri olan Bafa Gölü’nün, yapılan çalışmaların ardından yeniden soluk almaya başladığı vurgulandı. Antik dönemde Ege Denizi’nin bir körfeziyken, Büyük Menderes Nehri’nin getirmiş olduğu alivyonlarla önü kapanarak göl şeklini alan Bafa, duyarlı kesimlerin çabalarıyla yeniden yaşam buluyor. Son yıllarda kuraklık ve kirliliğin getirdiği sorunlarla boğuşan gölün kurtarılması için ilk adım, Coca Cola ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF)Türkiye tarafından, Kuşadası Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği’nin (EKODOSD) desteklediği “Bafa’ya Su, Ege’ye Bereket” projesiyle gelmişti. 2008 yılının kasım ayında başlayan proje, Söke, Didim ve Milas çevresinde uygulanmıştı. EGE’DE BEREKET Dernek Başkanı Bahattin Sürücü, “Bafa Gölü’nün son yıllarda yaşadığı sorunlara çözüm bulmak, bölgedeki su kaynaklarının doğru kullanılarak tarımda modern sulama yöntemlerine geçmelerini sağlamak amacıyla yapılan bu projenin en büyük yararı, tüm ilgi gruplarını bir araya getirmesi olmuştur. ‘Bafa’ya su, Ege’ye Bereket’ projesi, gölle ilgili olan kamu kurumlarını, işletmeleri, gölden yararlanan turizmcileri, balıkçıları, kıyıda yaşayan yöre insanlarını, çevresinde tarım yapan çiftçileri, uzman bilim insanlarını, sivil toplum örgütlerini çözüme zorladı. Gölün eski günlerine dönmesi için program dahilinde çalışmalara devam edilmektedir” diye konuştu. B afa’ya Su, Ege’ye Bereket projesiyle göle yeniden canlılık kazandırılması hedefleniyor. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear