Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 K O N U K 16 EKİM 2009 CUMA Dostluk, Ama Nasıl? Prof. Dr. MUSTAFA KAYMAKÇI İzmir ve çevresinde Rodos ve İstanköy adası kökenli çok sayıda Türk yaşar. Bunların çoğunun adalarda kalan akrabaları vardır. Onları görmek için Yunanistan İzmir Konsolosluğu’ndan vize talebinde bulunduklarında doğum yerleri nedeniyle akla hayale gelmeyecek zorluklarla karşılaşırlar. Ancak bu zorlukların düzeyini çevrelerine bir türlü anlatamazlar. Bırakınız Rodos ve İstanköy doğumlu olanları, Türkiye doğumlu insanlarımız bile Yunanistan’dan binbir zorluklarla vize alabilirler. Gazeteci arkadaşımız Asuman Abacıoğlu, 25 Eylül 2009 tarihli Cumhuriyet Ege’de başına gelenleri şöyle anlatıyor; “Vize talebinde bulunduğumuzda onur kırıcı bir şekilde kredi kartı ekstrelerinizi, maaş bordrolarınızı, özel belge ve bilgilerinizi isterken, size az gelişmiş bir ülke vatandaşı olduğunuzu altını çizerek hatırlatıyorlar. Bu da yetmiyor; sizi de görmemiz lazım denilerek işinizi gücünüzü bırakıp ayaklarına kadar gidip arzı endam etmeniz gerekiyor” ve “İki ülke arasında karşılıklı el sıkışmalar, ortak düzenlenen etkinlikler, heyetlerin güleryüzle yan yana verdikler fotoğraflar bir aldatmaca mıydı?” diye soruyor. Abacıoğlu, TürkYunan ilişkilerini “Tek Taraflı Bir Aşk” olarak nitelendiriyor. Abacıoğlu’nun değerlendirmesine katılıyorum. Kimilerimiz, tek taraflı bir aşk yaşadığımızın farkında olsa bile ticaretin yoğunlaştırılmasıyla bunun iki yanlı aşka dönüştürülebileceğini düşünüyor. Bununla birlikte, TürkYunan ilişkilerine gerçekçi gözle bakmakta yarar var.Yunanistan’da hala Türk düşmanlığı devam ediyor. Yunanlı politikacılar bunu kullanıyorlar. Düşmanlık iki temelden besleniyor. Yunanlılarda, bir yandan Türkler’e karşı yüzlerce yıl Osmanlı egemenliğinde yaşamış olmaktan kaynaklanan olumsuz düşünceler var. Bir yandan da Avrupamerkezci yaklaşımın ileri sürdüğü uygarlığın beşiği oldukları inancı devam ediyor. (Bu görüşün çoktan çürütülmüş olduğunun farkındalığında değiller. Bakınız Hobson J.M, 2008, Batı Medeniyetini Doğulu Kökenleri, YKY Yayınları, 2453). Bunların getirdiği düşünceler ışığında Türklere karşı düşmanlıkdostluk, nefretsevgi, aşağılık kompleksiüstünlük kompleksi gibi yaklaşımlar harman olmuş durumda. Taze bir örnek verelim; Yunanistan’da 4 Ekim 2009’da seçimler olacak. Seçimlerin iki lideri Türkiye üzerinden puan toplamaya çalışıyorlar. Geçenlerde TV’de bu doğrultuda Annan Planı üzerinde de ilginç bir tartışma yapıldı. Karamanlis, Annan Planı’na Rum halkının hayır demelerini sağlamak için çalıştıklarını söyledi. Oysa, o günlerde Türkiye’de kimi çevreler ve Kuzey Kıbrıs Türk halkı Annan Planı’na “evet” dememiş miydi? Bir başka örnek İzmir’i ilgilendiriyor. Büyükşehir Belediyesi 2oo6 yılında Selanik’i kardeş şehir olarak kabul ederken Selanik Belediyesi “Sözde Pontus Soykırımı Anıtı’nı” dikmişti. Yunanistan Cumhurbaşkanı dahil, Karamanlis ve Papandreu da anıtın dikilişine destek vermişlerdi. Sanırım yakın günlerde bu konuyu, uluslararası arenaya da getireceklerdir. Önce şu konuyu hatırlatalım; Dostluk karşılıklı gelişir. Bu kapsamda Rodos, İstanköy adaları ile Batı Trakya’da yaşayan Türkler’in kültürel kimliklerinin korunmasında önemli sorunlar olduğunu, Osmanlı mimarisinin hoyratça yok edilmek istendiğini, yapılan onarımların göstermelik olduğunu bilelim. Yunanistan’ın her platformda Türkiye’yi zor durumda bırakmak için çalıştığını aklımızdan çıkarmayalım. Bu bilgilendirme kapsamında Türk Yunan ilişkilerini geliştirmek için de çalışalım. Şunu bilelim; Yunan halkında Türkler’e karşı olumsuz yargılarını silmek dostluğun kurulmasında birinci koşuldur. Bu doğrultuda Yunanistan ile öğrenci değişiminden kültürel ilişkilere kadar her türlü toplumsal etkinlikleri sürdürelim. Bunların sonucunda Yunanlı komşularımız Türk dostluğunun kendilerine yarar getireceğini göreceklerdir. Başka çaremiz yoktur. Aksi durumda bir yanda rakıuzo kadehleri karşılıklı şerefe kaldırılacak, diğer yandan da iki komşu silahlanmaya devam edecektir. Bir yeni haberle yazımızı sonlandıralım; Yunanistan geçtiğimiz günlerde Fransa’dan uzun menzilli silahlar almış. Acaba bunlar kime karşı konuşlandırılacak? Türk yurtseverleri, bunun emperyalist ülkelerin bir oyunu olduğunu söylüyor. Ya Yunan aydınları ne diyor? Henüz görüşlerini öğrenemedik. Büyükşehirin yapım programına aldığı 5 çöp transfer istasyonundan ikincisi Urla'ya yapılacak Transfer sırası Urla’da İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yatırım programına alınan 5 çöp transfer istasyonundan biri devreye girdi, biri için de 20 Ekim'de ihaleye çıkılacağı bildirildi. Belediyeden yapılan açıklamaya göre Gümüldür, Urla, Kemalpaşa, Selçuk ve Menemen'de çöp transfer istasyonu planlandı. Bunlardan Gümüldür'deki istasyon, geçtiğimiz günlerde faaliyete geçti. Böylelikle Gümüldür'ün yanı sıra Özdere, Ürkmez, Doğanbeyli ve Seferihisar’dan toplanan çöpler, önce transfer istasyonuna, Urla'daki çöp transfer istasyonuna bulunduğu ilçenin yanı sıra Güzelbahçe, Seferihisar ve Yelki'nin çöpleri aktarılacak. ardından da TIR'larla düzenli depolama alanına taşınıyor. Yapım ihalesi gerçekleştirilecek olan Urla çöp transfer istasyonuna ise Urla, Güzelbahçe, Seferihisar ve Yelki’den toplanan çöpler aktarılacak. Büyükşehir belediyesinin programında üç transfer istasyonu daha bulunuyor. Kemalpaşa, Selçuk ve Menemen'de de benzer istasyonlar kurulacak. Kemalpaşa’dakine Ören, Armutlu, Bağyurdu, Ulucak ve Kemalpaşa’nın çöpleri taşınacak. Selçuk'takine ilçenin çöpleri, Menemen Türkelli'de yapılacak olan transfer istasyonu da Aliağa ve Foça’nın çöpleri taşınacak. Menemen ve Selçuk'ta proje çalışması yapıldığı, Kemalpaşa'da ise transfer istasyonu için yer arandığı bildirildi. Belediyeden yapılan açıklamaya göre son dönemde, sınırlara sonradan dahil edilen ilçelerdeki düzensiz çöp döküm sahaları kapatıldı. Çevre sağlığı açısından uygun olmadığı için Menemen, Urla, Gümüldür, Özdere, Bayındır, Subaşı, Karakuyu, Pancar, Ayrancılar, Yazıbaşı, Canlı ve Çırpı, Yukarı Kızılca, Ören, Bağyurdu, Emiralem, Gerenköy, Seferihisar, Helvacı, Ulucak ve Ürkmez’deki 21 düzensiz çöp döküm sahası kapatılırken, bu yerleşim birimlerinden düzenli toplanan çöplerin, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilen transfer istasyonlarına ve depolama alanına yönlendirilmesi sağlandı. C M Y B C MY B