Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 SPOR GÜNDEMİ 16 EKİM 2009 CUMA Zor Günler... NÜVİT TOKDEMİR Bank Asya 1. Ligi'nde sezonu ekonomik anlamda kör topal sürdüren İzmir takımları, yardım çağrılarını yineliyor. Altay, Bucaspor ve Karşıyaka yönetimleri futbolcu alacakları bir yana kulüplerinin genel giderlerini karşılarken bile zorlandıklarını hemen her gün dile getirir oldular... Bu bir anlamda "iflas bayrağı"nı çekmiş şirketlerin, "bakın ben göz göre göre gidiyorum, bir el veren yok mu?" çığlığıdır aslında. "Bir kurtaran çıksa da, ayakta durabilsek" çağrısı da diyebiliriz. Peki söz konusu çağrılar yanıt bulabilir mi? İzmir uzun soluklu lig maratonunda adı geçen kulüplere nasıl çıkacak? Bir başka deyişle, Süper Lig isteniyorsa İzmir'in varsılları bu yarışta ne tür destekler sağlayabilecekler? Öncelikle sorunun çözümü için bir asırlık tarihi yakalamış kulüplerin kendi camiaları içinde bir devinim yaratmaları gerektiğini yıllardır söylüyoruz. Ancak, yine yıllardır yönetim kurullarını bir kaç "paralı yönetici"yle donatıp, uzaktan izlemeyi bir yöntem olarak seçmiş camiaların çözümsüzlük yarattığı yadsınmaz bir gerçektir. Bu bağlamda gerek Altay, gerekse Karşıyaka'nın camia büyüklerinin sessizliği ilginçtir. Yılların getirdiği yılgınlıkla bugün onlarca milyonluk borç içinde çırpınıp duran kulüplerine uzak durma eğilimleri belki doğal karşılanabilir ama getirisi olacak bir şampiyonluğa şu dönem için destek vermeleri de sağlanabilir. Yine Altay ve Karşıyaka camialarının büyükleri için düşünülmesi gereken bir durum, Süper Lig'e çıkacak takımlarının önümüzdeki yıllar için atmış olacakları adımlardır. Böylesi bir ortamda kulüp içinde ve çevresinde yaratılacak devinim, yandaş kitlesinin de katılımıyla üst düzeyde tutulabilir. Bu noktada her şey camia büyükleriyle yönetimlerin el ele vermesinden, ortaya hiç olmazsa bu sezon için gerçekçi yaklaşımların, projelerin konulmasından geçiyor. "Söz konusu neden Altay ve Karşıyaka'dır?" diyenleriniz çıkabilir. Bucaspor'u bu dileklerin ve öneri zincirinin dışında tuttuğumuz elbette ki düşünülemez. Onların bir farklılığı olduğu düşüncesiyle büşkü türlü ele alınması gerektiğinden yanayım. Hemen her ortamda çabuk toparlanabilir, destek bulabilir ve yönetimini bu doğrultuda oluşturabilir yapıya sahipler. Zaman zaman zorluklarla karşılaşabiliyor, ayrılıklar yaşıyor, takım içi sıkıntıları büyüyor olsa da her nasılsa iç yapılarında çözdükleri görülüyor. Altay lig ikincisi; Bucaspor beşinci; Karşıyaka ise yedinci sırada... Böyle bir görüntüde İzmir için Süper Lig kapısı aralanmıştır; kimi yöneticilerin söylediği gibi "ışık ufukta görülmüştür"... Peki ne istiyor yöneticiler: "Para... Destek... Ne olursa olsun para..." Çağrı büyürken, söz dönüp dolaşıp İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'na, kentin sanayi ve ticaret odalarının başkanlarına geliyor. Kocaoğlu'nun geçtiğimiz sezon puan ya da puanlar için verdiği prim uygulamasını yeniden başlatması; odaların hiç olmazsa bilet alarak destek sağlaması kendilerini ayakta tutacakmış gibi... Geçmişte salt İBBB'nın verdiği ekonomik desteği biliyoruz. Bugün Sayın Kocaoğlu ne düşünüyor, şu an için bilemiyoruz. Ne var ki, prim desteği sağlayacağı yakın çevresinden gelen haberler arasında. O da, takımların bir noktaya gelmesini bekliyor. Başarılı takımlara destek olmanın daha etkin bir yol olduğunu düşünüyor olmalı. Doğrusu da budur... Geçmişte yaşananları unutmamak; İzmir'in 3. Lig takım yandaşlarının tribünlerde belediye ve Kocaoğlu aleyhine attıkları sloganları anımsamak gerekiyor. Her kulüp kendi camiası içinde bir hareket yaratsın, sonra yaygın bir destek gelir umudundayım. Yoksa, bu günler çok zor geçecek, çok zor... SAHNE LATİN, SOFRA İTALYAN... OĞUZ YILDIZ Alsancak'ın yeni mekanlarından Bistrom, sıradışı müzik performanslarıyla konuklarına eğlenceli anlar yaşatıyor. Özellikle Caz ve Latin ezgilerinin duvarlarında yankılandığı mekan, İtalyan mutfağıyla da dikkat çekiyor. Mekanı “özel” kılan unsurlardan birisi de, Gipsy Kings'e davuluyla eşlik eden Tekin Altın'ın sahne alması. Çarşamba geceleri Bistrom'da performansını sergileyen Altın, öğrencilik yıllarında gitara merak salmış, ancak öğretmeni onu bateriye yönlendirmiş. Böylelikle müziğe adanan bir yaşama adım atmış. 70’lerde Ankara’da İktisadi Bilimler Akademisi’nde eğitim görürken, okulu bırakıp yurtdışına çıkmış. Amerika, Almanya derken, caz ve latin müziğinin ünlü isimleriyle çalışmış. Konserler, performansların ardından ‘gerçek’ Gipsy Kings’in üyeleri Los Reyes ailesiyle tanışır. Pek çok ülkede verdikleri konserlerde grubun davuluna ses verir. Uzun yıllar dünyanın pek çok ülkesinde Gipsy Kings üyeleriyle konserler veren Altın, aralarında Nippy Noya, Robin Jones gibi Latin müziğinin usta isimleriyle de çalışır. Altın, son olarak geçen yıl Gipsy Kings’in Çeşme’de verdiği konserde yine grubun “vurmalılar”ında yer alır. Altın'ın tınıları, şimdi Bistrom'da yankılanıyor. Kendisi de klasik piyano çalan mekanın işletmecisi Metin Kap, kaliteli müziğe kaliteli hizmetin eşlik etmesi gerektiğini söylüyor. Kap, “Mekanımızda ağırlıklı olarak İtalyan mutfağına yer veriyoruz. Ülkemizin tanınmış şeflerinden Mehmet Gürs tarafından yetiştirilmiş aşçılarımızla konuklarımıza kırmızı etten, deniz mahsullerine kadar sayısız seçenek sunuyoruz” diyor. Mekanın Hakla İlişkiler Sorumlusu Ece Türkmut da, Amerika, Atina ve pek çok ülkede latin dansları, salsa ve Arjantin tango dersleri alan ve “hocalık” da yapan birisi. Türkmut, güzel bir sinerji oluşturduklarını belirterek, “Gerçek Küba müziği ve latin caz dinlemek isteyenleri bekliyoruz” diyor. Siz de ‘davulun sesi uzaktan hoş gelir sözünü’ yalanlarcasına çaldığı enstüramınıyla Tekin’i dinlemek, farklı ambiyansıyla ve “kırmızı tentesi”yle İzmir’e bir renk daha katan bu mekanı ziyaret edip, yeni bir tecrübeye imza atabilirsiniz... (421 33 54) n.tokdemir@hotmail.com 1 Ekim’de yürürlüğe giren uygulamada sıkıntılar sürüyor Tahsilata ‘zorunlu’ katılım İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, 1 Ekim’de yürürlüğe giren sağlıkta katkı payı uygulamasının yurttaşları mağdur ettiğini belirterek, “Hasta eczaneye geldiğinde, reçeteyi bilgisayara girdiğimizde hastanın geçmişe yönelik ödenmemiş katılım payları çıkıyor. Hasta ilaç parası kadar katılım payı ödüyor. Bu sorun bir an önce çözülmeli” dedi. Sağlıkta 1 Ekim’den itibaren zamlı katılım payı ödenmeye başlanmasının ardından, hastalardan geriye dönük tahsilat yapılıyor. İlaçlarını alırken 100 liraya ulaşan muayene katılım payı ücreti çıktığını bildiren hastalar, toplu tahsilata tepki gösterdi. İzmir Eczacı Odası Başkanı Sayılkan da, uygulamanın bütçe açığını kapatmak amacıyla başlatıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Şimdi hastalara 2008’deki borçları da çıkartılıyor. Biz sadece devlet adına bu ücretleri tahsil ediyoruz. Bu parayı hastalardan alamazsak, devlet bizden kesiyor. Hastalarla eczacılar arasında sert tartışmalar yaşanıyor. Örneğin bir hastanın reçete bilgilerini bilgisayara girdiğimizde geçmişte 10 defa hastaneye gitmiş görünüyor. Hasta tabi ki hatırlamıyor. Peki biz bunu hastaya nasıl belgeleyeceğiz. Bazı hastalar, ‘Ben bu kadar çok hastaneye gitmedim, bir yanlışlık var’ diyor. İşin içerisinden nasıl çıkacağımızı bilmiyorum. Sosyal Güvenlik Kurumu bu sorunu acil olarak çözmeli” C M Y B C MY B