Catalog

8 6 ŞUBAT 2009 CUMA 1960’da kurulan Muğla’nın yerel gazetelerinden ‘Devrim’, ilk günkü heyecanla yayınını sürdürüyor DEVRİM 50’YE DAYANDI! Kurucular kurulundan aldığı misyonu devam ettiren Devrim'in Genel Yayın Yönetmeni Ünal Türkeş, '49 yıllık kesintisiz ve istikrarlı yayın yılımız, aynı zamanda Muğla’nın aydınlık dünya görüşünü yansıtan onurlu bir basın sürecinin ifadesidir' diyor. HAKAN DİRİK Elle sallamalı baskı makinesi, Rus malı. Bıçak İtalyan. Pedallı makine Alman. İzmir piyasasından toplanan bu matbaa makineleri, 1960'ın yaz aylarında Muğla'ya doğru yola çıkıyor. Dizgiler elle yapılacak, kurşun harfler hurufat masalarından alınıp verilecek. Çünkü “Devrim” çıkacak. Hazırlıklar tamamlanıyor ve 20 Eylül'de ilk nüsha Muğlalıların eline geçiyor. Muğla'nın yerel gazetelerinden Devrim, 20 Eylül 1960'dan bu yana yayını kesintisiz sürdürüyor ve kuruluşun 50. yıldönümünü kutlamaya hazırlanıyor. Gazete, adını 27 Mayıs 1960 devriminden almış. Kurucuları, Muğla'da CHP'nin ileri gelenleri ağırlıklı. İsmet İnönü hükümetinin Tarım Bakanı Turan Şahin, milletvekili Dr. Seyfi Sadi Pencap, senatör Fevzi Özer, CHP PM Üyesi Faruk Aksoy, CHP İl Başkanı Hasan Nuri Öncüer, yüksek tekniker Gazi Çakır ve esnaf Alptekin Erim Devrim'in “kurucular kurulunu” oluşturuyor. Zaten gazete de 1960'ın sonuna doğru CHP il merkezinin bahçesine taşınıyor. 1963 sonuna doğru da, bugün faaliyetlerini sürdürdüğü binaya kavuşuyor Devrim. Bu araDevrim Genel Yayın Yönetmeni Ünal Türkeş da teknolojik yenilikler de izleniyor ve baskı makineleri, günün koşullarına göre yenileniyor. Bir yandan da mülkiyet yapısı biçimleniyor, gazete 1987 yılında Türkeş ailesinin yönetimine geçiyor. Bugün o misyonu gazetenin sahibi ve sorumlu yönetmeni olarak Ünal Türkeş devam ettiriyor. Türkeş, geride kalan 49 yılda, zorluklarla dolu yolları onurla kat ettiklerini söylüyor: “Kurşun hurufatlardan bilgisayar tuşlarına, elle çevirmeli maşalılardan renkli ofset baskıya ulaştığımız 49 yıllık kesintisiz ve istikrarlı yayın yılımız, aynı zamanda Muğla’nın aydınlık dünya görüşünü yansıtan onurlu bir basın sürecinin ifadesidir. 49 yıl önce belirlenen Atatürk aydınlanmasının ilkelerini yerelde savunmak ve olayların kaynaklarındaki gerçeklerden sağlanacak doğru haberlerle halkı aydınlatmak görevine, bugün de tüm içtenliğimizle devam etmekteyiz. Gazetemizin ilk sayısında ifadesini bulan kurucular kurulumuzun demokrasiye, insan haklarına, laik cumhuriyete, çağdaş uygarlığa bağlılık ülküsü, gazetemizin yurda ve dünyaya bakışındaki görüşün temel ürünüdür.” Türkeş, Devrim yolundaki “onurlu” yürüyüşten vazgeçmeyeceklerini ve gazeteyi “ilkeleriyle birlikte” yaşatmayı sürdüreceklerini vurguluyor: “Muğla yerelinde Atatürk aydınlanmasına yönelttiğimiz yayıncılık anlayışımızın yarım yüzyıla yaklaşan direngenliğinden hiçbir zaman pişman olmadık. Barış, sevgi, dostluk, kardeşlik duygularının egemen olacağı çok sesli toplum yapımızın sosyal hukuk devletine öncelik sağlayacak tüm yeni devrimlerinde biz yine yerel basının en ön safında bulunmanın bilinci ve kararı içindeyiz.” RETİNA GÖZ HASTALIKLARI MERKEZİ KURUCUSU PROF. DR. SÜLEYMAN KAYNAK: ‘Gözünüzü kullanın’ HİCRAN ÖZDAMAR Televizyon ve bilgisayar ekranı önünde uzun süreli kalmanın göz sağlığını bozduğuna ilişkin söylemlerin doğruyu yansıtmadığı savunuldu. DEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Retina Göz Hastalıkları Dal Merkezi kurucusu Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Gözümüzü kullanmak, kalıcı bir rahatsızlığa yol açmaz” dedi. Ekrana uzun süre yoğunlaşıldığında, yorgunluğa bağlı bazı yakınmaların oluşabileceğini, ancak kalıcı hastalıklara neden olmayacağını kaydeden Kaynak, “Ortamın rutubeti azalıyorsa, göz yüzeyi kuruyabilir. Kızarıklar, baş ağırısı yaşanabilir. Bu nedenle ortamın rutubetinin iyi ayarlanması, göz yaşı damlaları kullanılması gibi önlemler alınabilir” diye konuştu. Yurttaşların gözleriyle ilgili sorunlarda göz hekimleri dışında doğru bilgiye ulaşamayacaklarını vurgulayan Kaynak, son yıllarda yaşa bağlı olarak ortaya çıkan “sarı leke” (maküla) hastalığının dikkat çekici boyutta olduğunu dile getirdi. Kaynak, “İnsan ömrü uzadı. Türkiye'de yaşlı nüfusta artış yaşanıyor. 80 yaş nüfusta yüzde 30 oranında bu rahatsızlık görülüyor. Yaşla birlikte ortaya çıkan ve iki taraflı görmeyi olumsuz etkileyen bu rahatsızlık, yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Yaşa bağlık maküla hastalığının tam anlamıyla önlenebilmesi mümkün değildir. Ancak özellikle son 10 yılda yapılan çalışmalarla birlikte büyük aşamalar kaydedildi. Tedavi için lazer ya da PDT dediğimiz uygulamalar yapılmaktadır. Bu hastalıkta kanama eğilimini taşıyan damarların ortadan kaldırılmasını P r of . D r . sağlayan kırmızı lazer teSüleyman Kay nak davisiyle iyi sonuçlar alınmaktadır. Uygun tedavilerle hastalarımızın görme düzeyinde günlük yaşamlarını devam ettirebilecek şekilde iyileşmeler yaşanıyor” dedi. Kaynak, göz hekimlerinin görmeyle ilgili rahatsızlıkları bulunanlara öncelikle gözlük tavsiye ettiğini, sonraki aşamada kontakt lens ve ardından lazer cerrahisi uygulandığını kaydetti. Lens kullanımına “ticari meta” olarak bakılmaması gerektiğini vurgulayan Kaynak, şunları söyledi: “Miyop, hipermetrop ve astigmatizma olarak bilinen refraksiyon kusurları, insanların net görme keskinliklerini engellemektedir. Hekimlikte temel ilke zarar vermemektir. Göz hekimleri olarak ilk önerimiz gözlüktür. Psikolojik ve sosyal etkenlerle gözlük kullanamayanlara ikinci bir alternatif olarak kontakt lensi öneririz. Kontakt lens, bir protezdir. Lense bir ticari meta olarak bakılmaması gerekir. Gözlükçüler ticari bir yaklaşım sergileyerek, kontakt lensin kendileri tarafından satılmasını istiyor. Optisyenlik Yasası uyarınca kontakt lenslerin satışı gözlükçülere bırakıldı. Ancak bu doğru değil. Bunun hekim denetiminde olması gerekir. Lensin parametrelerini ve göze uyumunu gözlükçüler bilmemektedir. Kontakt lens reçeteyle verilmelidir.” C M Y B C MY B