01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 K O N U K 6 ŞUBAT 2009 CUMA İzmir’de yaşama geçirilen su kaçaklarını önleme projesi meyvelerini veriyor Sözde Aydınlar SAADETTİN ÖZTÜRK Bir zamanlar Dikili’de Salaklar Derneği vardı. Bu dernek üyeleri, haftanın belirli akşamları toplanır, yer içer, bu arada salaklıklar yaparlardı. Derneğin akşamlarının övgüsüne dayanamayan zamanın kaymakamı, bir akşam yemeğe katılır. Yenilir, içilir, salaklıklar sergilenir. Bir ara kaymakam söz alır: Arkadaşlar, ben bu derneği çok beğendim. Üyeniz olmak istiyorum. Beni de üye yapar mısınız? Tüm bakışlar, ne yanıt verecek diye dernek başkanına yönelir. Başkan rakı kadehinden bir yudum aldıktan sonra yanıtını verir: Kaymakam bey, biz tüzüğümüz gereği, anadan doğma salakları değil, sonradan olma salakları alıyoruz. Kusura bakmayın sizi üye alamayız. Araştırdım, Dikili Salaklar Derneği kapanmış. Bana bu bilgiyi veren kişiye: Yanılıyorsun, birileri derneği İstanbul’a taşımış. Yalnız tüzükte değişiklik yapmışlar. Artık anadan doğma ya da sonradan olmalarına bakmadan tüm salakları üye yapıyorlarmış, dedim. Çünkü bana göre, ülkesini, halkını seven herkesin bugünlerde konuşması, yazması, gündeme taşıması gereken en önemli konular; 6 milyon hayali seçmenle yapılacak yerel seçimler, ekonomik kriz, laik cumhuriyete yönelik saldırılar ve üniter devlet yapımızın karşı karşıya olduğu tehlikedir. Ama biz, tüm bu önemli konuları bıraktık. Bir avuç sözde aydının başlattığı Ermenilerden özür dileme kampanyasını tartışıyoruz. Sözde aydın nitelemesini bilinçli kullandım. Çünkü Büyük Türkçe Sözlük’e göre “aydın: Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse)” demekmiş. Görüldüğü gibi yalnızca kültürlü olmak, yalnızca okumuş olmak, yalnızca görgülü olmak, yalnızca ileri görüşlü olmak aydın sayılmak için yeterli değil. Sayılan niteliklerin tümünü kişiliğinde taşıyacaksın. İzin verirseniz, bu niteliklere bir ek de ben yapacağım: Aydın, sözlükte sayılan niteliklerin yanında, ulusunun, insanlığın yalnızca bugününü değil, geleceğini de düşünen, bu konularda doğru görüş ve düşünceleri savunan, ileri süren kimsedir. Hiçbir belgeye dayanmayan, eksik ya da kasıtlı olarak çarpıtılmış tarih bilgisi ile görüş ileri süren kişi, aydın olamaz. Olsa olsa, tarihsel olayları saptırarak halkları birbirine kırdıran emperyalist güçlerin maşası olur. Sözde soykırım için Ermenilerden özür dileyen sözde aydınlara bir önerim var: Eğer birilerinin özür dilemesini istiyorsanız bırakın hiçbir biçimde soykırım yapmamış biz Türkleri de gücünüz ve yüreğiniz yetiyorsa şu konuları gündeme taşıyın bari: ABD’ de iki kuleye kimin yaptırdığı kuşkulu bir saldırı yüzünden Irak’ta bir buçuk milyon insan katledildi ve katliam devam ediyor. Koca bir kıtada –Amerika kıtası yaşayan uluslar yok edildi. O topraklarında şimdi İngilizlerin İspanyolların, Portekizlilerin ve diğer Avrupalıların kurduğu devletler var. Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si olan Karabağ, Ermenistan tarafından işgal edildi, yüz binlerce Azeri kadın, çocuk, yaşlı denmeden katledildi. 19191922 arasında Ege’de, işgalci Yunan ordusunun askerleri ve yerli Rum çetecileri tarafından binlerce kadının ırzına geçildi, çocukların, kadınların, yaşlıların canına kıyıldı. Camilere doldurulup yakıldılar. Yine aynı dönemde Ordu’nun, Giresun’un, Trabzon’un dereleri Pontus Rum çetelerinin akıttığı Türk kanıyla kızıla boyandı. Var mısınız bu konuları gündeme taşımaya? Varsanız; söz, bir imza da benden. Son söz: Tarihi üç beş sözde aydın yazamaz, değiştiremez. Tarih, belgelere dayanır. Açarsın, okursun belgeleri. Ancak hiçbir ulus, hiçbir devlet, tarihte yaşanmış bir olaydan dolayı yüz yıl sonra üstelik iftira atılarak yargılanamaz. Her savaşın yeniden hesabı görülmeye kalkılırsa dünyada çok ulus, çok devlet, bir biçimde suçlu sandalyesine oturtulur. Ancak bunların arasında hiçbir zaman Türkiye bulunmaz. KAÇAKLAR AZALIYOR Su kaçaklarını önlemek için yürütülen projede, geçen yıl Balçova Barajı'nın 6 katı büyüklüğünde su kazanıldığı bildirildi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Küresel ısınma ve kuraklığın etkilerini aza indirmek için İzmir'de çalışmalar sürüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, arsenik arıtma tesislerinin ardından yeni kuyularla içme suyu kaynaklarını artırıyor. Eskiyen içme suyu şebekelerini basınca dayanıklı borularla değiştirerek su kaçaklarına önlem alan yerel yönetimin, “Kuraklıkla Başa Çıkma Stratejisi” kapmasında “su kayıplarını en aza indirme” hedefinde de önemli yol aldığını bildirdi. İzmir’de su kaçaklarını önlemek için yürütülen projede, 2008 yılında 46 milyon metreküp su kazanıldığına dikkat çeken yetkililer, bu miktarın 8 milyon metreküp hacimli Balçova Barajı’nın yaklaşık 6 katı olduğunu, son yağışlarla hacmi 52 milyon metreküpe çıkan Tahtalı Barajı’ndaki suya da yakın olduğunu belirttiler. Uzaktan okuma sisteminin önümüzdeki günlerde tüm izole sayaç bölgelerinde devreye girmesi ile birlikte su kazancının daha da artacağı vurgulandı. Yürütülen “Su Kaçakları Projesi” ile 2004 yılında yüzde 47 olan su kaçağı oranı, yüzde 42’ye düşürüldü. Su arızalarına ve kayıplarına anında müdahale edebilmek için son teknoloji cihazlar alınırken, ekip sayısının artığını belirten İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, su kaçaklarına anında müdahale edebilmek amacıyla, SMS yoluyla “uzaktan okuma sistemini” yaşama geçirdiğini açıkladı. İzmir’i bin 500 – 2 bin hanelik izole sayaç bölgelerine ayıran ve bu bölgelerdeki tüketimlerini, basınç bilgilerini izleyerek kaçaklara müdahale eden İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri, haftada bir kez izole sayaç bölgesine gidilerek yapılan okumalar yerine bölge sayaçlarının su tüketimini, sayacın giriş ve çıkış basınç değerlerini SMS aracılığıyla 15 dakikada bir kaydedip günlük olarak bilgisayara ulaştıran “uzaktan okuma” sistemini başlattı. C M Y B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear