Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
20 KASIM 2009 CUMA c Kentin ünlü hiciv ustası, sahnede hayat buluyor 7 P A T İ K A Eşref ‘yeniden’ İzmir’de... İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Ankara Ekin Tiyatrosu İzmirli ünlü hiciv şairi Şair Eşref’i sahneye taşıyor. Semih Çelenk’in yazdığı 'Heccav Yahut Şair Eşref’in Esrarengiz Macerası' adlı oyunun yönetmeni Faruk Güvenç. Abdülhamit yönetimine karşı yazdığı ağır yergi şiirleriyle tanınan Şair Eşref’in 1902 yılında tutuklanmasıyla başlayan oyun, şairin 2009 yılına yolculuğuyla sürüyor. Yönetmen Güvenç, Şair Eşref gibi bir figür üzerinden sanatın ve sanatçının görevinin tartıştıklarını ve hiciv ustasının 100 yıl öncesinden bugüne önemli dersler verdiğini belirtiyor. Güvenç, “Eşref, yaşadığı dönem de, bugün de kaynatılan cadı kazanlarına karşı duruyor, gerçek bir aydın gerçek bir sanatçı gibi... Onun sanatının gücü bugün yaşadığımız karanlığı da anlamada büyük işlev görüyor. Tarihten bugünün yanıbaşında, sıcak, mizahı bol bir hikaye anlatıyoruz” diyor. Güvenç, “Oyunumuz zaten Lozan Meydanı'nda başlıyor. Rengini tadını İzmir’den alan bir oyun. İzmirli bir kahraman üzerine kurulu ve İzmirli bir yazarın kaleminden çıkmış bir oyun. Mizahı, gülmecesi, eleştirisi de İzmir esprisini barındırıyor” diye konuşuyor. Oyun, bugün ve yarın saat 18.30 ve 21.00'da, 22 Kasım'da da saat 16.00 ve 18.30’da Atatürk Kültür Merkezi'nde İzmirli tiyatro seyircisinin karşısına çıkacak. İzmir’i Tartışmak HALUK IŞIK Geçen hafta, “Bir iki üç... Daha fazla İzmir!” derken, meramımız, Türkiye’nin daha çok İzmirlere sahip olması gerektiğini vurgulamak ve anımsatmaktı. İzmir’e dair fal açmaya, türlü hesaplarla sorgulamaya kalkışanlar, elbette bu tavrımızı hemen “Kent Şovenizmine” indirgeyecektir. Varsın öyle olsun. Hepsine verilecek yanıtımız ve soracağımız bol miktarda soru cebimizde duruyor. Kimse bu tavrımızdan ödün vereceğimizi, kalemimizin ve sözümüzün tükeneceğini beklemesin. Biz konuya kültür ve sanat açısından bakmaya çalışacağız. Böylesine yüklenenler ve kıyasıya eleştirenlerin başında, İzmir’den İstanbul’a paraya ve makama göç etmişler gelmektedir. İzmir’de ikamet edenlerin, İzmir’den şu ya da bu biçimde nemalananların da, onlarla yarıştığını görüyoruz. Birinci gruptakileri onaylamasak da anlamamız mümkün olabilir diyelim; ama ikinci gruptakileri ne anlamamız ne de onaylamamız mümkündür. Babaannemin sıklıkla kullandığı bir söz geliyor aklıma; “Sen hot, ben hot. E bu ata kim verecek ot?” İzmir’de sorunlar vardır ve biz bunları ne duygusal İzmir ve İzmirlilik yaklaşımıyla, ne de yukarıda değindiğimiz “iddia sahiplerini” hırpalamakla aşabiliriz. Sorunları çözmek için, duruma dair doğru tespitlerde bulunup, fotoğrafı önyargısız görmemiz gerekiyor. Sanıyorum bu mesai, yerel yönetimlerden, kültür ve sanat kurumlarından gönderilen basın bültenlerini “haberleştirmekle” yetinmekten ya da sürekli sızlanmaktan, daha anlamlı ve verimli olacaktır. İzmir’in durgunluk içinde olduğu söylenir ki, doğrudur. Ben bu durgunluğu, doygunluğa bağlıyorum. Alt başlıklarını “siyasal tercih doygunluğu”, “kentleşme doygunluğu”, “yaşama biçimi doygunluğu” biçiminde sıralayabileceğimiz doygunluk hali; içinde taşıdığı sorunlar ve donmuşluk görüntüsü yanında, büyük bir enerji birikimini de anlatmaktadır. Çözüm, bu enerjinin dışarı çıkarılmasının yollarını aramak ve bulmakla gelebilir. İzmir’e yönelik fikir beyan edenler, biraz da bunun farkında oldukları ve yönlendirmede geç kalmamak için, bugünlerde tartışma çıtasını yükseltmektedir. Varolan niteliklerimizi övmekle yetinmekten vazgeçip, bu gerçeği görmek ve davranmak için çaba harcama zamanlarında olduğumuzu, bilmem anımsatmaya gerek var mı? Asıl durgunluk, bu doygunlukla yetinerek ortaya çıkar ki, gidermeye bıktırıcı sızlanmalarımız yetmez. Durgunluk, aşınmanın öteki adıdır ve bugünümüzü özetlemektedir. Bir de işin başka boyutu var; ortaya çıkacak boşluğun, doğa yasası gereği, mutlaka doldurulacağı gerçeğidir. Bir gün bu boşluğun, “İzmir” ve “İzmirlilik” kavramlarının çok ötesindekiler tarafından doldurulduğunu görünce, ne yapacağız? Genelde Türkiye, özelde İzmir açısından bu soruyu, önce kendimize sormakta yarar bulunmaktadır. Şimdilik bu açılışla yetinelim. 18 Kasım’da Bademler Köy Tiyatrosu’nun “Ölü Kadınların Şarkısı” adlı oyunuyla, Ankara’da olacağız. 9 yiğit kadın, 14. Uluslararası Tiyatro Festivali’nde, kentimizi temsil edecek. Bir yandan turneyle uğraşırken, bir yandan da uzaktan İzmir’e bakmaya çalışacak, notlar çıkaracağım. Bu arada Gönül Soyoğul’a teşekkür etmemiz gerekiyor. Gerçekleştirdiği röportajlar sayesinde, İzmir’e dair fikir beyan edenleri daha yakından tanımış olduk. Bu tanışma, bize bu yazıları yazdırma kapısını açtı. Önümüzdeki Patika’da, çuvaldızı kendimize batırmaya başlayacağız. Kentlerin niteliğini, insanları belirler. Çünkü, sahipleri onlardır... Yollarda Şerefine İnsanoğlu Tiyatro dört bir yanda İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Devlet Tiyatrosu'nun temsilleri kentin dört bir yanına yayılıyor. Karşıyaka Ragıp Haykır Sahnesi'nde “Jean D'arc'ın Öteki Ölümü” sahneleniyor. Oyun, bugün ve pazar günü saat 20.30, yarın 14.00 ve 20.30'da tiyatro severlerle buluşacak. Konak Melek Öktem Sahnesi'ndeki “Yollarda”nın temsil gün ve saatleri de aynı. Bu sahnede pazar günü saat 11.00 ve 14.00'da “Sakarca” adlı çocuk oyunu da sunuluacak. Sabancı Kültür Merkezi'nde de “Şerefine İnsanoğlu”, yarın 14.00 ve 20.30'da sahnelenecek. halukisik@gmail.co m KARACA “Nefes Vatan Sağolsun” 11.30, 14.00, 16.30, 19.00, 21.15, “Kurtlar Vadisi: Gladio” 11:3013:3015:3017:3019:3021.30 “Köfte Yağmuru” 11.00, 13.00, 15.00, 17.00, 19.00, (CCmt) 21.00, “Nefes” 10.30, 13.00, 15.45, 18.30, 21.15, “2012” 11.15, 14.30, 18.00, 21.30, (CCmt) 23.45 AGORA BALÇOVA “Nefes” 11.00, 13.45, 16.30, 19.15, 22.00, “Bornova Bornova” 11.00, “Alacakaranlık” 11.00, 12.30, 13.45, 15.15, 16.30, 18.00, 19.15, 20.45, 22.00 (CCmt) 23.30, “Kurtlar Vadisi: Gladio” 11.00, 12.15, 13.15, 14.30, 15.30, 16.45, 17.45, 19.00, 20.00, 21.15, 22.15 (CCmt) 23.30, “Yeni Yıl Şarkısı” 11.00, 13.00, 15.15, 17.30, 19.45, 22.00, “2012” 11.15, 14.30, 17.45, 21.00, “Kolpaçino” 12.15, 14.30, 16.45, 19.00, 21.15 (0 232 278 10 10) CINECITY KİPA/ÇİĞLİ “Nefes” 11.00, 13.30, 16.15, 19.00, 21.45, (CmCmt) 00.30, “Kurtlar Vadisi: Gladio” 10.45, 11.30, 12.15, 13.00, 13.45, 14.30, 15.15, 16.00, 16.45, 17.30, 18.45, 19.00, 19.45, 20.30, 21.15, 22.00, (CCmt) 22.45, 23.30, 00.15, (0232 386 58 88) BORNOVA BATI “Kurtlar Vadisi: Gladio” 11:00 13:00 15:00 17:00 19:00 21:00 (CmCmt) 23:00 AFM FORUM BORNOVA “Kurtlar Vadisi: Gladio” 11.30, 12.45, 14.00, 15.15, 16.30, 17.45, 19.00, 20.15, 21.30, (CCmt) 22.45, 00.00, “Yedi Kocalı Hürmüz” 10.40, 13.00, 15.40, 16.30, 21.20, (CCmt) 00.00, “Alacakaranlık” 10.30, 13.10, 16.00, 18.50, 21.45, (CCmt) 23.45, SİNEMA KAMPÜS “İki Dil Bir Bavul” gösterimde. URLA HAKAN ÇEKEN “Kurtlar Vadisi Gladio” 11.00, 13.00, 15.00, 17.00, 19.00, 21.15 (0232 754 40 10) C M Y B C MY B KÜLTÜR MERKEZİ