Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 NİSAN 2009 CUMA 3 EGE’DEN SERDAR KIZIK Köy enstitülerinin 69. kuruluş yıldönümü. Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği ev sahibi. Yaşlısı genciyle yüzler aydınlık. Dernek Genel Başkanı Prof. Dr. Kemal Kocabaş konuşuyor: “Enstitülerin kapatılmasının ardından 54 yıl geçti. Şu anki eğitim sistemi adaletsizlik ve eşitsizlik üretiyor. Bir çok yerde öğrencilerimizin eğitim hakkı yok sayılıyor. Tarikat okullarının önü açılıyor. Yetiştirilen öğretmenler de nitelikten yoksun. Ama aydınlanma ışığı ne olursa olsun sönmeyecek...” Anılara dalıyorum. Mandolin korosunun şarkıları, çocukluk yıllarımı aklıma getiriyor. Gözlerim sahnenin tavanında. Işıklar içinde yatsın, Kızılçullu ve Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü mezunu babam Hicri Bey’i görüyorum adeta. Adam olmakla, hak ve hukukla, insan ve yurt sevgiyle, üretimle, devrimcilikle, Atatürk’le ilgili verdiği yaşam derslerini anımsıyorum. Az ama öz sohbetlerini düşünüyorum, yokluğunu derinden hissederek... Geçen hafta kardeşim Mete anlattı; 89 yaşlarında babamın teftiş raporları için daktiloda kullandığı beyaz kağıtların üç beşine resim yapmış. Akşama Hicri Bey’e göstermiş beğenip beğenmeyeceğini merak ederek. Gürlemiş Babam: “Onlar halkın vergileriyle alınan devletin kağıtları. Bir daha asla kullanma onları...” Benim de dağarcığımda benzer bir kaç anı yıllardır duruyor... Onlar bozkırın çiçekleri... Türk devriminin neferleri... Üretim için eğitilen bir avuç kahraman... Bağımsız Türkiye’den yana, doğruluğu ilke edinen, yoksulluğa, yolsuzluğa bayrak açmış, dayanışmacı, haksızlığa karşı, cumhuriyetçi, Atatürkçü, yurtsever, emekten yana, karanlığa direnen onurlu insanlar. Ve karşı devrimin kurbanları... Birlikte yer aldığımız panelde enstitülülerin çocukları Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, Prof. Dr Nezihe Şentürk ve Prof. Dr. Meral Uysal annelerini, babalarını anlatıyorlar. O sırada anılardan kopup gerçeğe dönüyorum yeniden. Enstitülerin kapatılması, karşı devrimin en büyük darbesi. Yaşasalardı eğer bugünkü sorunlarla, sıkıntılarla karşılaşmayacaktık. Karanlığın koyu gölgesi gün be gün katmerleşmeyecekti. Başarılı bir eğitim modeli olarak UNESCO’nun da onayladığı köy enstitüsü projesini yaşatmak adına çeşitli adımları da anımsayalım bu arada. Buca Belediyesi Meclis Üyesi Doç. Dr. Levent Köstem’in, Şirinyer’deki NATO durağının adının Kızılçullu olarak değiştirilmesi ve Şirinyer Tren İstanyonu’na enstitüleri anımsatacak bir anıt yerleştirilmesi önerisi, bu mücadelenin önemli adımlarından biri. Gidenler ışıklar içinde yatsın... Kalanlara, enstitü fikrini, ruhunu yaşatmaya çalışanlara sahip çıkılsın... serdarkizik@cumhuriyet.com.tr Rakamlar geçinmeye yetmiyor CHP’li bir milletvekili, emekli maaşlarının geç bağlanmasıyla ilgili bir soru önergesi gündeme getirince sanırım tüm emekliler soğuk terler döktü. Emekli Sandığı’nda para olmadığı yolundaki iddialar krizle ilgili durumun ne kadar kötüye gidebileceğini anımsattı. Geçinmeye bile yetmeyen emekli maaşlarının bir de kesilmesiyle ortaya çıkabilecek tabloyu kimse düşünmek bile istemedi. ASUMAN ABACIOĞLU İşsiz sayıları artarken, 'şanslı' çalışanların maaşları da açlık ve yoksulluk sınırının çok altında kalıyor I Baştarafı 1. Sayfa’da ALIM GÜCÜ... Her yıl sendikalar tarafından hesaplanan “açlık” ve “yoksulluk” sınırı maaşlar, “binli” rakamlarla ifade edilirken, çalışanların büyük bölümü bu gelirin yanına bile yaklaşamayan maaşlarla geçinmeye çalışıyorlar. Üstelik ülkemizde hem alım gücünün düşüklüğü hem de pahalılığın oluşturduğu bir çifte sömürü söz konusu. Marketlerde temel gıda maddelerindeki fiyat artışları kriz dinlemiyor. Sebze ve meyve dışındaki gıda maddeleri, ABD ve bazı Avrupa ülkelerindeki fiyatlara göre bizde daha da pahalı. Öte yandan çalışanların maaşları, alım gücü gelişmiş ülkelerdekine göre oldukça düşük. Örneğin ABD’de bir hasta bakıcı, araba sahibi olup kirasını ödeyebilir ve yaşamını “bizim ülkemizin koşullarına göre” iyi sayılabilecek bir düzeyde sürdürebilir. Oysa Türkiye’de üniversite mezunları bile asgari ücretli işlerin kapısında sıra bekliyorlar. Asgari ücretle çalışanların ise açlık sınırında bir yaşam sürdürdüklerini söylemek yalan olmaz. Düşük maaşlarla geçinebilme mucizesini gerçekleştirenlerle ilgili bir araştırma yapmak gerek. Ülkemizde ailelerin birbirlerine desteği bu mu cizede önemli bir yer tutuyor. Genç yetişkinlerin, çalışsalar bile aileleri yanında yaşamak zorunda kalmaları, pek yadırganmayan bir gerçek. Krizle gelen işsizlikte ise evli olanlar da aileleriyle yeniden birleşmek durumunda kalıyorlar. Kredi kartları borçlarına takla attırarak geçinmek, düşük ücretlerle geçinme sihirbazlıklarından birini oluşturuyor. Bazen bu sihirbazlık sırasında kazalar da yaşanabiliyor ve bu, insanların canlarına mal oluyor. Kredi kartı borçları yüzünden cinnet geçirip ailesini ve kendini öldürenlerin haberlerini okuyoruz gazetelerde. Geçim sıkıntıları ve kriz bunalımlarının yanında yeni Sosyal Güvenlik Yasası da çalışanlara yeni yükler getiriyor. Bunlardan bazıları şöyle: Zaten kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı hem kadınlar, hem de erkekler için 65'e çıkarılacak; Emekliliğe hak kazanabilmek için yakın zamanda 5.000'den 7.000 güne çıkarılan prim ödeme zorunluluğu 9.000 gün prime çıkacak; Emekli maaşları yüzde 23 ile yüzde 33 arasında düşürülecek; Yıpranma hakkı gasp edilecek; Aylık geliri 139,6 TL'den fazla olan bütün vatandaşlar her ay Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacak; Sadece ayakta tedavi olununca değil; hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince de 'katılım payı' adı altında para ödenecek; 'Katılım payı' gerektiğinde beş katına kadar arttırılacak; Sigortalılara altı ay süreyle verilmesi öngörülen emzirme yardımı bir aya düşürülecek; Hastalanan sigortalılara verilen iş görememezlik ödeneği yüzde 16 azalacak; Emekli BağKur'luların maaşından 10 yıl süreyle yüzde 10 oranında Genel Sağlık Sigortası primi kesilecek. Primini ödeyemeyen vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacak, hastane kapılarından geri dönecek; Primini ödeyemeyen çiftçilerin pamuğuna buğdayına, üzümüne tütününe el konulacak. Türkiye giderek ağırlaşan yaşam koşullarıyla çalışanlar ve iş arayanlar için pek umut verici bir gelecek vaat etmiyor. Bu yasanın ardından, krizin etkileri azaldıktan sonra da daha yüksek düzeyde bir yaşam standardına kavuşmak, Türk halkı için hayal gibi görünüyor. AYDIN Öncelik jeotermal AYDIN TMMOB Aydın İl Koordinasyon Kurulu (İKK), kentte yatırım önceliğinin jeotermal enerjiye verilmesi çağrısı yaptı. TMMOB İKK üyeleri, 29 Mart yerel seçimlerinde Aydın Belediye Meclisi'ne giren mimar ve mühendislerle tanışma toplantısı düzenledi. Toplantıda, Aydın için yapılacak her konuda oda başkanlarının belediyenin yanında Aydın'da olduğu vurgubelediye landı. meclisinin Özellikle jeoyüzde 40'ını termal enerjioluşturan nin kente kazandırılması mühendisler, gerektiğini önümüzdeki vurgulayan dönem İKK üyeleri, jeotermal bir başka önenerji ve çevre celiğin de çevre yolu olduyolu ğunu söyledikonusuna ler. ağırlık Makine verilmesini Mühendisleri istiyor. Odası Şube Başkanı Metin Albeyoğlu, ilk kez belediye meclisinin yüzde 40’ının mühendislerden oluştuğunu, bunun Aydın için bir şans olması gerektiğini belirtti. Albeyoğlu, üç ayda bir meclis üyeleriyle bir araya geleceklerini belirterek, “Bu çatı altında sadece TMMOB olacak. Meclis üyesi tüm arkadaşlarımız parti amblemlerini çıkarıp öyle gelecekler. Amaç Aydın’ın geleceği için çalışmaktır” diye konuştu. TEVF K AKBAŞ Yat turizmine uygun 234 koydan 41’inin kaybedildi, 94'ünü de aynı akıbet bekliyor Mavi yol kararıyor MUĞLA Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi’nin araştırmasına göre, Çanakkale Bababurnu’ndan Antalya Faselis’e kadar Ege’deki mavi yolculuk güzergah noktası koylar birer birer yok oluyor. Türkiye kıyılarında, yat turizmine uygun 234 koydan 41'inin kaybedildiğini belirten DTO Bodrum Şube Başkanı Gündüz Nalbantoğlu, 94 koyun da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi’nin 6 aylık çalışması sonucu ortaya çıkardığı envantere göre, mavi yolculuk güzergah noktası koylar birer birer yok oluyor. Çanakkale’den Antalya’ya dek koyları tek tek dolaştıklarını belirten Nalbantoğlu, “Bunları, kaybedilmiş koylar, risk altındaki ÖZCAN ÖZGÜR Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi'nin altı ayda hazırladığı araştırmanın sonuçlarını aktaran Şube Başkanı Gündüz Nalbantoğlu, risk altındaki koyları kurtarmak için çalışma yürüttüklerini söyledi. koylar ve koruma altındaki koylar olmak üzere 3 kategoriye ayırdık. Mümkün olduğunca risk altında olan koyları bu riskten kurtarmaya çalışıyoruz. Bu konuda Muğla Valiliği de üstüne düşeni yaparsa, Türkiye’deki koyların neredeyse yarısına sahip olan Muğla kıyılarını kurtarabiliriz” dedi. Koyların, turistik tesis, yazlık ve balık çiftliklerine kurban edildiğine dikkat çeken Nalbantoğlu, şunları söyledi: “Bilinen bir gerçek vardır ki ülke turizm gelirinin büyük bir bölümü, mavi yolculuk ve yat turizminden sağlandığıdır. Özellikle son yıllarda koylarımıza demir atan lüks yatların sayısı bin 200’ü, diğer yatların sayısı ise 70 bini bulmuştur. Siz düşünün artık mavi yolculuğun ülkemize getirisini. Bu koyların rağbet görmeye başlaması bazı kesimleri ayağa kaldırdı son yıllarda. Bunun sonucu olarak da o bölgelerde çirkin bir yapılaşma başladı. Tabii bir de balık çiftlikleri sayesinde işgali ve kirletilmesinin önü açıldı. Sonuçta 239 koyumuzdan 41’i yok oldu. 94’ü de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.” İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: İBRAHİM YILDIZ Ege Bölge Temsilcisi: SERDAR KIZIK Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: MİYASE İLKNUR Editör: HAKAN DİRİK Görsel Yönetmen: SERDAR AĞIR İlan: ZUHAL ALTUNGÜNEŞ YAYIMLAYAN: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul İSTANBUL: Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 İZMİR: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Pasaport/İzmir Tel: 0 232 441 12 20 (10) hat Faks: 0 232 441 87 45 BASKI: DPC İzmir Tesisleri Ege Caddesi No: 36 SarnıçGaziemir DAĞITIM: YAYSAT Ege Caddesi No:36 SarnıçGaziemir eposta: izmir@cumhuriyet.com.tr Cumhuriyet Gazetesi’nin parasız ekidir. Haftada bir gün yayınlanır. C M Y B C MY B