26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

8 25 EYLÜL 2009 CUMA Çivi yasak, dolgu serbest! Koruma kurullarının çivi bile çaktırmadığı Karaburun'da balık çiftlikleri için deniz dolgusu yapıldığı ileri sürülüyor. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Balık çiftlikleri, çevre tahribatı yarattığı gerekçesiyle tartışma konusu olmayı sürdürürken, Karaburun'da yeni kurulan bir orkinos çiftliği için deniz dolgusu yapıldığı ileri sürüldü. Karareis bölgesindeki Tuzla Koyu'nda Denizlili Abalıoğlu firması tarafından orkinos çiftliği oluşturulduğu kaydediliyor. Ancak koruma kurullarının çivi bile çaktırmadığı bölgede denizin mermer bloklarla doldurulduğu ve iskele yapımına başlandığı kaydediliyor. Geçtiğimiz aylarda Bodrum'da yaşanan deniz dolgusu nedeniyle ülkenin ayağa kalktığını dile getiren korumacı çevreler, Karaburun'a karşı da aynı duyarlılığın gösterilmesini istiyor. AİHM’nin geçmiş yıllarda selden zarar görenlerin lehine karar verdiği kaydedildi Sel mağdurlarına dava çağrısı YUSUF ÖZKAN Onlarca kişinin yaşamını yitirmesine neden olan son sel felaketinden mağdur olan yurttaşlara, sorumlular hakkında maddi ve manevi tazminat davaları açma çağrısı yapıldı. İzmir Barosu avukatlarından Güney Dinç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) geçmişinde, konuyla ilgili örnek kararlar olduğunu söyledi. Devletlerin, egemenlikleri altındaki kişilerin öncelikle yaşamlarını ve mal varlıklarını koruma yükümlülüğü bulunduğunu, bunun da yasalar eliyle yürütüldüğü anımsatan Dinç, kıyı, imar gibi yasaların, nerelerin imara açılacağını, hangi koşullarda oralarda yapılaşmaya gidileceğini düzenlediğini vurguladı. Yaşanılan sel felaketinin ardından, yasaları uygulamakla yükümlü kamu yöneticilerinin sorumluluğu birbirlerine attığına dikkat çeken Dinç, dere yataklarını yapılaşmaya açan, buralardaki konutlara ruhsat veren, gecekondoluşmaya göz yumanların yargılanması gerektiğini söyledi. AİHM’in bu konuda örnek kararları olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi: “Bunlardan biri, İstanbul Ümraniye Çöplüğü’ndeki patlamayla Güney Dinç, ilgili Öner Yıldız kara'Zarar gören rıdır. Bu kararda belebütün diyeler ve devlet, göyurttaşlar, revlerini yapmadıkları için kusurlu bulunmuşönce turdu. Hatta gecekonbelediyelere du biçimindeki yapılaşkarşı, belediye malara göz yumdukları sınırları buralara yol su elektrik dışında ise götürdükleri, çeşitli imar aflarıyla ruhsat kamu vermeleri nedeniyle sobirimlerine nuçta Türkiye sorumlu karşı maddi bulunmuştur. Öner manevi Yıldız davasında Türkiye'nin sorumlu butazminat lunmasının bir nedenidavası ni de sorumlu kamu açabilirler' görevlilerinin yeterince dedi. cezalandırılmamalıdıdır. Ancak politikacılar bu olaydan ders almadılar. Hatta daha sonra milletvekili yapıldılar. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir şey olmaz.” Teknecilerin isyanı sürüyor ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA Göcek koylarının kullanımıyla ilgili alınan ve 1 Ağustos’ta uygulanması gerekirken, tepkiler nedeniyle belirsiz bir tarihe ertelenen yasaklar, tartışılmaya devam ediyor. Yasağa karşı çıkan Deniz Ticaret Odası ve Deniz Taşıyıcıları Birliği başkanları, kararların yeniden gözden geçirilmesini istediler.Fethiye’de tur teknelerinin günde 23 bin kişiyi denizde dolaştırdığını belirten Fethiye 12 Adalar Deniz Taşıyıcılar Birliği Başkanı Ergun Esringü, “Kişi başına 20 lira alıyoruz. Bu paraya hangi tesis karnınızı doyurur. Biz halkı gezdiriyoruz. Yetkililer ‘hayır gezdirme’ diyorlar. Hadi bizim geçim kaynağımız bir yana, bu insanlar nereye gidecekler? Bunlar dar gelirli insanlar. Tur teknelerinden bin 500 aile geçiniyor. Biz gençleri sokaktan alıp iş sahibi yapıyoruz. Bu çocuklar işsiz kalırsa, tehlikeli olur. Onları tutabilme şansımız yok” dedi. Koyların kirlenmesini istemediklerini belirten Fethiye Deniz Ticaret Odası Başkanı Şaban Arıkan da, “Gelecek kuşaklara aktarmamız ve koruma kullanma dengesi içinde yararlanmamız gerektiğine inandığımız koyları yasaklarla koruyamazsınız. Kararlar alt yapı önlemleri olmadan alınmış. Teknelere çipli kart uygulaması getirdiler. Göcek’te 30 katı atık alım noktası ve 75 katı alım sistemi var görülüyor. Bunlar kağıt üzerinde. Gerçekte 2 atık alım noktası bulunmakta. 2 alım noktasında günde ancak 20 teknenin atıkları alınabiliyor. Gerisi ne olacak? Gerisi ceza yiyecek. Böyle koruma mı olur?” diye sordu. KADINLAR KOLLARI SIVADI METE KIZIK Mordoğan, son zamanlarda sualtı etkinlikleri ve çiçekleriyle öne çıkan, bölgemizin saklı bahçelerinden biri. Kışın dört bin olan nüfusu, yazın 40 bini buluyor. Bir başka özelliği de, beldede yaşayan kadınların öncülüğünde kurulan kooperatifiyle atılan ilerici adımlar. Mordoğan'ı memleket edinen kadınlar, çağdaş bireyin salt eleştiri ve kendi kabuğunda yaşamakla sınırlı kalmaması gerektiğinin bilincindeler. Bu nedenle tutmuşlar Belediye Başkanı Ahmet Çakır'ın desteğiyle bir üretim kooperatif kurmuşlar. Mordoğan Kalkınma, Üretim ve Pazarlama Kooperatifi çatısı altında ev ve el ürünlerini değerlendirmek için bir araya gelmişler. Yörenin 4 bin yılı aşkın el sanatçılığını yeniden yaşatmak istiyorlar. Seramik, çömlek, nakışlar, yerel reçeller, BUDAYEVA ve DİĞERLERİ Geçen yıl da Kafkasya’daki Rusya Federasyonu’na bağlı Kabarday Cumhuriyeti’nin Navçik kentinde meydana gelen selin ardından açılan davayı AİHM’in, “Budayeva ve diğerleri” adıyla ele aldığını bildiren Dinç, “Mahkeme, sık sık bu tür felaketlerin meydana geldiği bölgedeki yöneticilerin, halkı yeterince uyarmadığı, suyun hızını önleyecek setleri zamanında onarmadığı gerekçesiyle devleti sorumlu görmüştür” dedi. Türkiye’deki sel mağdurlarının da hukuksal süreç başlatabileceklerine dikkat çeken Dinç, “Zarar gören bütün yurttaşlar, önce belediyelere karşı, belediye sınırları dışında ise kamu birimlerine karşı maddi manevi tazminat davası açabilirler. Ayrıca kişisel sorumlulukları olanlara karşı ceza davası da açabilirler. Bu girişimlerinden olumlu sonuç alamazlarsa AİHM’e kadar gidebilirler” diye konuştu. C M Y B C MY B sabun, mum, yeniden güneş yüzü görmeye başlamış çabaları sayelerinde. Belediye bu çalışmalara destek olmak amacıyla iki seramik fırın almış. Kooperatifin başkanı Belgin Pişker şöyle anlatıyor çalışmalarını: “İzmir Büyükşehir Belediyesi çalış malarımızı desteklemek amacıyla bize 10 bin nergisli saksı siparişi verdi. Bu sayede köylü kadınlarımıza da çok ciddi bir gelir sağladık. Düşünebiliyor musunuz işin sosyal boyutunu? Sosyal belediyeciliğin önemini bir kez daha yaşadık ve anladık. Ka dınların köşelerine sinmemesi gerektiğini de vurgulayan Pişker, “Değişimin yolu, kolları sıvamak, geniş kesimlerle birlikte değişim ve dönüşüm ortamlarını yaratmaktan geçiyor. Bu amaçla biz Atatürkçü bayanlar bir araya geldik” diyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear